Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/168 E. 2022/470 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/168 Esas
KARAR NO : 2022/470

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Kurumlarının sigortalılarından…’ın 08.03.2011 tarihinde geçirdiği kaza sonucunda ölmesi nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsilini teminen Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … Esasına kayden alacak davası açılmış olduğunu, mahkemece davalı …Ltd. Şti.’nin … Sicil Kaydının dosyaya celbedildiğini, … Mak. İnş. Tes. Ltd. Şti.nin sicil kaydının kapalı olduğunu, sicilden terkin edildiğinin görüldüğünü, …Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısı üzerine dava dosyasında, şirketin ihyası için yetki istendiğini ve talepte bulunulmuş olup … Ltd. Şti.nin yeniden ihyası yönünden dava açmak üzere taraflarına yetki verildiğini, Kurumlarının davalı şirketten alacağı olup, şirketin tasfiyesinin kapatıldığını, Ticaret sicildeki kaydının da silindiğini, her ne kadar tasfiye ticaret sicilinde silinmiş ise de alacağın gözetilmediğinden tasfiyenin gerçek olarak tamamlanmadığını, bu sebeple tasfiyenin ve şirketin ihyası için dava açma zarureti hasıl olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile tasfiye olmuş davalı şirketin ihyası ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Sicili Müdürlüğünün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğü’ nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip ve sonuca bağlayacağını, yargı merci gibi hareket edeyeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, (6762 Sayılı TTK m.224 ve 6102 sayılı TTK m.285) henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, (6762 Sayılı TTK m.445 ve 6102 sayılı TTK.m.541) bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili Sicili Müdürlüğünün uyacağını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’ nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğu düzenlendiğini,(TTK m. 553) olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili sicil müdürlüğünün dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği “Yasal Hasım” konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek açıklanan nedenler ile müvekkili yönünden açılan davanın reddine, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, TTK’nın 547. madde gereğince ek tasfiye işlemleri için ticaret sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Toplanan delillerden de anlaşılacağı üzere, ihyası talep olunan Tasfiye Halinde …Limited Şirketi’ nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne…sicil no ile kayıtlı olduğu ve adresinin … Mahallesi … Sokak No:.. Zemin Kat Esenyurt /İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK ‘nın 547. Maddesinde açıklandığı gibi ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılıyor ise son tasfiye memurları yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri ve alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler ” yasal düzenlemesi göz önüne alındığında Esenyurt ilçesinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında bulunduğu anlaşılmıştır. Kanun maddesinde düzenlenen yetki HMK’nın 114/1-ç. maddelerinde belirtildiği gibi kesin yetki niteliğinde olup mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır. Bu durumda dava şartları göz önüne alınarak davanın usulden reddine, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili mahkeme olduğuna dair aşağıda belirtildiği şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Açılan davanın yetkisizlik nedeniyle HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince usulen REDDİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 331 md gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin yetkili mahkemece karara bağlanmasına,
4-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/202

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır