Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/434 E. 2022/116 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/434 Esas
KARAR NO : 2022/116
DAVA : Genel kurul toplantıya çağrı izin
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel kurul toplantıya çağrı izin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Limited Şirketi’nin çoğunluk pay sahibi olduğunu, şirketin kuruluştan 31.12.2005 tarihine kadar temsil ve ilzama yetkili müdürünün davalı … … … olduğunu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin … tarihli 6476.sayısının 1188.sayfasında yayınlanan … tarih ve 4 No:lu kararına göre; şirket müdürlüğüne, … … … ve … ‘ ın 30 yıl süre ile seçildiğini, … ‘ ın, …Noterliği’nin 13.04.2012 tarih ve … yevmiye sayılı şirket pay devir ve temlik sözleşmesi ile şirketteki tüm paylarını müvekkiline devir ve temlik ederek ortaklıktan ayrıldığını ve şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ nin … tarihli 8072 sayısının 484.sayfasında yayınlanan … tarih ve 11 no:lu kararı gereğince …’ın müdürlük görev ve yetkisinin sona erdiğini, şirketin halihazır yönetim organının, münferiden imza yetkilisi … … … olduğunu, şirkete ait her türlü evrakın, fiilen müdür … … …’in elinde olup bu şahısın, müvekkilinin şirket ortaklığının gerçekleştiği tarihten bu yana müdür olarak kanunen her yıl yapılması gereken olağan ortaklar kurulu toplantısı için çağrı yapmadığını ve şirket hesaplarının denetlenmesini engellediğini, müvekkilinin şirkete ortaklığının kabul ve paylarının pay defterine tesciline karar verildiği tarihten bugüne, şirket müdürü … … …’in ortaklar kurulu toplantısı yapmaksızın müvekkilinin bilgisi dışında ve imzasını sahtecilikle taklit ederek iki defa adres değişikliği yaptığını, bunun dışında herhangi bir toplantı yapılmadığını ve karar alınmadığının ekte sunulan Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarından anlaşıldığını, şirketin 1100 konutluk bir inşaat projesinde (… evleri) … Adi Ortaklığı bünyesinde ortaklığının olduğunu ve projenin halen devam ettiğini, inşaatı tamamlanan kısımlara ilişkin devralınan bağımsız bölüm mülkiyetleri üzerinde tek başına tasarrufta bulunan … … …’ ın, şirket ortaklar kurulunu toplamaktan ısrarla kaçındığını ve dolayısıyla şirket hesaplarının görülmesine ve denetlenmesine fırsat ve imkan vermediğini, bu kapsamda; müdür … … …’ ın, kanunen düzenlenmesi gereken şirkete ait “yılsonu finans tablolarını ve yıllık faaliyet raporunu” müvekkilinin incelemesine sunmadığını, “kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi ve Müdürlerin ibrası” gibi hususların yerine getirilmesinden kaçındığını ve böylece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 616, 617, 626 ve 627. maddelerine aykırı davrandığını, şirketin mali hesap durumunu müvekkilinin bilmediğini, bu konuyla ilgili olarak şirket müdürü … … … hakkında sahtecilik suçundan dolayı soruşturma yapılması talebiyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2021/… Soruşturma sayılı şikayet başvurusu yapıldığını ve halen dosyanının derdest olduğunu, şirket müdürü … … …’ e karşı “… Limited Şirketi” Müdürlüğünden azli için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı davası açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, şirket müdürü … … …’e ….Noterliği’nin 03.05.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile şirket ortaklar kurulunun toplantıya çağrılarak ortaklar kurulu toplantısını gerçekleştirmesi ihtar edildiğini; sözkonusu ihtarnamenin, … … …’e 06.05.2021 tarihinde bizzat teslim edilmek suretiyle tebliğ edildiğini, ihtarnamenin müdüre tebliğ tarihi olan 06.05.2021 tarihinden itibaren 7 işgünü içinde olumlu cevap verilmemiş olup bugüne kadar geçen süre içinde de ihtarname gereği işlemlerin, müdür tarafından yapılmadığını ve şirket genel kurulunun toplanmadığını, TTK.617/3. Maddesi yollamasıyla TTK.412/1 gereği “… Limited Şirketi” ortaklar kurulunun Mahkemece toplantıya çağrılmasına ve “kâr payı hakkında karar verilmesi, yıl sonu finansal tablolarının müzakeresi, Müdürlerin ibrası ve Müdür değişikliği” gibi hususları da içeren gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin … tarih ve 5219 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği üzere, … Limited Şirketi’nin, asli kurucusu olup aynı zamanda şirketin isminden de anlaşılacağı üzere, şirketin ismine, kendi ismi olan … ismini verdiğini, şirketin kuruluşunda, müvekkili ile birlikte dava dışı … … ve … …’ ın da diğer hisse sahibi olduğunu, müvekkilinin şirket kuruluşundan, 31.12.2005 tarihine kadar Şirket Müdürü seçilmiş olup, şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, daha sonra 23.01.2006 tarih ve 6476 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edildiği üzere, müvekkili ile birlikte hissedar … … …’ ın, 30 yıl süre ile müdür seçilmiş olup, münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, ilerleyen süreçte, şirketin çoğunluk hissedarı olan … … …’ ın, şirket ortaklığından ayrılmak istediğini, hisselerinin devri için müvekkilinin de daha evveliyatından tanıdığı ve güven duyduğu davacı ile anlaşıldığını ve … … …’ın hisselerinin, 21.05.2012 tarih ve 8072 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ilan edildiği üzere, davacıya devredildiğini ve … … …’ın müdürlük görevinin sona erdiğini, hisse devri öncesinde, müvekkilinin … … …’ın hisselerinin bir kısmını devralıp, çoğunluk hisse sahibi olacağının kararlaştırıldığını, ancak hisse devri esnasında, şirketin faaliyeti olan bir şantiyenin başında durduğu ve şantiyeyi terk edemediği için, … … …’ın hisselerinin tamamının, bir kısmı daha sonra müvekkili tarafından devralınmak üzere, davacıya devredildiğini, sonraki süreçte, hem iş yoğunluğundan hem de davacıya duyulan güven sebebi ile tekrardan hisse devri yapılmadığını, daha sonrasında ise diğer hissedar … …’ ın da şirketteki hisselerini müvekkiline devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacı tarafça, şirkete hiçbir sermaye konulmadığı gibi, dava dışı şirketin faaliyetlerine ilişkin teknik iş tecrübesi de bulunmadığını, müvekkilinin ise … Fakültesi’ni derece ile bitirmiş bir İnşaat Mühendisi olup, şirketin kuruluşundan itibaren, tüm görev ve sorumluluklarını layıkıyla yerine getirdiğini, bizzat şirket faaliyetlerinde yer aldığını, tüm projelerin çizimi başta olmak üzere, teknik ve fiziki olarak inşaat süreçlerinin takibini yürüttüğünü, şirketin varlığını sürdürebilmesi, kazancının artması için fazlasıyla çaba gösterdiğini, davacı ile müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin, limited şirketi olup, her yıl düzenli olarak olağan ortaklar kurulu toplantısı çağrısı zorunluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın, dava dilekçesinde, TTK 617. Madde gereği, şirket ortaklığının gerçekleştiği tarihten bu yana, müvekkilinin müdür olarak kanunen her yıl yapılması gereken olağan ortaklar kurulu toplantısı çağrısı yapmadığını iddia ettiğini, TTK 617/3. gereği 617/3. hükmünde yapılan atıf kapsamında, anonim şirket genel kurullarında uygulanan “çağrısız genel kurul” usulünün, limited şirket genel kurulları için de uygulanabileceğini, bu kapsamda, bütün ortaklar veya temsilcilerinin aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabileceğini, davacı tarafından, müvekkilinin müdürlük görevi gereği olağan genel kurul çağrısında bulunmadığı iddia edilse de, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Anonim Şirketlere ilişkin hükümlerin, limited şirketlere kıyasla uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, Türk Ticaret Kanunu 410. maddesine göre; müdürlerin devamlı olarak toplanamaması gibi bir durum söz konusu olduğunda; mahkeme izni ile ortaklardan biri de genel kurulu toplantıya çağırabileceğini, ancak, 2012 yılından müdürlükten azil davası açmasının ertesine kadar hiçbir zaman ve hiçbir şekilde genel kurul toplantısı talebi olmadığını, davacının, özellikle 2017 yılından bu yana ne şirket ile ne de şirket çalışmaları ile ilgi ve alakası bulunmadığı gibi hiçbir zaman ve hiçbir şekilde şirket hesaplarını inceleme talebinin de bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde, müvekkilinin şirket hesaplarının denetlenmesini engellediği, kanunen düzenlenmesi gereken şirkete ait “yıl sonu finans tablolarını ve yıllık faaliyet raporunu” incelemeye sunmadığını, kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi ve müdürlerin ibrası gibi hususların yerine getirilmesinden kaçındığını iddia ettiğini, davacı tarafın, kendisinin bilgisi dışında, müvekkilinin kendi imzasının taklit ettiğini, sahtecilik suçunu işlediğini ve böylece iki defa adres değişikliği yaptığını iddia ettiğini ve bu hususta … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/… soruşturma numaralı dosyasından suç duyurusunda bulunduğunu beyan ettiğini, ancak, iş bu iddiaların tamamen asılsız ve iftiradan ibaret olduğunu, davacının, şirket ortağı olduğu dönemde, özellikle 2017 yılının ortalarına doğru, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz sebebi ile, şirket gelirlerinde büyük düşüşler yaşandığını, davacının kardeşi … ‘ nun, kendi evinin kirasını dahi ödeyemez hale geldiği için şirket merkezindeki bir odaya yerleşmesine müvekkilinin bizzat izin verdiğini, düzenli bir şekilde gelen şirket geliri olmadığı için müvekkilinin şirketin kira ve aidat borçlarını dahi ödeyemez hale geldiğini, şirketin o dönemde yaklaşık 2.400-TL aylık kira bedeli ve 700-1000-TL arası aidat ödemesi yapıldığını, şirket merkezinin bulunduğu taşınmazın maliki, sürekli, müvekkilinin, davacının kardeşi … ’nu ve şirketin Tarabya’daki ofis sekreterini aramaya, şirketin kira ve aidat borçlarının derhal ödenmemesi halinde icra takibi başlatacağı hususunda tehditler etmeye başladığını, bunun üzerine, taşınmaz malikinin avukatı icra takibi başlatmak üzere iken anlaşma yolu ile kira borcunun tamamını ödemeden, sadece aidat borçlarını ödemek sureti ile müvekkilinin, şirket merkezini taşımak zorunda kaldığını, şirket merkezi değişikliğine ilişkin tüm kararların, davacının erkek kardeşi tarafından davacıya imzalatıldığını, davacı tarafın, adres değişikliğinden bilgisi, sadece imzadan ibaret olmayıp, müvekkili tarafından düzenlenen vekaletname ve e-posta kayıtlarında da apaçık ortada olduğunu, davacının … İnşaat İş Ortaklığı’na ilişkin iddiaları asılsız olup davacının fiilleri … İnşaat Şirketi’nin … bünyesindeki iş ortaklığına ve şirketin geleceğine zarar verdiğini, davacı taraf, şirket faaliyetleri ile ilgilenmek bir yana, ne şirket merkezine ne oturduğu ev ile (şirket adına kayıtlı olan ve sahte kira sözleşmesi düzenlediği tespit edilen) aynı sitede bulunan ortaklığın Tarabya’ daki ofisine hiçbir şekilde gitmediğini, buna rağmen, hem müvekkilden sürekli borç para almak, hem şirket hesaplarından, şahsi ihtiyaçlarını karşılamak sureti ile, hem müvekkilini hem de şirketi maddi olarak zarara uğrattığını, şirket müdürü … … …’ ın, üstlenmiş olduğu müdürlük görevini, kanuni ve ticari tüm sorumluluklarını layıkıyla yerine getirerek sürdürdüğünü, limited şirketin yönetim faaliyetlerini icra eden şirket müdürünün görevinin başında olduğu somut olayda şirkete kayyım atanmasında herhangi bir hukuki yararın olmadığını, müvekkilinin şirkette herhangi bir yönetim boşluğu yahut organsız kalma durumu mevcut olmadığı halde şirkete kayyım atanması talebiyle açılan işbu huzurdaki davanın reddi gerektiğini, şirket mali açıdan borçlu pozisyonda olup bu borçların ciddi bir kısmının altında davacı diğer ortağın kefil olarak imzasının bulunduğunu, davacının güvene dayalı ve bedelsiz olarak sahip olduğu çoğunluk hissesine güvenerek, hem müvekkilini, hem şirketin iş ortaklarını hem de üçüncü kişileri yalan beyanları, hileli davranışları ile aldatmak hatta dolandırmak suretiyle, hem müvekkilinin hem de şirketin ticari itibarını zedelemesine rağmen, asılsız beyan ve iddialar ile şirketin asli kurucusu ve isim hakkı sahibi olan, aynı zamanda şirketin kuruluşundan bu yana iş tecrübesi ile birlikte tüm gayret ve çabaları ile şirketi bugünlere getiren, büyük ve kaliteli ortaklıklara imza atan müvekkilinin kanunun kendisine verdiği hakkı kötüye kullanarak, müdürlük görevini elinden almak istendiğini, şirket hissedarı olduğu tarihten bu yana, şirketin faaliyetlerinde bulunmadığını, hiçbir emeği ve sermayesi olmadığı halde, şirketi kazanç kapısı olarak gören davacı, işbu dava ile tek amacı olan şahsi gelir ve menfaat elde etme amacının olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu, müvekkili aleyhine haksız bir şekilde davacı tarafından haksız bir şekilde Savcılık şikayetinin yapılması, davacının hangi saikle hareket ettiğinin en açık göstergesi olduğunu, davacının amacı kendi menfaatleri için şirketi zora sokmak ve ele geçirmek olduğunu, bütün bu sebeplerden dolayı davacı tarafından açılmış olan işbu haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Açılan davadaki uyuşmazlığın, TTK md. 617/3 yollamasıyla TTK md. 412/1 uyarınca genel kurulu toplantıya çağırmak üzere kayyım atanması şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve …nün yazı cevapları ile tüm dosya kapsamı davanın delillerini oluşturmaktadır.
Davalı şirketin son sicil kaydı alınıp incelendiğinde, şirket adresinin … Mah. … Cad. N: … / İstanbul olduğu, yetkilisinin … … … olduğu, temsil yetkilerinin münferiden olduğu, davacının ise davalı şirkette pay sahibi olduğu tespit edilmiştir.
Limited şirketler yönünden TTK 617.Maddesine göre “Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir. Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir. Herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, genel kurul kararları, ortaklardan birinin gündem maddesi ile ilgili önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm ortakların onayına sunulması kararın geçerliliği için şarttır.” denilmektedir.
Limited şirketlerde de uygulanacak TTK’nın 410. Maddesinde “Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarqfindan toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulda toplantıya çağırabilirler. Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir..” denilmektedir,
TTK 412. Maddesinde ”Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarqfmdan reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvuruşu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar, Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde İnceleme yaparak karar verir. Karar kesindir. ” denilmektedir.
Davalı şirketin yetkilisinin yukarıda da belirtildiği üzere … … … olduğu ve görevde olduğu anlaşıldığından TTK 412. Maddesine göre kayyım vasıtasıyla davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağrılabileceği, bu kapsamda davacı tarafından …. Noterliği’nin 03/05/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gündem maddeleri belirlenerek davalı şirketin temsilcisine ihtarname gönderildiği, ancak ihtarnameye cevap verilmediği, bu haliyle genel kurulun toplantıya çağırma talebinin kabul edilmediği, böylelikle TTK 412. Maddesindeki şartların gerçekleştiği anlaşılmakla davalı şirketin genel kurulunun mahkememizce tespit edilen kayyım vasıtasıyla toplantıya çağrılması talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı şirket yetkilisi … … …’ e karşı da davalı sıfatıyla dava açıldığı görülmüş ise de; davada şirketin hasım gösterilmesi gerekir. Bu davalarda, davanın şirket ortağı veya şirket müdürüne husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Eldeki davada da şirketin yanında davanın yöneltildiği şirket ortağı ve müdürünün pasif husumeti bulunmadığından bu davalı bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davalı … … …’ e karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
Davalı … MALZEMELERİ LİMİTED ŞİRKETİ’ne karşı açılan davanın KABULÜ ile;
a-Açılış ve divan başkanlığının oluşturulması,
b-Genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli ve ek belgelerin imzalanması hususunda divana yetki verilmesi,
c-Şirkete müdür atanması gündem maddeleri ile mahkememizce tayin edilecek kayyım vasıtası ile, olağanüstü genel kurul toplantısına çağrı yapılmasına izin verilmesine,
Kayyım olarak … Bölge Bilirkişi Listesinde yer alan …’ ın atanmasına,
Kayyım tarafından yukarıdaki gündem maddeleri ile şirketin genel kurulunun 3 ay içerisinde toplantıya çağrılmasına ve toplantının icrasına, ilan, toplantıya çağırma ve toplantı ile ilgili evrak ve tutanakların kayyım tarafından dosyaya sunulmasına,
Kayyıma 4.000 TL ücret takdirine,
Kayyıma takdir edilen 4.000 TL ile ilan ve masraflar için 3.000,00.-TL olmak üzere toplam 7.000 TL’nin davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
Kayyımın, kayyımlık ücreti ile masraflar toplamı olan 7.000 TL yatırılmasından sonra işe başlamasına,
3-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalı … Ltd Şti’ den alınarak davacıya verilmesine,
4- Davalı … … … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 59,30.-TL’nin mahsubuyla bakiye 21,40.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yaptığı 119,10.-TL posta masrafı, 59,30.-TL başvurma harcı, 8,50.-TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 186,90 TL yargılama giderinin davalı … Ltd Şti’ den tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yokluğunda, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 09/02/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır