Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/195 E. 2023/449 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/195 Esas
KARAR NO : 2023/449
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde, … numaralı 07.10.2018-07.10.2019 vadeli Kobi İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Mah. … Cad. No:… /İstanbul adresindeki sigortalı iş yerinde 25.12.2018 tarihinde davalı … Dan. Ltd. Şti. tarafından kullanılan dairede meydana gelen yağış sonucunda su hasarı meydana geldiğini, 15.03.2019 tarihli Ekspertiz Raporunda, poliçe teminatları yanlış yorumlanarak ödenmesi gereken miktarın 30.974,09 TL olduğunu, sonrasında 23.09.2019 tarihinde düzenlenen Ek Ekspertiz Raporunda ilk rapora ilaveten ödenmesi gereken zararın 27.225,00 TL olduğu belirlenmiş olup bu miktarlar 27.03.2019 tarihinde sigortalıya ödendiğini, Hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve Ticaret Kanununun 1472.maddesi hükmüne göre şirketin sigortalısının yerine kaim olmuş ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü haklarının müvekkil şirkete intikal ettiğini, ayrıca olay ve hasar sebebiyle 3.şahıslara karşı dava ve talep hakkının müvekkil şirkete temlik edilmiş olduğundan müvekkil şirket temlik hükümlerine göre de zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakkın şirketlerine intikal ettiğini, davalıların, meydana gelen yağış sonrasında balkon giderinin tıkanması veya yetersiz kalması sonucunda suyun geri tepmesi nedeniyle doğan zarardan malik/kullanıcı sıfatıyla sorumlu olduklarını, davalıların … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraz neticesinde takip durduğundan huzurda iş bu dava açtıklarını, davalıların takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazının iptaline, icranın devamı ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve dava vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … LTD. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin binanın yapımı ve durumundan kaynaklı bir problem için bir süre kiracı olduğu taşınmaz ile ilgili meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, zararın meydana gelmesinde bir kusur olmadığının açık olduğunu, dolayısıyla müvekkili aleyhine açılan bu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, binanın yapım ve durumundan kaynaklı ilgili durumda müvekkil kiracının sorumlu olmadığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, olay ile zarar arasında müvekkiline yöneltilebilecek uygun illiyet bağının bulunmadığını, olay sonrasında giderlerin diğer davalı yapı maliki tarafından hemen genişletildiği göz önünde bulundurulduğunda bu davayı açan davacının müvekkili aleyhine icra takibi yapmakta kötü niyetinin açık olduğu için İİK’ nu gereğince %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına ve lehine avukatlık ücreti tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi cevap dilekçesinde özetle;
Davacı Şirket tarafından müvekkili aleyhine başlatılan dava konusu icra takibine yapmış olduğu itiraz dilekçesin de müvekkil şirketin sigorta şirket bilgileri ve poliçe numarası verildiğini, ayrıca yine gerek müvekkil şirketin sigortacısı gerekse müvekkil tarafından … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen eksper raporunun davacı tarafa gönderildiğini. Dolayısıyla davacı şirket gerek müvekkilin sigorta şirketinden gerekse sigorta şirketi tarafından verilen ayrıntılı eksper raporu nedeniyle müvekkilin hasardan sorumlu bulunmadığından haberdar olup buna rağmen müvekkil aleyhine açılan işbu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle müvekkil lehine % 20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini ve davacının sigortalısı ile zarara sebebiyet veren taşınmazda ikamet eden şirket arasında kira ilişkisinin mevcut olmadığını, aralarındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğundan tarafları tacir olan ve haksız fiilden kaynaklanan işbu dava için görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Mahkememizce Beyoğlu Belediyesine müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmazın inşaat ve yapı projeleri ile ruhsatlarının mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Mahkememizce Meteoroloji Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, 23/12/2018 – 24/12/2018 – 25/12/2018 tarihlerinde İstanbul ili, … ilçesinde meydana gelen yağışlar ile ilgili ve belgelerin gönderilmesi istenmiştir.
Mahkememizce, dosya kapsamında bilgi ve belgelere göre, meydana gelen zararın hesabı, davalıların sorumluluğunun ve davacının rücu edebileceği miktarın tespiti için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişiler İnşaat Y. Mühendisi …, Öğretim Üyesi Prof. Dr. …, Sigorta Uzmanı … 18/04/2023 tarihli raporunu dosyaya sunmuşlardır.
Taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarda bulunulmuşlardır.
GEREKÇE:
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde, takibin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı borçluların yaptığı itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Takibe konu alacak, dava dışı sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarın davacı sigortacı tarafından ödenmesi üzerine kusurlu olduğu iddia edilen davalı borçlulara rücu istemine dayanmaktadır.
Dava konusu olayda 25/12/2018 tarihinde meydana gelen yağış sonucu, Davalı …’nun maliki ve diğer Davalı …’nun kiracı olduğu dairede su giderinin tıkanması sonucu, alt katta bulunan dava dışı sigortalı Evofone iş yerinde bulunan elektronik cihazlar zarar görmüştür. Davacı sigortacı tarafından yapılan ekspertiz çalışması sonucu dava dışı sigortalıya 27/03/2019 tarihinde 58.199,09 TL ödeme yapılmıştır.
Meydana gelen yağış, yağış sonucu giderin tıkanması sebebiyle yaşanan su taşması olayı ve dava dışı sigortalının zarar görmesine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı …, taşınmazı kiracı olarak kullanmaktadır. TBK md. 316’da “Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenleme yapılarak, kiracının özenle kullanma ve saygı gösterme borcu öngörülmüştür. Bunun yanında TBK md. 318 ile “Kiracı, kendisinin gidermekle yükümlü olmadığı ayıpları kiraya verene gecikmeksizin bildirmekle yükümlüdür; aksi takdirde bundan doğan zarardan sorumludur.” şeklinde düzenleme yapılarak kiracının bildirim borcu öngörülmüştür. Kusurlu ve hukuka aykırı olarak bir başkasına zarar veren kişinin bu zararı giderme yükümlülüğü TBK md. 49 vd.’da haksız fiil sorumluluğu olarak düzenlenmiştir.
Davalı Alarko ise, taşınmazın malikidir. TBK md. 69’da “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Hukuki niteliği itibariyle yapı malikinin sorumluluğu kusursuz bir sorumluluktur. Yapı malikine kurtuluş kanıtı getirme imkânı tanınmamıştır. Yani meydana gelen zarar, yapıdaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten kaynaklanmaktaysa, yapı malikinin her türlü özeni ve dikkati göstermesi onu sorumluluktan kurtarmaz. Yapıdaki bozukluğun veya bakım eksikliğinin hangi kaynaktan doğduğu önemli değildir. Buradaki bozukluk veya eksiklik insan davranışı olabileceği gibi, umulmayan bir halden de kaynaklanabilir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davalıların sorumluluğunda olan dairenin balkon giderlerinin tıkanmasında Davalı …’nun kiracı olarak özen ve bakım yükümlülüğünü ihlal ettiğinden TBK md. 49 uyarınca, diğer Davalı …’nun ise maliki olduğu yapının bakımındaki eksiklik sebebiyle TBK md. 69 uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. TTK md. 1472 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Somut olayda da davacı sigortacının, halefiyet ilkesi gereği, sigorta tazminatını ödeyerek zarar gören sigortalısının yerine geçtiği anlaşılmıştır.
Davacının talep edebileceği gerçek zararın hesaplanması konusunda dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve denetime elverişli 18/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda balkon giderinin teknik şartlara uygun olduğu, ekspertiz raporunda tenzil edilmesi gereken 100,00 TL’nin düşülmesiyle gerçek zararın 58.099,09 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi tarafından 100,00 TL tenzil edilmesi gerektiği belirtilmişse de; sigorta poliçesinin incelenmesinde bu miktarın üçüncü kişilerin zarar görmesi halinde tenzil edileceği kararlaştırıldığı ve somut olayda zarar görenin sigortalı taraf olması sebebiyle 100,00 TL’nin tenzil edilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. İşlemiş faiz talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, davacının ödeme yaptığı 27/03/2019 tarihi ile takip tarihi olan 04/10/2019 tarihi arasında işlemiş faiz talep edebileceği, mahkememizce yapılan hesaplamada davacının 6.021,18 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu, ancak takipte 5.503,40 TL talep edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle, dava konusu su taşması olayı sebebiyle meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğu, davacının halefiyet ilkesi gereği sigortalıya ödediği bedeli davalılardan talep edebileceği ve bu sebeple davalıların takipteki itirazının yerinde olmadığı kanaatiyle davanın kabulüne; alacağın likit olması ve takibin durması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın kabulüne,
– … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline; takibin 58.199,09 TL asıl alacak ve 5.503,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 63.702,49 TL üzerinden yıllık ticari temerrüt faiz oranıyla işleyecek faiz ile birlikte devamına,
2)12.740,50 TL icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.351,52-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 769,37-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.582,15-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 25,00-TL Başvuru Harcı, 769,37-TL Peşin/nisbi Harcı, 7.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 543,25-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 8.837,62TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 10.192,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır