Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2023/359 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/424 Esas
KARAR NO : 2023/359
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, kendisine ait turizm yatırımları için davalı taraftan mimari proje ve mimari danışmanlık hizmeti almak hususunda hukuki ilişkide olduğunu, müvekkili tarafından yapılan ve davaya konu olan işlerin Muğla ili … İlçesi … Hotel …-… projesi kapsamında; tüm otel parselinin üç boyutlu modellemesi ( 286.282,20 m2), tüm villa tipleri ve parsel yapılarının mevcut durumlarının üç boyutlu modellemesi ( 72.190,- m2), modellenen villa tiplerinin üç boyutlu hazırlanan arazi modeline oturtularak durum tespiti yapılması ve sunum hazırlanması, … Hotel kapsamında bulunan 2+1 villalara oda eklenmesi talebi doğrultusunda iki alternatifli olarak projelerin hazırlanması ( 260,- m2 x 25 adet = 6.500,- m2), tesis giriş kanopisi ve güvenlik kulübesi alanının konsept projesinin hazırlanması, … ili … İlçesi Köşk Köyünde yapımı tamamlanan … Okulu Projelendirme hizmetleri kapsamında; … okul binasının konsept projesinin hazırlanması (1.166,- m2), … okul binası cephe uygulama projesinin hazırlanması (1.166,- m2), … okul binası cephe uygulama projesinin metrajlarının hazırlanması(1.166,-m2) olduğunu; müvekkili ile davalı arasında işin yapım aşamasında sözleşme hazırlandığını ancak taraflarca imzalanmadığını, davalı tarafça sözleşme imzalanmadan hizmet alındığını ve işin dava konusu işlerle sınırlı kaldığını, müvekkili tarafından yapılan işlerin sözleşmedeki bedellere göre oransal olarak değerlendirme yapılmasının mümkün olduğunu, müvekkili tarafından yapılan işlerin bedelinin … Odası en az bedel tarifesine göre hesaplanmaması gerektiğini, işin yapıldığı tarihteki … en az bedel tarifesinin işin mahiyetine ve müvekkilinin n niteliğine oranla kıyasen uygulanması gerektiğini, davalı itirazının haksız olmakla birlikte verilen hizmetin, çizilen projelerin bedellerinin ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından başlangıçta düzenlenen fatura bedelinin 40.000,-TL+KDV= 47.200,- TL olduğunu, mahkeme ile yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkilinin hak ettiği bedellerin tespit edilebileceğini, huzurdaki davanın her ne kadar itirazın iptali davası olarak başlatılmış olsa da iş miktarına bağlı olarak alacak davasını içerdiğini, buna dair haklarının saklı olduğunu ve davanın belirsiz alacak davası niteliğine haiz olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, müvekkilin takip bedelinin üstünde kalan alacakları için şimdilik 1.000,- TL na hükmedilmesi ile belirsiz alacak niteliğindeki davada bilirkişi raporunda tespit edilebilecek ve harcı, ikmal edilecek miktarın kabulüne, alacak miktarından 47.200,- TL için 18.12.2021 tarihinden, diğer alacak miktarları için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine,-Yargılama masraf ve ücretlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, itirazın iptali davasının, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz ettiği alacak üzerine açılan bir eda davası olduğunu, bu bağlamda itirazın iptali davasının takip konusu edilen alacak miktarı ve dayanakları ile sınırlı olarak açılabileceğini, oysa ki huzurdaki davada davacı tarafın hem icra takibine istinaden yapılan itirazın iptalini talep etmiş hem de dava konusu ettiği miktardan daha fazla alacaklarının olduğunu savunarak bu kısım için belirsiz alacak davası açtığını, ancak itirazın iptali talepleri ve belirsiz alacak taleplerini aynı dava dilekçesinde ve aynı anda talep edilemeyeceğinin izahtan vareste olduğundan usulden reddi gerektiğini, taraflarınca asla kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının iddia ettiği gibi mimari işler için taraflar arasında bir anlaşma sağlanmadığını, davalı tarafça müvekkili aleyhine mesnetsiz fatura kesildiğini ve anılan faturaya ilişkin hizmetlerin hiçbir zaman alınmadığını, hal böyle iken müvekkili tarafından haksız faturaya itiraz edildiğini, davaya konu edilen modelleme için hazırlanan sözleşmenin, anlaşma sağlanamadığı için imza edilmediğini, müvekkili tarafından davacıya işe başlama yönünde talimat verilmediğini, davacı tarafın, hiçbir anlaşmaya dayanmaksızın tamamen tek taraflı olarak bir takım işler yaptığını iddia ettiğini ve bunların bedelini tahsil etmeye çalıştığını, dava dilekçesi ekinde delil olarak sunulan mailin sadece davacı şirketçe yazılmış ve cevaplanmamış bir mail olduğunu ve delil olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkilinin ihtiyaç duyduğu mimari hizmet için birden çok firma ile muhakeme yaparak kendi ekonomik menfaat ve hizmetten beklentilerini en iyi karşılayan firma ile sözleşme akdettiğini, mimari proje ve danışmanlık işleri için dava dışı … Tic. Ltd. Şti. firması ile anlaşıldığını ve sözleşmelerini dilekçe ekinde sunduklarını, bu bağlamda davacının dava konuşu ettiği miktarın % 40’ından aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Merkezi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; davalı şirketin 2020 yılı çalışan listesinin mahkememize gönderilmesi ile … ve …’in davalının çalışanı olup olmadığının araştırılarak mahkememize bilgi verilmesi istenilmiştir.
… Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; dava konusu okul inşaatının (… ilçesinin, … köyü, …-… İlköğretim Okulu) hangi firma tarafından yapıldığının (taşeron firmalar dahil olmak üzere) araştırılarak gönderilmesi istenilmiştir.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne yazı yazılarak, mahkememiz davalısı … vergi numaralı …Ticaret Anonim Şirketi’nin 2020 yılı çalışan listesinin gönderilmesi istenilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyası incelenmiştir.
23/05/2022 tarihinde İç Mimar, Mimar ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişiler vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali ve takip miktarından fazla alacak için tazminat istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Dava konusu takip dosyasının incelenmesinde takibin usul ve yasaya uygun olduğu, itirazın ve açılan işbu davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlu takipte yetki itirazında bulunmuş ise de, TBK md. 89 uyarınca alacaklı kendi yerleşim yerinde takip başlatabileceğinden, bu itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkememiz yetkisine yapılan itiraz da TBK md. 89 uyarınca kabul edilmemiştir.
Davalı taraf itirazın iptali ile alacak taleplerinin aynı dava dilekçesi ile öne sürülemeyeceğini iddia etmiştir. HMK md. 110’da davaların yığılması “Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre davaların yığılması için taleplerin ortak yetkili mahkemede ve aynı yargı çeşidine tabi olması yeterlidir. Somut olayda da aynı işten kaynaklanan itirazın iptali ve alacak davalarının davaların yığılması şeklinde görülmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı, … … Hotel’in ve … ili … ilçesinde … – … İlköğretim Okulu’nun projelerinde mimarlık işlerinin yapıldığını öne sürmüştür. Davalı taraf, davacıdan hizmet alınmadığını sözleşme öncesi görüşmelerin yapıldığını ancak sözleşme imzalanmadığını ve mimarlık hizmetinin başka bir firmadan alındığını iddia etmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde okul projesinde hayırsever olarak … Ltd. Şti’nin bulunduğu görülmüştür. … ile … A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtlarından ortaklarının ve temsilcilerinin aynı olduğu görülmüştür. Her ne kadar iki şirketin ortak ve temsilcileri aynı olsa da, her bir şirketin ayrı tüzel kişiliği bulunmaktadır. Dolayısıyla bir şirketin işlemlerinden, aynı ortağa ve temsilciye sahip başka bir şirketin sorumlu olduğu düşünülemez. Bu sebeple dava konusu okulun projesinde davalı firmanın bulunmadığı gözetilerek okul projesi için sunulan hizmetlerden davalının sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
… … Hotel projesi için işler incelendiğinde öncelikle taraflar arasında sözleşme imzalanmadığı, ancak sözleşme öncesi görüşmelerin yapıldığı, sözleşme şartlarının bazılarında tarafların anlaşamadığı görülmüştür. Bu süreçte davacı firma tarafından birtakım işlerin yapıldığı, çizilen projelerin ve yapılan diğer işlerin davalı firmaya gönderildiği, bu işlerin davalı firmanın kabulünde olduğu ve hatta davalı firmanın davacıya örnek projeler gönderdiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacı firmanın yaptığı işler sebebiyle davalıdan ücret talep etme hakkı bulunduğu kanaatine varılmıştır. TTK md. 20’de de ücret isteme hakkı “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca, tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için, ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı her ne kadar işin başka bir firmaya yaptırıldığını iddia edip, imzalanan sözleşmeyi sunmuş ise de, sözleşmenin 23/11/2020 tarihli olduğu görülmüştür. Davacı ve davalı arasındaki görüşmelerin 2020 yılı Eylül ve Kasım ayları arasında sürdüğü, Kasım ayında işin kesildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla mahkememizce davalının, davacı ile anlaşma yapmayarak görüşmeler sonlandıktan sonra dava dışı üçüncü bir firmayla anlaştığı kabul edilmiştir.
Yapılan işlerin bedelinin hesaplanması için dosya alanında uzman bilirkişilere tevdi edilmiştir. 23/05/2022 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davacının otel projesi için yaptığı işlerin karşılığının 134.520,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Yapılan hesapta … odası tarafından düzenlenen tarifenin esas alınması, taraflar arasında geçerli bir sözleşme ve bedel anlaşması bulunmadığı için yerindedir.
Davacı toplamda 134.520,00 TL alacağından 47.200,00 TL’sini dava konusu takip ile talep etmiştir. Bakiye kalan 87.320,00 TL’yi ise alacak davasına konu etmiştir. Her ne kadar davacı alacak talebi yönünden davanın belirsiz dava olduğunu beyan etse de, davacının yaptığı işlerin bedellerini hesaplayabilecek durumda olduğu gözetilerek davanın kısmi dava olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle davacının itirazın iptali talebinin kabulüne, asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-İtirazın iptali talebinin kabulüne,
-…. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 47.200,00 TL’lik kısmının iptaline; takibin 47.200,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte devamına,
-9.440,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alacak talebinin kısmen kabul kısmen reddine,
-87.320,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu bedelin 1.000,00 TL’sine dava (26/07/2021), bakiye 86.320,00 TL’sine ıslah (15/08/2022) tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İtirazın iptali davası yönünden ;
1-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 3.210,57-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 802,47-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan (yatırılan harçtan iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan); 3.210,57 TL Harc ile 59,30-TL Başvuru Harcı, olmak üzere toplam 3.269,87TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alacak davası yönünden ;
1-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 5.964,83-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 4.013,04-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.951,79-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 13.971,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 18.169,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 584,04-TL Peşin/nisbi Harcı, 3.429,00-TL Islah Harcı, olmak üzere toplam 4.072,34TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 7.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 82,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 7.282,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 3.934,62-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 713,18-TL lik kısmının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, kalan 606,82-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
7-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır