Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/243 E. 2022/650 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/243 Esas
KARAR NO : 2022/650
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı sigortalanmış … plakalı araç 15/10/2019 tarihinde müvekkili şirket araçlarından … plakalı araca çarpmış ve çarpması sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı bir kazanın meydana geldiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davacı müvekkili … A.Ş.’nin şirket aracı olduğunu, gerçekleşen kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu … ‘nin olay yerinde öldüğünü, asli kusurlu tayin edilen … ‘nın ve yolcu … ‘ın yaralandığını, ancak olay sonrası hayatlarını kaybettiklerini, kaza sonucunda taksirle adam öldürme suçu kapsamında ceza davası açıldığını, davacı müvekkili tarafından uzman bilirkişi mütaalasının 19/01/2022 tarihinde aldırıldığını, bilirkişi mütaalasına göre sigortalı karşı araç sürücüsünün kazada %75 kusurlu olduğunu ve müvekkili şirket sürücüsünün %25 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, trafik kazası sonucu açılan 2019/221 esas sayılı … Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosya kapsamında bilirkişi tarafından verilen mütaala ise … plakalı araç sürücüsünün … ‘nın ağır derecede asli kusurlu, müvekkili şirket aracı olan … plakalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu saydığını ve bu yönde ilk derece mahkemesinin hüküm kurduğunu, dosyanın itiraz ile … Ceza Dairesi’nde 2021/… esas numarası ile derdest durumda olduğunu, araç değer kaybı ile ilgili olarak sorumlu … Sigorta A.Ş.’ye kaza raporu, bilirkişi raporu ve sair tüm gerekli belgelerle başvurulduğunu, ancak olumsuz şekilde dönüş alındığını, davacı müvekkili bir şirket aracını kaybetmesinden kaynaklı gerçekleştirdiği ticari faaliyetlerinden bazılarına ara verdiğini, bazılarını eksik yaptığını veya yetiştirmekte güçlük çektiğini, bu sebeple aracın kullanılamadığı dönem için kazanç kaybına hükmedilmesini talep ettiklerini, gerçekleşen trafik kazası neticesinde kazaya müdahil olan şirket aracı için oluşan araç değer kaybını güvence sağlayan … Sigorta’dan talep etme hal ve şartları gerçekleşmiş olduğunu, sigorta şirketinin talebi zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddettiğini, İş bu gerekçeyle aracın uğradığı değer kaybını, aracın kullanılmadığı süre zarfı boyunca iş gücünden yoksun kaldığı dönem için kazanç kaybını talep etmenin hasıl olduğunu, şirket aracının kullanılamamasından kaynaklı uğranılan kazanç kaybı için şimdilik 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesimi, araç değer kaybı olan 37.500,00 TL maddi tazminat için kaza tarihinden itibaren işletilecek olan avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu dava da “Yetkili Mahkeme”, müvekkili sigorta şirketinin yerleşim yeri İstanbul olması sebebiyle HMK madde 6/1 gereği; İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu bakımdan yetki itirazımızın kabulü ile davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiğini, davacının taleplerine konu tazminat alacakları ZMSS C.8 bendinde belirtildiği üzere 2 yıllık zamanaşımına uğradığından huzurdaki davanın reddinin gerekmek olduğunu, dava konusu olayda kaza tarihi 15.10.2019 olup 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, dolayısıyla, davacı vekilinin haksız ve hukuka aykırı olan değer kaybı talebinin ve kazanç kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğini, itirazları baki kalmak kaydıyla; değer kaybı bedelinin genel şartlara göre hesaplanmasının gerektiğini, davacının talebine konu kazanç kaybı bedeli poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığından bahisle huzurdaki başvurunun reddinin gerekmekte olduğunu, açıklandığı üzere davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu hususta müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinin izahtan vareste olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alındığında yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu bildirip, davanın yetki yönünden reddini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığından davanın esastan reddini, her halükarda müvekkili sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu, davacının değer kaybına ilişkin taleplerinin genel şartlara göre hesaplanmasını, davacının kazanç kaybı bedeline ilişkin taleplerinin reddini, her durumda davacının aracına ait kasko poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılarak ikame araç verilip verilmediğinin tespitini, teminat dışı taleplerinin her durumda reddini, davacının faize ilişkin taleplerinin reddini, her durumda müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak, müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. Maddesinin birinci fıkrasında “Genel Yetkili Mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” Yine aynı Kanunun 16. Maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. Maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. Maddesinde ise ‘Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmeni yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir’ ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde 15/10/2019 tarihinde davacı şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde davaya konu kaza meydana geldiğinin, kaza tarihini kapsar şekilde … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığının, davacı şirkete ait … plakalı araçta değer kaybı ve kaza nedeniyle kazanç kaybı meydana geldiğinin beyan edilerek bu davanın açıldığı, davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak davalının yerleşim yeri itibariyle dosyanın yetkili Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği, davacının yerleşim yeri adresinin … , davalının yerleşim yeri adresinin …/İstanbul (İstanbul Anadolu) olduğu, davaya konu kazanın …/Bursa’da meydana geldiği, yukarıda belirtilen kanun maddeleri doğrultusunda yetki hususu değerlendirildiğinde mahkememizin yetkili olmadığı, davacı tarafça yetkili mahkemede dava açılmamış olmakla birlikte davalı vekilince de süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde 6100 sayılı HMK’nun 19.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulduğu ve yine yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı vekilince yapılan yetki itirazının da yerinde olduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1- Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ANADOLU TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-HMK 331 md gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin YETKİLİ MAHKEMECE KARARA BAĞLANMASINA,
3-Taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın Nöbetçi İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi gönderilmesine,
-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4- H.M.K’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılma kararı verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …

Hakim …