Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/626 E. 2022/213 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/626 Esas
KARAR NO : 2022/213
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … no’lu Nakliyat … Sigorta Poliçesi ile sigortalı … şirketine ait cam …sı, davalı şirketin taşıyıcı olduğu Bulgaristan’dan Türkiye’ye yapılan nakliyesi esnasında hasara uğradığını, sigortalı …nın hasara uğradığının delilleri arasında mübrez Poliçe, Konşimento Gümrük Beyannamesi, Hasar Tutanağı, Fatura, Mal Faturaları, Packing List, Beyan Yazıları, Fotoğraflar ve diğer sunulan belgeler ile sabit olduğunu, taşınan …da oluşan hasar nedeniyle meydana zarardan davalı şirketin taşıyıcı sıfatıyla hukuken sorumlu olduğunu, söz konusu emteda meydana gelen hasar sebebiyle; müvekkili sigorta şirketi tarafından yaptırılan araştırma ve ekspertiz çalışması sonucu sigortalı …da 566,74.-EURO hasar tazminatının tespit edildiğini, bu nedenle; müvekkili şirket tarafından sigortalısına 18.12.2020 tarihinde 566.74.-EURO hasar tazminatının ödendiğini, müvekkili şirketin yaptığı ödeme ile halef sıfatıyla davalı şirkete karşı rücu hakkının doğduğunu, hasar tazminatını ödeyen davacı şirketin sigortalısının hukukuna halef olduğundan bu kanuni halefiyete dayanılarak dava açılması zorunluluğunun ortaya çıktığını, davalılara yapılan rücu taleplerinin neticesiz kalması üzerine, dava şartı olması sebebiyle Arabuluculuk alternatif çözüm yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmazlık ile sonuçlandığını, açıklanan tüm nedenlerle 566,74.-EURO tazminatın ödenme tarihi olan 18/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro ile açılmış vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla faiz, yargılama gideri, avukatlık ücretiyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ” … Mah. No: … İstanbul” adresinde mukim olup, HMK m. 6 genel yetki kuralı uyarınca davanın davalı müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesinde veyahut HMK m. 15/1’in “Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir…” şeklindeki hükmü uyarınca rizikonun gerçekleştiği yer mahkemesinde açılması gerektiğini, rizikonun nerede meydana geldiği tespit edilememekle birlikte, hasarın İstanbul’a varmadan Edirne’de tespit edildiği göz önünde bulundurulduğunda her halükarda mahkemenin yetkisiz olup, İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu beyanla açılan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davadışı sigortalı şirkete ait emtiaların hasara uğradığı iddiası ile davalıdan rücuen tazminat alacağı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 6/1. Maddesinde, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin genel yetkili mahkeme olduğu düzenlenmiştir. HMK’nın 7/1. Maddesinde ise, birden fazla davalı bulunması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, 10. maddesinde de, sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Davacının sigortalısına ödediği hasar bedeline istinaden halef sıfatıyla eldeki davayı açmış olup uyuşmazlık da sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp, taşıma sözleşmesi ve haksız fiilden kaynaklandığına göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde açıklandığı üzere halefiyet ilkesine göre kanunun sigortalıya(selef) tanımadığı bir hak veya imkandan sigortacı(halef) şirketin yaralanma imkanı bulunmamaktadır. Sigortalı(selef) zararının tazmini için sorumlulara karşı hangi mahkemede hangi davayı açabilir ise zararını tazmin eden sigortacısı(halef) şirkette sorumlulara rücu davasını aynı mahkemede açabilir.
Davacının sigortalısı … ile davalı arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığından HMK’nın 10. ve dolayısıyla TBK’nın 89. maddesinin taraflar arasında uygulanma imkanı yoktur.
Dava haksız fiilden kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Birden fazla yetkili mahkemede dava açılabileceği durumlarda davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiğini bildirdiği anlaşılmakla, dava konusu edilen emtianın Bulgaristan’dan Türkiye’ye yapılan nakliyesi esnasında hasara uğradığı, işbu davada davacı sigota şirketini merkez adresinin Kavacık/İstanbul, davalının yerleşim yerinin …/İstanbul ili olduğu görülmüş olup, dava konusu haksız fiilin gerçekleştiği yer, zarar, zarar görenin yerleşim yeri dahil olmak üzere hiçbir durumda mahkememizin yetkili hale gelmediği ve davalı tarafından süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunularak dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği dikkate alınarak mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla; davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddi ile, mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİNE,
Yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olması nedeniyle dava dosyasının kararın kesinleşmesinden itibaren, yasal süresi içerisinde talep halinde Görevli ve Yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
HMK.nun 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.14/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır