Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/635 E. 2023/228 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/266 Esas
KARAR NO : 2023/230
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin sahibi bulunduğu … plakalı aracın 16.01.2020-17.01.2020 gecesinde sürücü … … kontrolünde iken … Caddesi üzerinde viraj dönümü esnasında zeminin ıslak ve kaygan olması nedeniyle kazaya karıştığını, kaza esnasında sürücünün yanında yolcu koltuğunda … …’ın bulunduğunu, kazanın meydana gelmesi sonrasında sürücü … … etraftaki insanların da yardımı ile yolcu koltuğundaki … …’ı araçtan indirdiğini ve kazanın şokuna girerek kendisine yardım eden insanların yönlendirmesi ile güvenli bir yere geçtiğini, bu sırada olay yerine intikal eden polisler, yine çevredeki insanların yardım ettiği yolcu … …’ı görmüş ve işlemleri bu kişi üzerinden yapmaya başladıklarını, … …’ın sürücünün kendisi olmadığı beyan etmişse de polislerin ısrarı üzerine alkol testi yapıldığını ve alkollü araç kullanmaktan 17.01.2020 tarih ve … sıra numaralı idari para cezası ile 17.01.2020 tarih ve … sıra numaralı geçici olarak sürücü belgesi geri alma yaptırımı uyguladıklarını, kazanın ve yaşananların ardından, müvekkili şirket kullanılamaz hale gelen … plakalı araç için … numaralı kasko poliçesi kapsamında hasar tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvuru yaptığını, başvuru neticesinde davalı sigorta şirketi Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 Teminat Dışı Kalan Zararlar Bölümü A.5/5.10 maddelerine istinaden başvurunun reddine karar verdiğini, Davalı Sigorta zararı tazminden kaçmak amacıyla ret kararı vermişse de bu ret kararı usul ve yasaya uygun olmadığını, bu nedenlerle müvekkili sahibi bulunduğu ve kaza nedeniyle pert durumda olan … plakalı aracın … numaralı kasko poliçesi kapsamında rizikonun gerçekleşmiş olması nedeniyle aracın pert kaydının yapılmasına ve belirsiz alacak olduğundan şimdilik 10.000,00-TL hasar tazminatının davalıya başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacı taraf delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkili sigorta şirketinin kasko poliçesi gereği ancak gerçek hasarı ödemek ile yükümlü olduğunu, sigorta tazminatının bir zenginleşme aracı olmadığını, dolaylı ve yansıma zararların poliçe teminatı dışında olduğunu, bu nedenle davacı tarafın öncelikle zararını ispatlaması gerektiğini, mahkemece bilirkişi raporu alınması durumunda davacıya ait aracın onarımının ekonomik olup olmadığını, ekonomik değil ise sovtaj bedelinin düşümü ile müvekkili şirketin ödemesinin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesini, müvekkili şirketce yapılan incelemede kaza zaptında sürücünün … … olduğunun ve alkollü olduğunun ifade edildiğini ancak yine evraklar içinde yer alan mahkeme kararının incelendiğini ve sürücünün farklı biri olduğunu, sürücü tarafından erkek bir sürücünün indiğinin görüldüğü, ancak polisler geldiği esnada sürücünün olay yerinde olmadığını ifade ettiğini, ayrıca mahkeme kararında da sürücünün tespit edilerek hakkında yasal işlem başlatılması kararı alındığı görüldüğünü, sürücünün olay yerini terk etmesinin, alkol raporunun olmamasının sebebi ile dosyanın olumsuz sonuçlandırılarak taleplerinin reddine karar verildiğini, teminat kapsamında yer almayan işbu zarar dolayısıyla davanın reddini, her halde yargılama ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 27/05/2022 tarihli dilekçesi ile 10.000,00-TL olan belirsiz alacak dava değerini 74.474,45-TL’ye yükselttiği anlaşıldı.
DELİLLER:
10/01/2022 tarihinde Sigorta eksperi, makine mühendisi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır.
… İlçe Emniyet müdürlüğünden kazaya ilişkin olay dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
… Tescil Büro Amirliği’ne müzekkere yazılarak Dava konusu … plakalı aracın sürücüsü olan, … … hakkında 16/01/2020- 17/01/2020 tarihli kaza sonrası alkol testi yapılıp yapılmadığının ve kaza sonrası olay yerine gelip gelmediğinin bildirilmesi ile bunlara ilişkin tutanakların gönderilmesi istenilmiştir.
… Tescil Büro Amirliği’ne müzekkere yazılarak … plakalı aracın trafikten çekilme / çekme veya pert kaydı olup olmadığının mahkememize bildirilmesi, ayrıca aracın tescil dosyasının tümü ile gönderilmesi istenilmiştir.
… Sulh Ceza Hakimliği’ne müzekkere yazılarak 2020/… Değişik İş sayılı dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
SBM’ye müzekkere yazılarak … plakalı aracın karışmış olduğu 16/01/2020-17/01/2020 tarihli kazaya ilişkin olarak kaza tespit tutanağının ve kasko ekspertiz raporunun çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Doğa Sigorta’ya müzekkere yazılarak Davaya konu … plakalı araca ait poliçe ile 16/01/2020-17/01/2020 tarihli kaza nedeniyle açılmış 51518398 hasar dosyasının çıkarılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; sigorta sözleşmesinde kararlaştırılan rizikonun meydana gelmesi sebebiyle zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında kasko araç sigortası sözleşmesi bulunmaktadır. Poliçe kapsamında davacı sigortalıya ait … plakalı araç sigortalanmıştır. 17/01/2020 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle aracın pert olduğu iddia edilerek sigorta tazminatı talep edilmiş, davalı sigortacı ise, Kasko Genel Şartları A.5.10 maddesi gereği bu talebi kabul etmemiştir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık meydana gelen kazanın poliçe kapsamında olup olmadığı ve sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasındadır.
TTK md. 1409’a göre sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Öngörülen rizikoların teminat dışı kaldığının ispat yükü sigortacıya aittir. TTK md. 1446 vd. maddelerinde rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortalının yükümlülükleri düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre sigortalı, riziko gerçekleştiğinde gecikmeksizin sigortacıya haber vermek, doğru bilgi vermek ve sigortacının haklarını korumak zorundadır. Sigortalı, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Yani ispat yükü yer değiştirir.
Kasko Genel Şartları’nda teminat dışında kalan haller düzenlenmiştir. A.5.10 maddesinde “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” halinin teminat dışı kalacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda kaza tespit tutanaklarının incelenmesinde … plakalı aracın … … tarafından kullanıldığı ve bu kişinin alkollü olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf aracın … … tarafından değil … … tarafından kullanıldığını, kazadan sonra … …’ın olay yerinden ayrıldığını beyan etmiştir. … SCM’nin 2020/… D.İş sayılı dosyasında kaza tespit tutanağında yer aldığı gibi … …’ın aracı kullanmadığı, aracı bir erkek şahsın kullandığı, ancak kimliğinin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Ceza mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucu … …’ın aracı kullanmadığı yönündeki tespit mahkememizce de kabul edilmiştir. Aracı kullandığı iddia edilen … …, kazadan yaklaşık 4 saat sonra karakola giderek ifade vermiştir. Her ne kadar davacı taraf … …’a ait alkol testinin bulunduğunu öne sürse de, dosya kapsamında alkol testi bulunmamaktadır. Karakolda verilen ifadelerden anlaşıldığı üzere sürücü olduğu beyan edilen … …’ın olay yerinden ayrılmasını gerektiren zorunlu bir durum bulunmamaktadır. Dolayısıyla rizikonun teminat kapsamında olduğunu ispat yükü davacı sigortalıya geçmiştir.
İstanbul BAM 8. HD 2017/1621 Esas ve 2019/336 Karar sayılı ilamında “Somut olayda davalı sigortacı; sürücünün olay yerini terketmesi için geçerli bir neden olmadığını, kaza tespit tutanağının sürücünün yokluğunda düzenlendiğini, kaza yerini terk amacının sürücünün kimliğini ve alkollü sevki gizlemek olduğunu ileri sürerek davacıya tazminat ödemekten kaçındığı görülmektedir. Davacı taraf ise, kaza anında araç sürücüsü olduğunu ileri sürdüğü Ali Yavuz’un hakkında yakalama kararı olduğu düşüncesiyle ve yakalanma korkusuyla olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur. Davacının kendi iddiasına göre, 16/02/2014 günü saat 15:00 sıralarında meydana geldiğini ifade ettiği kazanın oluş şekli ile aracın ağır hasara uğraması ve kazada üç kişinin yaralanması değerlendirildiğinde, daha sonra sürücü olduğunu ileri sürerek kolluk güçlerine müracaatı bulunan …’un dosya içerisinde mevcut ifadesinde herhangi bir yaralanmasının olmadığını belirtmesi ve … İlçesi Devlet Hastanesinde 16/02/2014 gün saat 23:50’de yapılan muayenesinde de herhangi bir cebir izine ve lezyona rastlanmadığının tespit edildiği gözetildiğinde, kazanın sigortalının ileri sürdüğü biçimde gerçekleştiği ve doğru ihbarda bulunduğu konusunda ciddi tereddüt meydana geldiğinden ispat yükünün yer değiştirdiği konusunda duraksamamak gerekir. Davacı yukarıda açıklanan nedenlerle araç sürücüsünün gerçekte kim olduğunu ve olay yerini zarureten terkettiği geçerli ve somut delillerle ispat edemediğine göre; kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve 01/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.10 maddesi gereğince, talebin teminat dışı kaldığı gözetilerek, (Yargıtay 17.HD.’nin 21/06/2018 gün 2015/11912-2018/6248 sayılı emsal içtihadı) mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken…” şeklinde karar vermiştir. İstanbul BAM 9. HD’nin 2017/610 Esas ve 2017/1036 Karar sayılı ilamında ise, “Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa davacı sürücünün can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken bunu yapmadığı, kaza tutanağı tutulmadığı, kazadan 6 gün sonra sigorta şirketine başvurduğu, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve sürücünün kaza anında alkollü olmadığını veya teminat dışı başka bir hal olmadığını ispat yükünün davacı sigortalıya geçtiğinin kabulü gerekmektedir. Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği, davacıya ait zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiği dikkate alınarak; davacının bu yöndeki delillerinin değerlendirilmesi gerektiğinden davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü…” şeklinde karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu dönemde meydana geldiği, kazada sigortalı aracın sürücüsünün tespit edilemediği, sürücü olduğu beyan edilen … …’ın olay yerini zorunluluk hali bulunmadığı halde terk ettiği ve 4 saat sonra karakola başvurduğu, … …’a alkol testi yapılmadığı ve bu haliyle davacı sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve olayın oluşuna ilişkin iddiaların ispat edilemediği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.110,88-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 12.076,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 680,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır