Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/256 E. 2023/398 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/256 Esas
KARAR NO : 2023/398
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı müvekkili tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait, dava dilekçesi ve delil listesi ekinde sunulan listede belirtilen muhtelif plakalı araçlar ile gerçekleştirilen ihlalli geçişler nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla ….İcra müdürlüğü’nün 2020/… Esas Sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri, davalıya tebliğ edildiği, borçlu davacı müvekkile hiç bir borcu bulunmadığı gerekçesi ile davacı müvekkil şirkete borcu olmadığını öne sürmek suretiyle borcun tamamına itiraz ettiği. itiraz konusu alacak hakkında takibin devamı amacıyla işbu dava ikame edildiği, davalı takipte, davacı müvekkili şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile asıl alacağa ve ferileri bakımından takibe itiraz ettiğini beyan ederek takibi durdurduğu, bu doğrultuda ihlalli geçiş vakıasına itiraz etmemiş olduğu, alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili mahkemeler olduğunu, İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borçlu için takip hususunun HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağını, müvekkili şirket tarafından işletilen otoyolun, geçiş bedeli karşılığında kullanması hususunda, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, kullanıcılar bu 15 günlük süre içerisinde sadece geçiş ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, ilk 15 günlük cezasız sürenin dolmasını müteakip ihlalli geçiş anında tahakkuk eden geçiş ücretinin 4 katı tutarında ceza muaccel hale geldiğini beyan ve gerekçelerle davalının ….İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve lehimize vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 29/04/2022 tarihli cevabı ile davaya konu … plakalı araçların 30/08/2019-04/11/2020 tarih aralığı ve takip eden 15 günlük süreye ait … abonelik bilgisi ve banka geçiş hareketlerini göndermiş olduğu, … plakalı araca ait … abonelik kaydının olmadığının bildirilmiş olduğu görüldü.
… nin 05/05/2022 tarihli yazı cevabı ile davaya konu … ve … plakalı araçların 30/08/2019-19/11/2020 tarihleri arasındaki … bakiye hareketlerinin göndermiş olduğu, …plakalı ar acın … ürününe dorse plakası olarak tespit edilmiş olduğunun bildirilmiş olduğu görüldü.
…’nin 18/05/2022 tarihli yazı cevabı ile davaya konu … plakalı araçlara ait sahiplik bilgilerinin gönderilmiş olduğu görüldü.
…. İcra Müdürlüğü’nün 25/10/2022 tarihli yazı cevabı ile 2020/… esas sayılı dosyasında ilk ödeme emri 15/04/2021 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ olduğunun, borçlu vekili 26/04/2021 tarihinde itiraz ettiğini, alacaklı vekilinin TK.21/2 talebi üzerine yeniden ödeme emri gönderilmiş 10/09/2021 tarihinde tebliğ olduğunu, yine alacaklı vekilinin talebi üzerine 03/05/2022 tarihinde bu kez borçlu vekiline ödeme emri tebliğ olduğunu ve borçlu vekili 09/05/2022 tarihinde evvelce yapılan itirazını tekraren bildirildiğini, itiraz dilekçeleri alacaklı vekiline masrafı karşılanmadığından tebliğ edilemediğinin bildirilmiş olduğu görüldü.
GEREKÇE:
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Somut olayda takip sebebi ihlalli geçişe dayanmaktadır. Ücretli otoyollardan geçiş sözleşme sorumluluğu doğurmaktadır. Davalı borçlu, ücretli otoyoldan geçerek geçiş ücretini ödeme borcunu yüklenmiş olur. 6001 sayılı Kanun’un 30/5. maddesi “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Bununla birlikte, bu maddenin yedinci fıkrasına tabi olmak üzere ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlerden, ödemekle yükümlü oldukları geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin bir katı ceza tahsil edilir. Ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beşinci günden sonra ise geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte dört katı tutarında ceza, araç sahibine ücret toplama sistemlerinde tanımlı olan bilgiler doğrultusunda, en az on beş gün önceden kısa mesaj, e-posta, ihbarname, e-devlet bildirimi vb. yöntemlerinden en az biriyle bilgi verilir. Bu tutar genel hükümlere göre tahsil edilir.” şeklindedir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre geçiş tarihinden itibaren 15 gün içinde geçiş ücretini ödeyen kişiler hakkında ceza uygulanmaz.
İhlalli geçişlere ilişkin açılan davalar hizmet sözleşmesine dayalı bir para alacağına ilişkin olması sebebiyle TBK md. 89 ve HMK md. 10 hükümleri uyarınca yetkili mahkeme belirlenir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca ücretli otoyollardan geçiş yapan kişiler, geçiş ücretini ödemekle yükümlü olup, ödemenin yapılıp yapılmadığını takip etmek zorundadır. … BAM … HD 2019/… Esas ve 2022/… Karar sayılı ilamında “Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya … veya … sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır.” şeklinde karar vererek geçiş yapanların ödeme yapmadığını bildiğini kabul etmiştir.
İcra inkâr tazminatına ilişkin olarak ise Yargıtay … HD 2022/… Esas ve 2022/ … Karar sayılı ilamında “…bu nedenle davacı şirketin 6001 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca geçiş ücreti ile kesinleşmiş olan dört katı tutarındaki cezadan ibaret olan alacağını takibe konu ettiği, alacak miktarının belirlenebilir (likit) nitelikte olduğu gözetilerek, alacak miktarının tamamı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken…” şeklinde karar vererek, geçiş ücreti ile cezai bedelin likit olduğunu içtihat etmiştir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin görevli olup olmadığı re’sen araştırılmış, vergi dairesinden gelen yazı doğrultusunda davalının tacir vasfını haiz olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içinde yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde dava konusu 3 adet aracın geçiş tarihlerinde davalı adına kayıtlı olduğu, araçların … bakiyelerinin yetersiz olduğu görülmüştür. 18/02/2023 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davalının 30/08/2019 – 04/11/2020 tarihleri arasında 25 kez ücret ödemeden geçiş yaptığı, 27,15 TL geçiş bedeli ve 108,60 TL ceza bedeli ödemesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacı alacaklı takip talebinde sadece 142,00 TL asıl alacak talebinde bulunmuş, işlemiş faiz ve KDV’ye ilişkin talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davalının adına kayıtlı araçlar ile davacıya ait ücretli yoldan ücret ödemeden geçiş yaptığı ve toplamda 135,75 TL borçlu olduğu kanaatiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Asıl alacak miktarı yargılama sonucu tespit edildiğinden icra inkâr tazminatı talebi kabul edilmemiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Somut olayda takip sebebi ihlalli geçişe dayanmaktadır. Ücretli otoyollardan geçiş sözleşme sorumluluğu doğurmaktadır. Davalı borçlu, ücretli otoyoldan geçerek geçiş ücretini ödeme borcunu yüklenmiş olur. 6001 sayılı Kanun’un 30/5. maddesi “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Bununla birlikte, bu maddenin yedinci fıkrasına tabi olmak üzere ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlerden, ödemekle yükümlü oldukları geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin bir katı ceza tahsil edilir. Ödemesiz geçiş tarihini izleyen kırk beşinci günden sonra ise geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte dört katı tutarında ceza, araç sahibine ücret toplama sistemlerinde tanımlı olan bilgiler doğrultusunda, en az on beş gün önceden kısa mesaj, e-posta, ihbarname, e-devlet bildirimi vb. yöntemlerinden en az biriyle bilgi verilir. Bu tutar genel hükümlere göre tahsil edilir.” şeklindedir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre geçiş tarihinden itibaren 15 gün içinde geçiş ücretini ödeyen kişiler hakkında ceza uygulanmaz.
İhlalli geçişlere ilişkin açılan davalar hizmet sözleşmesine dayalı bir para alacağına ilişkin olması sebebiyle TBK md. 89 ve HMK md. 10 hükümleri uyarınca yetkili mahkeme belirlenir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca ücretli otoyollardan geçiş yapan kişiler, geçiş ücretini ödemekle yükümlü olup, ödemenin yapılıp yapılmadığını takip etmek zorundadır. İstanbul BAM 17. HD 2019/105 Esas ve 2022/389 Karar sayılı ilamında “Geçiş esnasında ödeme olmadığında veya … veya … sisteminden provizyon alınamadığı takdirde gişe çıkışlarındaki bariyerler açılmadığından, davalı ücret ödemeden geçiş yaptığını bilmektedir. … ve … kartlarından para çekilmemesi halinde davalı geçiş ücretini ödemek zorundadır.” şeklinde karar vererek geçiş yapanların ödeme yapmadığını bildiğini kabul etmiştir.
İcra inkâr tazminatına ilişkin olarak ise Yargıtay … HD 2022/… Esas ve 2022/… Karar sayılı ilamında “…bu nedenle davacı şirketin 6001 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca geçiş ücreti ile kesinleşmiş olan dört katı tutarındaki cezadan ibaret olan alacağını takibe konu ettiği, alacak miktarının belirlenebilir (likit) nitelikte olduğu gözetilerek, alacak miktarının tamamı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken…” şeklinde karar vererek, geçiş ücreti ile cezai bedelin likit olduğunu içtihat etmiştir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizin görevli olup olmadığı re’sen araştırılmış, vergi dairesinden gelen yazı doğrultusunda davalının tacir vasfını haiz olduğu anlaşılmıştır.
Dosya içinde yer alan … ve belgelerin incelenmesinde dava konusu 3 adet aracın geçiş tarihlerinde davalı adına kayıtlı olduğu, araçların … bakiyelerinin yetersiz olduğu görülmüştür. 18/02/2023 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davalının 30/08/2019 – 04/11/2020 tarihleri arasında 25 kez ücret ödemeden geçiş yaptığı, 27,15 TL geçiş bedeli ve 108,60 TL ceza bedeli ödemesi gerektiği tespit edilmiştir. Davacı alacaklı takip talebinde sadece 142,00 TL asıl alacak talebinde bulunmuş, işlemiş faiz ve KDV’ye ilişkin talebinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davalının adına kayıtlı araçlar ile davacıya ait ücretli yoldan ücret ödemeden geçiş yaptığı ve toplamda 135,75 TL borçlu olduğu kanaatiyle davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Asıl alacak miktarı yargılama sonucu tespit edildiğinden icra inkâr tazminatı talebi kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 135,75 TL’lik kısmının iptaline; takibin 135,75 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %9 temerrüt faiziyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-İcra inkâr tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 179,90-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 80,70-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 99,20-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 135,75-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 80,70-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 161,40TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 2.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 215,75-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.715,75-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.596,22-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.491,34-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 68,66-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
7-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır