Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/296 Esas
KARAR NO : 2023/799
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 15/05/2022
KARAR TARİHİ : 11/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında 15/10/2021 tarihinde … Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede satıcı alıcı olan müvekkiline 10 farklı ürünü ( bazıları hediye olmak üzere ) toplamda 170.000,00-TL bedel karşılığında sattığını, bu sözleşmenin imzası sırasında dolar kurunun 8.5 TL olup hesaplamaların dolar kuru üzerinden yapılarak TL’ye çevrildiğini, sözleşme gereği teslim edilmesi gereken 1 Nolu ürünün bedelinin de 10.000 USDx8.5 TL = 85.000 TL olarak belirlendiğini, sözleşme uyarınca tüm ürünlerin 24/10/2021 tarihinde teslim edilmesi gerekmekteyken ürünlerin geç teslim edildiğini, son ve en önemli ürün olan sözleşmenin 1. Fıkrasındaki ürün olan 1200 … Soğutmalı ürün ise sözleşme tarihinden 2 ay sonra 15/12/2021 tarihinde teslim edildiğini, halen daha teslim edilmeyen parçalarının mevcut olduğunu, 3. Fıkrada yazılı ürünün 15/12/2021 tarihinde teslim edilse de ilk kullanmaya başlama süresi kurulum işlemleri sebebiyle Ocak ayını bulduğunu, bu ürün sebebiyle müşterilerden sık sık şikayetler geldiğini, sık sık memnuniyetsizlikler bildirildiğini ve başlatılmış işlemlerin yarım kaldığını, bunun nedenini merak eden müvekkilinin, cihazın yeterli güce sahip olup olmadığını davalıya sorduğunda davalı tarafından ayıp gizlenerek ürünün sözleşmedeki ürün olduğu beyan edildiğini ve hatta ürüne ait olduğunu iddia ettiği sertifikaları ve ürünün künyesini whatsapp üzerinden müvekkiline gönderildiğini, müşterilerin lazer epilasyon konusundaki şikayetlerinin artarak devam etmesi ve hatta anlaşılan seanslarını iptal etmesi sebebiyle müvekkili tarafından 13/03/2022 tarihinde bilirkişi, teknik servis eşliğinde cihazın ölçüldüğünü ve incelendiğini ve rapor beklendiğini, bu inceleme sonucunda düzenlenen raporun 16/03/2022 tarihinde müvekkiline sunulduğunu ve cihazın sözleşmede yazan 1200 W Özellikteki cihaz değil 200W özellikte cihaz olduğunu, bu cihazın 200W çıkış gücüne sahip olduğunun anlaşıldığını ve bilirkişi raporunda da bu gizli ayıbın ortaya çıkarıldığını, kısacası anlaşılan cihazın 1200 W özellikte olmasına rağmen gönderilen cihazın 200W gücünde olduğunu bu gizli ayıp 16/03/2022 de öğrenilince hemen 17/03/2022 de satıcıya ihtarname gönderildiğini, aynı zamanda sözleşmenin 2. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan hediye başlığın da bunca zaman teslim edilmediğini, bundan da başka Garanti kapsamında bulunan ürünler içinde teknik servis çağrılmasına rağmen servisin bir türlü gelip cihazlara bakmadığını, davalı sözleşmenin 6/E maddesinde belirtilen 48 saat içinde müdahale ve 7 gün içinde sorun giderme taahhüdüne de uymadığını, örneğin sık sık arızalan ve 1 Mayıs günü tamamen bozulan … cihazı 13 Mayıs günü tamir edilip teslim edildiğini, tüm bu yaşananlar üzerine davalıya sözleşmenin 7/3 maddesi uyarınca eksiklikleri gidermesi amacıyla sözleşmede yazıldığı üzere ve TTK. 18. Maddesi, TBK. 223/2 Maddesine de uyarak 17/03/2022 tarihinde bu gizli ayıp ile ilgili gerekli ihtarname gönderildiğini, bu ihtarname de eksikliklerin giderilmemesi halinde TBK. 229. Maddesine de uygun olarak sözleşmeden dönüleceği ve gerekli zarar ile tazminatların talep edileceğinin açıkça bildirildiğini, davalının ise bu ihtarnameden sonra eksiklikleri gidermek yerine karşı ihtarname göndermeyi tercih ettiğini, bu ihtarname de ; ürünlerin bir çoğunun 30/10/2021 tarihinde teslim edildiğini hediye büyük başlığın müvekkilince kabul edilmediğini ve küçük başlığın istendiğini bunun ise 10.000 TL olduğunu bunun bedelinin ödenmesine müteakip Küçük başlığın verileceğini müvekkilinin davalıya 66.250 TL borcu olduğunu ve bu borcu ödemediği durumda takibe girişeceğini ihtarnamenin en önemli konusu olan 1200 W üründe yanlışlık olmuşsa bunu gidereceğini beyan ettiğini, bu karşı ihtarnamenin 3. Maddesinde açıkça görüleceği üzere davalının, ürünleri yurt dışından ithal ettiğini, özelliklerin de yurt dışındaki firma tarafından belirlendiğini, davalının edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini ve yetkili teknik servis tarafından gerekli incelemeler yapıldıktan sonra değişim de dahil olmak üzere her türlü sorumluluğun yerine getirileceği beyan edildiğini, yine ihtarnamenin 4. Maddesinde büyük boy başlığı istemediklerini, küçük boy başlığın sipariş verildiğini ve vergiler dahil 10.000 TL ödeme yapılması gerektiği belirtilmişse de bu durumun doğru olmadığını, zira davalı tarafından hiç bir zaman küçük başlığın 10.000 TL olduğunu, siparişinin geçildiğini ve bu borcu ödedikleri takdirde ürünün taraflarına verileceğinin söylenmediğini, görüldüğü üzere sözleşmeye konu makinelerden 1.si olan … Siyah Kasa Su Hava Radyator Soğutmalı makine ile 2.si olan Soğuk Lipoliz cihazlarının ayıplı olduğunu, nitekim Soğuk Lipoliz cihazının 1 Mayıs 2022-13 Mayıs 2022 tarihleri arasında hiç çalışmadığını, son olarak ve son defa 13/05/2022 de çalıştırılarak müvekkiline teslim edildiğini, bu iki ürünün de ayıplı olduğu açık ve net olarak ortaya çıktığını, davalının her ne kadar gönderdiği ihtarname de üründe hata olması durumunda değişeceğini kabul ve beyan etmişse de bu sadece karşı ihtarname de sunduğu cevaptan ibaret kaldığını, zira aynı ihtarname de müvekkiline hatalı verdiği ürünlere rağmen 66.250 TL alacaklı olduğunu beyan etmişse de böyle bir alacağın bulunmadığını, davalının, ihtarname kendisine ulaştıktan sonra 10 gün içinde 2 defa servis gönderdiğini, 1 tanesine de kendisinin de geldiğini burada gerektiğinde ürünü değişeceğini aynı müvekkile gönderdiği ihtarname de olduğu gibi kabul ettiğini fakat ihtarnameye dayalı verilen süreye ise uymadığını ve henüz bu konuda hiç bir adım atmadığını, davalı gönderdiği ürünün 1200 W olmadığını ihtarnamesi ile sabit olacağı üzere kabul ettiğini yine ürünün 10.000 USD karşılığı 85.000 TL olmasına da bir itirazı olmadığını fakat davalı asıl anlaşmazlık olan konuya çözüm bulmak yerine müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ederek durumu zıtlaştırma yönüne gittiğini, davalı ihtarname tarihinden sonra 3-4 defa iş yerine servis göndermesine rağmen de ürünlerin değişimi amacıyla hiç bir adım atmadığını, yine ihtarname tarihine kadar davalı 12 defa servise geldiğini iddia etse de bu rakamın 12 olmadığı gibi bu kadar sık servise gelmiş olmasının asıl sebebinin Sözleşmede satılan 2. Ürün olan soğuk lipoliz cihazı olduğunu, ki bu cihazın arabulucuk görüşmelerinden sonra tamamen bozulduğunu, tekrar tamir edilmesinin ise 13 gün sürdüğünü, müvekkilinin sözleşmenin esaslı unsuru olan bu 2 cihazdan hiç bir şekilde verim alamadığını zaten sözleşmedeki ücretin büyük kısmı olan bu 2 ürünü kullanamadığı gibi müşteri, itibar ve para kaybına uğradığını, teslim edilen cihazların gizli ayıplarla dolu olduğunu, davalının müvekkilinden hiç bir alacağının olmadığını, davalının alacaklı olduğunu konusunun söz konusu olmadığını, davalının küçük başlığı kime sorarak kimle anlaşarak sipariş geçtiğinin belli olmadığını, 12 defa servise gelindiği hususunun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin 5 aylık süreçte uğradığı büyük zararların mevcut olduğunu, sayılan sebeplerle öncelikle 50.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılan satış sözleşmesinin müvekkili tarafından feshinde haklı olduğunun tespiti ile satış sözleşmesinin fesh edilmesine ve bilirkişi incelemesine müteakip satın alınan cihazların iadesine, müvekkilinin davalıya KDV dahil bir borcunun olmadığının sözleşmenin iptali ve faturanın iadesi sebebiyle tespitine, mahkemece müvekkilinin davalıya borçlu olduğu tespit edilirse de müvekkilinin bu dava sebebiyle alacaklı olacağı kısmından mahsubuna, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve ıslah yoluyla arttırılmak üzere şimdilik ürünler için ödenen bedelden şimdilik 50.000,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte, sözleşmesi yapılan ve hizmet verilen fakat verim alınmaması sebebiyle sözleşmesinin iptal edilen müşteriler sebebi ile uğranılan zarardan şimdilik 1.000,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte, sözleşmesi yapılan ve hizmet verilen fakat verim alınmaması sebebiyle sözleşmesini iptal eden müşteriler sebebi ile mahrum kalınan kar kaybından şimdilik 1.000,00-TL ticari faiziyle birlikte, 5 aylık bu süreçte yapılan reklam ve tanıtım giderleri zararından şimdilik 1.000,00-TL’nin ticari faiziyle birlikte, müvekkilinin yeni ürünleri iş bu kez başka firmadan ve çok daha yüksek fiyata alacak olması sebebi ile sözleşme ile alınacak ürün arasındaki fark olan gerçek zarardan şimdilik 1.000,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte, işbu sebeplerle uğranılan manevi zarar sebebiyle şimdilik 10.000,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar gerçeği yansıtmadığı gibi, haksız kazanç çabası içerisindeki taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın haksız kazanç elde etme gayesi ile hareket etmekte olduğunu, bu hususta usul ve yasayı yok saymaktan da çekinmemekte olduklarını, taraflar arasında imzalanan ne sözleşmede ne de düzenlenen faturada dolar kuru üzerinden bir mütabakat söz konusu olmadığını, davacı tarafın iş bu talebinin hukuki dayanağının anlaşılamadığını, davacının taraflarınca gönderdiği ihtarnamede söz konusu cihaz bedelinin 10.000 USD karşılığı 85.000 TL olduğu iddiasına itirazlarının olmadığını iddia ettiğini, ihtarnamedeki gayri ciddi iddianın gerekli görülüp cevaplanmamış olmasının davacı tarafça kazanılmış bir hak olarak yansıtılmaya çalışılması davacı tarafın hukuki anlayışının bir sonucu olduğunu, davacı tarafça sözleşmede yer alan 1 nolu ürünün bedelinin 85.000,00-TL olduğu iddia edilmiş ise de söz konudu iddianın da dayanağının bulunmadığını, zira taraflarca 10 adet ürünün satışı hususunda satış sözleşmesi imzalanmış olup, söz konusu ürünlerin satıl bedellerinin ekte sunulan faturalarda belli olduğunu, faturalardan anlaşılacağı üzere 85.000,00-TL değil, 60.000,00-TL olduğunu, ayrıca söz konusu cihazın bedelinin USD değil TL olarak davacı tarafın kur artışından dolayı haksız kazanç elde etme çabasının kabul edilemez olduğunu, davacı 24/10/2021 tarihinde teslim edilmesi gereken ürünlerin geç teslim edildiğini, satışı yapılan 1. Fıkradaki ürünün ise sözleşme tarihinden yaklaşıl 2 ay sonra 15/12/2021 tarihinde teslim edildiğini iddia ettiğini, dava konusu cihazlar – 1 nolu cihaz hariç – davacı tarafın talebi üzerine geç teslim edilmiş iken, gelinen aşamada davacı tarafın bu hususu müvekkilinin kusuru gibi göstermeye çalışması dürüst davranma ilkesine aykırı olup bu hususun takdirininin mahkemeye bırakıldığını, bununla birlikte pandemi şartları nedeniyle tedarikte sorun yaşanması nedeniyle sadece lazer epilasyon cihazı sözleşmedeki süresinde teslim edilememiş olduğunu, bu süreçte davacı tarafın mağdur olmaması için söz konusu cihazın yerine daha yüksek güçte ve özellikte bir epilasyon cihazı geçici olarak davacı tarafa verildiğini ve geçici olarak verilen cihazın davacı tarafça yoğun şekilde kullanıldığını, söz konusu cihaz temin edildikten sonra, kurulumu yapılarak davacı tarafa teslim edildiğini, tüm bu sürecin taraflar arasındaki yazışmalar ile sabit olduğunu, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın tüm dava dilekçesindeki iddiaları adeta bir algı yaratma çabasından ibaret olduğunu, taraflarınca gönderilen ihtarnamede ayıbın kabul edildiği sonucuna nasıl varıldığının anlaşılamadığını, ihtarname incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili tarafından son derece iyi niyetli olarak, cihazın ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde yasal sorumluluklarını yerine getireceğinin taahhüt edildiğini, ancak bu durumın bile davacı tarafça farklı yansıtılmaya ve sanki malın ayıplı olduğunun kabul edildiği sonucu yaratılmaya çalışıldığını, müvekkilinin dava konusu cihazın satıcısı olup cihazın özellikleri üretici firma tarafından belirlendiğini, bu nedenle cihazın ayıplı olup olmadığının müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını davacı tarafça gönderilen ihtar üzerine verilen cevapta cihazın ayıplı olması halinde yasal sorumlulukların yerine getirileceğinin beyan edildiğini, ancak daha sonra yapılan incelemede, davacı tarafça ayıplı olduğu ve kullanılamadığı iddia edilen cihazın çok yoğun bir şekilde kullanıldığı ve halen kullanılmaya da devam edildiğinin tespit edildiğini , mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi akabinde de cihazla gerçekleştirilen atış sayılarına bakıldığında cihazın ne kadar yoğun kullanıldığının rahatlıkla anlaşılacağını, söz konusu cihazların resmi yollarla ithal edildiğini, cihazların CE belgesinin olmamasının hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede belirtildiği üzere dava konusu cihazların bedelinin KDV hariç 170.000,00-TL olduğunu müvekkili tarafından kesilen faturadan da anlaşılacağı üzere cihazların KDV’li fiyatının 210.512,00-TL olduğunu, davacı tarafça sadece 170.000,00-TL ödendiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi istenirse fatura kesileceği yönündeki beyanının ise anlaşılmasının güç olduğunu, zira yasal mevzuat gereği fatura kesilmesinin zorunlu olup bu hususun tarafların iradesine bağlı olmadığını, kaldı ki, taraflar arasındaki sözleşmede de bu şekilde hüküm bulunmadığını, arz edilen nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…’ne müzekkere yazılarak Davalı … Tc No’lu 23/04/1983 doğumlu …’ ın , Vergi Usul Kanunu 176. ve 177. Maddeleri gereğince 1. Sınıf tacir olup olmadığı, bilanço usulüne göre defter tutup tutmadığı, tacir mi esnaf mı olduğu, tacir ise hangi defterleri tuttuğu hususunda kayıtlarının çıkartılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Davalı … Tc No’lu 23/04/1983 doğumlu …’ ın , Vergi Usul Kanunu 176. ve 177. Maddeleri gereğince 1. Sınıf tacir olup olmadığı, bilanço usulüne göre defter tutup tutmadığı, tacir mi esnaf mı olduğu, tacir ise hangi defterleri tuttuğu hususunda kayıtlarının çıkartılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 17/03/2022 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir örneğinin tebliğ evrakları ile birlikte mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 25/03/2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir örneğinin tebliğ evrakları ile birlikte mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Davalı Tanığı … … Tc Kimlik Numaralı mahkememiz salonuna getirtilip yemini yaptırılarak dava konusu olay ile ilgili bilgi ve görgüsü sorulmuştur.
Davalı Tanığı … … Tc Kimlik Numaralı mahkememiz salonuna getirtilip yemini yaptırılarak dava konusu olay ile ilgili bilgi ve görgüsü sorulmuştur.
10/07/2023 tarihinde elektrik mühendisi bilirkişisi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, satış sözleşmesinde ayıplı olduğu iddia edilen ürünler sebebiyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi, maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taralar arasında 15/10/2021 tarihli satış sözleşmesi bulunmaktadır. Satış sözleşmesinin incelenmesinde 10 adet farklı cihazın satış konusu olduğu görülmüştür. Davacı taraf bu sözleşmeye konu lazer ve soğuk lipoliz cihazının ayıplı olduğunu öne sürerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmak için dava çatığını beyan etmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ayıplı olduğu öne sürülen ürünlerin 15/12/2021 tarihinde davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.
TTK md. 23 uyarınca ticari satışlarda ayıp sebebiyle muayene ve ihbar külfeti için 2 ve 8 günlük süreler öngörülmüştür. Tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğünün bir görünümü olan bu düzenleme uyarınca, davacı alıcı tacirin ürünlerin teslimi üzerine açık ayıpları 2 gün içinde ihbar etme ve gizli ayıpları da 8 gün içinde ürünü inceletip ihbar etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Aksi halde ürünler kabul edilmiş sayılır ve ayıptan doğan haklar kullanılamaz. Somut olayda 10/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda lazer cihazının 300W gücünde olduğu, cihazın üzerinde bulunan etiketinde 300W gücünde olduğunun belirtildiği, ürünün sözleşmede belirtilen nitelikte olmadığı; ayıplı olduğu iddia edilen soğuk lipoliz cihazının ise, ayıplı olmadığı tespit edilmiştir.
Lazer cihazının etiketinde 300W gücünde olduğunun yazdığı anlaşıldığından, cihazın gücüne ilişkin gizli ayıbın var olmadığı, ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bu hususta davacının, ürünü teslim aldıktan sonra davalıya sorması yeterli değildir. Davacının ürünü gerekli şekilde test ederek gücünü saptaması ve 2 günlük süre içinde ihbarda bulunması gerekmektedir. Somut olayda davacının üzerine düşen bu yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşıldığından, ürünü bu haliyle kabul ettiği ve ayıptan doğan sorumluluğa başvuramayacağı sonucuna varılmıştır.
Soğuk lipoliz cihazının ise, ayıplı olmadığı tespit edildiğinden bu ürüne ilişkin ayıp iddiası yerinde değildir. Davacının satış konusu 2 ürünün ayıplı olmasına rağmen tüm sözleşmeden dönmek istemesi de dürüstlük kuralına aykırı bir tutumdur. Zira sözleşmenin ve faturanın incelenmesinde; ayıplı olduğu iddia edilen 2 ürünün değerinin toplam fatura bedelinin yarısı kadar olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir durumda tüm sözleşmeden dönmek hakkaniyetli bir tutum değildir.
Davacının ayıplı ürünler sebebiyle uğradığını iddia ettiği kâr kaybı ve reklam masraflarından oluşan diğer maddi tazminat talebinin incelenmesinde; lazer cihazının davacı tarafından teslim edildiği şekilde kabul edildiği ve soğuk lipoliz cihazının ayıplı olmadığı gözetildiğinde, davacının bu ürünlerin kullanılması sebebiyle yaşanan müşteri kaybından davalının sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Yapılan reklam masraflarına ilişkin de somut bir delil dosyaya sunulmamıştır. Manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde de, davacının somut olayda manevi bir zararının doğmadığı, ticari itibar kaybı yaşamadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, lazer cihazının ayıplı olmasına ilişkin 2 günlük ihbar süresinde ayıbın bildirilmemesi ve soğuk lipoliz cihazının ayıplı olmaması sebebiyle davacının sözleşmeden dönme, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.564,26-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 35.677,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/12/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır