Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/687 E. 2022/815 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/687 Esas
KARAR NO : 2022/815

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, davalıya yaş sebze ve meyve satışının yapıldığını ve toplam 141.549,04 TL tutarında faturalar düzenlendiğini, davalının borcunu ödemediğini ve bu sebeple davalı aleyhine de İstanbul… İcra müdürlüğü…esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu açıklayarak davalının kabulü ile, İstanbul …cra müdürlüğü… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, icra takibinin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının söz konusu faturaları tek taraflı düzenlendiğini, taraflar arasında bir mal alım satış ya da cari hesap sözleşmesi gibi bir temel ilişki bulunmadığını, mal tesliminin ispatlanamadığını, faturaların kendilerine tebliğ edilmediğini açıklayarak davanın reddini, takip tutarının %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalıya ait 2018 yılı yevmiye defteri örneği,…Hal Müdürlüğü tarafından gönderilen sevk irsaliyesi ve kantar fişi fotokopisi, irsaliyeli fatura örnekleri, Teslim edilen mallara ilişkin künye çizelgesi, araç künye örneklerinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Dosyanın İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/10/2021 tarih …Esas …Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği, İstanbu… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasından tensip tutanağının taraflara tebliğ edildiği, davalı tarafından süresinde davaya cevap dilekçesi sunulmadığı, dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi edilerek 10/12/2019 tarihli rapor alındığı, 10.12.2019 Tarihli Bilirkişi Raporunda bilirkişi SMMM … Davacının ticari defterlerini incelemiş ve davacının tüm faturaları BA-BS formunda beyan ettiği gibi ticari defter kayıtlarında 141.549,04 TL alacağının işli olduğu yönünden rapor tanzim edildiği, bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı vekilinin 13/12/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin, davalı vekilinin 12/02/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilinin 15/02/2020 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davayı öğrenme tarihinin 04/02/2020 tarihi olduğunu beyan ederek cevap dilekçesi sunmuş olduğu, … Hal Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı vekilinin 16/12/2019 tarihli dilekçesi ekinde bilgilerini sunduğu malların hal girişinin ve malların kim adına girişinin yapıldığının sorulduğu, müzekkereye cevap verilmiş olduğu ve istenilen belgelerin gönderildiği, müzekkere cevabından sonda dosyanın ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 13/08/2020 tarihli ek raporunu sunmuş olduğu, raporun taraf vekillerine tebliğ edilmiş olduğu, davalı vekilinin 17/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesinin, davacı vekilinin 01/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesinin sunulmuş olduğu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkereye cevap verilerek davalıya ait sicil kayıtlarının gönderilmiş olduğu, dosyanın 2. Ek rapor aldırılmak üzere bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 31/08/2021 tarihli ek raporunu sunmuş olduğu, ilgili raporda davalı defterleri incelenmiş ve davacının davaya konu ettiği faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bunları BA-BS formu ile vergi dairesine beyan edilmediği, davalının yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin olmadığı hakkında inceleme ve görüş bildirildiği, raporun taraflara tebliği edildiği, davacı vekilinin 06/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesini sunmuş olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 16/02/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 24/05/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacının, künye numarası verilerek çeşitli nakliye firmalarına teslim ettiği malların 5957 sayılı kanun kapsamında T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının onayı ile oluşturulmuş “ HAL KAYIT SİSTEMİ” ile davalıya teslim edildiği,
Künye numarası verilmeyen ve faturası nakliye firmasında bulunmayan tarım ürünlerinin yol boyunca polis ve maliye denetiminden geçemeyeceği, künye numarası verilen malların polis ve maliye, zabıta denetimlerinde geçebileceği,
Çünkü;
Künye numarası ile alıcıya Nakliye firmaları ile gönderilen mallarda, Ürün Üretim yeri, ürün cinsi ve miktarı, kime teslim edileceğine dair taşıma irsaliyesi, aracın plakasını ürünler araca tesliminden hemen önce elektronik ortamda HAL Müdürlüğüne bildirimlerinin yapıldığı,
Önceden bildirimi yapılan ve Hal müdürlüğüne giriş yapan nakliye firmasının malın faturasının fotokopisini hal müdürlüğüne, aslını alıcıya teslim etmek zorunda olup, nakliyecinin ürünleri 3. Bir kişiye teslim edemeyeceği,
Yukarıdaki ayrıntılı açıklamalarım işığında Sayın mahkemenin 14.02.2020 tarihli müzekkeresine cevap olarak… hal müdürlüğünün gönderdiği eklerde, 7 adet fatura tutarı 69.623,16 TL bedeli ürünlerin hal müdürlüğüne teslimin yapılmış ürünlerinde davalıya teslim edilmek üzere hal bölgesine girişinin yapıldığından faturalarının 3065 sayılı KDV kanunu 2. Maddesine göre davalıya teslim ve tebliğ edilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği,
Diğer fatura tutarlarının tamamının ise 5957 sayılı kanun kapsamında T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığının onayı ile oluşturulmuş “ HAL KAYIT SİSTEMİ” ile — davalıya gönderilmek üzere faturaları ile birlikte taşıyıcıya teslim edilmiş oldukları,
Sayın mahkeme tarafından b bendinde açıklanan 7 adet fatura yönünden davacının alacak olacağı yönünde karar ittihazı halinde;
Davacının, davacıdan,
69.623,16 TL alacaklı olabileceği ve bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9 oranından başlayacak değişen oranlarda yasal faiz işletilmesi gerekecektir.
Sayın mahkeme tarafından c bendinde açıklanan diğer 9 adet fatura yönünden davacının alacak olacağı yönünde karar ittihazı halinde; Davacının, davacıdan ayrıca B bendi dışında ,
71.925,88 TL alacaklı olabileceği ve bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9 oranından başlayacak değişen oranlarda yasal faiz işletilmesi gerekecektir.
Davalı açısından inceleme; Davalının yevmiye defterinde Şubat-Mart-Nisan 2018 dönemlerinde Tek 1 TL tutarlı mal/ürün girişinin olmadığı halde nadir olarak her ay sonlarında ürün çıkışlarının bulunduğu,
Yine davalının yevmiye defterinde muhtemel olarak ürün 3. Kişiye satılmış olmasına rağmen fatura çıkışlarında davacının isminin zikredildiği 15 adet fatura kaydının bulunduğu ve bu faturaların yukarıdaki bölümde tablo halinde sunulmuş olduğu,
Faturaların davalı kayıtlarında yer almadığı BA-BS formu ile beyan edilmedikleri tespit edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 09/06/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … LTD. ŞTİ. Tarafından borçlu … aleyhine 141.549,04 TL üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin 17/09/2018 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
İcra takibine konu alacak, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; talimat mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 141.549,28 TL alacağı olduğu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davaya ve icra takibine konu faturaların davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ancak faturaların teslimine ilişkin herhangi bir bilginin olmadığı ürünlerin tesliminde dair kısımların boş olduğu yine davacı tarafından mal hakkında künye belgeleri ve bu belgelere ait çizelge sunulmuş ise de söz konusu belgelerin hangi faturaya ilişkin olduklarının tespiti yapılamamış olduğu bildirilmiştir. Mahkememizce aldırılan 31.08.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının ticari defter ve kayıtlarına göre defterinde davacı ile olan cari münasebetine rastlanmadığı ayrıca davaya konu faturaların yasal defterlerinde kaydı bulunmadığı davalının ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davaya ve icra takibine konu edilen faturadaki malların davalıya teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Davalı taraf davaya konu malları teslim almadığını iddia etmektedir.
HMK’nun 190. maddesin de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” ifadesi ile düzenlemiştir. Bu maddeye göre ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran taraftadır.Faturalar akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp, akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir. Bu nedenle tek taraflı düzenlenen faturaya dayalı olarak mal yada hizmet verdiğini iddia eden taraf mal yada hizmet verdiğini mutlaka karşı tarafın imzasını içeren bir belge ile ispat etmelidir.Tacirler arasındaki akdi ilişki taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir. Buna göre, Davalı defterlerinde kayıtlı olmayan faturaların içeriği malın davalıya teslim edildiğinin HMK 190. ve TMK 6. maddeleri uyarınca, davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Salt fatura düzenlenmesi söz konusu faturalara konu malın davalıya teslim edildiğini ispata elverişli değildir.
Davacı taraf, ihtilaf konusu fatura içeriği malların teslimini ispat noktasında, … Hal Müdürlüğü tarafından gönderilen künye belgelerine ve hal kayıt sistemine dayanmış olup, mahkemece bu deliller toplanmıştır.sunulan belgelerin muhteviyatı malların gümrük mevzuatı gereğince yurt dışı edilerek fiilen ihraç edilmiş olduğunu ispata elverişli olup, yurt dışı edildiği sabit olan malların alıcısı olan davalıya teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. … Türkiye’den kara yolu taşıması ile yurtdışı edilen malların, alıcının bulunduğu bölgedeki gümrüğündeki işlemlerinin kim tarafından ne şekilde yapıldığına ilişkin bir delil bulunmadığı ve malların davalıya teslim edildiği sonucuna ulaşılmamaktadır.
Mahkememizin 28/09/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince faturalara konu malların tesliminin ispatı bakımından son ispat vasıtası olan yemin delili bakımından davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayandığı görülmekle yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verildiği, Davacı vekilinin 03/10/2022 tarihli dilekçesi ile davalıya yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği görülmüştür. Bu haliyle davaya konu fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği hususunun ispata muhtaç olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerin ispata elverişli olmadığı anlaşılmakla; Davanın reddine, şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminat takdirine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 1.709,56 TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 1.628,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 22.232,36-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza