Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/723 E. 2022/320 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/723 Esas
KARAR NO : 2022/320
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;02/01/2020 tarihinde meydana gelen elektrik kesintileri üzerine … ekiplerince enerji hatlarına yapılan müdahale esnasında müvekkili şirket nezdinde 10510533 sayılı İş Yeri Poliçesi ile sigortalı bulunan … Sinagogları Vakfında ki klimaların iç ve dış ünitelerinin elektronik kartları yandığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından tayin olunan bağımsız sigorta eksperi vuku bulan olayın sonucunda müvekkil şirket sigortalısının taşınmazında meydana gelen hasarı değerlendirildiğini “… klima sisteminin 7 adedi iç ünite, 4 adedi dış ünite elektronik kartı olmak üzere toplam 11 adet kartın hasarlanmış olduğu ve servis tarafından onarılamayacağı” tespit edildiği ve sigorta muafiyet ve tenzil bedelleri düşüldükten sonra 8.651,00 TL hasar bedelinin tazmin edilmesi gerektiği bildirildiğini, hasar bedeli müvekkili tarafından karşılandığını, olay sonrası düzenlenen 14/01/2020 tarihli eksper raporuna, tespit ve açıklamalara göre, olayın oluşunda müvekkil şirkete iş yeri sigortası ile sigortalı olan vakfın herhangi bir kusuru bulunmadığını, olay davalı kurumun enerji hatlarına yaptığı müdahale esnasında meydana geldiğinden yüksek gerilim hattı sorumlusu … kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğunu, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125.maddesinin son fıkrasında idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü yer aldığını, bunun sonucu olarak idare hizmetin geç işlemesi veya fena işlemesi suretiyle hizmetin kusurlu işletilmesi sonucu kişi ve kurumlara verdiği zararları gidermek zorunda olduğunu, TTK 1481 maddesi de görüleceği üzere sigorta şirketi zarar görene yaptığı ödemeyi zararın meydana gelmesinde sorumlu olanlardan doğrudan halefiyet kuralı gereğince talep edebileceğini beyan ve gerekçelerle davanın kabulünü, İstanbul 19.İcra Müdürlüğü’nün 2020/16420 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, %20 icra inkar tazminatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, iddia ve talepleri kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia olunan hasarın tazmini için mevzuatta belirtilen şartlar dava konusu talepler yönünden mevcut olmadığını, gerek davacı taraf gerekse dava dışı sigortalı tazmin için müvekkil şirkete süresi içerisinde müracaat etmediğini, dava konusu hasar müvekkil şirketin dağıtım tesislerinden kaynaklı olarak meydana gelmediğini, elektrik şebekesindeki bütün arıza ve kesintiler yönetmeliklere uygun şekilde elektronik sistemler tarafından kayıt altına alınmakta, bu kayıtlar ilgili kurumlar tarafından denetlenmediğini, davacı taraf dava konusu zarara müvekkil şirketin neden olduğu yolundaki iddialarını ispatlayabilecek nitelikte herhangi bir belge sunmadığını, müvekkil şirketin kayıtlarının incelenmesiyle anılan adreste hasar tarihinde dava dışı sigortalıyı etkileyen müvekkil şirket kaynaklı herhangi bir arıza ve kesintinin olmadığı tespit edildiğini, zira dosya içeriğinden anlaşıldığı kadarı ile dava dışı sigortalıya ve apartman yönetimine ait tesisatta çalışır vaziyette bir kaçak akım rölesinin bulunmadığının anlaşıldığı, elektrik iç tesisatına kaçak akım rölesi gibi kaçak ve aşırı akım korumalarının takılması elektrik iç tesisleri yönetmeliği’ne göre malikinin sorumluluğunda olduğunu, dava konusu olayda müvekkil şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağı olmadığını, bu nedenle mutlaka mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi ile hasarın ortaya çıkma nedeni şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmeli, ondan sonra sorumluluk tayini yapılması gerektiğini, davacı sigorta şirketince ibraz olunan ekspertiz raporunda, poliçe ekli liste dosyaya ibraz edilmediğini, davacının talep konusu ettiği meblağ fahiş olup, davacı tarafça talep edilen değerin tespitinin hangi kriterlere göre yapıldığının belli olmadığı beyan ve gerekçelerle %20’den az olmamak kaydıyla davacının kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinin 1. Fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise; ” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır , düzenlemesini getirmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dava, 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Olay haksız fiilden kaynaklanmış ise de, davalı her ne kadar ticari şirket olsa da; zarara uğrayan dava dışı sigortalı … Sinagogları Vakfı ibadethane olarak faaliyet gösterdiğinden iş bu dava da ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliği taşımadığı, nispi ticari dava olarak kabulü için gereken her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili bulunması koşulunun olayda mevcut olmadığı, nispi ticari dava olmadığı, mutlak ticari davalardan da olmadığı gözetilerek, mahkememizce bu davaya bakma görevi bulunmadığı genel mahkemelerde uyuşmazlığın çözümü gerektiği anlaşılmış olup davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ile davanın USULDEN REDDİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır