Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/399 E. 2023/409 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/399 Esas
KARAR NO:2023/409

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/07/2021
KARAR TARİHİ:07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin davalı tarafça talep edilen ve fiyatları konusunda mutabık kalınan değişik vasıflardaki mal ve malzemeleri imal ederek davalının adresine teslim ettiğini ve ticari faturaları kestiğini, davalı şirketin gerekli ödemeyi yapmaması üzerine şirket yetkilisi ile iletişime geçildiğini, ödemenin yapılmadığını, davacı tarafın iyi niyetli olarak icra takibi başlatmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, yapılan görüşmede anlaşma sağlanamadığını, alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kötü niyetli olarak icra takibine itirazda bulunduğunu, davacı şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı tarafın haksız ve kötü niyetli davrandığını, davacı şirketin alacağını zamanında alamadığından dolayı zarara uğradığını beyan ederek davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmasına rağmen davaya süresi içerisinde cevap verilmemiş olduğu görüldü.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 22/10/2020 tarihli 4.385,00-Euro bedelli, 16/10/2020 tarihli 2.975,00-Euro bedelli, 12/10/2020 tarihli 26.600,00-Euro bedelli, 11/09/2020 tarihli 11.690,00-Euro bedelli faturaların fotokopisini ve arabuluculuk son tutanağının bir suretini sunmuş olduğu görüldü.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının bir suretinin UYAP sisteminden çıkartılarak dosyaya alınmış olduğu görüldü.
Mahkememizin 21/01/2022 tarihli celsesinin 6 numaralı ara kararı ile dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, icra takip dosyası ve dosyadaki tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, tarafları ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve ferilerinin hesaplanarak rapor tanzim edilmesinin istenmesine karar verildiği, bilirkişinin 01/04/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
“Davacının, davalıya 4 adet ihracat faturası ile 45.650,00 Euro tutarlı mal hizmet bedelini ihraç ettiği, Türkiye Gümrük bölgesinden ihracat nedeniyle çıkan malın alıcıya ait ülkede mutlaka alıcısından herhangi başka birine teslim edilemeyeceğinden, alıcı davalının malları teslim aldığının mütalaa edildiği,
Sayın mahkemenin davacının ihraç ettiği malların, alıcının ülkesinde alıcıya teslim edilmiş olduğu hakkında kanaat ittihazı halinde,
Davacının, davalıdan;
3095 sayılı Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince 45.650 Euro alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği,” yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin müvekkili şirketin yurtdışında olması sebebiyle davaya konu defter ve kayıtların Türkçe’ye çevrilerek onaylanması sürecinin uzun olması nedeniyle, incelemeye esas defter ve kayıtlarının incelenmesi için en az 3 aylık süre verilmesini talep ettiği, mahkememizin 24/03/2022 tarihli ara kararı ile talebin kabulüne dair karar verildiği, taraf vekillerine tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 25/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 20/06/2022 tarihli esasa ve bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 19/10/2022 tarihli celsesinin 1 numaralı ara kararı ile davacı vekiline yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verildiği,
Davacı vekilinin 02/11/2022 tarihli beyan dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 01/12/2022 tarihli ara kararı ile uyuşmazlık konusu ile alakalı ticari defterler, sipariş formları, faturalar, e-posta yazışmaları, taşıma belgeleri ve ihraç kayıtları ve bunlarla bağlantılı diğer hususlarla ile ilgili beyanda bulunmak ve mahkememizin 5 numaralı celsesinin 1 numaralı ara kararı uyarınca yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususlarında beyanda bulunmak üzere davacı vekiline 1 aylık kesin süre verildiği, aksi takdirde bu deliller ile yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ile mevcut dosya durumuna göre karar verileceğinin ihtar edildiği, ara kararın taraf vekillerine tebliğ edilmiş olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 04/01/2023 tarihli beyan dilekçelerinin dosyada olduğu, dilekçelerinin ekinde gümrük beyannameleri ve ilgili evrakların fotokopilerini sunmuş olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Celp edilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının tetkikinden alacaklı … MAKİNA SAN. VE TİC. A.Ş. Tarafından borçlu … – … aleyhine 45.650,00 Euro fatura alacağı üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 17/04/2021 tarihinde tebliğ olduğu, borçlu vekilinin 19/04/2021 tarihli dilekçesi ile takibe, ödeme emrine, faize, borcun konusuna ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görüldü.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre; davalı için tuttuğu cari hesap muavin özetinde davalının yabancı bir şirket olduğu faturaların Euro para birimi olarak kesildiği ve fatura içeriklerinin resmi yollarla mal mukabili şeklinde yurt dışına ihraç edilerek yollandığı görülmektedir.Yine davacının, davalı için tuttuğu cari hesap muavin özetinde taraflar arasındaki ticari münasebetin 2020 yılı öncesi başlamış olduğu görülmektedir. Davacının 2019 yılından gelen davalıdan 1.325.244,51 TL alacağı yevmiye defterine kayıt edilmiş olup, 2020 yılında davacı tarafından davalıya 14 adet fatura ve 2 adet mahsup fişi ile 3.016.796,90 TL tutarlı Mal/hizmet satmış olduğu, buna mukabil davalının bu faturalara 2.466.751,36 TL ödeme yaptığı, bakiye 550.045,54 TL borcunun kaldığı görülmektedir.
Davalı taraf mahkememizce kendisine verilen sürelere rağmen ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmemiş olup mahkememize sunmuş oldukları 21.06.2022 tarihli beyan dilekçelerinde malları teslim almadıklarını beyan ve iddia etmiştir.
Davalı tarafça mal teslimi yapılmadığı hususu iddiası karşısında davacı yan bu fatura alacağını talep etmekle fatura içeriği malları davalı yana teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olup aksi halde aynı fatura ile alacaklı olacağını kanıtlayamayacağı anlaşılmıştır. Somut olayda; ispat yükü davacı tarafta olup dava konusu miktar dikkate alındığında davacı yan iddiasını HMK’nın 200. Maddesinde açıklandığı şekilde yazılı belgeyle ispat etmesi gerekecektir.
Davacı yanca her ne kadar gümrük çıkış beyannameleri sunulmuş ise de; gümrük çıkış beyannameleri muhteviyatı malların gümrük mevzuatı gereğince yurt dışı edilerek fiilen ihraç edilmiş olduğunu ispata elverişli olup, yurt dışı edildiği sabit olan malların alıcısı olan davalıya teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. ( İstanbul Bölge Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020523 Esas 20211513 Karar sayılı ilam) Zira Türkiye’den kara yolu taşıması ile yurtdışı edilen malların, alıcının bulunduğu Almanya ülkesi gümrüğündeki işlemlerinin kim tarafından ne şekilde yapıldığına ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 02.12.2022 tarihli ara karar ile davacı yana uyuşmazlık konusu ile alakalı ticari defterler, sipariş formları, faturalar, e-posta yazışmaları, taşıma belgeleri ve ihraç kayıtları ve bunlarla bağlantılı diğer hususlarla ile ilgili beyanda bulunmak ve mahkememizin 5 nolu celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususlarında beyanda bulunmak üzere ihtaratlı şekilde1 aylık kesin süre verildiği ve malın teslimin ispatı bakımından davacıya son ispat vasıtası olan yemin hakkı hatırlatıldığı ancak davacı tarafça yemin deliline başvurulmadığı gibi davacı tarafından sunması gereken süre içerisinde delillerini sunmadığı, davanın bir kez işlemden kaldırıldığı akabinde süresinden sonra davacı tarafça 04.01.2023 tarihli dilekçe ile delillerinin toplanılmasını talep ettiğini bildiren dilekçe sunulduğu anlaşılmış olup süresinden sonra talepte bulunulduğu usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla mahkememizce bu talep yerine getirilmemiştir.
Buna göre; somut olayda davacı tarafından verilen kesin süreye rağmen yemin deliline de başvurmadığı ve davacının davaya konu faturalara esas malları davalıya teslimi hususunun subüta ermediği anlaşılmış olup, davanın reddine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 5.805,14-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 5.625,24-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 68.764,16-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza