Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/421 E. 2023/128 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/421 Esas
KARAR NO : 2023/128
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imza olunan, … Noterliği’nin 23.02.2017 tarihli, ..Y no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca müvekkilin tapu mâliki bulunduğu İstanbul, , … mahallesi, … mevkiinde bulunan … parseller ve … parsellerin tevhidi ile oluşacak revize parseller üzerinde davalı tarafından arsa payı karşılığı, plan ve projesine, inşaat ruhsatına ve sözleşmede yer alan teknik şartlara uygun olarak inşaat yapılması, kat irtifâkı kurulması ve iskân alınmak ve çevre düzenlemelerinin tamamlanması, tesisatların yapılarak olumlu sonuç alınması ve sözleşmede yer alan tüm şartların yerine getirilmesi suretiyle müvekkili adına isabet eden bağımsız bölümlerin müvekkiline anahtar teslimlerinin davalı tarafından ifa edildiğini, müvekkili, adına isabet eden 22 adet bağımsız bölümü yatırım amaçlı olarak kullanma amacı taşıdığını, sözleşmenin konusunun bir bütün halinde bitirilmesi ve müvekkil adına isabet eden 22 adet bağımsız bölümün müvekkile anahtar teslimlerinin ifası ve iskân başvusu yapılması için davalının, sözleşmenin tanzim tarihinden itibaren 4 ay içinde ruhsat alınması ve ruhsatı müteakip 24 ay süresi bulunmasına rağmen ve işbu süreye müvekkil arsa sahibi tarafından sözleşmede yer alan 2 aylık ek süre de sunulmasına rağmen, inşaatın projeye uygun olarak bitirilmesi, teknik şartnamede belirtilenlerin yerine getirilmesi, tesisatların yapılarak olumlu sonuç alınması, çevre düzenlemesinin bitirilmesi, iskân izni için başvurulması suretiyle müvekkiline isabet eden dairelerin teslimi için sözleşmeye göre son tarih 23.08.2019 bulunmakta olduğunu, sözleşmenin 3. sayfasının, 3. fıkrasında “…bu süre sonunda müteahhit şirket geçen her ay için 30.000 (otuzbin) TL kira bedeli mal sahibine ödenecektir.” kuralı taraflarca kabûl edildiğini, davalının sözleşmede yer alan şartları ihlâl ettiğini, yükümlülüğünde bulunan hususları süresinde ve hâlen yerine getirmemiş olduğunu, davalının, dava konusu noter sözleşmesine aykırı hareket etmesi, mutabık kalınan süreleri tüketerek sözleşme şartlarını yerine getirmemesi uyarınca müvekkil tarafından davalıya … Noterliği’nin 04.06.2020 tarihli, … no’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, işbu ihtarnamede verilen süre içinde davalı yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi, bugüne kadar da yerine getirmediğini, buna karşılık mesnetsiz, gerçekdışı iddiaların bulunduğu, müvekkilin tahakkuk etmiş olduğu haklarıyla illiyeti bulunmayan konuları içeren cevapta bulunduğunu, bu nedenlerle huzurdaki davayı açmak mecburiyeti hasıl olduğunu, davalı tarafın, dava konusu noter sözleşmesinin Teknik Şartlar bölümünde, her bir bağımsız bölüme 1 adet otopark tahsis edileceği hususu belirlendiğini, aynı bölümde, otopark alanı yetmez ise, alt kata bir kat daha otopark yeri yapılacağı hususu davalı yükümlülükleri arasında hükme bağlandığını, buna rağmen, davalı yanca bağımsız bölüm adedinden çok daha fazla otopark yeri mevcut olmasına rağmen, fazla olan otopark yerlerinin tümü davalı tarafından kendisine isabet eden bağımsız bölümlere tahsis edildiğini, davalı dairelerine 2 yada 3’er adet otopark yeri sunulmasına rağmen, müvekkiline isabet eden dairelerin tümü sadece 1’er adet otopark yerine sahip bulunmakta, projede bulunan fazla otopark alanları haksız suretle davalı yanca kendi lehine kullandırılmadığını, davalının kötü niyetli ve haksız fiili ve kusurundan kaynaklanan müvekkili zararının tazmin edilmesi hususunda talep ve dava haklarımızı saklı tuttuğunu, davalı tarafından 25.08.2020 tarihinde müvekkiline tutanak ile bağımsız bölümlerin teslim edildiğinden bahisle tutanak imza ettirildiğini, tutanakta yer aldığı üzere hâlen iskân başvurusu yapılmadığını, iskân alınmadığını, kat mülkiyeti kurulmadığını ve kat mülkiyet tapularının çıkarılmadığını, müvekkili ile davalı arasında, dava şartı bulunan arabuluculuk kurumuna başvurma zorunluluğu tarafımızdan yerine getirildiğini, ekte yer alan arabuluculuk uzlaşmazlık tutanakları uyarınca uzlaşma sağlanamadığını, müvekkili tarafından Bayrampaşa Belediyesi Başkanlığı’na sunmuş olduğu bilgi talebi uyarınca, 04.05.2021 tarihli, … sayılı cevap yazısı önünde, davalı tarafından 24.12.2020 tarihinde, … sayısıyla iskân başvurusu yapılmış bulunmakta olduğunu, davalının … Noterliği’nin 23.02.2017 tarihli, …Y no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde yazılı sürelerin tüketildiği 23.08.2019 tarihinden itibaren 24.12.2020 tarihine kadar tahakkuk etmiş 16 aylık kira alacağı muaccel hâle geldiğini, bu alacağın hakkı toplamının davalı tarafından, herbir kira döneminin tahakkuk ettiği tarihten itibaren ayrı ayrı işleyecek ticarî temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabûlüne karar verilmesini, yargı gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; muhatap ile müvekkili arasında, … Noterliği’nin 23.02.2017 tarihli ve … Yevmiye no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, Bu sözleşme uyarınca, müvekkil tarafından süreye uygun olarak 4 ay içerisinde 28.06.2017 tarihinde yapı ruhsatı alındığını, yapı ruhsatı tarihi her ne kadar 28.06.2017 olsa da müvekkil şirketin inşaata başlayabildiği tarih ekte sunulan … Belediye’sinin vermiş olduğu belgeye istinaden 02.11.2017 tarihi olduğunu, davacı tarafça da bilindiği üzere muhatabın arsasının yanından … Sokak isimli yol geçmekte olduğunu ve inşaata başlanabilmesinin, söz konusu yolun satın alınma ve trafiğe kapanma işlemlerinin tamamlanabilmesine bağlı olduğunun açık olduğunu, ancak … Belediyesi ve … Belediyesi tarafından … Sokak isimli sokak 02.11.2017 tarihinde trafiğe kapatıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin Mücbir Sebepler ve Olağan Üstü Haller başlığı altında, ruhsat veren kurumun bölge genelinde çalışma kapsamı inşaat yasağı halleri mücbir sebep olarak sayıldığını, Covid-19 salgını ile müvekkili inşaat firması arasında, sözleşmeden doğan borcunu yerine getirmeyi etkin bir şekilde geçici olarak imkansız kılan bir nedensellik bağının da bulunduğu aşikar olduğunu, salgın sebebiyle şantiyede işçilerin çalışması zorlaşmakta, “evde kal” ilkesi sebebiyle işcilerin can güvenliği için çalışma imkansız hale gelmekte hatta merkezi veya yerel idare kararlarıyla çalışma yasaklandığını, Covid-19 mücbir sebebi sonucu davalı müteahhit, edimini geçici olarak ifa edemediğinden geçici imkânsızlık söz konusu olduğunu, mücbir sebebin geçici olması kural olarak sadece borcun zamanında ifasını engellediğinden, salgın hastalık sebebiyle salgın süresince inşaatın yapılmaması temerrüd sayılmayacak, bu sınırlı süre inşaat yapım süresine fiilen eklenmiş olacağını, ifanın önündeki engelin, ortadan kalktıktan sonra (salgın önlemlerinin süresi hariç) yüklenici inşaatı yapmaya devam ettiğini ve edimini yerine getirdiğini, müvekkili şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesinde olmayan ancak site yönetiminin talebi ile binada görselliğin bozulmasını engellemek adına her ne kadar davacının ilk oluru olmasa bile zorunluluktan cam balkon yaptırdığını, ayrıca müvekkili şirketin davacıya ait tüm bağımsız bölümler için daire içi doğal gaz , elektrik aboneliği gibi abonelik ücretlerini de ödediğini, davacı yanca müvekkiline keşide edilen …Noterliğinin 04.06.2020 tarih … Yevmiye no’lu ihtarnamesine verdiği cevap üzerine verdiği …. Noterliğinin … Yevmiye no’lu cevabı üzerine müvekkili ile bir araya gelerek kendisinden cam balkon ücreti, ve abonelik ücretlerinin alınmaması durumunda taraflar kendi aralarında anlaştığını ve her ne kadar yazılı olmasa da sulh olduklarını bildirip, fazlaya dair hakların saklı kalması kaydıyla, huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2022/… Esas 2022/… Karar sayılı kararında “6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, dosya kapsamında davacının tacir olduğu veya uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklandığına dair somut delil bulunmadığı gibi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden doğan davaların TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davayı görüp sonuçlandırma görevi tüketici mahkemelerine veya asliye ticaret mahkemelerine değil, asliye hukuk mahkemelerine aittir. Şu halde, mahkemece somut uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa kapsamında bir uyuşmazlık olmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanının usulden reddi ile görevsizlikle dosyanın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasında … Noterliği’nin 23/02/2017 tarih … yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davacıya ait olacak bağımsız bölümler ile bağımsız bölümlerin teslim tarihinin şartlarıyla birlikte düzenlendiğinin, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğinin, süresinde iskan ruhsatının alınmadığının, kat mülkiyetinin kurulmadığının ve tapularının alınmadığının, süresi içerisinde sözleşme kapsamında usulüne uygun teslimin bulunmadığının bu nedenle sözleşme kapsamında davacının davalıdan kira alacağının bulunduğunun beyan edilerek bu davanın açıldığı, 6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağının düzenlendiği, mahkememizin görevli olup olmadığı hususunda davacının tacir sıfatının bulunup bulunmadığı yönünden ilgili vergi dairesine ve ticaret sicil müdürlüğüne müzekkereler yazıldığı, … Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 27/09/2022 tarihli cevabında davacının kira geliri yönünden vergi mükellefi olduğunun mükellefiyetinin devam ettiğinin belirtildiği, … ‘nden gelen 12/12/2022 tarihli müzekkere cevabında davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının belirtildiği, davalı taraf şirket ise de dosya içerisindeki delillerden davacının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, yine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden doğan davaların TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava ve işlerden de olmadığı tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki somut uyuşmazlıkta davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır