Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/654 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/90 Esas
KARAR NO : 2022/654

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından davalı firmadan 27/02/2015 tarihinde satın alınan … plakalı, … Marka, … tipindeki, … Şase numaralı araç 12/10/2020 tarihinde öncesinde herhangi bir uyarı vermeksizin arızalanması üzerine çekici vasıtası ile… A.Ş. Vadi Şubesi yetkili servisine götürüldüğünü, servis tarafından aracın motorunun 3 gün süreyle makineye bağlanmak sureti ile ancak arızayı tespit edebildiklerini belirtildiğini, yapılan inceleme sonrasında aracın motorunundeğişmesi gerektiği bilgisini vererek 250.000,00-TL civarı bir maliyet talep edildiğini, aracın yetkili serviste kaldığı sürede elde edilen teknik bulgular, bağlı kaldığı bilgisayar kayıtları ve ilgili tüm servis evrakları yetkili servisten istenilmesine rağmen verilmediğini, davacının telefon ve mail yazışmaları ile ısrar olması sonucu 16/10/2020 tarihli cevap yazısında özetle; araçta oluşan arızanın motorun yağ filtresinde oluşan aşırı çapaklanma olduğu ve bu nedenle motor değişiminin gerekli olduğu tespit edildiği, aracın bu hali ile kullanılamayacağının belirtildiğini, araç üzerinde yapılan işlemlere dair detaylı iş emirleri ve faturaları yetkili servisin paylaşmadığını, noter ihbarı gönderilmesine rağmen yapılan işlemlere dair davalılardan herhangi bir başkaca belge temin edilemediğini, aracın tüm bakımları düzenli ve eksiksiz olarak yapılmış olmasına rağmen henüz 60.000 km’de olan bir aracın bu denli ciddi bir arızayı öncesinde hiç bir ikaz uyarısı vermeden yapmış olmasının normal olarak değerlendirilemeyeceğini ve kullanıcı hatası denilerek geçiştirilemeyeceğini, araçta oluşan arızanın kaynağı ve somut olayda imalat hatası bulunup bulunmadığına dair hususların tespiti amacıyla İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile delil tespiti talepli dava açılarak uzman bilirkişiden rapor aldırıldığını, alınan raporda da davacının haklılığının ispat edildiğini, arabuluculuk başvurusu yapılmış ise de davalılar ile uzlaşmak mümkün olmadığını beyan ederek arıza nedeni ile oluşan tamir bedeli için şimdilik 100,00-TL, araçta değişen parça sebebiyle ve arızanın nüksetme riski vs. nedenler ile araçta oluşan değer kaybı için şimdilik 100,00-TL, arıza nedeni ile tamir süresi boyunca araçtan mahrum kalındığından araçtan mahrum kalma tazminatı olarak şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplam 300,00-TL nin arıza tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalılardan tahsiline, tespit dosyasında yer alan ve ihtarname gönderim masrafı, arabuluculuk vekalet ücreti de dahil tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davalı … A.Ş.’nin dava konusu aracın ne satıcısı ne de ithalatçısı olmaması nedeni ile davanın bu şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, … A.Ş.’nin dava konusu aracın ithalatçısı olduğunu, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile değer kaybı gibi mali yükümlülükleri bulunan taleplerin bu şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu bağlamda husumet itirazları doğrultusunda esasa girilmeden dava reddine karar verilmesini, dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımı ve 3 yıllık garanti süresinin geçmiş olduğunu, davanın esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın ifade ettiği “3 yıl veya 100.000 km” şeklindeki garanti süresinin, “hangisi önce dolarsa” şerhiyle birlikte sunulduğunu, araç ya 100.000 km’ye kadar ya da kilometresi 100.000 km’ye ulaşmadıysa azami 3 yıl garantili olduğunu, davaya konu aracın her ne kadar henüz 100.000 km’ye ulaşmamış ise de aracın motorunun garanti kapsamında değişmesi talebiyle davalı şirkete başvurulduğunda garanti süresinin başlamasından yaklaşık 5 yıl 7 ay, huzurdaki dava ikame edildiğinde ise yaklaşık 6 yıl geçtiğini, aracın garantisinin devam ettiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, menkul mallara ilişkin satım sözleşmelerinde, alıcı yönünden malı muayene ve ihbar yükümlülüğü öngörüldüğünü ve anılan yükümlülüğe uyulmaması durumunda, satılan malın olduğu gibi kabul edildiği ve dava hakkının ortadan kalkacağı kabul edildiğini, davacı tarafın yasanın öngördüğü ayıp ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını, bu nedenle de dava hakkı ortadan kalktığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının “ayıp” olarak nitelendirdiği hususların kullanım hatasına veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını beyan ederek; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın zaman aşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, davacının haksız ve hukuka aykırı ticari faiz talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde 22/10/2020 tarihli 115.000,00-TL’lik faturanın fotokopisini, 27/02/2015 tarihli 679.183,64-TL’lik faturanın fotokopisini, 28/10/2020 tarihli 16.885,80-TL’lik faturanın fotokopisini, 16/10/2020 tarihli yetkili servisin yazısının fotokopisini, Çerkezköy… Noterliği’nin 16/10/2020 tarih … yevmiye numaralı davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin fotokopisini, davalı… A.Ş. tarafından davacı şirkete kesilen faturaların fotokopisini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasından alının bilirkişi raporunun fotokopisini, arabuluculuk son tutanağının fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
İstanbul… Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta…D. İş sayılı dosyasının masraf dökümlerinin gönderilmiş olduğu görüldü.
…Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta…plakalı araç kayıtlarının gönderilmiş olduğu, araç ile ilgili ölümlü / yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmediğinin bildirildiği görüldü.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta…plakalı aracın poliçe bilgisinin gönderilmiş olduğu, Trafik Sigortası hasar bilgisi, Kasko Sigortası hasar bilgisi, Ekspertiz rapor bilgisi ve Kaza Tespit Tutanağı bilgisinin araştırıldığını ve kayıt bulunamadığının bildirildiği görüldü.
Mahkememizin 09/06/2021 tarihli celsesinin 8 numaralı ara kararı ile davacı vekiline yoksun kalınan tazminat istemine yönelik varsa delillerini sunmak üzere süre verildiği, davacı vekilinin 23/06/2021 tarihli beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, verilen cevapta …D. İş sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sistemi üzerinden gönderilmiş olduğu görüldü.
Mahkememizin 09/06/2021 tarihli celsesinin 9 numaralı ara kararı uyarınca tarafların iddia ve savunmaları, D. İş dosyası ve dosyadaki tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dosyanın 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi davaya konu aracın ayıplı olup olmadığı, varsa ayıbın niteliği, ayıp ihbar süresine uyulup uyulmadığı ile davaya konu aracın hasar bedeli ve değer kaybı bedeli ile yoksun kalınan kar istemleri yönünden davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının ve ferilerinin tespit edilmesi hususunda rapor tanzim edilmesine karar verildiği, bilirkişi heyetinin 28/01/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
“a) Dava konusunun, davacı tarafın 27.02.2015 tarihinde davalı …A.Ş.’den satın aldığı …plakalı… marka aracın 12.10.2020 tarihinde verdiği arızanın üretim hatası olduğu iddiası ile araçta yapılan onarım bedeli, aracın kullanılamadığı süreçte oluşan zararların bedelleri ve araçta oluşan değer kaybının davalı yandan tahsili talebinden ibaret olduğu,
b) Dava dosyası incelemelerimizde, davacı yanın beyanlarından aracın davacı tarafından tamir ettirildiği sabit olup, dava konusu araca ilişkin tamir işlemine ne zaman başlanıldığı, aracın ne zaman tamirden çıktığı, ne kadar süre ile tamirde kaldığına yönelik dosya içeriğinde somut bir veri mevcut olmadığından mahrum kalma tazminatı hesaplaması yapılamadığı,
c) Teknik Yönden İncelemelerimiz:
Dava konusu … plakalı Range Rover marka aracın motorunun, krank mili ve yataklarında bulunan malze ya da dizayn hatası sonucu arıza yaptığı, aracın motorunda dizayn hatasının yüksek olasılık olduğu ve yapılacak herhangi bir onarım sonrası randıman verip vermeyeceğinin bilinmediği, bu bahisle motorunun yenilenmesi gerektiği, özellikle aracın kilometresinin 60 binler mertebesinde olmasından dolayı meydana gelmiş olan arızanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tarafından periyodik bakımlara ait belgeler davacı yana verilmemiş olduğundan, bakım eksikliklerine ilişkin bir görüşün bu aşamada belirtilemeyeceği, arızanın meydana geldiği kilometreler ve arızanın niteliği incelenip göz önüne alındığında motorun ayıplı olarak imal edilmiş olduğu, arızanın tamirinin mümkün olduğu ancak sağlıklı bir neticeye ulaşmanın ve araçtan beklenilen randımanın bilinemeyeceği, zira aynı arızaların tekrar meydana gelme ihtimalinin yüksek olduğu, motor değişim maliyitesinin ise 250 bin ile 300 bin TL arasında olabileceği, kanaatine varıldığı,
d) Dosya kapsamına sunulan belgeler, İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… D. iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve yukarıda yer alan teknik değerlendirmeler doğrultusunda dava konusu araçtaki ayıbın mahiyeti itibariyle gizli ayıp olduğu,
e) Davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından ayıp ihbar süresine uyulmakla beraber somut olayda, ayıptan sorumluluğa ilişkin zamanaşımının söz konusu olup olmadığının göz önünde tutulması gerektiği,
f) Ayıba karşı tekeffülün koşullarının gerçekleştiği fakat söz konusu hakkın kullanılmasına yönelik zamanaşımının söz konusu olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu,” yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalılar vekilinin 15/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 22/02/2022 tarihli ara kararı ile taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarında ek rapor düzenlenmesine karar verildiği, bilirkişi heyetinin 24/07/2022 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak;
“a) Dava konusunun, davacı tarafın 27.02.2015 tarihinde davalı… A.Ş.’den satın aldığı …plakalı Range Rower marka aracın 12.10.2020 tarihinde verdiği arızanın üretim hatası olduğu iddiası ile araçta yapılan onarım bedeli, aracın kullanılamadığı süreçte oluşan zararların bedelleri ve araçta oluşan değer kaybının davalı yandan tahsili talebinden ibaret olduğu,
b) Mali yönden yapılan değerlendirmede, dava konusu olayda davacı yan aracın tamir süresince araçtan mahrum kalma tazminatı talep etmekte olup aracın tamirde geçirdiği süre ve bu süreye ilişkin davacı şirketin mahrum kaldığı kar ticari defterlerle tespit edilemeyecek mahiyette olup davacı – itirazları kapsamında teknik yönden incelemelerimiz aşağıdaki gibi olduğu,
Teknik Yönden İncelemeler
c) Davaya konu … plakalı 2015 model…marka 3.0 TDV6 marka ve tipindeki 60.000km.deki araçta meydana gelen değer kaybının 88.204,80TL, onarım süresinin 10 gün, 10 günlük onarım süresindeki kazanç kaybının 12.500,00TLsı olabileceği,
Ayıptan sorumluluk bakımından
d) Kök raporda Aayıptan sorumluluğa ilişkin değerlendirmelerde değişiklik yapmayı gerektirir bir husus bulunmadığı,” yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri görüldü.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 10/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalılar vekilinin 17/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 05/09/2022 tarihli beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 07/09/2022 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin yeni üçlü bilirkişi heyeti ile yeniden keşif ve inceleme yapılmak suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alınması yahut ek rapor alınması talebi yerinde görülmediğinden reddine, davacı vekilinin 05/09/2022 tarihli dilekçesi ile ıslah için süre verilmesi talebi gözetilerek davacı vekiline ıslah dilekçesini sunmak üzere 2 haftalık süre verilmesine karar verildiği görüldü.
Davacı vekilinin 27/09/2022 tarihli ıslah dilekçesini dosyaya sunmuş olduğu ve dilekçesinin davalılar vekiline tebliğ edilmiş olduğu görüldü.
Davalılar vekilinin 05/10/2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı mal iddiasına dayalı hasar bedeli, değer kaybı bedeli, mahrum kalınan tazminat istemlerine ilişkindir.
Dava konusunu, davacı tarafın 27.02.2015 tarihinde davalı … A.Ş.’den satın aldığı…plakalı…marka aracın12.10.2020 tarihinde verdiği arızanın üretim hatası olduğu iddiası ile araçta yapılan onarım bedeli, aracın kullanılamadığı süreçte oluşan zararların bedelleri ve araçta oluşan değer kaybının davalı yandan tahsili talebinden ibarettir.
Davalı taraf süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkememizce davaya konu satın alınan aracın ayıplı olup olmadığı ayıplı ise ayıbın niteliğ hususlarında teknik bilirkişilerden rapor aldırılmış olup; sunulan raporda dava konusu… plakalı… marka aracın motorunun, krank mili ve yataklarında bulunan malze ya da dizayn hatası sonucu arıza yaptığı, aracın motorunda dizayn hatasının yüksek olasılık olduğu ve yapılacak herhangi bir onarım sonrası randıman verip vermeyeceğinin bilinmediği, bu bahisle motorunun yenilenmesi gerektiği, özellikle aracın kilometresinin 60 binler mertebesinde olmasından dolayı meydana gelmiş olan arızanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tarafından periyodik bakımlara ait belgeler davacı yana verilmemiş olduğundan, bakım eksikliklerine ilişkin bir görüşün bu aşamada belirtilemeyeceği, arızanın meydana geldiği kilometreler ve arızanın niteliği incelenip göz önüne alındığında motorun ayıplı olarak imal edilmiş olduğu, arızanın tamirinin mümkün olduğu ancak sağlıklı bir neticeye ulaşmanın ve araçtan beklenilen randımanın bilinemeyeceği, zira aynı arızaların tekrar meydana gelme ihtimalinin yüksek olduğu, motor değişim maliyitesinin ise 250 bin ile 300 bin TL arasında olabileceği, kanaatine varılmış olup dosya kapsamına sunulan belgeler, İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. iş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve yukarıda yer alan teknik değerlendirmeler doğrultusunda dava konusu araçtaki ayıbın mahiyeti itibariyle gizli ayıp olduğu tespit edilmiştir. Yine davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun anlaşıldığı,Ayıba karşı tekeffülün koşullarının gerçekleştiği davacı tarafından ayıp ihbar süresine uyulmakla beraber somut olayda, ayıptan sorumluluğa ilişkin zamanaşımının söz konusu olup olmadığının göz önünde tutulması gerektiği anlaşılmıştır.
Satış hukuku anlamında ayıp, en genel ifadeyle satılanın sahip olduğu vasıfların satılanın lüzumlu veya vaat edilen niteliklerinden, kısaca olması gereken niteliklerinden olumsuz yönde sapmasını, nitelik eksikliğini ifade eder. Kanun koyucu, TBK m.219 hükmü ile niteliği etkileyen nicelik eksikliğini de ayıp olarak değerlendirmiştir. TBK m.219’a göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanma amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” Satılan maldaki ayıp, açık ayıp şeklinde olabileceği gibi, özel bir inceleme neticesinde sonradan öğrenilebilen gizli ayıp şeklinde de ortaya çıkabilir. Gizli ayıp, sözleşmenin kurulması ya da satılanı teslim alma zamanında alıcının bilmediği ve satılan üzerinde yeterli dikkati sarf etse bile bilemeyeceği nitelik noksanlıklarının bulunmasıdır. Diğer bir ifadeyle gizli ayıplar (adi muayene ile anlaşılmayan ayıplar), tecrübeli ve dikkatli bir kişiden beklenebilecek muayeneden daha uzun bir muayene ile ortaya çıkabilecek olan veya meydana çıkmaları özel bir inceleme veya muayeneyi gerektiren ayıplardır. Bir Yargıtay kararında gizli ayıba ilişkin şu tespitlere yer verilmiştir: “Teslim tarihi ile ihbar tarihi arasında 1,5 aya yakın bir süre geçmiştir. BK. m. 198’e göre, alıcı teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hasıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda âdi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği taktirde gene satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş addolunur. Somut olayda, satım konusu mal bir deniz motorudur. Bu tür maldaki ayıp ancak derhal yapılacak bir muayene, yani çalıştırma sonucunda anlaşılabilir. Davacı alıcı bu motoru derhal çalıştırmak ve ayıplı olup olmadığını araştırmakla yükümlüdür. Şayet teslim alındığı tarihte yapılan çalıştırma ile motordaki arıza anlaşılamıyor ve ancak uzun süreli bir çalıştırma sonucunda arıza meydana çıkabiliyorsa o takdirde bu ayıba gizli ayıp denilebilir. Bütün bu yönler teknik bir bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkabilecek fen ve ihtisasa ilişkin bir konudur.
TBK m. 223/2 aynen şu şekilde düzenlenmiştir: Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Davacının, araçta arızanın ortaya çıkmasından hemen sonra 16.10.2020 tarihinde ihtarda bulunduğu göz önünde tutulduğunda, davacının söz konusu hükme riayet ederek hareket ettiği belirtilebilecektir. Başka bir anlatımla, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ayıp ihbar süresine uyulmakla beraber somut olayda, ayıptan sorumluluğa ilişkin zamanaşımının söz konusu olup olmadığının göz önünde tutulması gerekmektedir.
Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması açısından, alıcının satılanın ayıplarını öğrenmesi tarihinin esasen bir önemi bulunmamaktadır. Zamanaşımının başlangıcını belirleyen teslimin gerçekleşmiş sayılması için, satılanın sözleşmeyi ifa etmek iradesiyle alıcının tasarrufu altına konulmuş olması aranacaktır. O halde teslim için alıcının, satılanın niteliklerini gözden geçirebilecek şekilde satılan üzerinde fiili yetki kazanmış olması lazımdır. Tarafların dosya kapsamında bulunan beyanları ve dosyada mevcut bilgi/belgeye göre aracın tesliminin 27.02.2015 tarihinde yapıldığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Buna göre; T.B.K.’ nun 231.maddesinde” Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.” TBK m. 231/2’ye göre “satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz”, Burada TBK m.221 ve TBK m.225’de olduğu gibi, satıcının ağır kusuruna hukuki sonuç bağlanaması durumu söz konusudur. O halde, TBK m. 225/2’de belirtildiği üzere, satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıpların varlığı, TBK m. 231/2’nin uygulanması açısından satıcının ağır kusurlu sayılması sonucunu doğurmalıdır. Buna göre, satılanın ayıplı olarak tesliminde satıcının hileli davranışının varlığı veya ağır ihmal ölçüsünde bir kusurla hareket etmesi iki yıllık zamanaşımından yararlanmasını engelleyeceği gibi, meslekten satıcının bilmesi gereken ayıpların farkında olmaması da aynı sonucu doğuracaktır. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda dava konusu somut olayda ayıba karşı tekeffülün şartlarının oluştuğu belirtilebilecektir. Söz konusu ayıp mahiyeti itibariyle gizli ayıp olduğu tespit edilmiş olup Bu doğrultuda davacı tarafından ihbarın derhal yerine getirildiği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, dava konusu aracın 27.02.2015 satış tarihli olması, ortaya çıkan arızanın 12.10.2020 tarihinde meydana çıkması ve bu süreçte aradan yaklaşık 5 yıllık sürenin geçmiş olduğu , somut olayda T.B.K. Madde 231. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. Davacıların T.B.K. 231/2 maddesi uyarınca ağır kusurlu olduklarını ispata elverişli belge bulunmadığı davacı yanca dosyaya sunulan internet çıktılarının dava konusu araç ile aynı yıl aynı model ve cinse ait olmadıkları kaldı ki davaya konu araçlarda kronik bir hata olup olmadığının dosya kapsamından tespit edilemediği ve bu halde davacıların ağır kusurundan bahsedilemeyeceği gözetilerek TBK 231/2 hükmü somut olayda uygulanmamış olup davanın TBK 231/1 maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucuya 1.326,00-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı ve davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve her iki tarafında arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin harç ve ıslah harcının toplamı olan 4.026,30-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 3.945,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 35.562,68-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza