Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/411 E. 2022/835 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/411 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yapı tamirat tadilat alanında faaliyet göstermekte olduğunu, 2020 yılı Şubat ayında İstanbul’daki iki farklı projesi için yaklaşık 600 m2 … alımı konusunda araştırmaya başladıklarını, nihayetinde daha önceki süreçlerde de ticari ilişkisi olan …Ltd. Şti. İle görüşme sağlanmış; yapılan bu görüşme neticesinde…Yapı, müvekkil şirket yetkililerini … İnşaat unvanlı kompozit zemin malzemeleri konusunda birkaç markanın da bölge bayisi olan şirket yetkilileriyle görüştürerek ihtiyaç doğrultusunda ideal ürünün ne olacağı hususunda yönlendirmede bulunulduğunu, Müvekkili şirket ile ticari ilişkiye girecek olan …Yapı’nın aracılık ettiği görüşmeler neticesinde, müvekkili şirkete fiyat performans olarak müşteri memnuniyeti acısından kaliteli bir ürün olarak DECODECK markası önerildiğini ve bu ürünün kullanımı için de … A.Ş.’den temini sağlandığını, temin edilen ürünlere mukabil…Yapı’ya ekte mevcut faturalara binaen ödeme yapıldığını, temini sağlanan ürünlerin montajı için bölge bayisinin yönlendirmesi doğrultusunda taşıyıcı karkas oluşturulmuş ve ürünlerin uygulamasına geçilmek istendiğini, ancak temini sağlanan ürünlerin kırılganlığından endişe duyularak sırasıyla … Yapı, … ve Sistem Kompozit ile iletişime geçildiğini, uygulaması yapılacak yere konuda uzman yetkilinin gönderilerek değerlendirme yapması talep edildiğini, Buna mukabil Sistem Kompozit satış temsilcisi olduğu öğrenilen Agah Bey isimli kişinin geldiğini ve ürünlerde, uygulamada ve karkasta herhangi bir problem olmadığını, ürünlerin üzerindeki küçük çaplı kırılmaların kabul edilebilir tolerans içerisinde olduğunu ve bunun kullanıma etkisinin mümkün olmadığını, her halükarda bu ürünlerin arkasında olduğu belirtilerek ekte mevcut garanti belgesi adı altında belge Sistem Kompozit tarafından ibraz edildiğini, uygulamanın yapılması akabinde çok kısa bir süre geçtikten sonra, müvekkili şirketin uygulama yapılan yerlerden çok sayıda şikayet almaya başladığını, gelen şikayetler sebebiyle ilgili yerlerde yapılan saha araştırması neticesinde, en başta görülen ve Sistem Kompozit tarafından verilen taahhütlerin aksine kırıkların oldukça ileri boyutlara çıktığını, ürünlerin özelliğini yitirmeye başladığının fark edildiğini, bu sebeple tekrardan sırasıyla … Yapı, … Grup ve … ile iletişime geçildiğini, uygulaması yapılan ürünlerin incelenmesi için yine uzman bir yetkilinin değerlendirme yapmak üzere gönderilmesi talep edildiğini ve yine… Kompozit satış temsilcisi Agah Bey isimli kişinin yönlendirildiğini, yine Agah Bey isimli Sistem Kompozit temsilcisi tarafından ürünlerde herhangi bir sorun olmadığını, kırılmaların ürünlerin doğasına uygun olduğu herhangi bir sorun olmadığını, bunun malzemenin doğasına uygun olduğunu ve sadece kırılan ürünlerin birebir değiştireceklerini beyan etmiş; fakat müvekkil şirket yetkilileri bu tarz ürünleri daha önce de kendileri tarafından birçok yerde kullanıldığını, sorunlar oluşsa dahi bu denli narinlik ve deformasyonun gözükmediğini, bu ürünlerin uygulandığı yerlerde can güvenliğini tehdit edecek derece kazalara sebebiyet verebileceğini malzemenin üretimi esnasında bir sorun yaşanmış olabileceğini, daha önce de kırılan malzemelerın değiştirilmesine rağmen kırılmaların artarak devam ettiğini belirterek malzemenin tamamının gerekli standartları karşılayan muadil bir ürünle değiştirilmesini talep ettiklerini, buna karşılık olarak …Kompozit yetkilisi … bey, müvekkili şirketin müşterilerinin de bulunduğu bir ortamda, daha kalın ve sağlam ürünlerin olduğunu ama müvekkili şirket yetkililerinin bile ucuz ürün tercih ettiğini iddia ederek tüm hatayı müvekkili şirket yetkililerine yıkarak, müvekkili şirketi müşterilerine karşı kötü bir pozisyona düşürmüş prestij kaybı yaşamasına zemin hazırlamış ve ticari kayba uğramasına neden olduğunu, müvekkili şirket hem maddi olarak, hem de itibar kaybı yaşadığı için manevi olarak zarara uğradığını bildirip, müvekkili şirketin satın almış olduğu dava konusu uyuşmazlığa sebep olan ayıplı decodeck adlı ürünlerin standartlara uygun olanlarla değiştirilmesine, ya da ; uyuşmazlık konusu ürünlerin dava tarihindeki piyasa değerinin bilirkişi marifetiyle belirlenmek suretiyle toplam bedelinin ve yine söz konusu ayıplar nedeniyle müvekkili şirketin katlanmak durumunda kaldığı işçilik, taşıma vb masrafların fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalıdan alınarak, müvekkil şirkete teslim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, kendisine verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde dava şartı arabuluculuk görüşmesine ilişkin son tutanağı dosyaya sunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin, arabuluculuk görüşmesine çağrılmadığını, usule aykırı yapılan arabuluculuk görüşmesinin yapılmamış sayılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın usulden reddinin gerektiğini, mahkeme tarafından 03.08.2021 tarihinde hazırlanan tensip tutanağının 16 numaralı ara kararı gereği dava şartı arabuluculuk görüşmelerine ilişkin son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından dosyaya sunulması, aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtar edildiğini ve bu tensip tutanağının 08.08.2021 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiğini, fakat bu sürenin üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen arabuluculuk son tutanağının hala dosyaya sunulmadığını, ayrıca taraflardan birinin çağrılmadığı bir arabuluculuk görüşmesinin usule uygun olmadığını, usule aykırı düzenlenen bir arabululuculuk görüşmesi ve dolayısıyla bu görüşmeye dayanarak hazırlanan arabuluculuk tutanaklarının da yok hükmünde olduğunu, dava şartı yokluğundan ve ihtar yapılmasına rağmen davacının kesin süre içerisinde son tutanağı dosyaya sunmadığından dolayı işbu davanın usulden reddedilmesinin gerektiğini,

dava konusu ticari ilişkide müvekkilinin TBK hükümlerine göre komisyoncu olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, ürünün ayıplı olmasından dolayı herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin gerekmekte olduğunu,

dava konusu olayda müvekkili şirketin, davacı şirket ile üretici firmanın yetkili bayii olan … Ltd. Şti’yi bir araya getirdiğini, alınacak olan ürünlerin belirlenmesinin ardından bu ürünleri davacı şirketin isteği üzerine aldığını ve davacı şirkete verdiğini, Bu ilişki TBK m.532 vd. düzenlenen “komisyonculuk sözleşmesi”ne bir örnektir. Komisyoncunun özen borcunun düzenlendiği 534. Maddede “Satılmak üzere kendisine gönderilen eşya açıkça ayıplı ise komisyoncu, vekâlet verenin taşıyıcıya karşı haklarının korunması için gerekeni yapmak, zararı tespit ettirmek, olabildiğince eşyayı koruma altına almak ve durumdan vekâlet vereni hemen bilgilendirmekle yükümlüdür; aksi takdirde, her türlü ihmalinden doğan zarardan sorumlu olur. ” demek suretiyle komisyoncunun, eşyanın ayıplı olması halinde yapması gereken davranışları ve alması gereken önlemleri düzenlemekte olduğunu, Dava konusu olay düşünüldüğünde eşyadaki ayıbın eşyanın müvekkildeyken anlaşılamayacağını ve müvekkilinin söz konusu eşyanın kendisinde bulunduğu süre boyunca gerekenden fazla dikkat ve özen gösterdiği için bu ayıbın müvekkilinden de kaynaklanmadığını, dolayısıyla müvekkilinin dava konusu olayda bir sorumluluğunun bulunmadığını, zira müvekkilinin üstüne düşeni fazlasıyla yaptığını, bu nedenle işbu dava, dava konusu eşyalarda bir ayıp varsa, bu ayıbın üretimden kaynaklı olduğu düşünülerek, üreticiye karşı açılması gerekirken hiç bir kusuru olmayan ve komisyoncu sıfatını haiz müvekkile karşı açıldığını, bu nedenle davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini bildirip, davanın usulden reddine karar verilmesini, bu talebi yerinde görülmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce mahallinde keşfen inceleme yapılmış, bilirkişiler İnş Yük. Müh. …, Orman Müh., …, Mali Müşavir …, Akademisyen … 12/04/2022 tarihli raporlarında özetle; davacı şirketin incelenen; ticari defterlerinden Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerine Noter Tasdiklerinin de süresinde yapıldığının görülmüş olduğunu, tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiğinin görüldüğünü, (Bilanço esasına göre defter tutan tüm mükelleflerin yevmiye defteri, kapanış onayı (tasdiki) yapılacak defterler: TTK md 64/ 3, 5 e göre (izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar normal hesap dönemleri için haziran ayı sonu) olduğundan Kapanış tasdiki süresi olduğu için kapanış tasdiki yapılmadığı görülmüştür) genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, defterlerin davacı lehine delil teşkil etmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı, davalı şirket ile Cari Hesap çalışması içinde olduğunu, davalı ile ilgili olarak Ticari Kayıtlarını 320.00.027 Hesap olarak …Ltd. Şti. Adı altında tuttuğunu, davacının davalıya satın aldığı ürünlerden dolayı 31.12.2021 tarihi itibari ile 2.710,50 TL, davalının Alacak bakiyesi TL bakiye kaldığı bu durumda davacı şirketin davalıya Cari Hesap Bakiyesi olarak 2.710,50 TL Borçlu olduğunun görüldüğünü, davalı şirketin incelenen; Ticari Defterlerinden Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye ve Defter-i Kebir’i e-defter olarak tuttuğunu ve Envanter defterlerinde Noter Tasdikinin süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyit ettiği görülmüş, Genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, defterlerin davacı lehine delil teşkil etmesi kararı Sayın Mahkemenin kararı olduğunu, Davacı ile Davalı cari hesap bakiyeleri arasında görülen fark olan 1.129,70 TL nin Davalının kayıtlarında olan ve Davacı’nın kayıtlarında olmayan işlemlerden kaynaklandığının görüldüğünü,Davalı’nın Davacı ile ilgili tuttuğu cari hesaptan anlaşılacağı üzere; Davalı, Davacı’dan bakiye olarak 1.580,80 TL Davacı’nın Borç bakiyesi verdiği görülmektedir. Davacının Davalıya Cari Hesap Bakiyesi olarak 1.580,80 TL Borçlu olduğu görüldüğünü, davalının davacı ile …A.Ş arasındaki satım ilişkisinde alım satım komisyoncu olarak hareket ettiğini, satılanın ayıbı dolayısıyla komisyoncunun sorumlu olabilmesi ayıbın açık olması ve komisyoncunun haber verme yükümlülüğüne aykırı davranmış olması gerektiği; bunun yanında borçlunun borçlarını ödememesinden yahut diğer borçlarını ifa etmemesinden komisyoncunun sorumlu olamayacağı, bu sebeple …Ltd. Şti. açısından sorumluluğun doğmayacağı, Şayet komisyoncu açık olarak garanti vermiş olsaydı veya bulunulan yerde bu yönde bir teamül varsa komisyoncunun sorumluluğunun gündeme geleceğini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacının iki farklı projesinde kullanmak üzere yaklaşık 600 m2 kompozit…ürüne ihtiyaç duyması nedeniyle daha önce ticari ilişkisi bulunduğu davalı ile görüşme sağlandığının, davalının da aracılık ederek davacıyı kompozit malzeme hususunda bir kaç markanın bölge bayiliğini yapan ihbar olunan … Mühendislik isimli şirket ile görüştürdüğünün, bu görüşmeler neticesinde … markasının önerildiğinin, decodeck marka ürünlerin ihbar olunan … Kompozit isimli şirketten temin edildiğinin, satın alınan ürünler karşılığında davalı şirkete ödeme yapıldığının, ürünlerin uygulanıp kullanılmasıyla ürünlerde kırılmalar meydana geldiğinin, ürünlerin ayıplı olduğunun beyan edilerek ayıplı olan ürünlerin standartlara uygun olanlarla değiştirilmesine olmadığı takdirde dava konusu ürünlerin dava tarihindeki piyasa değeri ile ayıplı ürünler nedeniyle davacı tarafından yapılan masrafların ödenmesi talep edilerek bu davanın açıldığı, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde somut olayda davalının komisyoncu olduğunun, davalının davacı ile ihbar olunan … Mühendislik’i bir araya getirdiğinin, alınacak ürünlerin belirlenmesinin ardından ürünleri davacı şirketin isteği üzerine aldığının ve davacıya verdiğinin beyan edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ilk olarak taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin belirlenmesi gerektiği, komisyon sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nun 532.ve devamı maddelerinde düzenlendiği, 532.maddesinde alım ve satım komisyonculuğunun, komisyoncunun ücret karşılığında kendi adına ve vekalet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım veya satımını üstlendiği sözleşme olarak tanımlandığı, tarafların dava ve cevap dilekçelerindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde davaya konu ürünlerin davalı tarafından ihbar olunanlardan satın alınıp temin edilerek davacıya verildiği, davacı tarafça dava dilekçesinde ürünlerdeki ayıplar nedeniyle ihbar olunan … Kompozit yetkilisiyle görüşüldüğünün beyan edildiği, yine davacı tarafça ürünlerdeki ayıplara ilişkin olarak Beykoz … Noterliğinin … yevmiye numaralı 24/09/2020 tarihli ihtarnamenin ihbar olunan… Kompozit’e gönderildiği tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon sözleşmesi olduğu, davacı tarafça iddia edilen ayıplara ilişkin olarak mahkememizce bilirkişilerden rapor alındığı, bilirkişilerin raporlarında davaya konu ürünlerin dayanıklılık ve dirençlerinin standart değerlerin altında olduğunun, ayıpların ürünlerin uygulanması ve kullanılmasıyla ortaya çıktığından gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirtildiği, davaya konu ürünlerde başta açıkça belli, gözle görülebilir bir ayıbın bulunmaması, ayıpların teslimden sonra davaya konu ürünlerin uygulanması ve kullanılmasıyla ortaya çıkması gizli ayıp niteliğinde olması nedeniyle bu hususlar komisyon sözleşmesinin düzenlendiği 6098 sayılı TBK’nun 532.ve devamı maddelerindeki hükümler ile birlikte değerlendirildiğinde ürünlerdeki sonradan ortaya çıkan bu gizli ayıplar nedeniyle komisyoncu konumunda olan davalının sorumlu olmayacağı, yine davacı tarafça sadece ihbar olunan Sistem Kompozit’e ihtarname gönderilmekle, davalıya usulüne uygun ve süresinde ihbarda bulunulduğunun da davacı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak gideri olarak sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde sarf kararı düzenlenmediğinden ödeme yapılmadığı, ancak ileride sarf kararı düzenlenmesi halinde arabulucuya ödenecek olan bedelin tüm tarafların arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları, ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacının arabulucuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın davacı tarafça yatırılan toplam 1.387,76 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.307,06-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 13.002,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; ileride sarf kararı düzenlendiğinde devletçe karşılananacak arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

7-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022
Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır