Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/562 E. 2023/371 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/562 Esas
KARAR NO : 2023/371
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Keşidecisinin müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti, lehtarının ise … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu -… Bankası … … Şubesi 10/10/2012 tarih ve … nolu 30.000,00 TL bedelli, -… Bankası … … Şubesi 17/10/2012 tarih ve … nolu 30.000,00 TL bedelli, -… Bankası … … Şubesi 24/10/2012 tarih ve … nolu 30.000,00 TL bedelli çekler keşideci müvekkil ile dava dışı lehtar şirket arasında akdedilen sözleşmeye istinaden verildiğini, dava dışı lehtar … Tic. Ltd. Şti sözleşmede kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmemiş ve bu sebeple sözleşme karşılıklı olarak fesih edildiğini, sözleşmenin fesih edilmiş olması sebebiyle bahsi geçen çek yönünden müvekkilinin borçlu olmadığı hususu … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyasında karara bağlanmış olduğunu, bu karar kesinleştiğini, … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından sonradan çek tevdiat bordrosu ile’ bankaya teslim edilen bu çekler temliken değil tahsil amaçlı olarak bankanın uhdesine verildiğini, müvekkili ise borçluymuş düşüncesi ile bu çek bedeli olan toplamda 90.000,00 TL yi vekalet ücreti ile icra harçları gibi yargısal giderleri ile birlikte davalı bankaya … İcra Dairesinin 2013/… Esas sayılı icra dosyası ile ödediğini, dava konusu çekleri dava dışı lehtar … Tic. Ltd. Şti davalı bankaya çek tevdiat bordrosu ile tahsil cirosu ile teslim ettiğini, davalı banka dava dışı lehtar şirket … Ltd. Şti ile aynı konumda olduğunu ve dolayısıyla dava dışı lehtar şirket … Tic. Ltd. Şti’ye karşı ileri sürülebilecek tüm hususlar davalı bankaya karşı da ileri sürülebileceği izahtan vareste olduğunu dava dışı lehtar şirket … Ltd. Şti’ye karşı ileri sürülebilecek tüm hususlarında davalı bankaya karşı da ileri sürülebileceği hususu hem kanunda hemde Yargıtayın içtihatlarında sabit olduğunu, dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ve gerekçelerle
davanın kabulü ile fazlaya ilişkin alacak ve faiz haklarımız saklı kalmak kaydıyla ve eksik harcı ikmal etmek üzere şimdilik 90.000 TL nin bankaya yapılan ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı bankadan tahsili ile davacı müvekkil şirkete ödenmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 2022/… Esas 2022/…
Karar sayılı kararında “Her ne kadar davacı tarafça eldeki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de; dava borçlu olunmadığı halde ödendiği ileri sürülen paranın tahsili için açıldığından, açılan dava niteliği itibariyle istirdat davasıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. Maddesine göre, borçlu olmadığı halde ödeme yapan kişi ödediği tarihten itibaren bir sene içinde genel hükümler çerçevesinde dava açarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas, 2017/3930 Karar; 2015/1355 Esas, 2015/11705 Karar; 2016/3867 Esas, 2016/15577 Karar) İİK’nın 72/7. maddesi uyarınca; ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir,” düzenlemesi mevcut olup, eldeki dava yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince istirdat davası niteliğinde olduğundan, bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Somut olayda , icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabına göre davacı icra veznesine 07/05/2019 tarihinde ödeme yaptığı ve icra müdürlüğü tarafından konulan banka hacizlerinin kaldırıldığı, dava açılmadan önce davacı tarafça arabuluculuğa 28/12/2020 tarihinde başvurduğu, arabuluculuğa başvuru tarihi itibariylede 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu ve ilk derece mahkemesi karar gerekçesinde de belirtildiği üzere dava bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/13-397 Esas- 2014/15 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4320 Esas – 2021/3961 Karar sayılı kararrı benzer mahiyettedir. )” belirtilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2022/… Esas 2022/…
Karar sayılı kararında “Davacının 19.10.2012 tarih ve … nolu 49.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı lehtar … Ltd. Şti.’ne verildiği, akabinde çekin dava dışı lehtar tarafından davalı bankaya temlik cirosu ile verildiği, bu hususun dosyada mevcut 31.05.2012 tarihli çek teslim bordrosu ile sabit olduğu, çeki ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından … İcra Müdürlüğü dosyası ile davacı ve dava dışı lehtar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından haricen ödeme yapılması üzerine davalı yanca 03/07/2013 tarihinde dosyaya haricen tahsil bildiriminde bulunulduğu anlaşılmıştır. İİK 72/7 maddesinde, “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, bu madde uyarınca icra dosya borcunu haciz baskısı altında ödeyen davacı borçlu ödediği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde istirdat davasını açmak zorundadır. Somut olayda davacının icra dosyasına yaptığı harici ödemenin icra dosyasına bildirildiği 03/07/2013 tarihinden itibaren yasal süre içinde dava açmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. ” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının davaya konu çekleri ürün alımı ve satımına ilişkin düzenlenen sözleşme kapsamında düzenleyerek dava dışı lehtar … Ltd. ti.’ye verdiğinin, dava dışı şirketin ürünleri teslim etmediğinin, bu nedenle davacı tarafından davalıya karşı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/… Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığının, davacı lehine karar verildiğinin, kararın kesinleştiğinin, dava dışı lehtar şirketin çekleri davalı bankaya ciro ederek teslim ettiğinin, bu cironun temlik cirosu olmadığının, tahsil cirosu olduğunun, davalı bankanın davaya konu çekler nedeniyle davacıya karşı icra takibi başlattığının, çek bedellerinin davalı bankaya icra tehdidi altında ödendiğinin, davalı bankanın çekleri tahsil cirosu ile aldığından lehtara karşı ileri sürülebilecek defilerin davalı bankaya da ileri sürülebileceğinin beyan edilerek bu davanın açıldığı, davalı tarafından davacıya karşı … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasıyla davaya konu çekler nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davacı tarafından icra takibine itiraz edildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/… Esas sayılı dosyasında davaya konu çekler nedeniyle davalı lehine ihtiyati haciz kararı verildiği, davalı tarafından ihtiyati haciz kararı yönünden … İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasında icra işlemlerinin yapıldığı, davacı vekilince icra dosyasına sunulan 10/09/2013 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz kararı nedeniyle davacının icra tehdidi altında bulunduğunun dava hakları saklı kalmak kaydıyla itirazlarından vazgeçtiklerinin, dosya borcunun yatırmak istediklerinin beyan edildiği, davalı vekilince sunulan 12/09/2013 tarihli dilekçe ile çeklerin haricen tahsil edildiğinin beyan edilerek, dosyada konulan hacizlerin ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep edildiği, aynı tarihte tahsil harcının da yatırıldığı, davacı tarafça çek bedellerinin ödendiğinin beyan edildiği, bu hususta davalı tarafça 12/09/2013 tarihli dilekçesi ile icra dosyasına beyanda bulunulduğu, davacı tarafça dava sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda açılmış ise de istirdat davasının koşullarının bulunması halinde davanın istirdat davası olarak bakılması gerektiği, istirdat davasının koşullarının bulunması nedeniyle de bu davaya istirdat davası olarak bakıldığı, davacının yaptığı haricen ödemenin icra dosyasına davalı tarafça bildirildiği 12/09/2013 tarihinden itibaren İİK’nun 72/7 maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davanın açıldığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/… sayılı dosyasından arabulucu … ‘a ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan alınarak davacıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.536,98 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.357,08-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır