Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/431 E. 2022/443 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/431 Esas
KARAR NO : 2022/443 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı … Tic. A.Ş. arasında müvekkil şirketin markasına ait jeneratör grubunun satışına ilişkin 15.01.2016 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, taraflar sözleşme uyarınca satışa konu jeneratör grubunun toplam satış bedelinin KDV dahil 136.880,00 EURO olduğu hususunda mutabakata vardığını (dilekçe ekinde Sözleşmeyi eklemişlerdir) Davalı tarafından söz konusu borcun bir kısmı ödenmiş olup 1.439,52-EURO tutarında bakiye borcun ödemesi yapılmadığını ve sonrasında davalıya, bakiye borcun ödenmesi talebinde bulunulmuş ve söz konusu borcun ödenmemesi halinde yasal yollara başvurulacağı bildirilmiş olsa da, davalı şirket tarafından söz konusu borcun ödemesi gerçekleştirilmediği için alacağı olduğu davalının bu tutarı ödememesi üzerine cari hesap bakiyesi olan 19.185,53 TL Alacağına karşılık …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı icra dosyası ile ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe konu borca haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, 10.02.2021 tarihinde arabuluculuk toplantısına katıldığı ve “Anlaşmama” olarak tutanak düzenlendiğini beyan ve gerekçelerle itirazın iptalini, yargılama sonunda en az %20 oranında icra-inkar tazminatını yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın alacaklı olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı tarafça talep edilen alacaklar zamanaşımı uğramış olduğunu, Müvekkil Şirket ile davacı arasında tanzim edilen 15.01.2016 tarihli satış sözleşmesine konu olan … için toplam satış bedeli 136.880,00-EUR olarak belirlenmiştir. Sözleşmeye istinaden davacı … Jeneratör tarafından tanzim edilen 04.03.2016 tarihli ve sırasıyla … numaralı ve … numaralı faturalar bulunduğunu, … numaralı ve 04.03.2016 tarihli fatura; … . Seri No:…
isimli ürün için vergiler dahil toplam tutar 82.015,90 EUR ve döviz kuru: 1 EUR = 3.17830 TL ( 2016-03-04 )
kabul edilerek; Vergiler Dahil Toplam Tutar (TL) 260.671,13 TL olarak tanzim edildiğini, …
numaralı ve 04.03.2016 tarihli fatura; … Seri No: … isimli ürün için Vergiler Dahil toplam tutar 54.864,10 EUR ve Döviz Kuru: 1 EUR = 3.17830 TL ( 2016-03-04 )
kabul edilerek; vergiler dahil toplam tutar(TL) 174.374,57 TL olarak tanzim edildiğini, davacının düzenlemiş olduğu faturalar ve satış sözleşmesinde hem döviz hem de Türk Lirası banka hesap bilgilerinin paylaşılmış olması müvekkiline seçim hakkı tanındığının ve ödemeyi sözleşmede belirtilen herhangi bir para birimi ile yapabileceği açıkça taraflarca kabul edilmiştir. Dilekçemizin ekinde sunulan 20.01.2016 ve 04.03.2016 tarihli dekontlar ise Müvekkil Şirketin satış bedelini ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 20.01.2016 tarihli dekontla 34.220,00-EUR’nun ve 04.03.2016 tarihli dekont ile de 321.709,06-TL’nin davacı … Jeneratör’ün sözleşme ile bildirmiş olduğu banka hesaplarına ödendiğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, cari hesap sözleşmeleri yazılı şekle tabidir. TTK. M.89/2’e göre cari hesap sözleşmeleri yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağını, müvekkilinin bir borcu bulunmadığını beyan ve gerekçelerle davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasındaki satış sözleşmesi uyarınca bakiye borcun bulunup bulunmadığı, ödemelerin ne şekilde yapılacağı ve mahsup edileceği takibin yetkili yerde açılıp açılmadığı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, icra inkar ve kötü niyet şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Dava dilekçesi, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.436,52 Euro toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişiler Mali Müşavir … , Borçlar Alanında Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından verilen 08/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin incelenen; Ticari Defterlerinden Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin 2016, 2017 ve 2018 Mali yıllarına ait defterlerin e-defter olarak tutulduğu, 2016, 2017 ve 2018 mali yılların ilişkin envanter defterlerinin de noter tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, davacı, davalı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, verdiği hizmetlerden dolayı düzenlediği faturalar karşılığında zaman zaman tahsilatlar yaptığı ve bunları kayıtlarına aldığı ancak eksik yaptığı ödemeler sonucu 18.01.2021 tarihi itibari ile 824,70 TL ve 1.439,52 Euro bakiye alacak kaldığı bu durumda davacı şirketin davalıdan cari hesap bakiyesi olarak 824,70 TL ve 1.439,52 Euro alacaklı olduğu, mahkemenin davada verdiği inceleme kararı üzerine ticari defter İncelemesi yapılmak istenmiş ancak mahkeme kaleminde olan incelemeye davalı katılmadığı için defter incelemesi yapılamamıştır. Ancak davacı vekilinin 14/01/2022 tarihli dilekçesi ile “iş bu dilekçe ekinde sunulan evrakların ve 1 adet usb belleğin eksiksiz şekilde inceleme kapsamına alınmasını talep ettiğine dair dilekçe ibraz ettiği görülmüş ve dilekçe ekinde olan USB içindeki dosyalar üzerinden ticari defter incelemesi vapıldığı davalı ticari defterlerinden açılış- kapanış tasdiki zorunlu olan yevmiye ve defter-i kebir defterlerinin 2016, 2017 ve 2018 mali yıllarına ait defterlerin e-defter olarak tutulduğu, 2016, 2017 ve 2018 mali yılların ilişkin envanter defterlerinin de noter tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu görülmüştür. Davalı, davacı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, aldığı hizmetlerden dolayı davacının düzenlediği faturalar karşılığında zaman zaman ödemeler yaptığı ve bunları kayıtlarına aldığı ancak bakiye borcun kalmadığı 31.12.2018 tarihi itibari ile cari hesaplarında herhangi bir borcun kalmadığı/olmadığı görüldüğü taraflar arasındaki sözleşmeye göre alıcı/davalının edim yükümlülüğünün 136.880,00-Euronun ödenmesine ilişkin olduğu; bu yönüyle tarafların sözleşmede semenin, Euro cinsinden ödenmesi gerektiğini kararlaştırdıkları, dosyaya mübrez belgelerden davalının 20.01.2016 tarihinde davacı şirket hesabına 34.220,00-Euro ve 04.03.2016 tarihinde ise 321.709,06-TL’lik para transferinde bulunduğu, sözleşme ile kararlaştırılan bedelin 136.880,00-Euro olduğu hususu nazara alındığında ödenen 34.220,00-Euro’luk tutarın bu ödemeden düşülmesi sonucunda bakiye alacağın 102.660,00-Euro olduğu; diğer yandan, 321.709,06-TL’nin ödendiği günkü 1 Euro’nun 3,17830-TL’ye karşılık geldiği hususu göz önüne alındığında davalının 101.220,48-Euro’luk ifada bulunduğu, sonuçla davacı şirketin bakiye 102.660,00-Euro’luk alacağından, davalının ödediği 101.220,48-Euro’nun düşülmesi halinde 1.439,52- Euro bakiye alacağın kaldığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.Somut uyuşmazlıkta; taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla uyuşmazlık taraflar arasındaki satış sözleşmesi hükümlerine göre çözüleceği görülmektedir. Tarafların 15.01.2016 tarihinde “Satış Sözleşmesi” akdettikleri, sözleşmeye göre satıcı/davacının edim yükümlülüğü … marka jeneratör grubunun alıcı/davalıya teslimi iken; alıcı/davalının edim yükümlülüğü ise 136.880,00-Euro (116.000,00-Euro + 20.880,00-Euro) ödeme borcu olduğu, sözleşmenin 7. Maddesine göre TCMB döviz alış kuru esas alınacağı, Faturanın tanzim tarihi ile ödeme tarihi arasındaki döviz alış kurlarının farklı olması durumunda kur artış veya azalışlarına göre fatura düzenleneceği, Kurda artış olması durumunda satıcı alıcıya, kurda azalış olması durumunda alıcı satıcıya fatura düzenleyeceği duruma göre, alıcı veya satıcı tarafından düzenlenecek bu kur farkı faturaları ile cari hesaplar karşılıklı olarak denkleştirileceği hüküm altına alındığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden davalının 20.01.2016 tarihinde davacı şirket hesabına 34.220,00 Euro ve 04.03.2016 tarihinde ise 321.709,06-TL’lik para transferinde bulunduğu, sözleşme ile kararlaştırılan bedelin 136.880,00-Euro olduğu hususu dikkate alındığında ödenen 34.220,00-Euro’luk tutarın bu ödemeden düşülmesi sonucunda bakiye alacağın 102.660,00-Euro olduğu, diğer yandan 321.709,06-TL’nin ödendiği günkü 1 Euro’nun 3,17830-TL’ye karşılık geldiği davalının 101.220,48-Euro’luk ifada bulunduğu, bu itibarla davacı şirketin bakiye 102.660,00-Euro’luk alacağından, davalının ödediği 101.220,48-Euro’nun düşülmesi halinde 1.439,52-Buro bakiye alacağın kaldığı değerlendirilmiştir.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 1.439,52- Euro alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Taraflar tacir olup, yapılan iş de ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olduğundan talep edilen alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca ticari işlerde uygulanan avans faizi isteyebileceği ve davacı da takip talebinde ticari avans faizi talep ettiğinden, kabul edilen alacağa takip tarihinden sonra avans faiz uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/… sayılı dosyasından arabulucu … …’ya ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 19.04.2021 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan alınarak davacıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
… İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip tarihinden itibaren asıl alacak 1.439,52 Euro’ya işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/A mad. uyarınca faiz ile birlikte DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 2.910,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 183,81-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 994,15 harcın peşin alınan 183,81-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 810,34-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı vekili tarafından yapılan 6 adet posta-tebligat gideri toplamı 31,25 TL ile 2 adet bilirkişi ücreti 1.500,00-TL, 59,30 TL başvuru harcı, 20,00 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.610,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerine bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır