Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/104 E. 2022/745 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/104 Esas
KARAR NO : 2022/745
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekilinin 21/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında mal alım satım konusunda anlaşıldığını, sözleşmeden kaynaklanan gerekli edimin müvekkili tarafından yerine getirildiğini ancak davalı şirketin sözleşmenin asli edimini yerine getirmediğini, cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemediğini, haksız bir şekilde itirazda bulunduğunu, davacı şirketin bu alacağı 17.876,12-TL üzerinden …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı icra dosyası ile icra takibine geçtiğini, davalının takibe konu borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, 16/02/2022 tarihinde arabuluculuk toplantı sonucunun anlaşamama olarak neticelendiğini, bu tutanağın ibraz edildiğini, takibin 17.876,12-TL üzerinden devamına karar verilmesini, açılan takibe kötü niyetle itiraz edildiğinden icra dosyasında takip çıkışı olan 17.876,12-TL tutarındaki haklı alacağa takip talebinde talep edildiği üzere %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; davacı şirketin müvekkili aleyhine cari hesap ekstresine dayanan ilamsız icra takibi olduğunu, taraflarınca söz konusu takibe ilişkin borca ve ferilerine süresi içinde itiraz edildiğini, işbu itiraz üzerine davalı şirketin mevcut davayı açtığını, hem başlatılan icra takibinin hemde açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili arasında ticari ilişki mevcut ise de müvekkilinin davacı şirkete borcu bulunmadığını, aksine davacı şirketin müvekkili şirkete borcu bulunduğunu, taraflara ait ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, her ne kadar iddia edilen alacağa ilişkin cari hesap ekstresine dayanılmış olsa da cari hesap ekstresi sözleşmesinin ancak yazılı şekilde yapılarak geçerli olabileceğini, davacı şirketin buna ilişkin herhangi bir yazılı sözleşme sunmadığını, bu sebeple iddia edilen borcun hukuki bir dayanağının bulunmadığını, davacı tarafın alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı …’ nin 2021 yılına ait BA/BS formlarının gönderilmesi istenilmiştir.
Mali müşavirlik alanında uzman bilirkişi aracılığı ile, 27/10/2022 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu icra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin usule uygun olduğu, ödeme emrine yapılan itirazın ve açılan iş bu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 30/06/2021 – 02/09/2021 tarihleri arasında birçok satış sözleşmesi yapılarak açık hesap ilişkisi kurulmuştur. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, her iki tarafın ticari kayıtlarının usulüne uygun olduğu ve lehine delil kabul edilebileceği tespit edilmiştir. Davacı tarafın ticari defterlerine göre davalı tarafa 17.876,12-TL alacaklıdır. Davalının ticari defterlerine göre ise davalının kendi yapmış olduğu ödemeler görülmemekte olup davalının davacıya 122.876,12-TL borcu bulunmaktadır.
Davalı taraf davacı ile aralarında düzenlenecek olan satış sözleşmelerinde %50 indirim yapılmasına ilişkin anlaşmaya vardıklarını, ancak davacının daha az bir oranda indirim yaptığını, bu sebeple 12/10/2021 tarihinde 20.000,00-TL’lik iade faturası düzenlediğini öne sürmüştür. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde taraflar arasındaki %50 indirim yapılacağına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bunun yanında davacının kesmiş olduğu faturaların 8 gün içinde itiraz da edilmemiştir. Dolayısıyla davalı %50 indirim yapılması gerektiğini ispat edememiştir. Davalının düzenlemiş olduğu 12/10/2021 tarihli iade faturası ise Vergi Usul Kanunu’na göre zamanında düzenlenmediğinden ve indirim hususunda davalının usule uygun bir itirazı bulunmadığından mahkememizce hükümde gözetilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yukarıda açıklanan sebeplerle tarafların ticari kayıtlarına göre davacının davalıdan takip miktarı kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne ve alacağın likit olması ile takibin itiraz sonucu durmuş olduğu gözetilerek icra inkar tazminatının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın kabulüne,
-Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline; takibin 17.876,12 TL üzerinden asıl alacağa işleyecek %16,75 faiz ile devamına,
2-3.575,23 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.221,12-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 215,90-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.005,22-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 215,90-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 64,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.361,30TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır