Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/50 E. 2021/90 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/50 Esas
KARAR NO : 2021/90

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasında dosya üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirketin araç satış ve kiralama işi yaptığını, davalı …’ın 26 Eylül 2018 tarihinde müvekkili şirketten araç kiraladığını, davaya konu olan aracın müvekkili şirket tarafından… A.Ş ‘den finansal kiralama ile alındığını, bu durumda aracın mülkiyetinin … A.Ş’ ye ait olduğunu, söz konusu kiralama nedeniyle aracın kullanımı davalı …’ın kullanımına tahsis edildiğini, davalının belirtilen tarihler arasında aracı kullandığını ve aracı teslim ettiğini, müvekkili şirketin kiralama sözleşmesi uyarınca üstüne düşen bütün edimleri yerine getirmiş ve sözleşmenin ifasında bir kusuru bulunmadığını, davalı …’ın kiralama dönemi içinde aracı kullandığı dönemde yine diğer davalı …TİC A.Ş ‘ ye ait benzinlikten araca akaryakıt almak istediğini, davalı şirket çalışanları tarafından araca dizel yakıt konulması gerekirken hata sonucu benzin konulduğunu, bu durumun açılan tespit davasında İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş dosyasında verdiği kararla sabit hale geldiğini, …A.Ş tarafından onarımı yapılan aracın bakım giderlerinin müvekkili şirkete rücu edilmiş olup davacı şirketin bu hasardan doğan bedeli …A.Ş ‘ ye ödediğini, bu yapılan ödemenin davalı taraflara rücu edilmesi gerekliliğinin hasıl olduğunu, davalı tarafların ortaya çıkardığı hasar dolayısıyla taraflara tebliğ edilen ve tespit davasıyla kusurlarının kesinleştiği ve gönderilen ihtarlara rağmen ödemelerini yerine getirmemesinden dolayı davalılar aleyhinde taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından bu takibe itiraz edildiğini, yaptıkları itirazlarının yerinde olmadığını, davalı şirket ve davalı şahıs arasında …Plakalı araca yanlış benzin konulması sonucunda oluşan hasar bedelinin davalılara rücu edilmesi amacıyla yapılan ve bu nedenle doğan diğer hak ve alacaklara yönelik olarak düzenlenen faturalara dayalı olarak davacı müvekkil şirketçe 8.064,05 TL hasar bedelinin rücusunun yıllık %9 faiz, takip tarihinden itibaren icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte ödenmesi talepli başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalıların borcun tamamına yapılan itirazın iptali ile takibin durdurulmasına, %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan alınıp müvekkil şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… Anonim Şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, söz konusu davaya konu olayın iddia edildiği üzere şahsın aldığı bir hizmetle alakalı olarak gerçekleştiğini, buna göre 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olayda hizmeti aldığını iddia eden şahısın tüketici konumunda olduğunu, düzenlenen hükümlerin ve emsal Yargıtay kararlarının göz önüne alınarak yargılamanın bu mahkemede değil tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkeme davalılardan birinin yerleşim yerinde veya haksız fiilin işlendiğinin iddia edildiği, iddia edilen zararın meydana geldiği yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiğini, dosyanın müvekkili şirketin merkezinin bağlı olduğu adliye olan Bakırköy mahkemelerinde açılması gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını,davacı şirketin işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmayacağını, taraf ehliyetinin eksik kalacağını, davacı şirketin bu olayın müvekkili şirketin akaryakıt istasyonunda gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir delil sunamadığını, söz konusu arızanın müvekkilinin şirketin akaryakıt istasyonundan kaynaklı olduğunu kanıtlayacak nitelikte olmadığını, akaryakıt istasyonunda daima müşterilerin talebi doğrultusunda işlem yapıldığını, kişinin ortaya çıkmasını engelleyebileceği zararların tazminini istemesinin çelişkili olduğunu, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, herhangi bir delille desteklenip ispatlanmayan vakıalarla dolu bu kötü niyetli olarak açılmış davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından 26.09.2018 ile 30.09.2018 tarihleri arasında davacı şirketten…plakalı ve…marka araç kiralandığını, davalı şirketin Türkkuyusu Mahallesi, …Cd. No:.., 48400 …/Muğla adresinde yer alan şubesine aracı teslim etmeden önce araca akaryakıt almak amacı ile 30.09.2018 tarihinde diğer davalı şirket …A.Ş.’den akaryakıt hizmeti aldığını, aracı daha sonra davacı şirkete teslim ettiğini, bahsi geçen aracın kullanılması için araca dizel akaryakıt doldurulması gerektiği arabanın benzinlik kısmında açık bir şekilde belirtilmesine ve bu durumun müvekkili tarafından da diğer davalı şirket personeline bildirilmesine rağmen, …’ın akaryakıt ödemesini yapmaya gittiği sırada kiralanan araca diğer davalı şirketin personelinin kusurlu, dikkatsiz ve özensiz bir şekilde görevini ifa etmesi nedeni ile dizel yerine benzin akaryakıtı doldurulduğunu ve araçta hasar meydana geldiğini, bu durumun tespit edilmesi amacı ile davacı şirket personelinin diğer davalı şirkete gitmesi neticesinde; diğer davalı şirketin personelinin araca dizel yerine benzin konulduğuna ilişkin kamera kayıtlarının gösterilmiş olduğunu ve akaryakıt dolumuna ilişkin olarak düzenlenen fişte benzin yazdığının belirtildiğini, söz konusu hasardan davalı şirketin sorumlu olduğu ve davacı şirket tarafından tespit edilecek bedelin diğer davalı şirketçe ödenmesi gerektiğnin diğer davalı şirkete bildirildiğinde; davalı şirket çalışan personelin dizel yerine benzin akaryakıtı doldurduğunu bildiğini ancak hiçbir sorumluluk kabul etmediğinin bildirildiğini, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yargılama konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlık; davanın hizmet sunumu ve satıştan kaynaklanan zararın tazmini amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, İstanbul Anadolu …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş dosyası ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
İstanbul Anadolu …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş dosyasının yapılan incelemesinde, dava konusu hasarlı araç üzerinde bilirkişi incelemesi talepli tespit istemli değişik iş dosyası açılmış ve bilirkişiden teknik rapor alınmıştır.
İstanbul … İcra Dairesi’nin …E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; … Ltd. Şti. tarafından davalılar …Anonim Şirketi ve … aleyhine 8.064,05.-TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz … E. Sayılı dosyasının 25/01/2021 tarihli celsesinde, davalı … yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizce yeni bir esasına kaydının yapılmasına, bu dosyada Davalı … Ve Ticaret Anonim Şirket’in yönünden devamına karar verilerek, tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce dosyanın …E. Sayısına kaydının yapılarak dosya içeriği ve dilekçeler incelenmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir.
Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unun 299. maddesinde; “kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişki kira sözleşmesine dayandığından, taraflar arasında oto kiralama sözleşmesi bulunduğu, her türlü kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevi HMK’nun 4-(1) maddesinin (a) bendine göre Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu dikkate alınarak davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
-6100 Sayılı HMK. gereğince DAVA DİLEKÇESİNİN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
-Görevli Mahkemenin Nöbetçi İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır