Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/76 E. 2021/948 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/76 Esas
KARAR NO : 2021/948
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E.dosyasında borçlu olduğunu, iş bu borcun kaynağının kredi sözleşmesi olup, müvekkilinin hesaplarına bloke konulması ile haberdar olduklarını, alacaklının talebi ile bankalara 89/1 müzekkere gönderildiğini ve …’ nın 12.02.2020 cevabi yazısında müvekkilinin hesabındaki 97.794.19 TL’ sına haciz şerhi koyulduğunun belirtildiğini, icra dosyası taraflarına verilen yetki ile incelendiğinde kredi sözleşmesindeki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığının ortaya çıktığını, alacaklı vekili ile görüşülerek durumun izah edildiğini, arabuluculuk başvurusu ile taleplerinin netleştirildiğini ancak arabuluculuk sürecinde gerekli incelemelerin yapıldığını ve‘’anlaşamama ‘’şeklinde tutanak düzenlendiğini, iş bu güne dek yaklaşık altı ay geçmesine rağmen banka müfettişi ile de incelemeye alınan taleplerine geri dönüş yapılamadığını, oysa ki müvekkilinin adresine yakın banka şubesine giderek imza ve yazı örneği verildiğini, taraflarından da diğer yan delillerin kendilerine gönderildiğini, müvekkilinin imzanın kendisine ait olmadığını, ilgili banka şubesine hiçbir zaman gitmediğini, esasen husumetli olan eşi için asla böyle bir kefalete de imza atmayacağını beyan ettiklerini, müvekkilinin 2009 yılında çok ağır bir trafik kazası geçirdiğini, halen bugün beyin fonksiyonlarındaki hasardan dolayı %60 iş göremez durumda olduğunu ancak akli melekelerinde bir hasar söz konusu olmadığını, müvekkilinin ağır hasarlı durumunu kabul etmeyen eşi … ‘nin evden ayrıldığını, sekreteri ile birlikte yaşamaya başladığını ve 2011 yılın da müvekkiline karşı boşanma davası açtığını, müvekkilinin önce boşanmayı kabul etmediğini, sonrasında ise karşı dava ile katkı payı alacağı da dahil davalar açmış olduğunu, hal böyle iken müvekkilinin bir milyonluk krediye kefil olmasının hayatın olağan akışına da ters olduğunu, davalının haciz koyduğu … hesabındaki paranın babası tarafından ihtiyaçları karşılanmak üzere müvekkiline bıraktığı para olduğunu, boşanma sürecinde davalının eşinin nafaka bile vermediği müvekkilinin bankadaki parasına konan bloke ile yardıma muhtaç hale geldiğini, müvekkilinin babasının da vefat ettiğini ve bir kısım malların miras olarak kaldığını, bu mallar üzerinde tasarruf yetkisinin de müvekkilinin elinden alındığını, bir milyonu aşkın bir borç yükü ile karşı karşıya olduklarını, müvekkilinin bankadaki hacizli mevduatı süresi içinde icra dosyasına talep edilmediğinden, haczin fekki taleplerinin … İcra Mahkemesi’ nin 2020/… E. dosyası ile karara bağlandığını ve 28.02.2021 tarihinde hesabındaki blokenin kaldırıldığını, iş bu dava masraflarını böylelikle temin edebilmiş olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile davanın kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine, … İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E sayılı takibinin müvekkili yönünden iptaline, alacak tutarının %20′ sinden az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, bir yıl süreyle haksız bloke edilen 97794 TL nın yoksun kaldığımız karının davalıdan tahsiline, davacının durumu ve borç miktarının büyüklüğü nedeniyle icra takibinin davacı yönünden teminatsız tedbiren durdurulmasına, dava masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini saygılarımla talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile … San.ve Tic. Ltd Şti arasında imzalanan 31.07.2012 tarihli – 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca adı geçen şirkete kediler kullandırıldığını, davacının da bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçluların akdi taahhütlerini ifa etmemeleri üzerine … Noterliğinin 15.02.2017 Tarih … yevmiyeli ve 07.09.2017 Tarih 45198 yevmiyeli ihtarnameleri ile hesapların kat edildiği ihbarı ile borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, iş bu ilamsız icra takibinde ödeme emrinin 26.12.2017 tarihinde davacı ( Borçlu) …’ye bizzat tebliğ edildiğini, … tarafından icra takibine itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiğini, diğer taraftan dava dilekçesindeki iddialardan müvekkili bankanın icra takibi öncesi bilgisi bulunmadığını, kaldı ki takibin itiraz olmaksızın kesinleştiğinden müvekkili bankanın kötü niyetli olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, iddialardan takip kesinleştikten ve arabulucuya başvurulduktan sonra haberdar olunmuş olup davacının bilgisi dahilinde iddiaların müvekkili banka yetkilileri tarafından araştırılarak davacı ile bizzat görüşme sağlanmak suretiyle gerekli araştırma ve incelemelerin yapıldığını, banka tarafından yapılan incelemeler neticesinde müvekkili banka tarafından davacı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinden 09.02.2021 tarihinde, davacı ile sınırlı olmak üzere, feragat edildiğine ilişkin beyan sunulduğunu, huzurdaki davanın feragata dair dilekçelerinin sunulmasından kısa bir süre önce açılmış olup hali hazırda davanın konusuz kaldığını bu nedenle davanın konusuz kaldığına karar verilmesi zorunluluğu doğduğunu, davacının kötü niyet iddialarının da yerinde olmadığını, davacının iddiaları değerlendirildiğinde müvekkili bankanın icra takibinde kötüniyetli olduğunu gösteren bir olgu söz konusu olmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, davacı tarafından babası tarafından kendisine gönderilmiş olan tutarın icra dairesi tarafından bloke edilmiş olması nedeni ile faiz talebini de kabul etmediklerini, … İcra Mahkemesi tarafından haczin fekki talebinin dosya üzerinden incelenerek karara bağlandığını, müvekkili Bankaya yapılmış her hangi bir tebligat bulunmadığı gibi öncesinde de bu yönde doğrudan bir talep de söz konusu olmadığını, kaldı ki davacı tarafından bizzat tebliğ edilen ve itiraz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan ödeme emri nedeni ile 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talep edildiğini ve bu taleplerine istinaden davacının ilgili banka hesabındaki tutar haciz ve bloke edildiğini, bankanın kesinleşmiş takibe güvenerek yapmış olduğu işlem nedeni ile faiz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile davanın konusuz kalmış olması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, müvekkili bankanın kötü niyeti bulunmadığından kötü niyet tazminatı talebinin ve faize ilişkin talebin reddine ve yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibi dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır.
… İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2020/…, … İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E. Sayılı dosyaları, İstanbul Valiliği’nin , …’ın yazı cevapları, Davalı banka müfettişliğince düzenlenen 09.02.2021 tarih ve 4/4 sayılı inceleme raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Bankacı bilirkişi …’ den aldırılan 24.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; davalı bankanın dikkatsiz ve özensiz kefalet sözleşmesi akdinden dolayı, davacının … nezdindeki mevduatına haciz konulduğu, tatbik edilen haczin haksız olduğunun gerek mahkeme kararıyla ve gerekse de davalının icra takibinden feragat etmiş olmasıyla sabit olduğu, bu durumda tatbik edilen haciz sonucunda davacının mevduatını serbestçe kullanamaması nedeniyle mağdur edilmiş olduğu gözönüne alındığında, davacının haczin uygulandığı tarih ile haczin fek edildiği tarih aralığında mahrum kaldığı faiz kaybının davalı bankaca tazmin edilmesi gerektiği, davacının faiz kaybı 11.172,62 TL olarak hesaplandığı, haczin fek edildiği tarihten (21.01.2021) itibaren 3095 sayılı K’nun 2/2 m. uyarınca %16,75 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek nitelikli ticari avans faizi ile birlikte 11.172,62 TL’nın istenilebileceği her ne kadar bir an için düşünebilinir ise de, Adi işlerde faize faiz yürütülmesi yani bileşik faiz uygulanması TBK m. 388/3 hükmü ile açıkça yasaklandığı, öte yandan TBK m. 121/3 ve 3095 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde de Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklı tutulmak suretiyle bileşik faiz uygulanması yasaklandığı, faize faizin yasaklanmış olduğu gözönüne alındığında takdiri mahkemeye ait olmak üzere sadece 11.172,62 TL işlemiş faizin davalı bankadan talep edilebilineceğinin düşünüldüğü, davacının kötü niyet tazminatı talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller birlikte incelenip değerlendirildiğinde, dava dışı kredi lehtarı- asıl borçlu … San. ve Tic. Ltd.Şti. ile davalı banka arasında 1.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeyi davacı kefilin de 1.000.000,00 TL kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu iddiasının bulunduğu, davacı tarafın ise kefalet sözleşmesindeki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığı yönünde iddiada bulunduğu, davalı banka tarafından, … İcra Müdürlüğü’ nün 22.12.2017 tarih ve 2017/… E. sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla davacı kefil aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı bankaca davacının … nezdindeki hesabına 89/1. haciz ihbarı gönderilmesi için 04.02.2020 tarihinde talepte bulunulduğu, İcra Hukuk Mahkemesi dosyası içeriğinde dava dışı …’ nın …. İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E. sayılı dosyasına 89/1. haciz ihbarına atfen verdiği 12.02.2020 tarihli cevabı yazıda 97.794,19 TL’na haciz şerhi işlendiğinin belirtildiği, ….İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 25.01.2021 tarih, 2020/… E. ve 2021/151 sayılı kararına göre, davacının şikayetinin kabulü ile 03.12.2010 tarihli müdürlük kararının iptaline ve mevduat haczinin fekkine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı banka müfettişliğince düzenlenen 09.02.2021 tarih ve 4/4 sayılı inceleme raporuna göre, raporun 3.sayfasında; “ Müşteki kefil …’nin üzerinde kayıtlı bir taşıtı veya gayrimenkulü bulunmadığı, diğer bankalara düzenli gönderilen haciz yazıları sonucu 13.02.2020 tarihinde … nezdinde 90.000,00 TL tutarında mevduat bakiyesi yakalandığı ve … tarafından tutarın blokeye alındığı,”; belirtilmiştir.
Raporun 13. Sayfası sonuç bölümünde; “31.07.2012 tarihli GKS’nin tahrif edilmiş imza beyannamesine istinaden alındığının tespit edilmesi ve kefalet beyanının …’nin el ürünü olmadığına kanaat getirilmesi nedeniyle bankamız tarafından …’nin kefaletinden feragat edilip edilmemesi hakkında idari karar alınması.”; yönünde görüş bildirilmiştir. ….İcra Müdürlüğü’ nün 2017/… E. sayılı dosyasında 09.02.2021 tarihli talep ile davacı … hakkında açılan takipten feragat edilmiş olduğu görülmüştür. Bu halde davacı vekilinin …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebi açısından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Tarafların haklılık durumu açısından yapılan değerlendirmede; davalı bankanın dikkatsiz ve özensiz kefalet sözleşmesi akdinden dolayı, davacının … nezdindeki mevduatına haciz konulduğu, tatbik edilen haczin haksız olduğunun gerek mahkeme kararıyla ve gerekse de davalının icra takibinden feragat etmiş olmasıyla sabit olduğu, bu durumda tatbik edilen haciz sonucunda davacının mevduatını serbestçe kullanamaması nedeniyle haczin uygulandığı tarih ile haczin fek edildiği tarih aralığında mahrum kaldığı faiz kaybının davalı bankaca tazmin edilmesi gerektiği kanısıyla bilirkişi raporuyla hesaplanan 11.172,62 TL üzerinden davacı vekilinin 27.07.2021 tarihli dilekçesi ve mahkememizin 09.12.2021 tarihli duruşmada alınan beyanı doğrultusunda yoksun kalınan kar yönünden talebinin kabulü ile 10.000 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Başlatılan icra takibinden davalı- borçlu açısından 09.02.2021 tarihinde ön inceleme duruşmasından önce feragat edildiği ve durumun cevap dilekçesi ile mahkememize bildirildiği anlaşıldığından davacı lehine hesaplanacak nispi vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi gereğince yarısı olması gerektiği anlaşılmıştır.
İcra takip dosyasında ödeme emrinin bizzat davacıya tebliğ edilip süresi içerisinde icra takibine itirazda bulunulmaması nedeniyle davalı banka aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HUAK 18A/13. fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” 14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama nedeniyle sonlandığı son anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği ve arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2020/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan Özgür Esen ( Sicli No: … ) adına 1.320.TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davanın davalının icra dosyasındaki itirazlarından vazgeçmesi nedeniyle konusuz kalması nedeniyle arabuluculuk giderlerinin davalı aleyhine yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı vekilinin … İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebi açısından dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Kurulan hüküm gereğince kötüniyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
3- Davacı vekilinin yoksun kalınan kar yönünden talebinin kabulü ile 10.000 TL yoksun kalınan karın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 14.595 TL( tamalama harcı dahil) mahsup edilerek geriye kalan 13.911,9 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Alınması gereken 683,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 6 gereğince 29.775 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı 77,20 TL posta masrafı, 1.000 TL bilirkişi ücreti, 59,30 TL başvurma harcı 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.145,00.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır