Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E. 2023/173 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/540 Esas
KARAR NO : 2023/171
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ile davalı arasında 04/07/2017 tarihli Sözleşme Yapma ve Prim Tahsil Yetkisine Sahip Acenteler için Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, Acentelik sözleşmesinden kaynaklanan ve vadesi geçen 21.112,52 TL borcu bulunması sebebiyle 02/12/2019 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcu ödemesinin ihtar edildiğini, verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine Acentelik Sözleşmesinin feshedilerek 13/03/2020 tarihinde … .Noterliğinin … yevmiye numaralı Azilnamesi ile … Sigorta Aracılık Hizmetleri acentelikten kaynaklanan tüm yetkilerinden azledildiğini, davalının 24/03/2020 tarihi itibariyle davacı şirkete Acentelik Sözleşmesinden kaynaklanan 10.847,37-TL borcu bulunduğunu, Antalya Genel İcra Müdürlüğü” nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz ederek takip durduğunu, davalının takibe, borca, faize ve ferilerine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalının cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan öz kaynak ekstreleri ile borç dökümünü gösterir şirket kayıtlarının karşılıklı mutabakata varılmadan davacı tarafça düzenlenmiş kayıtlar olup bu kayıtlara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirkete defalarca yazılı ve sözlü olarak poliçe taksitlerini ödemeyen müşterilerin ödenmemiş poliçe taksitlerinin firmanın carisine eklenmesinin haksız ve kanuna aykırı olduğunu, gerek mail yolu ile gerekse sözlü görüşmelerinde defalarca belirtilmiş olmasına rağmen sırf poliçelerin tarafından düzenlenmiş olması nedeniyle poliçe taksitini ödemeyen müşteriler yönünden cariden yapılan kesintilerin tarafına iadesi ve gene düzenlediği poliçelerden kaynaklı komisyonların tarafına ödenmesi taleplerini dikkate almayan davacı tarafın kendi edimini ifa etmediği halde alacak iddiasında bulunması sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, davanın reddine, %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
İstanbul … Noterliği’ne müzekkere yazılarak 02/12/2019 tarihli … yevmiye numaralı ve 13/03/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamelerin tebliğ evrakları ile beraber birer örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir.
… Sigorta A.ş’ye müzekkere yazılarak … numaralı acente dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
Tarafların ticaret sicil kayıtları incelenmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2021/… esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
… Genel İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak 2020/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
30/04/2022 tarihinde Mali Müşavir ve hesaplama uzmanı bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19- … E. ve 2020/ … K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Davacı taraf, davalı ile aralarındaki acentelik sözleşmesi uyarınca alacağına ilişkin başlattığı icra takibinde itirazın iptalini talep etmiştir. Takip dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın süresinde yapıldığı ve işbu davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Takibe yapılan itirazın süresi, icra dosyası içinde bulunan öğrenme tarihine ilişkin ilama göre değerlendirilmiştir.
Davalının yetki itirazı TBK md. 89 uyarınca yerinde olmadığından mahkememizce kabul edilmemiştir.
Taraflar arasında 04/07/2017 tarihli acentelik sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 31. maddesine göre belirsiz süreli hale gelen sözleşmenin 3 ay önceden yapılacak bildirim ile feshedilebileceği ve tahsil edilen primlerin süresinde davacıya ödenmemesinin fesih sebebi sayılacağı düzenlenmiştir. Yine sözleşmenin 37. maddesine göre, ödenmeyen primler sebebiyle davalının davacıya karşı sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır.
Somut olayda tarafların ticari defterlerinin ve acentelik dosyasının incelenmesinde davalının davacıya tahakkuk eden, ancak ödenmeyen 10.957,03 TL prim borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca tahakkuk eden prim borçlarından davalının sorumlu olduğu gözetildiğinde davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği kabul edilmiştir. Bu bağlamda 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davalının davacıya 10.957,03 TL borçlu olduğu anlaşılmış, taleple bağlı kalınarak 10.847,37 TL asıl alacak üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davacı alacaklının işlemiş faiz talebine yönelik yapılan incelemede, noter ihtarının tebliğine dair herhangi bir belge sunulmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede faizin temerrüt tarihinden itibaren işleyeceğinin kararlaştırıldığı; ancak dosya kapsamında noter ihtarının tebliğine ilişkin belge sunulmadığından takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğünün ispat edilemediği kabul edilmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan hesapta esas alınan tarih, davacı kayıtlarına göre tespit edilmiş olup temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ve takipte işlemiş faiz talebinin ispat edilememesi sebebiyle borcun yargılama sonucu netleşmesi gözetilerek icra inkâr tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
2- … Genel İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip sayılı dosyasında davalı borçlunun yaptığı itirazın 10.847,37 TL’lik kısmının iptaline; takibin 10.847,37 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık ticari temerrüt faiziyle birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-İcra inkâr tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 740,98-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 193,49-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 547,49-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 193,49-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 252,79TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
7-Davacı tarafından yapılan; 2.150,00-TL Bilirkişi ücreti, 122,35-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.272,35-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.175,64-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.263,82-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 56,18- TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
9-Fazla yatan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır