Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2022/234 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/161 Esas
KARAR NO : 2022/234 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davaya ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas… Karar sayılı 03/09/2022 tarihli yetkisizlik kararı gereği dosyanın tevzi olunduğu ve mahkememizin … Esas numarasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Uşak İlinin Banaz İlçesinde inşaat malzemesi satışı işi ile uğraşmakta olduğunu, müvekkili ile davalı … A.Ş ticari faaliyetlerine yaklaşık olarak 1 yıl önce başladıklarını, taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereği ticari alışveriş doğrultusunda davalı …A.Ş nin müvekkiline boya malzemesi göndermeyi, müvekkilinin de boya malzemelerinin karşılık tutarı kadar … AŞ’ye çek ve senet göndermeyi taahhüt ettiğini, müvekkili ile davalı … A.Ş arasında 1 yıl içerisinde kurulan bağlantılar neticesinde alışverişin başında karşılığında herhangi bir mal ve hizmet almadan toplam 431.000,00 TL’lik çek ve senet düzenleyip davalı …A.Ş.’ ye vermiş olmasına rağmen; … A.Ş’ nin müvekkiline toplamda sadece 165.000,00 TL’lik malzeme gönderdiğini, yani davalı … Ve Tic. A.ş.’nin müvekkilinden almış olduğu bir kısım çek ve senet bedellerine ilişkin olarak karşılığında müvekkiline herhangi bir malzeme göndermediğini, bu çek ve senetlerin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin çek ve senetlerin bir kısmını ödemek zorunda kaldığını, bu alışverişler neticesinde müvekkili tarafından müvekkilinin keşideci olduğu; lehtarın …A.Ş olduğu, muhatap bankanın …A.Ş Banaz Şubesi olan Çek numarası … olan 31.05.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek,
•Lehtarın… A.Ş olduğu, muhatap bankanın …A.Ş Banaz Şubesi olan Çek numarası … olan 30.09.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek,
•Lehtarın … A.Ş olduğu, muhatap bankanın…A.Ş Banaz Şubesi olan Çek numarası … olan 30.10.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek,
•Lehtarın…A.Ş olduğu, muhatap bankanın …A.Ş Banaz Şubesi olan Çek numarası … olan 30.12.2020 ibraz tarihli, 15.000,00TL bedelli çek; davalı şirket…A.Ş’ ye verildiğini, müvekkilinin davalı … Kimya San. Ve Tic. A.Ş’ ye alışverişin başında karşılığında herhangi bir mal ve hizmet almadan düzenlemiş olduğu yukarıda bilgileri verilen 4 adet toplam 60.000,00 TL bedelli çekleri vermiş ancak karşılığında davalı tarafından taahhüt edilen malzemeler tarafına gönderilmemiş bu sebeple müvekkili tarafından davalı …. AŞ’ye verilen yukarıda bilgileri verilen 4 adet çek bedelsiz kaldığını, davalı şirket … AŞ’nin ticari olarak batmış olduğunu öğrendiklerini, davalı…A.Ş müvekkilinin ve kendisine bu şekilde çek ve senet veren bir çok kişinin bedelsiz kalan senet ve çeklerini faktöring şirketlerine devir ederek kaçtığını, çeklerin davalı … A.Ş tarafından diğer davalı … AŞ’ye verilerek devir edilmiş olduğunu öğrendiklerini, müvekkilinin dava konusu çekler nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek menfi tespit davalarının kabulü ile; müvekkilinin keşideci olduğu, lehtarın… A.ş olduğu, muhatap bankanın…A.ş Banaz Şubesi olan çek numarası… olan 31.05.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek; lehtarın … Tic. A.ş olduğu, muhatap bankanın …A.ş Banaz Şubesi olan çek numarası … olan 30.09.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek; lehtarın… A.ş olduğu, muhatap bankanın …A.ş Banaz Şubesi olan çek numarası … olan 30.10.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek; lehtarın … A.ş olduğu, muhatap bankanın … A.ş Banaz Şubesi olan çek numarası … olan 30.12.2020 ibraz tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek sebebiyle müvekkilinin davalılara herhangi bir borcunun olmadığının tespitine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Benzer mahiyetteki emsal bir durumda T.C. ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2021/1991 KARAR NO: 2021/1263 15/12/2021 Tarihli kararında; “(…) Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 karar numaralı kararı ile; İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Hatay ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Dava tarihi 06/09/2021 olup, HSK’nın yargı çevresini belirleyen kararının uygulamaya geçtiği tarihten sonra açılmıştır.
İlk derece mahkemesinin kararı, iş bölümü nedeniyle gönderme kararı olup, HMK’nın 341. maddesinde belirtilen istinafa tabi nihai karar niteliğinde değildir.
İlk derece mahkemesinin, istinaf başvurusunun reddine ilişkin ek kararı yerindedir.
Sonuç itibariyle; Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine(…)” şeklinde hüküm vermiştir.
Başka bir uyuşmazlıkta emsalen İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesi DOSYA NO: 2017/1542 KARAR NO: 2017/1581 ve 19.09.2017 tarihli kararında: “(…) İstanbul ilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca ahkamı şahsiye davalarına bakmak üzere ayrı sulh hukuk mahkemeleri kurulduğu anlaşılmaktadır.
İki mahkemenin de görevsizlik kararı vermesi ve bu kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş bulunması ile kesin yetki hâllerinde, iki mahkemenin de yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararların kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş bulunması, 6100 sayılı HMK m. 21’de, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulacak hâller arasında sayılmaktadır. 6100 sayılı HMK m. 22/2 uyarınca da, “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” Buna göre, burada, usûle ilişkin nihaî kararlardan olan ve yazılması, kapsamı ve kanun yolları bakımından, hükümler gibi işlem görecek olan (HMK m. 294/6) ve HMK m. 21 ve 22’de yargı yeri belirlenmesi bakımından mevcudiyeti şart koşulan nitelikte “yetkisizlik-görevsizlik kararı” bulunmadığından, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) için öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.
Öte yandan, bir yerde aynı mahkemeden birden fazla bulunuyorsa, bunlar arasındaki ilişki genel anlamda iş dağılımı ilişkisidir. Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-337 E. – 2004/337 K. sayılı ilâmında da, bir yerdeki birden fazla ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin “işbölümü ilişkisi” olmayıp, yalnızca bir “iç ilişki” olduğuna değinilmiştir.
Yukarıda değinilen hususlar, mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan mahkemeler arasındaki ihtilâf değerlendirildiğinde, mezkur mahkemeler arasında gerçek anlamda (HMK m. 20) bir görev veya teknik anlamda bir işbölümü ilişkisi mevcut olmayıp, “iş dağılımı” ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından, burada, merci tayini (yargı yeri belirlenmesi) yoluyla davaya bakacak görevli mahkemenin belirlenmesine olanak ve gerek bulunmamakta; sorunun, kısmen değinilen ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.(…)” şeklinde hüküm vermiştir.
Gene Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ESAS NO:2021/5938 KARAR NO:2021/1380 ve 10.11.2021 tarihli kararında: “(…) Anayasa’nın 142/1. maddesi ve HMK’nın 1. maddesi gereği görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, ancak kanunla düzenlenebilir. İstinaf kanun yolu incelemesi kapsamında HSK tarafından belirlenen daireler arasındaki iş bölümüne ilişkin düzenlemenin bölge adliye mahkemelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktıkları uyuşmazlıklarda görev ilişkisine dönüşmesi mümkün olmayıp, mahkemece verilen görevsizlik ve gönderme kararı, niteliği gereği iş bölümüne ilişkindir.(…)” şeklinde hüküm vermiştir.
Nitekim Anayasa’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir. Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri dava şartları arasında sayılmıştır (HMK m.114/1-c ve ç).
26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun “Hukuk mahkemelerinin kuruluşu” başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre; “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.” Görüldüğü üzere, bu fıkra hükmünde de, açıkça, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki “iş dağılımı”ndan bahsedilmiş; iş dağılımını belirleme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiş ve dairelerin, belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır. Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır.Kaldı ki, görevin ve kesin yetkinin sadece yasa ile belirleneceğine ilişkin yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, HSK’nın ihtisas mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin kararı yasa düzeyinde sayılamayacağı da ortadadır.
Nitekim kurul kararı 25/11/2021 günü alınmış, ancak aynı kararda ‘iş bu kararın15.12.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına’ denilmekle yürürlük tarihi 15.12.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, asliye ticaret mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak iş bu dosyaya bakmaya görevli olduklarından, dosyanın ilgili mahkemelerden birine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve iş bölümü nedeniyle verilen karar gönderme kararı olup HMK’nın 341. maddesinde belirtilen istinafa tabi nihai karar niteliğinde olmadığından kesin olmak üzere aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Dava dosyasının konusu itibariyle İstanbul 6.7.8.9. İhtisas Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
3-İşin icabına göre harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere karar verildi. 18/03/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır