Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/14 E. 2023/401 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/14 Esas
KARAR NO : 2023/401
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı taraf arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkinden kaynaklı olarak müvekkilinin 31/01/2020 tarih … numaralı 12.251,60 TL, 18.02.2020 tarih … numaralı 3.369,60 TL, 31.03.2020 tarih … numaralı 16.276,00 TL mal ve hizmet faturaları düzenlenip davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı taraf bu mal ve hizmete ilişkin para borcunu zamanında ödenmediği, bunun üzerine ….İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borca itiraz ederek takibin durduğu, davalının yaptığı tüm itirazlarının iptaline, davalının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;dava konusu faturalar davalıya tebliğ edilmediği, dolayısı ile faturaları tebliğ almayan ve haberdar olmayan müvekkilinin bu faturalara itiraz edemediği, başlatılan icra takibi ile faturalardan haberdar olan müvekkilinin, faturalara dair ödemesi bulunmadığından itiraz hakkını kullanarak takibi durdurduğunu, faturalar tebliğ edilmediği takdirde ticari defter ve vergi dairesi kayıtları ile bu hususların ispatının mümkün bulunmadığını, taraflarınca TBK m 97 hükmü gereğince ödemezlik defi sunulduğu, taraflarına cari hesap ödemelerine ilişkin borçlu konumunda olan davacının, taraflar arasında öncelikli ödeme kaydı vb. Bir hüküm bulunmaması sebebiyle bu haksız davasından önce taraflarına olan borcunu ödemesi gerektiği, davacının taraflarına olan borçlarına ilişkin hususlar ticari defterlerinin incelendiğinde görüleceğini, davanın reddine, davacının &20′ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Dairesi’ ne müzekkere yazılarak, 2021/… esas sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
… Türkiye Cumhuriyeti … Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü … Şubesi’ne müzekkere yazılarak, … Numaralı 40.000 TL bedelli çekin tahsil edilip edilmediği, edilmiş ise kim tarafından tahsil edildiğini, tahsil edilmemiş ise sebebini ve çekin kime teslim edildiğinin mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi … aracılığı ile, 24.06.2022 tarihli kök rapor ve 23.04.2023 tarihli ek rapor alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, açılan işbu davanın ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Takip alacağı 3 adet fatura borcuna dayanmaktadır. Davalı borçlu faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini iddia etmiştir. Ancak borcun doğması için faturaların tebliğ edilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Fatura konusu hizmetin yerine getirilmediği veya faturaların ödendiğine ilişkin davalının bir iddiası bulunmamaktadır. Davalı borçlu ödemezlik def’ini öne sürmüştür. TBK md. 97 “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” şeklindedir. Maddenin lafzından da anlaşılacağı üzere ödemezlik def’inin öne sürülebilmesi için aynı borç ilişkisinden kaynaklanan edimlerin bulunması gerekir. Farklı borç ilişkilerinden kaynaklanan edimler ödemezlik def’ine değil, takasa konu olabilir. Somut olayda da davalı borçlu, cari hesaplar sebebiyle davacının kendisine borçlu olduğunu, bu sebeple ödemezlik def’inde bulunduğunu belirtmiştir. Dosya içinde yer alan bilgi ve belgelerden taraflar arasında usulüne uygun olarak akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalının ücret ödeme borcuna karşılık aldığı hizmete ilişkin bir itirazı bulunmaması, ödemezlik def’inin farklı borç ilişkilerinden kaynaklanmayacağı kanaatiyle davalının ödemezlik def’inin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek hazırlanan 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, faturaların her iki tarafın da defterinde kayıtlı bulunduğu, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisini göre davalının davacıdan alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı defterlerinde yer alıp, davacı defterlerinde yer almayan … seri numaralı 40.000 TL bedelli çekin tahsil edilmediği banka kayıtlarından anlaşılmıştır. Çeke ilişkin bilgiler doğrultusunda hazırlanan 23/04/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda ise, dava konusu faturaların ödenmediği, bu faturalar sebebiyle davalının davacıya 33.152,74 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarda açıklanan sebeplerle davalının davacıya takip konusu faturalar sebebiyle 33.152,74 TL borçlu olduğu, davacının talebiyle bağlı kalınarak 31.897,20 TL üzerinden itirazın iptali ve takibin devamı gerektiği, takip bedelinin likit olması sebebiyle %20 oranında icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın kabulüne,
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline; takibin 31.897,20 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %16,75 temerrüt faiziyle birlikte devamına,
-6.379,44 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alık davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.178,90-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 544,73-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.634,17-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 544,73-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.600,00-TL Bilirkişi ücreti, 92,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.317,43TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır