Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2023/681 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/234 Esas
KARAR NO : 2023/681
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/10/2021
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı-Borçlu …’nin, müvekkili şirket … Anonim Şirketi’nin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkili şirketin, 05/2010-12/2020 tarihleri arasındaki ödemiş olduğu …’nin bağkur sigorta primlerinin davalı-borçludan tahsili için 06/04/2021 tarihinde icra takibi başlattığınu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla takip talebindeki asıl alacağın 64.201,37 TL olduğunu, ödeme emrinin, 09/04/2021 tarihinde …’nin işyerinde daimi çalışanına tebliğ olduğunu, davalı-borçlu vekili aracılığıyla, icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak 15.04.2021 tarihinde itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, davalı-Borçlu şahsın sosyal sigorta statüsü olarak , müvekkili şirkette ortak ve yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4/1-b bendi ve ilgili bendin 3 numaralı alt başlığında düzenlenen gruba dahil olduğunu, yani davalı-borçlu şahıs eski kullanımla “BAĞKUR’lu” , SSGSK çerçevesinde ise 4/b’li olduğunu, 5510 sayılı kanun 4/1-b.3″Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları, sigortalı sayılırlar.” müvekkili şirketin, 31/05/2010-31/12/2020 tarihleri arasında …’nin ödeme yükümlüsü olduğu 4/b bağkur sigorta primlerini, Sosyal Güvenlik Kurumu hesabına yatırdığını, söz konusu ödemelerin şirketin malvarlığı üzerinden gerçekleştiğini, ödemelere dair kurum tahsilatı makbuzlarının mahkemeye sunulduğunu, 5510 sayılı kanunun 87.maddesi “b”bendi hükmünce davalı-borçlu … kendi adına olan sigorta primlerini kendisi ödemekle yükümlü olduğunu, şirketin …’nin 4- b bağkur sigorta primlerinin ödenmesinde yükümlü veya sorumlu olduğundan hiçbir surette bahsedilemeyeceğini, zira …’nin , müvekkili şirketin bir çalışanı değil ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, Prim ödeme yükümlüsü b)4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki muhtar sigortalılar hariç bu bent kapsamında sigortalı olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin kendileri, prim ödeme yükümlüsü olduğunu, müvekkili şirketin, kanunen ödemekle yükümlü olmadığı …’ye ait ve kendisinin ödemekle yükümlü olduğu sigorta primlerini ödeyerek malvarlığında azalma meydana geldiğini, …’nin BAĞ-KUR sigorta prim ödemeleri SGK’ya müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin, yaptığı söz konusu ödemeleri davalıdan talep edebileceğinin açık olduğunu müvekkili şirketin …’den alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin malvarlığındaki eksilmeyi gidermeye yönelik alacak niteliğinde talep hakkının varlığının açık olduğunu, belirtilen bu sebeplerle davalının müvekkili şirkete 64.201,37 TL borcu bulunmakta olup …. İcra Müdürlüğü 2021/… E. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe, davalı-borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile takibin devamına, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden borçlunun takip konusu borcun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
… Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak Mahkememiz dosyasında davalı olarak bulunan … TC Kimlik Numaralı …’nin 05/2010 ve 12/2020 arasında bağkur ve sigorta prim borçlarının ne kadar olduğunun ve kim tarafından ödendiğinin bildirilmesi ile buna ilişkin varsa belgelerin mahkememize gönderilmesi; mahkememizce bu hususa ilişkin yazılan 18/10/2022 tarihli müzekkeremize kurumunuzca verilen cevabi yazıda istenilen bilgilerin eksik olarak cevaplandığı anlaşıldığından ilgili müzekkeremize gerekli hassasiyet gösterilerek cevap verilmesi istenilmiştir
… na müzekkere yazılarak Davacı … A.Ş’ nin- (… sicil dosyasının ve 2010-2020 arası ortak ve yönetim kurulu üye bilgilerinin araştırılarak, mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
14/07/2023 tarihinde Mali Müşavir, Sosyal Güvenlik Uzmanı ve Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, davalı borçlu adına ödenen bağkur sigorta primlerinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, açılan işbu davanın ve takibin süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı, davacı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesidir. Davacı şirket davalı adına 05/2010-12/2020 dönemleri için ödenen sigorta bağkur primlerinin tahsilini talep etmektedir. Davacı şirketin ticaret sicil dosyasının incelenmesinde davalının şirket ortağı olduğu, yönetim kurulu üyeliği görevinin 03/08/2021 tarihinde sona erdiği anlaşılmıştır. Davalının sigorta kayıtlarının incelenmesinde 28/04/2010 tarihi itibariyle 4/1-b sigortalılık kaydının yapıldığı, 30/05/2018 tarihi itibariyle terk işlemi yapıldığı ve 31/12/2020 tarihine kadar prim ödemesinin yapıldığı tespit edilmiştir. Prim ödemelerine ilişkin dekontların celbi sağlanmıştır. Prim ödemelerinin davacı şirket çalışanı tarafından, davalı adına yapıldığı görülmüştür.
5510 sayılı Kanun md. 4 uyarınca “Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları” sigortalı sayılır. Aynı Kanun’un 87. maddesine göre, “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki muhtar sigortalılar hariç bu bent kapsamında sigortalı olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin kendileri” prim ödemekle yükümlüdür. Somut olayda davalının 5510 sayılı Kanun kapsamında 4/1-b bendi uyarınca sigortalı olduğu ve sigorta primlerini davalının kendisinin ödemekle yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı şirketin kuruma karşı, davalının prim borcu sebebiyle müteselsil sorumluluğu bulunduğundan, davacı şirketin kuruma yaptığı ödemelerin geçerli ve hukuki bir sebebi bulunmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere prim borcunu davalının ödemekle yükümlü olması sebebiyle davacı şirketin müteselsil borçlu sıfatıyla ödediği primleri davalıya rücu hakkı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. 13/07/2023 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davacı şirketin davalı adına yaptığı pirim ödemeleri tespit edilerek hesap yapılmış ve takipteki miktar uyarınca davacının davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın kabulüne karar verilmiş, alacak miktarının likit olması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın kabulüne,
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın iptaline; takibin 64.201,37 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına,
2-12.840,28 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.385,60-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 775,39-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.610,21-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 775,39-TL Peşin/nisbi Harcı, 12.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 58,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 12.892,69TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır