Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2023/53 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/535 Esas
KARAR NO : 2023/53
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirket … Tic. A.Ş. (“…”) ile Davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti (“…”) arasında 31/10/2017 tarihli “İşbirliği Sözleşmesi” (“Sözleşme”) akdedildiğini, bu sözleşme’ye istinaden davalı tarafından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kişilerin müvekkili … veya …’nın bağlarının bulunduğu şirketler tarafından geliştirilen projelerden gayrimenkul satışı yapılması hedeflendiğini, bu kapsamda …’nın grup şirketlerinden … Turizm Tic. A.Ş. (“Yeni Unvan: … A.Ş.”) ile dava dışı … ile … … projesi … Ada, … Parsel, B Blok … . Kat … numaralı bağımsız bölüm, … Ada, … Parsel, A Blok …. Kat … numaralı bağımsız bölüm, … Ada, … Parsel, B Blok … . Kat … numaralı bağımsız bölüm ve … Ada, … Parsel, A Blok … . Kat … numaralı bağımsız bölümler için ve yine dava dışı … ile … … projesi … Ada, … Parsel, B Blok … numaralı bağımsız bölüm, … Ada, … Parsel, A Blok … numaralı bağımsız bölüm ve yine … … projesi … Ada, … Parsel, … numaralı bağımsız bölümler için düzenleme şeklinde ön ödemeli satışlar için gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, iş bu satış vaadi sözleşmeleri neticesinde müvekkil tarafından davalıya … … …’a yapılan satışın komisyon bedeli olarak 15/12/2017 tarihinde 246.889,39 TL, … ı’ye yapılan satışlar için komisyon bedeli olarak 31/01/2018 tarihinde 97.916,40 TL, 15/01/2018 tarihinde 65.606,58 TL ve 15/01/2018 tarihinde 66.652 TL ödeme yapıldığını, ancak … … ve … akdedilmiş olan satış vaadi sözleşmelerinin bilgileri verilmiş olan ihtarnameler keşide edilmek sureti ile müvekkil şirketin … tarafından haklı nedenle fesih edildiğini, … … ile; … Ada, … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ada, … Parsel, A Blok … . Kat … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ada, … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ada, … Parsel, A Blok … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı nedenle fesih edildiğini, … … ile; … Ada, … Parsel,… numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ada, … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Ada, … Parsel, … numaralı bağımsız bölüm için yapılan sözleşme … Noterliği’nin 11.10.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı nedenle fesih edildiğini, davalı ile akdedilen İşbirliği Sözleşmesi’nin 6. maddesinin“… Hiçbir şüpheye mahal vermemek üzere, MÜŞTERİ ‘nin cayma ve/veya dönme hakkını kullanması veya sözleşmeyi feshetmesi durumunda TEMSİLCİ ilgili satış dolayısıyla kendisine ödenen bedeli ŞİRKET’in ilk talebi ile nakden ve defaten iade etmeyi gayri kabili rücu beyan, kabul ve taahhüt eder.” ibaresi bulunduğunu, işbu hükme istinaden müvekkilleri … ve … tarafından … Noterliği’nin 26.01.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalıya ödenen 477.064,37 TL acente komisyon bedelinin 7 gün içerisinde iade edilmesinin talep edildiğini, işbu ihtarnamenin davalıya 02/02/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak sözleşmenin açık hükümlerine rağmen davalı tarafından bu bedelin müvekkili şirkete süresi içerisinde iade edilmediğini, davalıya ödenen acente komisyon bedellerinin ihtarname ile talep edilen süre içerisinde iade edilmemesine istinaden müvekkili şirketler tarafından İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyası ile acente komisyon bedelinin iadesi, ihtarname masrafı ve temerrüt faizi talepli olarak ilamsız icra takibi ikame edildiğini, arz edilen nedenlerle davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, alacağın varlığının ve miktarının likit ve belirlenebilir olması sebebi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebi ile huzurda bulunan davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkili şirketlerin alacağının muaccel olması, işbirliği sözleşmesinde müşterinin sözleşmede müşterinin haklı nedenle feshi hariç her durum halinde ödenen acente komisyon bedelinin iade edileceğinin hiçbir şüpheye mahal vermeyecek şekilde kararlaştırılmış olduğunu, ödenen komisyon bedelleri ve komisyon bedeli faturalarının dosyada mevcut olması, iade talebinin noter aracılığı ile talep edildiğini ve talebin davalı tarafça bilindiğini, davalıya tanınan süre içerisinde herhangi bir ödeme yapmadığının icra takibine itiraz dilekçesinden anlaşıldığını, alacağın varlığı ve miktarı bilindiğinden Yargıtay içtihatları gereğince alacağın yaklaşık ispat kuralı gereğince ispat edildiğinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından açılan iş bu davada dava dilekçesi ve tensip zaptı eklerinin taraflarına 07/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini; müvekkili Şirket … Tic. Ltd. Şti ile davacılardan … Tic. A.Ş. aralarında 31/10/2017 tarihli İşbirliği Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki amacın T.C vatandaşı olmayan gerçek kişiler veya bu kişilerin kurdukları/kuracakları tüzel kişilere davacılar tarafından gayrimenkul satışının yapılması ve tarafların bu konudaki hak ve sorumluluklarının belirlenmesi olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin aracı olduğu dava dışı … … Ve … … … ile …’nın bünyesinde bulunan … Tic. A.Ş. arasında birden fazla gayrimenkulün satışı için düzenleme şeklinde ön ödemeli satışlar için gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, iş bu satış vaadi sözleşmeleri neticesinde davacı … Tic. A.Ş. tarafından müvekkili şirkete toplamda 477.064,37-TL tutarında komisyon ödemesi yapıldığını, ancak dava dışı … …. Ve … … … Tic. A.Ş. firması arasında yapılan sözleşmeye istinaden belirlenen ödemelerin zamanında yapılmadığından davacı firma tarafından sözleşmelerin feshedildiğini, davacılar ile dava dışı kişiler arasında imzalanan düzenleme şeklinde ön ödemeli satışlar için gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin feshedilmesinde müvekkili şirketin herhangi kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin aracı olduğu dava dışı … … … Ve … … ile …’nın bünyesinde bulunan … Tic. A.Ş. arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde dava dışı … ve … … ‘in davacılara ödeme yapmamasından bahisle davacılar tarafından ilgili kişilere ihtarname ile tek taraflı olarak ödeme alamadıklarından dolayı ihtarname keşide edildiğini, ilgili ödemelerin alınması yahut alınmaması hususunda müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulnmadığını, ödemelerin yapılması hususunun müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığından davacılar tarafından müvekkile ödenen komisyon bedellerinin istenmesi de haksız ve hukuka aykırı bir durum teşkil ettiğini, müvekkili şirketin davacılar ile akdettiği İşbirliği Sözleşmesi md. 6’da “…Hiçbir şüpheye mahal vermemek üzere, MÜŞTERİ’nin cayma ve/veya dönme hakkını kullanması durumunda TEMSİCLİ ilgili satış dolayısıyla kendisine ödenen bedeli ŞİRKET’in ilk talebi ile nakden ve defaten iade etmeyi gayri kabili rücu beyan, kabul ve taahhüt eder…” ihbarnamesinin yer aldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde yazdığı üzere “veya sözleşmeyi feshetmesi durumunda” ibaresi sözleşmede yer almadığını, ilgili maddenin başında yalnızca “…MÜŞTERİ’nin cayma ve/veya dönme hakkını kullanması durumunda…” ödenen komisyon bedelinin şirkete ödenmesi durumunun karar altına alındığını, halbuki iş bu davada davacı taraf dava dışı kişilerle olan sözleşmesini feshettiğine dair ihtarnameleri ek olarak koyduğunu ve açıkça sözleşmeyi tek taraflı olarak haklı sebebe dayandığını iddia ederek feshettiğini ikrar ettiğini, bu durumda davacıların müvekkilinden komisyon bedelini istemesi taraflar arasında yapılan sözleşmeye, hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kötü niyetli hareket ettiklerinin göstergesi olduğunu, davacı taraf aleyhine Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu iş bu davanın açıldığını ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirtilmiştir.
DELİLLER:
… Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak -… Ada, … Parsel, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm,-… Ada, … Kat … numaralı bağımsız bölüm,-… Ada, … Parsel, … numaralı bağımsız bölüm,-… Ada, … numaralı bağımsız bölüm,… Ada, … numaralı bağımsız bölüm tapu kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Davalı … Ticaret Limited Şirketine- … ait 2017-2018 yıllarına arasındaki BA- BS kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
İstanbul Bağcılar Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm,-… Ada, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … Kat 124 numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm, -… Ada, … numaralı bağımsız bölüm tapu kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2021/… esas sayılı icra takip dosyası incelenmek üzere mahkememiz arasına alınmıştır.
04/09/2022 tarihinde Mali Müşavir bilirkişi vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki 31/10/2017 tarihli simsarlık sözleşmesi uyarınca ödenen komisyon bedelinin iadesine ilişkin yapılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-… E. ve 2020/… K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Taraflar arasındaki takip dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan iş bu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki 31/10/2017 tarihli simsarlık sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmenin konusu davacı şirketin sahibi olduğu taşınmazların davalı tarafından tanıtılıp pazarlanmasına ilişkindir. Sözleşme kapsamında … ada … parsel sayılı taşınmazda bulunan A blok … numaralı taşınmazlar dava dışı … … ve … … adlı yabancı uyruklu kişilere tanıtılmıştır. Davacı şirket ile dava dışı yabancı uyruklu kişiler arasında belirtilen taşınmazların satışı için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdedilmiştir. Taşınmaz satış vadi sözleşmesi yapıldıktan sonra 15/12/2017 tarihinde 246.889,39-TL, 31/01/2019 tarihinde 97.916,40-TL, 15/01/2018 tarihinde 65.606,58-TL ve 15/01/2018 tarihinde 66.652,00-TL davacı tarafından davalıya komisyon bedeli olarak ödenmiştir. Davacı ve dava dışı yabancı uyruklu kişiler arasında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri dava dışı kişilerin sözleşme bedelini ödememesi sebebi ile davacı tarafından fesh edilmiştir. Taraflar arasında buraya kadar açıklanan hususlar üzerinde herhangi bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının satış vadi sözleşmelerini fesih etmesini, komisyon bedelinin iadesini gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır.
TBK md. 520’ye göre simsarlık sözleşmesi simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. TBK md. 521 uyarınca simsar ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Yargıtay HGK 2015/1539 sayılı kararı ile simsarlık sözleşmelerinde simsarın ücrete hak kazanmasına ilişkin kanundaki hükümlerin emredici nitelikte olmadığına ve taraflar arasında sözleşme yapılmasa bile simsarın ücrete hak kazanacağını kararlaştırılabileceğine hükmetmiştir. Somut olayda da davacı ile dava dışı kişiler arasında satış sözleşmesi kurulmadığı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı ve davalının sözleşme kapsamında tanıtım, pazarlama ve tarafları bir araya getirme edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin 3. Ve 6. Maddelerine göre şirket ile taşınmazları satın almak isteyen kişiler arasında satış vaadi sözleşmesi yapılmasının davalı temsilci açısından hizmet bedeli doğuracağı mahkememizce kabul edilmiştir. Zira sözleşmenin 6. Maddesinde satış vaadi sözleşmesi ile yapılacak satışlarda uygulanacak hizmet bedeli başlığı altında ‘Satış Vaadi sözleşmesinin imzalanarak peşinat bedelinin tamamının şirket banka hesabına geçmesi ile’ temsilcinin hizmet bedeline hak kazanacağı kararlaştırılmıştır. Yine aynı maddede temsilcinin hizmet bedelinin satış vaadi sözleşmesinin imzalanması ile doğacağı taraflar arasında kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki 31/10/2017 tarihli simsarlık sözleşmesi uyarınca davacının satış vaadi sözleşmesi yapmasının davalı açısından hizmet bedeli doğuracağı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı ile dava dışı kişiler arasında yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılmıştır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Ancak somut olayda mevcut olan bu şekil eksikliğinin davacı tarafından bizzat yaratılmış olması ve dürüstlük kuralı uyarınca kimsenin kendi yarattığı şekil noksanlığına sonradan dayanamayacağı gerekçesi ile mahkememizce satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliği davalının hizmet bedeline hak kazanmasını engellemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde yukarıda açıklanan sebepler ile davalının hizmet bedeline hak kazandığı ve davacının bu bedelin iadesini talep edemeyeceği kanaatiyle davanın reddine; davalı aleyhine takip başlatılmasında davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 5.667,47-TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 70.781,53-TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalıya verilmesine
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.360,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır