Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2022/775 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/60 Esas
KARAR NO : 2022/775
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davalı ile acentelik sözleşmesi kapsamında 15/04/2015 tarihinde çalışmaya başladığını ve davalı adına çeşitli poliçeler keşide ettiğini, davalı tarafından keşide edilen … Noterliği’ nin … yevmiye numaralı ve 13/05/2019 tarihli fesih ihbarnamesi ile müvekkilinin acentelik sözleşmesinin fesin edildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin bu ihbarnameyi 15/05/2019 tarihinde tebellüğ ettiğini, ihbarnane ile müvekkiline tebliğ tarihinden itibaren 3 ayın geçmesinden sonra sözleşmesinin bittiğinin bildirildiğini, sözleşmenin bitimi ile birlikte müvekkilinin ciddi anlamda hak kaybına uğradığından, sözleşme bitmeden evvel müvekkili tarafından keşide edilen poliçe ilişkileri davalı ile halen devam ettiğinden, müvekkili müşteri kaybına uğradığından, sözleşme bitmeseydi halen elde edebileceği yeni müşteri portföyünü kaybettiğinden vb. gibi hususlar nedeniyle müvekkilinin önemli ölçüde kazanç kaybı yaşadığından denkleştirme talebinde bulunmak gerektiğini, müvekkilinin davalı ile akdetmiş olduğu acentelik sözleşmesi kapsamında yıllık kazancının takribi 200.000,00.-TL’ nin üzerinde olduğunu, dava öncesinde dava şartı olması nedeniyle arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ancak olumlu bir sonuç alamadıklarını, açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00.-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama ücretleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından delillerde gösterilen sözleşmenin 22.maddesinde bir delil şartı akdedildiğini, delil şartına göre müvekkili şirketin defter, kayıt ve dokümanlarının münhasır delil olarak gösterildiğini, davacı yan delillerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı yan tarafından sunulan sözleşmenin fesih ve sonuçları başlıklı 12. Madde gereğince müvekkili şirket tarafından sözleşmenin haklı olarak fesih edildiğini, açıkladığı nedenlerle davanın öncelikle yetkili mahkemede açılmamış olması nedeniyle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Dava dosyasının …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/… esas 2020/… karar, 24/11/2020 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edildiği görüldü.
Talimat mahkemesi aracıyla mali müşavir alanında uzman bilirkişiden, 09/02/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Alanında uzman bilirkişiler aracılığıyla, 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE;
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Uygulamada portföy tazminatı olarak bilinen denkleştirme istemi TTK md. 122’de, acentelik sözleşmesinin sona ermesinin sonuçları arasında düzenlenmiştir. Acentenin sözleşmenin sona ermesi sebebiyle denkleştirme tazminatı talep etmesinin bazı şartları bulunmaktadır. Bu şartlar Kanun’da “
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,” şeklinde sayılmıştır. Yine maddenin 3. fıkrasında müvekkilin haklı bir eylemi olmadan acentenin sözleşmeyi feshetmesi veya sözleşmenin müvekkil tarafından haklı sebeple feshedilmesi halinde denkleştirme tazminatı talep edilemeyeceği düzenlenmiştir. Tespit edilecek denkleştirme tazminatı acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Acente, denkleştirme tazminatından önceden vazgeçemez. Acentenin denkleştirme tazminatı talebini sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürmesi gerekir. Bir yıllık süre dava açılması bakımından hak düşürücü bir süredir.
Denkleştirme tazminatının şartları İstanbul BAM 43. HD’nin 2020/843 Esas ve 2022/778 Karar sayılı ilamında “TTK’nın 122/1 ve 3. maddesine göre, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmesi veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi halleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi de aynı mahiyettedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez.” şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay 11. HD’nin 2019/2876 Esas ve 2020/3326 Karar sayılı ilamında ise bu şartlar “Sigortacının acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaat elde etmesi, acentenin aracılık ettiği veya akdettiği sözleşmeler dolayısıyla acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da prim elde etmeye devam etmesini ifade eder. Sigortacı tarafından önemli menfaat elde edilip edilmediğinin tespitinde, sigorta acentesinin ahdettiği yeni ya da yeni sayılabilecek sigorta sözleşmelerinin sayısı yanında bu sözleşmeler dolayısıyla elde edilen prim miktarı da esas alınmalıdır; zira sigortacının önemli menfaat elde edip etmediği hususunda acentenin portföyünün ekonomik değeri de belirleyicidir. Acentenin portföyünün ekonomik değeri acentenin aracılık ettiği veya ahdettiği sigorta sözleşmeleri dolayısıyla tahsil edilen veya edilecek olan prim miktarına göre belirlenir.
Sigorta acentesi, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir. Bu koşul, somut durumun tüm özellikleri dikkate alınarak denkleştirme ödemesinin adil bir sonuç olup olmayacağının belirlenmesini ifade eder. Denkleştirme isteminin sınırları; sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar göz önüne alınıp çizilir. (Koç, Mehmet, Acentenin Denkleştirme İstemi, s. 90).” şeklinde açıklanmıştır.
Taraflar arasında 17/04/2015 tarihinde acentelik sözleşmesi akdedilmiştir. İşbu sözleşme 12/07/2016 tarihinde süresiz olarak yenilenmiştir. Davalı şirket tarafından taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi 13/05/2019 tarihli ihtarname ile feshedilmiştir. Bu ihtarname davacı acenteye 15/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarnamede verilen 3 aylık önel sonucu taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihi 15/08/2019’dur.
Davalı şirketin, acentelik sözleşmesinin devamı süresince davacı acentenin performansının düşük olması sebebiyle iki kez ihtarda bulunduğu anlaşılmıştır. Feshin haklı olup olmadığı yönünde yapılan bilirkişi incelemesinde de hasar/prim oranının yüksek olduğu, risk analizinin gereği gibi yapılmadığı, uyarılara rağmen hasar/prim oranının düzeltilmediği ve prim üretiminin istenen verime ulaşmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacı acentenin sözleşmedeki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi sebebiyle davalı şirketin acentelik sözleşmesini haklı olarak feshettiği kanaatine varılmıştır.
Denkleştirme tazminatı talep edilebilmesinin bir diğer şartı da müvekkilin sözleşmenin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde etmesidir. Ticari kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davalı şirketin sözleşmenin sona ermesinden sonra davacının yapmış olduğu poliçeler sebebiyle herhangi bir menfaat elde etmediği, portföy karşılıklarının negatif sonuç verdiği tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davalı şirketin acentelik sözleşmesini haklı olarak feshetmesi ve fesihten sonra önemli bir menfaat elde etmemesi sebebiyle denkleştirme tazminatı şartlarının oluşmadığı kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 170,78.-TL’ nin mahsubu ile kalan bakiye 90,08.-TL’ nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı vekili tarafından yapılan 7,80.-TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinden bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 12/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır