Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2023/152 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/644 Esas
KARAR NO : 2023/152
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 10/11/2021
KARAR TARİHİ : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … A.ş ile dava dışı borçlu … … – … arasında akdedilen … uyarınca borçluya kredi kullandırıldığını, davalı … …’in ise asıl borçluya kullandırılan krediden kefil sıfatıyla sorumlu bulunmadığını, davalının ödemelerini zamanında yapmaması üzerine müvekkili banka tarafından GKS’nin ilgili maddeleri uyarınca borçlulara kullandırılan kredi hesabının kat edildiğini, bu hususun … 1. Noterliği’nin 23/06/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçluya bildirilerek kat tarihi olan 23/06/2020 tarihi itibarı ile nakdi kredilerden doğan borcun ödenmesini, aksi takdirde aleyhlerine yasal takibe geçileceğinin ihtar edildiğini, borçlu tarafça ihtara rağmen ödeme yapılmayınca …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip işlemi yapıldığını, davalı takibe borca tüm ferilere itiraz etmiş borçlunun iş bu haksız itirazı neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu, olumlu sonuç alınamadığını, izah edilen nedenlerle davalının itirazlarının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle iptaline ve takibin devamına ve yine takibe konu alacağın likit olması hususu göz önünde bulundurularak davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kefil olduğu GKS’ye istinaden davacı banka tarafından asıl borçlu … …’e ait … Şube … nolu hesaptan müvekkili … …’in kefil olduğu kredi hesaplarına 100.000,00-TL’nin 21/02/2017 tarihinde hesabına alacak olarak kaydedildiğini, daha sonra asıl borçlunun … Şube … nolu hesabından 24 taksit olarak tahsil edilerek sonlandırıldığını, sunulacak olan hesap hareketlerinden de anlaşılacağı üzere asıl borçlu … …’in muhtelif kredilerinde kullanılmış ve bir takım ödemelerin yapıldığının anlaşılacağını, ancak müvekkilinin kefil olduğu 21/02/2017 tarihinde … … referanslı 100.000.00 TL 24 aylık taksitli kredinin son taksidinin 21/02/2019 tarihinde ödendiğini ve kapatıldığını, bu hususa ilişkin asıl borçluya ilişkin banka hesap hareketlerinin sunulacağını, ancak davacı bankanın müvekkilinin kullandığı kredi kapanmamış gibi asıl borçlunun kullanmış olduğu diğer krediler ve çek sorumluluk bedellerini de kapsar şekilde müvekkilinin kefil olduğu ve ödenmiş kredi sözleşmesinden borç tahsilatı cihetine gidildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl borçlunun sair borçlarından ve çek sorumluluk bedellerinden sorumlu tutulmak istenmesinin usul ve yasaya aykırı olmanın yanında kötü niyetin varlığının sübut bulmuş hali olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin kefil olduğu kredinin asıl borçlunun hesaplarından ödenmiş olmasına sebebi ile davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine müvekkili lehine %20’den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak 2020/… esas sayılı dosyasında 17/11/2021 tarihli 2.000-TL tahsilata ilişkin bilgi ve belgelerin Mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Tarafların ticaret sicil kayıtları incelenmiştir.
…. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak 2020/… esas sayılı dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
Bankacılık konusunda uzman bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Davalının sistem üzerinden nüfus kayıt örnekleri dosya içerisine alınarak incelenmiştir.
GEREKÇE:
Dava; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasında itirazın iptaline ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde; takibin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu ve davacı alacaklının süresinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davalı borçlu, icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de, TBK md. 89 uyarınca yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Takibe konu borç genel kredi sözleşmesine dayanmaktadır. Davacı banka ile dava dışı borçlu … … arasında 13/02/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı borçlu ise, işbu sözleşmede müteselsil kefil sıfatı ile bulunmaktadır. Kefalet sözleşmesinin incelenmesinde kefaletin, TBK md. 583 uyarınca geçerlilik şartlarını taşıdığı, eş muvafakatinin bulunduğu ve bu sebeple usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka, dava ve takip konusu borcu 23/06/2020 tarihinde kat etmiştir. Kat ihtarnamesini davalı kefile ve dava dışı borçluya tebliğe çıkarmış, ancak tebligatlar iade edilmiştir. İhtarnamelerin gönderildiği adreslerin sözleşmedeki adreslerden farklı olduğu ve bu sebeple sözleşmenin 62. maddesi uyarınca geçerli bir tebligatın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ödemeye ilişkin sunduğu dekontların incelenmesinde 4 farklı referans numaralı krediler için yapılan ödemeler bulunduğu; bunlardan … referans numaralı kredilerin kat ihtarında belirtilmediği ve dava konusu olmadığı; dava konusu olan borcu ilişkin … referans numaralı kredinin ise sadece 3 taksitine ilişkin dekont sunulduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı tarafından sunulan ödeme dekontları borca yeter miktarda olmadığından, borcun tamamının ödendiği iddiası mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı bankanın alacağının hesaplanmasına ilişkin alanında uzman bilirkişiden alınan rapor uyarınca davalı kefilin, takip tarihi itibariyle toplamda 110.488,50 TL borçlu olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere takip tarihinden önce usulüne uygun olarak davalı borçlu temerrüde düşürülmediğinden, temerrüt tarihinin takip tarihi olarak kabul edilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Kefalet miktarının 200.000 TL olması sebebiyle de borcun kefalet limitini aşmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davalının kefaletinin geçerli olması, takip tarihinde davalının temerrüde düşmesi ve takip tarihi itibariyle davalının davacıya 110.488,50 TL borçlu olması sebebiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; davalının borçlu olduğu miktarın yargılama sonunda ortaya çıkması sebebiyle icra inkar tazminatı talebi kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
2-…. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas salıyı takip dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 110.488,50 TL’lik kısmının iptaline; takibin 104.858,89 TL asıl alacak, 3.529,93 TL kat öncesi işlemiş faiz, 1.822,80 TL kat sonrası işlemiş faiz ve 276,91 TL masraf olmak üzere toplam 110.488,50 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %59,60 temerrüt faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-İcra inkâr tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 7.547,47-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.011,38-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 5.536,09-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.573,28-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 7.290,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 2.011,38-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 2.070,68TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
8-Davacı tarafından yapılan; 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 205,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.205,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.130,41-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.238,29-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 81,71- TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
10-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı yönünden kesin, davalı yönünden kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır