Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2022/188 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO : 2022/188 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine bugüne kadar ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebliğ edildiğini, borçlu tarafından borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali gerektiğini, davalı şirket ile müvekkili arasında 25/06/2018 vade tarihli,…seri nolu ve 25.000,00 TL bedelli çekten kaynaklanan alacak ödenmediği için davalı aleyhine icra takibine geçildiğini ve icra takibine konu çek bankaya ibraz edilmemiş olsa da borcun varlığını gösterir delil başlangıcı niteliğinde olduğu belirtilerek bu nedenle borcun olmadığı iddiası davalı tarafından ispatlanması denildiğini, arabuluculuk tutanağı anlaşmama olarak sonuçlandığını ve dava şartı yerine getirildiğini ve dava açıldığını, sonuç olarak davacı vekili itirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davaya konu olan takibe konu çek 25/06/2018 vade tarihli olduğu ve süresi içinde bankaya ibraz edilmediğini, söz konusu çekin delil başlangıcı niteliğinde değerlendirilebilmesi, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince, yalnızca hamil ile keşideci arasında temel ilişkinin varlığı halinde mümkün olabildiğini ancak davacı firma ile davalı arasında hiç bir zaman ticari bir ilişki olmadığını, dolayısıyla ilamsız icraya konu edilmiş bir alacak ancak bir önceki cirantaya karşı sürülebileceğini, huzurdaki davaya konu çek ile müvekkil tarafından keşide edilmiş ” … Ahşap ve Dekorasyon Dünyası” adlı şirkete verildiğini, sonrasında ” … Ahşap ve Dekorasyon” tarafından ” …’e verildiğini ve söz konusu ibraz süresi geçiş olan çek, birden fazla ciro edilmiş olup davalı ile davacı arasında hiç bir şekilde ticari bir ilişki bulunmadığı belirtilmiş, davaya konu söz konu çekin müvekkili açısından delil başlangıcı olarak değerlendirilemeyeceği ve bunun dışında yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, böyle bir çekin varlığı bir önceki cirantaya karı delil başlangıcı sayılsa bile ispat yükü yine davacının kendisindedir denilmekte ve huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın reddine haksız ve kötü niyetli açılan takip ve dava nedeniyle davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla tazminat hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasında çekten kaynaklı borcun bulunup bulunmadığı, davacı hamilin ibraz edilmeyen çekten dolayı keşideci davalıya karşı talepte bulunup bulunamayacağı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, Cevap dilekçesi, …18.İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosya sureti, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen…18.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı, davalı borçlu aleyhine 35.609,42 -TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın nihai rapor için bilirkişi heyeti tarafından verilen 27/01/2022 tarihli raporda özet olarak; Davacı …’in “…Mah. …Cad. No:103/5 Sultangazi/İSTANBUL” adresine gidilmiştir. Davacı Vekili Av. …, özetle “Belirtilen dava dosyasında Davacı konumunda olmakla birlikte dava dilekçemizde de belirtildiği üzere ekte yer alan Davalı …Mobilyaya ait çekten kaynaklı olarak yetkili hamil (cironta) konumunda bulunan müvekkilimin Davalı şirket ile birebir herhangi bir faaliyeti de bulunmamaktadır. Çekten kaynaklı cironto olan müvekkilimin davalıdan alacaklı olması için aralarında ticari faaliyet bulunması da gerekmemektedir. (Alacak sebebinin çek olması dolayısıyla). Ayrıca mahkeme tarafından uyuşmazlığın TTK 732 ye göre nitelendirmesi yapıldığından, onu dava konusu çek ile ilgili olarak davalının borçlu olup olmadığı, bu çeki piyasaya sürüp sürmediğidir. Bu doğrultuda inceleme yapılmasını talep eder istenilen evrakların tarafımızda mevcut olmadığını beyan etmiş” ve herhangi bir ticari defter ve belge sunamamıştır. Dolayısı davacı … ile ilgili herhangi bir inceleme yapılması mümkün olmamıştır. Davalı şirket … Ltd. Şti.’nin “…Mah. …Cad. No:..Kağıthane İstanbul” adresine gidilmiş ve Davalı Şirket defter ve belgeleri incelenmek istenmiştir. Davalı Şirket … Mobilya vekili Av. … “Şirketin ticari defterleri şu anda bir inceleme nedeniyle… Vergi Dairesinde bulunduğunu” beyan etmiş ancak ticari defteri vergi dairesince “inceleme için olduğuna dair” herhangi bir belge veya ”inceleme için defter teslim tutanağı sunmamıştır” dolayısı davalı şirket…Ltd.Şti. ile ilgili herhangi bir inceleme yapılması mümkün olmadığını, bununla birlikte davalı şirket … Mobilya vekili Av. …’ın Davacı … ile hiçbir ticari muhasebetleri olmadığı için cari hesaplarının ve mutabakatlarının da bulunmadığını,…Mobilya çekin keşidecisi, davacı taraf 3. Ciranta davacı ile aralarında 2 ciranta bulunmakta” olduğunu beyan etmişse ve davalı firma …Mobilya’nın keşide ettiği çekin lehdarı olan ” … LTD.ŞTİ ile de cari hesap vd. Belgeleri bulunmadığını” belirtildiğini, davadışı şirket olan… LTD.ŞTİ ile davacı davalı şirket … Mobilya Aks. ve İnş. San Tic. Ltd. ilişkisinin araştırılması gerekip gerekmeyeceği hususunun Sayın Mahkeme takdirinde olduğu, icra takibinde takibe konu çek için itirazın iptali ile takibin devamına; %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi hususunda kararın Sayın Mahkeme takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz etmiştir. Davalı vekili 15/02/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Dosya kapsamı delillere göre; davalının keşideci, dava dışı …Ltd. Şti’ nin lehdar olduğu 25.06.2018 keşide tarihli ve 25.000,00-TL miktarlı çekin ciro yoluyla önce dava dışı…’e ve en son cirolanarak davacıya teslim edildiği, davacının hamil-ciranta olduğu, çekin ibraz tarihinin geçtiği, davacının keşideci olan davalıya karşı ibraz süresi geçen çeke dayalı olarak ilamsız icra takibine giriştiği, süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının açıldığı , taraflar arasında temel ilişki bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak çek yasal süresinde ibraz edilmediği takdirde TTK’nın 808. madde gereğince hamil, kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Bu durumda müracaat hakkını yitiren hamilin alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideciye ya da cirantaya karşı çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanmak suretiyle dava açması , ya da TTK’nın 818. madde atfıyla çeklerde uygulanması gereken 732. madde gereğince sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda keşideciden alacağını talep etmesi gerekecektir. Çeki ciro yolu ile devralan hamil ile keşideci arasında temel ilişki bulunmayıp alacağını ancak TTK’nın 732. madde çerçevesinde tahsil edebileceği değerlendirilmelidir. Davacı dava dilekçesinde açıkça belirtmemiş olsa da HMK’nın 25., 26. maddeler ve 33. madde hükümleri karşılaştırıldığında, hakim bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakalar ve netice-i taleple bağlı, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı olmadığı ve kanunları resen uygulayarak talepleri karara bağlamakla mükelleftir. Davanın hukuki sebebini belirleme, mahkemenin görevidir. TTK’nın 732. madde gereği davanın hukuki nedeni sebepsiz zenginleşmedir.Kıymetli evraktan kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davalarında ispat yükü çeki düzenleyen keşidecide olup, davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekmektedir.
“Davacı ciranta- hamil 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi (TTK 644.md) uyarınca sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanarak keşideciye başvurabilir. Davacı, davalı ile aralarında temel ilişki bulunduğunu ileri sürmemiştir. Bu durumda hukuki tavsifin mahkemeye ait olması nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandığı kabul edilerek, söz konusu yasa hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm verilmesi doğru görülmemiştir “(YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 10/12/2018 tarih, 2017/700 Esas-2018/6437 Karar).
Açıklanan nedenlerle, davanın 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu kabul edilerek ve davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükü altında olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılmış ve taraf ticari defterleri incelenmiş ancak davalı taraf ticari defterlerini geçerli bir mazeret sunmadan ibraz etmekten kaçınmış ve davalı tarafın çekten kaynaklı sebepsiz zenginleşmediğini ispat külfeti altında olduğundan ve bu yönde de somut bir delil ibraz edemediğinden davacı tarafın iddiası ispatlanmış sayılarak davanın kabulü gerekmiştir.
Tarafların tacir olması nedeniyle 3095 sayılı kanunun 2/II hükmü uyarınca avans faiz talep edilebileceği, davacı tarafın takip öncesi işlemiş faiz miktarının 25.06.2018 çek keşide tarihinden 09.02.2021 takip tarihine kadar; 25.06.2018 ve 29.06.2018 arasındaki 4 gün için yıllık %9,75 faiz uygulanarak 29.06.2018 ve 11.10.2019 arasındaki 469 gün için yıllık %19,50 faiz uygulanarak, 11.10.2019 ve 21.12.2019 arasındaki 71 gün için yıllık %18,25 faiz uygulanarak, 21.12.2019 ve 13.06.2020 arasındaki 175 gün için yıllık %13,75 faiz uygulanarak, 13.06.2020 ve 19.12.2020 arasındaki 189 gün için yıllık %10 faiz uygulanarak, 19.12.2020 ve 09.02.2021 arasındaki 52 gün için yıllık %16,75 faiz uygulanarak toplam 10.717,47 TL olarak işlemiş avans faizi hesaplandığı davacının 10.609,42 TL işlemiş faiz talebiyle bağlı kalınarak talebinin uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak …Dava Şartı Dosya No: …sayılı dosyasından arabulucu KAMU GÖREVLİSİ … 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen bedel doğrultusunda arabulucuya 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 5.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.341,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 2.432,48 TL harcın peşin alınan 430,07-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.002,41-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 430,07-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 42,75 -TL ile 59,30.-TL başvuru harcı, 8,50.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 110,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafça bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır