Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/639 E. 2022/171 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/639 Esas
KARAR NO : 2022/171
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Yapı Sistemleri İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle davalı taraf … … sitesi No: … İstanbul … de bulunan ve şu anda davalı tarafın oturduğu dairenin iç ve dış tadilat ve yapım işleri için vekilleri … ile anlaştığını, öncelikle müvekkilinin davalı taraf ile imar ve yönetmeliklerin takibi ve uygulanması konusunda hizmet vermek üzere herhangi bir anlaşma yapmadığını, bu anlaşma sadece teslim edilen projenin iç ve dış tadilat ve yapım işleri olduğunu, müvekkilinin bu anlaşma gereği davaya konu mülke ön keşif olarak gittiğinde ilk etapta kabataslak olarak 150.000-200.000 TL civarı maliyet çıkacağını beyan ettiğini, belirtilen rakam ön keşif olarak beyan edildiği, aşağıda imalatlar ve hakediş tutarları listesinde de görüleceği üzere yapılan tadilat hizmetinin tamamı mal sahibinin her aşamasındaki talepleri ve yönlendirmeleri sonucu 220.000 TL’ ye hiçbir ticari kar amacı güdülmeden bitirilmiş ve müvekkilce hiçbir gelir elde edilmediğini, kaldı ki müvekkilinin müteahhitlik işleri nedeniyle davalı tarafa herhangi bir bedel yansıtmadığı gibi, 85 gün boyunca bina içi iş kalemlerinin organizasyonunun yapılması, elektrik ve tesisat işleri gibi kalemlerin projelendirilerek iş dağılımlarının yapılması ve bekçi ve düz işçi giderleri yani bina içinde kırımların yapılması, çıkan molozların çuvallanması, çuvallanan molozların bina dışına taşınması vs. gibi işler için işçiye ödenmek üzere davalı taraftan herhangi bir ücret, yövmiye vs. talep edilmediğini, müvekkilimiz tarafından yapılan tadilat işleri, davalının taşınmazı 16.07.2019 tarihinde satın almasından sonra müvekkilimize ağustos ayında teslim edilmiş akabinde 4 ay gibi bir sürede bitirilip 2019 yılı kasım ayında bitmiş olarak teslim edilmiş olup davalı tarafça 15.11.2019 tarihinde taşınıldığnı, davalı taraf evi teslim aldığında, Giriş kat ve çatı katına panjur konulmadığı, Giriş kat camlarının kırılmaz cam olarak yapılmadığı, Lamine parkelerin istenildiği gibi yapılmadığı, Boyanın yamuk ve dalgalı yapıldığı, Bodrum katı havlandırmasının su damlattığı, Mutfak tezgahının su akıttığı, Alt kat banyosunun arta kalan ürünlerle yapıldığı, Yatak odasına yapılan balkonun su akıttığı, Süpürgeliklerin istenildiği gibi yapılmadığı, Ev içi kapılarının kalitesiz yapıldığı gibi, ev doğramaları,panjur,rüzgarlık, kış bahçesi, boya badana işleri planlamasında ve daha birçok konuda eksiklik olduğu iddiası ile müvekkili ile anlaştıkları ve ödemesi gereken 220.000,00 TL tutardan 51.934,00 TL keserek ödeme yapmadığını, projenin tamamının davalı tarafın istekleri doğrultusunda hazırlandığını, müvekkilimiz sadece verilen talimatlar ve istekler doğrultusunda yenileme işlemini yaptığını, tüm imalat bitip imalat vekilin incelemesi ve kabulü ile teslim edildiğini, bu teslimde hiçbir eksik bulunmadığını, davalı taraf tüm ihtarlara ve bildirimlere rağmen borcunu ödememiş olduğundan dolayı müvekkilimiz tarafından hakkı olan alacağına kavuşmak amacıyla ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile 28.11.2019 tarih … sayılı fatura bakiyesine istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafça icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak 07.01.2020 tarihinde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, beyanla; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uzman doktor olan müvekkilinin tacir olmayıp kişisel kullanımı için satın aldığı ve halen içinde oturduğu … … Sitesi … nolu villanın anahtar teslim tadilatı hususunda dava dışı … ile anlaştığını, müvekkilinin davacı şirketi tanımadığını ve bu şirket ile arasında herhangi bir hukuki ilişki de bulunmadığını, anahtar teslim işin eksik ve ayıplı olduğu … sulh hukuk mahkemesi’nin 2020/ … d.iş sayılı dosyasından yapılan tespit ile sabit olduğunu, …’in müvekkili ile kararlaştırılan iş kalemlerinin çoğunu yapmadığı gibi yapmış olduklarını da ayıplı şekilde ifa ettiğini, dava konusu taşınmaza en kalitesiz malzeme ve işçilik uygulandığını, müvekkilinin yaptığı 170.000 TL ödemeye rağmen toplam 218.264,87 TL imalat ve hak ediş hesaplayarak 48.264 TL daha borç olduğu ifade edildiğini, müvekkilinin klimalar ve demir doğramalar, boya ve tesisat işleri ile ilgili piyasadan teklifler aldığını, piyasa rayicinin bildirilen hakediş tutarlarının çok altında olduğunu gördüğünü, müvekkilden 51.934,00 tl talep edilmesi yersiz olup eksik işlerin bedelinin tespit edilerek mahsup edilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkiline yapıldığı belirtilen 218.264,87 TL tutarındaki iş tablosunun içinde 30.000 TL tutarında “boyacı” alacak kalemi yer aldığını, ayıplı işler sebebiyle zaten maddi ve manevi olarak yeterince yıpranan müvekkil mükerrer dava ve icra takipleri ile ayrıca yıpratılmaya çalışıldığını, bir an için davacı tarafın müvekkilinden alacağı olduğu düşünülse dahi bu durumda eksik yapılan iş bedellerinin ve müvekkilin uğradığı zararların tespiti ile istenen alacak tutarından mahsubu talep ettiklerini, yapılacak böyle bir tespitte müvekkilin alacaklı olacağını, zira öncelikle müvekkilinin tecrübesizliğinden istifade edilerek müvekkilinden piyasa değerinin çok üzerinde bir talepte bulunulduğunu, müvekkili ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmaması sebebiyle 6098 Sayılı TBK 526 ve devamı maddeleri uyarınca, imalâtın yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu ayıp sebebiyle yapılan ayıplı işleri tekrar yaptırmak zorunda kalacağı göz önüne alındığında davacı taraftan alacaklı durumda olacağını bu sebeple müvekkilin maddi ve manevi tüm alacak taleplerini saklı tuttuklarını beyanla; müvekkilinin tüketici sıfatına haiz olması sebebiyle öncelikle mahkemenin görevsizliğine karar verilerek görevli tüketici mahkemesi’ne gönderilmesini, davanın esasına girilmesi durumunda mahsup defimiz göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
28.11.2019 tarih ve … sayılı fatura örneği, Arabuluculuk son tutanak örneği, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/… D.iş sayılı dosyasının bir örneği, … Tüketici Mahkemesinin 2021/… Esas sayılı dosyasının bir örneği, … ne yazılan müzekkere cevabının dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
… ne yazılan müzekkere cevabında; davalı … ‘ın gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabında davalı … ‘ın Potansiyel Mükellef (Gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef) olduğu, herhangi bir vergi kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/… D.iş sayılı dosyasının … … tarafından … aleyhine … Mah. … Sitesi Haziran Sok. No: … … /İSTANBUL adresinde tespit istemli değişik iş talebinde bulunulduğu, keşif yapıldığı, bilirkişi raporu ve ek raporun dosyada olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki yapım işlerinden kaynaklı düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Tarafından borçlu … aleyhine 51.934,00 TL fatura + 749,13 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.683,13 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin 02/01/2020 tarihinde borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 07/01/2022 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı TTK’nın 4. Ve 5. Maddelerinde düzenlenmiştir.
6502 sayılı ve 07/11/2013 tarihli Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/ı) maddesine göre; Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
Aynı maddenin k) fıkrasına göre; Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) maddesine göre de Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
Aynı yasanın 73- (1) maddesine göre ise, Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda; davanın, davalı ile dava dışı …’in … Sitesi No: …/İSTANBUL adresindeki dairenin iç-dış tadilat ve yapım işleri konusunda anlaşmasından kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, faturanın davacı şirket tarafından düzenlenmiş olduğu, düzenlenen faturanın davalının şahsi dairesinin yapım işleri nedeniyle düzenlendiği, davalının … ve Vergi Dairesinden yapılan araştırma neticesinde ticari işletme kaydı olmadığı ve gelir getirici kazanç sağlayan işlerde bulunmadığı anlaşılmış olup taraflar arasındaki ilişkinin kişisel tüketim amacını aşmadığı, davalının da tacir olmadığı, davalının Tüketici Kanunun 3/k maddesindeki ‘tüketici’ tanımına uyduğu davacının ise 3/ı maddesine göre hizmet sağlayıcı olduğu anlaşılmakla; dosyaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olduğu gözetilerek mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın … Nöbetçi Tüketici Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
23/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza