Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/646 E. 2022/826 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/646 Esas
KARAR NO : 2022/826
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Müvekkili aleyhine davalı … tarafından … 15. İcra Müdürlüğü 2021/… esas numarasına katırlı takip başlatıldığını, yapılan takibin usule aykırı olmakla takibe konu alacağın tamamının da müvekkiline ait olmadığını, müvekkili … ‘tan aylık 6.500,00-TL karşılığında … Mah. … Sk No:… /İSTANBUL adresinde bulunan işletmeyi 05/08/2018 tarihinde 1 yıllığına kiralandığını, müvekkilinin Suriye vatandaşı olduğundan elektik su ve benzeri abonelik işlemlerinin nasıl gerçekleştirildiğini bilmediğini bu nedenle kiralanan iş yerinin hiç bir aboneliğini gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin kiralamasından bir süre sonra … yetkilileri iş yeri denetimi yaptıklarını, denetim sırasında Suriyeli olan müvekkilinin adına 09/10/2018 tarihli tespit sözleşmesi ile işlem tipinin ‘re’sen yenlime’ olarak su aboneliğinin kayıt altına alındığını, müvekkilinin Türkiye vatandaşı olmadığından yabancılar için yönetmelik ile belirlenen şartları taşıyıp taşımadığı hususunun araştırılmadığını, Mevzuat gereğince abonelik işlemleri iki şekilde yapıldığını, Resen abonelik: Sözleşmesiz su kullananların idare tarafından tespiti halinde yönetmelikteki şartları sağlayanlara doğrudan yapılan abonelik işlemi olduğunu, Sözleşme (Mukavele):Su satış ve hizmet şartlarını belirleyen idare yetkilisi ve abone tarafından imzalanmış akit olduğunu, müvekkilinin 2018 yılının sonu itibarıyla taşınmaz maliki ile kira sözleşmesini sonlandırdığını, ardından işletme … tarafından … Adlı kişiye 18/02/2109 tarihinde aylık 6.500,00-TL karşılığında kiraya verildiğini, bu tarihten itibaren işyerinin bir diğer davalı … … tarafından işletildiğini, delil olarak sunulan E yoklama fişinde iş bırakma/terk tarihi 18/01/2019 olduğunu, aynı evrakın açıklama kısmında belirtilen adreste yapılan yoklamada, ilgili işyerinin kapalı olduğunun görüldüğünü, yapılan çevre araştırmasında mükellefin tanınmadığının beyan edildiği ibaresinin yer aldığını, bahse konu işyeri … tarafından … … adlı kişiye 18.02.2019 tarihinde kiralanmışsa da abonelik sonlandırılmamış ve yeni kiracı … …in’de aboneliği üzerine almadığını, bu durumun 04/07/2019 tarihinde … adlı kişi tarafından abonelik üzerine alınıncaya kadar devam ettiğini, müvekkilinin 18/02/2019-04/07/2019 tarihleri arasında tüketilen su bedelinden sorumluluğu bulunmadığını, belirtilen tarihlerdeki faturalardan fiili tüketici olan bir diğer davalı … … sorumlu olduğunu, taraflarınca kabul edilebilecek ödenmemiş faturaların 09/10/2018-18/02/2019 tarihine kadar olanlar olduğunu, geri kalan ödenmemiş faturaların fiili kullanıcı olan … …’e ödetilmesi gerektiğini, müvekkiline ait borç tutarının yapılacak inceleme sonrasında tespit edilebileceğini, Suriyeli olan müvekkilinin, abonelik işlemleri ve sonuçlarını ayrıca ve açıkça bilmemesinden kaynaklanan yüklü miktardaki su tüketim bedelinden sorumlu tutmak hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu … tarafından … İcra Müdürlüğü 2021/… E. Numaralı dosya vasıtasıyla başlatılan takipte 94.086,85 TL 09/10/2018-16/07/2019 Tarihleri Arasında Düzenlenmiş Fatura Asıl Alacağının 54.471,63 TL olduğunu, belirtilen tarihlerde düzenlenmiş fatura alacaklarında geçmiş gün gecikme cezasının 148.558,48 TL Toplam alacak olarak gösterildiğini, yapılan takip talebindeki tutarlarda da hesaplama hataları yapıldığının tespit edildiğini, sayacın … metre küpte söküldüğünü, son faturanın ise 38847 metre küp kadar çıkarıldığını, yani sayaç söküldükten sonra düzeltme yapılmadan kesin hesap faturası çekildiğini, hatalı endeksle hesaplanan bedel üzerinden icra takibi başlatıldığını, bu nedenle yanlış ve fazla bir miktarla faizi işlemiş tüketim bedelinin yeniden hesaplanması gerektirdiğini, takip dayanağı olan fatura bedelinin esası yansıtmadığından kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin tamamından sorumlu olsaydı dahi başlatılan icra takibi hatalı olduğunu, hatalı endekse dayanan takip talebinin aynı zamanda açık ve anlaşılır olmaktan uzak olduğunu, bu nedenle iptal edilmesi ve müvekkilinin fiili kullanımında olduğu tarihe ilişkin borç tutarının yapılacak inceleme neticesinde hesaplanması gerektiğini, açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, arz ve izah edilen ve mahkemece’de re’sen nazara alınacak nedenlerle; İhtiyati Tedbir taleplerinin kabulüne, müvekkilinin fiili kullanımında olan tarihlere göre borcunun tespitine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini etmektedir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; … tarafından kira sözleşmesine dayalı olarak re’sen sözleşme yapıldığını, borcun ödenmediği … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… nolu icra takibinin başlatıldığını, belirtilen borcun bir kısmının kabul edildiğini, bir kısmının ise … … olduğunu tespit amacıyla ihtiyati tedbir isteminde bulunduğunu, müvekkilinin fiili kullanımından oluşan borçların tespitini istediğini, davacının gerek ihtiyati tedbir talebinin gerekse fiili kullanımından oluşan borçların tespitini istemi usul ve esas bakımından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Yenibosna vergi dairesine müzekkere yazılarak davacının 2018-2021 tarihleri arasında iş yeri adres güncel bilgilerinin bildirilmesi istenilmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2021/… esas sayılı dosyasının incelenmek üzere gönderilmesi istenilmiştir.
…’ye müzekkere yazılarak davacıya ait abonelik sözleşmelerinin, faturaların, kayıtlarının incelenmek üzere gönderilmesi istenilmiştir.
13/06/2022 tarihinde 3 adet çevre mühendisinden oluşan heyetten bilirkişi raporu alındı.
GEREKÇE:
İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Ancak davacı borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul etmekle beraber başka bir sebepten ötürü geçersiz olduğunu veya borcun sona erdiğini iddia ediyorsa ispat yükü davacı borçlu üzerindedir.
Menfi tespit davasının sonucuna göre davacı borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçlu hakkında icra takibinde bulunmuş olması, icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması ve borçlunun tazminat talebinde bulunmuş olması gerekir.
Borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için ise icra takibinin durdurulması için tedbir kararı verilmiş ve bu kararın fiilen uygulanmış olması gerekir.
Somut olayda davacı adına davalı kurum tarafından re’sen 09/10/2018 tarihinde abonelik başlatılmıştır. Bu abonelik borcundan dolayı 04/07/2019 tarihinde yine davalı kurum tarafından sonlandırılmıştır. Davacı taraf aboneliğin bulunduğu taşınmazı 05/08/2018 tarihinde kiraladığını, taşınmazın 18/02/2019 tarihinde diğer davalı … …’e kiralandığını, bu sebeple 18/02/2019 – 04/07/2019 tarihleri arasında tüketim borcundan sorumlu olmadığını ileri sürmüştür. Davacı her ne kadar fiilen taşınmazı kullanmadığını iddia etse de aboneliğin, davalı kurum tarafından sonlandırılana kadar davacı adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Bir taşınmazın fiilen kullanılması ile abonelik kaydının bulunması farklı hususlardır. Davalı kurum ile arasında abonelik sözleşmesi bulunan davacının borcu ve sözleşmesi, kira ilişkisinin bitiminde kendiliğinden sona ermez. Zira davalı kurum ile davacı arasındaki abonelik sözleşmesi devam ettiği sürece, tüketim bedelinden sözleşme gereği davacının sorumluluğu da devam edecektir. Aboneliğin ve sözleşmenin sona ermesi için davacının usulüne uygun olarak davalı kuruma bildirimde bulunması ve aboneliğini sonlandırması gerekir. Davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesinde mevzuatı bilmemesi bahane olarak kabul edilemez. Dolayısıyla davacının fiilen taşınmazı kullanmadığı gerekçesi ile adına kayıtlı bulunan aboneliğin tüketim borcundan sorumlu olmadığı yönündeki iddiası yerinde değildir.
Davacı taraf sayaçta okuma hatası olduğunu, sayacın 36.391 metreküpte söküldüğünü, son faturanın ise 38.847 metreküp bedeli kadar düzenlendiğini iddia etmiştir. Son faturanın incelenmesinde abone kartına göre 36.391 metreküp okunduğu, bu konuda faturada bir hatanın bulunmadığı mahkememizce tespit edilmiştir. 13/06/2022 tarihli alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca faturalar incelenmiş ve yapılan hesap sonucunda davacının 173.382,68-TL borçlu olduğu ve kurum tarafından düzenlenen faturalarda herhangi bir hesap hatası bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı kurum ise 94.086,85-TL kullanım bedeli, 54.471,63-TL gecikme cezası olmak üzere toplam 148.558,48-TL talepte bulunmuştur. Bilirkişi raporu ile davalı kurumun talebi değerlendirildiğinde davalı kurumun alacağından daha azını talep ettiği anlaşılmıştır. Bu sebeple davalı kurumun davacı aboneden alacaklı olduğu anlaşıldığından menfi tespit talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf menfi tespit talebini davalı kuruma ve sonraki kiracı … …’e yöneltmiştir. Menfi tespit davaları niteliği itibari ile borçlu olduğu iddia edilen tarafın alacak talebinde bulunan tarafa yönelttiği bir davadır. Somut olayda davacıdan alacaklı olduğunu ileri süren davalı kurum olduğundan, menfi tespit davasının muhatabı da davalı kurumdur. Davacının ilgili abonelik sözleşmesindeki bir miktar borçtan davalı … …’in sorumlu olduğu iddiası ile davalı … …’e karşı menfi tespit isteminde bulunması yerinde değildir. Dolayısıyla … … yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 2.456,30-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 23.283,77-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak Davalı …’ne verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır