Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/110 E. 2023/166 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/110 Esas
KARAR NO : 2023/166
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin emtia satışından dolayı davalı şirketten alacağının olduğunu, müvekkilinin söz konusu alacağının tahsili için yaptığı görüşmelere rağmen olumlu sonuç alamayınca bu defa da alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine 07/04/2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takip kapsamında ödeme emrinin borçlu tarafından tebliğ alınmasından sonra davalı borçlu tarafından da itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarıyla da tespit edileceği gibi iptali talep edilen alacak nispetinde müvekkili şirketin borçludan alacaklı olduğunu, davalı tarafından icraya yönelik yapılan itirazın haksız, müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafından alacağın tahsilini geciktirmek için yapılmış olan işbu itirazın iptaline karar verilerek kötü niyetli takip borçlusunun % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, borçlu/davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. sayılı icra dosyasına yapılmış olan haksız itirazın iş bu dava dilekçelerinde bildirdikleri 2.008.897,38.-TL miktar çerçevesinde itirazın iptali ile takibe devam kararı verilmesini, kötü niyetli takip borçlusunun %20’den aşağı olmamak üzere bu miktar nispetinde icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın dilekçelerinin müvekkili şirkete 01.03.2022 tarihinde E-tebligat ile gönderildiğini, bunu takip eden 5 günün sonunda 06.03.2022 tarihinde tebliğ olduğunu, yasal iki haftalık cevap sürelerinin 21/03/2022 tarihi itibariyle bitmekte iken mahkemenin 22/03/2022 tarihli ara kararı ile cevap sürelerinin 2 hafta uzatılmasına karar verildiğini, süresi içinde huzurdaki davaya cevaplarının sunduklarını, davacı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… E. Sayılı icra takip dosyasından ödenmeyen alacaklarından bahisle takip başlatılmış olsa da müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığından icra takibine itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığını, faturalardan da görüleceği üzere müvekkilinin davacı şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, mahkemece yapılacak bilirkişi tetkikatı ile de bu hususun tespit edilebileceğini, taraflar arasındaki cari hesap ekstresine konu faturaların bir kısmının davacı şirket tarafından vade farkına istinaden kesilmiş olup müvekkili ile davacı şirket arasında vade farkı alınacağına dair herhangi bir sözleşme bulunmadığını, buna rağmen davacı şirket tarafından kesilen faturaların müvekkili şirket çalışanları tarafından sehven ticari defter ve kayıtlara işlendiğini, kural olarak 6102 sayılı TTK madde 21 kapsamında belirtilen faturaya ilişkin olarak kanun koyucu tarafından faturaya, tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilebileceğinin belirtildiğini, ancak ilgili hükümde yer alan 8 günlük itiraz süresinin, faturanın konusunu oluşturan sözleşmenin kurulduğu veya kabul edildiği anlamına gelmediğini, söz konusu hükümde belirtilen içerik taraflar arasında akdedilmiş sözleşme çerçevesinde mutabık kalınan fiyatın doğru bir şekilde tanzim edildiği miktarın doğru bir şekilde teslim edildiği veya ifa edildiği ile ilgili olduğunu, faturaya itiraz edilmemiş olmasının, söz konusu sözleşmenin kurulduğu anlamına gelmeyeceğinden, bu sözleşme çerçevesinde mutabık kalınan fiyat ya da usulle ilgili bir kabul de söz konusu olmayacağını, davacı şirket tarafından müvekkiline kesilen faturalara 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmemiş olmasının davacı şirketin vade farkı da isteyebileceği anlamına gelmediğini, vade farkı ve kur farkına ilişkin faturaların 12 adet olduğunu ve bu faturaların 1.196.741,45-TL tutarında olduğunu, işbu faturaların yapılacak hesaplamadan düşülmesi ve alınacak bilirkişi raporunda dikkate alınmasının gerektiğini, davacı şirket tarafından kesilen bir kısım faturalara ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenle de bu faturaların da tespiti ile cari hesabında buna göre belirlemesinin gerektiğini, yapılacak bilirkişi tetkikatında mal teslim belgelerinin de incelenmek suretiyle hesaplamanın yapılmasının gerektiğini, davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ise de; alacak likid olmadığından bu talebinin kabulünün mümkün olmadığını, aksine kötü niyetli davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, kötü niyetli davacının davasının reddine karar verilmesini, ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi tetkikatı yapılmasını, vade farkı ve kur farkı faturalarının yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda hesaptan düşülmesini, ayrıca teslim edilmeyen mallar yönünden kesilen faturaların tespiti ile bu fatura miktarlarının da hesaptan düşülmesini, kötü niyetli davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin de davacı yana yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, …. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporları ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından davalı … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi aleyhine, 3.261.812,86 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresine ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK. 67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/10/2022 tarihli celsesinde davalı vekilince tanık deliline başvurulmuş ise de; davanın miktarı ve niteliği gereği tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/… esas sayılı takip dosyası nedeniyle alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında mahkememiz kaleminde defter incelemesi yapılmak suretiyle bilirkişilerden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 20/10/2022 tarihli celsesinin ara kararı doğrultusunda Mali Müşavir, Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişiler tarafından bilirkişi incelemesi yapılmış olup alınan heyet raporunda; ” Davacı şirkete ait 2017-2018-2019-2020-2021 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin TIK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirketin ticari defterlerin incelenmesi için dosyanın tarafıma tevdii edildiği tarihten, rapor düzenleme tarihine kadar davalı şirket vekili Av. … ile telefonda (GSM … ) defalarca iletişime geçilmişti. Ancak davalı vekili Av. … ticari defterlerin incelenmesi için tarafıma bir gün bildirmemiştir. Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için tarafıma bir bildirmemesinden dolayı davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmediği, davalı şirket vekilinin, davalı şirket ünvanına düzenlenen faturalar ile davacı yana düzenlenen satış ve iade faturalarını cevap dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz ettiği, davalı vekili tarafından ibraz edilen faturaların tamamının davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı … San. ve Tic. A.Ş.’nin düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 08.04.2021 tarihi itibariyle davalı … San. Tic. A.Ş.’den 2.008,897,38 TL tutarında cari hesap alacağının bulunduğu, davalı şirketin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin 13/02/2023 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı vekili de 08/02/2023 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna beyanlarını sunmuştur.
Açılan dava, davacı şirketin düzenlediği faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, mahkememizce yargılamada aşamasında alınan bilirkişi raporunun; ” Davacı şirkete ait 2017-2018-2019-2020-2021 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı şirket vekilinin, davalı şirket ünvanına düzenlenen faturalar ile davacı yana düzenlenen satış ve iade faturalarını cevap dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz ettiği, davalı vekili tarafından ibraz edilen faturaların tamamının davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı … Tic. A.Ş.’nin düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 08.04.2021 tarihi itibariyle davalı … San. Tic. A.Ş.’den 2.008,897,38 TL tutarında cari hesap alacağının bulunduğu ” yönündeki tespitlerine göre, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma niteliğini taşıdığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK m.4/f.2′ deki düzenlemeye göre ticari davalarda deliller ve bunların sunulması Hukuk Usulü Kanunu’ na tabidir.
İtirazın iptaline konu icra takibine dayanak hukuki ilişki ve alacağın dayanağının ispatı kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir ( HMK 190 ).
Somut olayda davacı taraf icra takibine konu alacağın sebebinin emtia satışı olduğunu belirtmiş, alacağın ispatı yönünden ise ticari defterleri delil olarak göstermiştir. Bu durumda dava konusu emtiaların teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/7253, K. 2021/12178, T. 29.11.2021 ) Pek tabi tarafların ticari defter tutmakla yükümlü kimseler olması halinde HMK 222. Maddesinde belirtilen ticari defterlerde uyuşmazlıkta delil (kesin) olarak değerlendirilecektir.
HMK’ nın 222. Maddesinin 2. ve 3. Bentlerinde : “(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” denilmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş emsal kararlarına göre; faturayı alan tarafın söz konusu faturayı ticari defterlere ve muhasebe kayıtlarına işlemesi faturayı düzenleyen tarafın alacağının varlığına ilişkin olarak lehine delil teşkil eder. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde ibraz edilen faturaların tamamının davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı bilirkişi raporlunda belirtilmiştir. Defter kayıtlarının aksi senet veya diğer kesin delillerle ispat edilmemiş olduğundan sahibi lehine delil olarak değerlendirilecektir. Bilirkişi raporu denetime elverişli olmakla birlikte hükme esas teşkil edebilecek niteliktedir. Bu haliyle davalı tarafın icra takibi nedeniyle borcu olmadığı yönündeki itirazı yerinde görülmemiş, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekili 09.03.2023 tarihli duruşmada alınan beyanında; “Biz daha evvel ticari defter kayıtlarımızı sunmak istediğimizi bilirkişiye ilettik, yerinde inceleme için aramıştı , hem evrakların eski olması hem de müvekkil şirketin taşınması nedeniyle hem de konunun karışık bir konu olması nedeniyle ek süreye ihtiyaç duyduk, ek rapor alınmasını talep ediyoruz, bu sırada biz de ticari defter kayıtlarımızı bilirkişiye ibraz edelim” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmış ise de; 20.10.2022 tarihli duruşmada defter inceleme gününün duruşmaya katılmayan davalı vekiline tebliğine ilişkin ara karar kurulduğu, verilen ara karar doğrultusunda defter inceleme gününün davalı vekiline tebliğ edildiği, mali müşavir bilirkişinin, bilirkişi raporundaki tespitine göre, davalı şirketin ticari defterlerin incelenmesi için dosyanın tarafına tevdii edildiği tarihten, rapor düzenleme tarihine kadar davalı şirket vekili ile iletişime geçilmesine rağmen davalı şirketin ticari defterlerini incelenmesi için bilirkişiye sunulmadığının anlaşıldığı bu haliyle davalı şirket vekilinin ticari defterlerinin sunulması için yeniden süre verilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, taraflar arasındaki cari hesap ekstresine konu faturaların bir kısmının davacı şirket tarafından vade farkına istinaden kesilmiş olup, davacı şirket ile davalı şirket arasında vade farkı alınacağına dair herhangi bir sözleşme bulunmadığından bahisle vade farkına ilişkin faturalara itiraz ettikleri anlaşılmış ise de; anılı faturaların fiyat farkı faturası olarak düzenlendiği, faturaların ticari defterlere işlendikten sonra süresinde itiraz ve iade edilmediği, davalı tarafın ticari defterlerini süresi içerisinde de sunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar kısa kararda davanın ” kısmen kabulüne” ibaresi yazılmış ise de; davacı vekilinin dava açarken yatırdığı harç miktarı göz önüne alınarak davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı yazılan “kısmen” ibaresi gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.560,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile;
-Takibin 2.008.897,38-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Kabul edilen alacağa icra takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
2-Kabul edilen asıl alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20’si olan 401.779,47-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 137.227,78-TL harçtan, peşin yatırılan 17.997,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 119.229,89-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 199.445,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 17.997,89-TL Peşin Harç, 11,50-TL vekalet harcı, 10.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 118,50-TL Tebligat/Posta gideri olmak üzere toplam 28.208,59-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır