Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2022/556 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/391 Esas
KARAR NO : 2022/556
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Davalının
müvekkilinin dağıtımını sağladığı elektriği abonesiz, kaçak kullanımına ilişkin ilgili memurlar tarafından tutanaklar tutulduğunu ve faturalar kesildiğini, fatura tutarları bakımından
davalı/borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olsa da bu takip borçlunun itirazı üzerine
durdurulduğunu, davalı, icra takibine hak düşürücü süreye uymayarak usul ve yasaya aykırı
itirazıyla borcundan kurtulmaya çalıştığını, bu doğrultuda hukuki hakları kötü niyetli ve haksız
yönde kullandığını, beyan ve gerekçelerle itirazın iptali ile takibin takip
talebindeki şartlarla alacağın aslı, faiz ve fer’ isi ile masraf ve harçlarının tamamına ilişkin itirazın
iptaliyle devamını, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile davalının icra inkâr tazminatına
mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yine davalı yana yükletilmesini talep
etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 6.817,37 TL asıl alacak, 499,94 TL işlemiş faiz ve 89,99 TL faizin kdv’si olarak toplamda 7.407,30 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından sunulan 11/01/2022 tarihli raporda; Aksi kanıtlanmadıkça resmi ve geçerli belgelerden olan 06.08.2019 tarihli kaçak elektrik
tüketimi tespit tutanağına göre, sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek elektrik
enerjisinin kullanıldığı ve bunun ilgili Yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik
kullanımı olarak nitelendirilmesi gerektiği kesin olarak anlaşılmış olmaktadır.
İlgili Yönetmelik hükümlerine göre, kaçak elektrik kullanımı tespiti halinde kullanım
yerinin elektriğinin kesilerek, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması
gerektiği halde dava dosyasında, 06.8.2019 tarihli kaçak elektrik tüketimi tespitinden
sonra Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu gösteren herhangi bir
belgeye rastlanmamıştır.
Yönetmelik hükümlerine göre; kaçak elektrik kullanılan işyerinde tespit edilen kurulu
güç bilgisi olmadığı için, hesaplamada elektriğin kesildiği veya mühürleme işleminin
yapıldığı tarihten kaçak kullanımın tespitinin yapıldığı güne kadarki sürenin esas
alınarak, saatlik 3 kW en fazla 90 gün üzerinden, günlük 8 saatlik çalışma saati %20
oranında arttırılarak kaçak elektrik tüketimi miktarının hesaplanmış ve kaçak elektrik
tüketim miktarı 2.592.-kWh olarak hesaplanmıştır.
Dosyada bulunan Kaçak Elektrik Tahakkuk Hesap Bülteni başlıklı belgede, 06.08.2019-
11.03.2019 tarihleri arası 148 gün üzerinden, 148 gün x 5.-kW x 0,6 x 9,6.-h= 4.262.-
kW/h kaçak tüketim miktarı hesaplanmıştır. Bu hesaplamada başlangıç tarihi olarak esas
alınan 11.03.2019 tarihine ilişkin herhangi bir bilgi belge paylaşılmamıştır. Ancak bu
tarihin tahakkuk hesap bülteni belgesinde kayıt altına alınan … numaralı önceki
kaçak elektrik kullanımı tespitinin tarihi olabileceği değerlendirilmiştir.
Dolayısıyla, Yönetmeliğin tüketim miktarına ilişkin yapılacak hesaplamada esas alınacak
sürenin geriye dönük en fazla 12 ay olacağı, doğru bulgu ve belge bulunmaması halinde
bu sürenin 90 gün olarak esas alınması gerektiği hükmü gereğince, tüketim miktarı
hesabında davacı tarafından yapılan hesaplamada esas alınan 11.03.2019 tarihinin daha
önceki kaçak elektrik kullanımı tespiti olabileceği anlaşılmasına rağmen, bu tarihe ilişkin
herhangi bir bilgi belge sunulmadığı için tahakkuk ettirilecek kaçak elektrik tüketimi
miktarı olarak, geriye dönük 90 gün üzerinden yapılan hesaplama ile bulunan 2.592.-
kWh’lık tüketim miktarı esas alınmıştır.
Yönetmeliğin kaçak elektrik tüketimi hesabında tüketimin yapıldığı varsayılan dönem
birim fiyatlarının kullanılması gerektiği yönündeki hükmü gereği, 09.05.2019-
06.08.2019 tarihleri arası 90 gün üzerinden ilgili dönemdeki birim fiyatlarla normal
tarifenin 1,5 katı üzerinden yapılan tahakkuk sonucu 27.09.2019 son ödeme tarihli fatura
tutarı 2.898,08.-TL olarak hesaplanmıştır.
Sonuç olarak; Yargıtay kararları uyarınca aksi kanıtlanmadıkça resmi ve geçerli
belgelerden olan 06.08.2019 tarihli tutanağa göre, ilgili adreste ayrı hat çekilerek elektrik
enerjisi kullanıldığı ve bunun da ilgili Yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik
kullanımı olarak nitelendirildiği açıkça anlaşılmakla, davalı … tarafının haklı
olduğu davada, davacı taraftan 27.09.2019 son ödeme tarihi itibariyle 2.898,08.-TL,
alacaklı olduğu, alacak tutarının 24.12.2019 takip tarihi itibariyle 2.972,28.-TL olduğu ve
davalı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin dava konusu icra takibinin bu
kısmından sorumlu olduğu yönünde sonuca varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarda bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin itirazları uyarınca mevcut bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, dosya ek rapor için Bilirkişi … ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan
04/05/2022 tarihli ek raporda; Aksi kanıtlanmadıkça resmi ve geçerli belgelerden olan 06.08.2019 tarihli kaçak elektrik
tüketimi tespit tutanağına göre, sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek elektrik
enerjisinin kullanıldığı ve bunun ilgili Yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik
kullanımı olarak nitelendirilmesi gerektiği kesin olarak anlaşılmış olmaktadır.
Davacı tarafından sunulan belgelere göre, kök raporda da fark edildiği üzere, söz
konusu tesisatta daha önce de 06.03.2019 tarihinde kaçak elektrik tüketimi tespitinde
bulunulduğu, ayrıca tespit sonrasında 11.03.2019 tarihinde sayacın mühürlenerek
elektriğin kesildiği anlaşılmakla, sunulan belgelerin tam da kök raporda da
belirtildiği şekilde yapılacak tüketim miktarı ve tahakkuk hesabında değişiklik yapacağı
açıkça anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan belgelere göre; kaçak elektrik kullanılan işyerinde
tespit edilen kurulu güç bilgisi olmadığı için, hesaplamada elektriğin kesildiği veya
mühürleme işleminin yapıldığı 11.03.2019 tarihinden tespitinin yapıldığı 06.08.2019
tarihine kadarki sürenin esas alınarak, saatlik 3 kW tüketim ile günlük 8 saatlik çalışma
saati %20 oranında arttırılarak kaçak elektrik tüketimi miktarının hesaplanabileceği
anlaşılmakla, tüketim miktarı hesabı yapılacak olursa 148 gün x 5.-kW x 0,6 x 9,6.-h=
4.262.-kW/h olarak hesaplanır. Yargıtay kararları uyarınca aksi kanıtlanmadıkça resmi ve geçerli
belgelerden olan 06.08.2019 tarihli tutanağa göre, ilgili adreste ayrı hat çekilerek elektrik
enerjisi kullanıldığı ve bunun da ilgili Yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik
kullanımı olarak nitelendirildiği açıkça anlaşılmakla, davalı … tarafının haklı
olduğu davada, davacı taraftan 27.09.2019 son ödeme tarihi itibariyle 6.817,35.-TL,
alacaklı olduğu, alacak tutarının 24.12.2019 takip tarihi itibariyle 7.110.92.-TL olduğu ve
davalı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin dava konusu icra takibinin bu
kısmından sorumlu olduğu yönünde sonuca varıldığı belirtilmiştir.
Davacı kurum görevlilerince 06.08.2019 tarihinde “ … Mah. … Cad. No:… Daire: …/İstanbul” adresinde bulunan ticarethaneye(ofis) ait işyerinde; davalı tarafından vida aparat ile kesik sayacı devre dışı bırakılarak direk bağlı enerji kullanıldığının tespit edildiği belirlenmiş, tespite istinaden davalı adına 06/08/2019 tarihli … seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği görülmüştür.
Emsal Yargıtay kararları dikkate alındığında; Yetkili kurum tarafından tutulan kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu kabul edilmiştir. (YEGK. 10.10.2001 T. 2001/4-930 E. 2001/710 K., 3. Hukuk Dairesi 2017/17168 E., 2018/240 K. , 3. Hukuk Dairesi 2017/11751 E.,2017/16387 K., 3. Hukuk Dairesi 2013/16621 E., 2014/1269 K. ) Dosya münderecatında bulunan bilgi ve belgelerden tutanak içeriğindeki bilgilerin aksi yönünde somut bulgu tespit edilememiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin adresi olan “… Mah. … Cad. No:… Daire: …/İstanbul” adresinde davacı elektrik dağıtım şirketinin sağladığı tesisat üzerinden sayaç devre dışı bırakılarak direk bağlı elektrik kullanımı nedeniyle kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, davacı şirket tarafından davalının kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesiyle kullanılan kaçak elektrik nedeniyle mevzuat kapsamında davalıya fatura kesildiği, ancak bahse konu fatura bedelinin davalı tarafından ödenmediği gibi davacı iddialarının aksinin davalı tarafından usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı en son alınan bilirkişi ek raporunda kaçak elektrik kullanım bedelinin ilgili mevzuat kapsamında usulüne uygun olarak hesaplanıldığı, yapılan hesaplama neticesinde davalının kaçak elektrik kullanım nedeniyle 6.817,37 TL enerji bedelinden sorumlu olacağı, bilirkişi tarafından işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmış ise de bilirkişinin %9 yasal faiz üzerinden hesaplama yaptığı, somut olayda tarafların ticari şirket oldukları, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğu bu nedenle davacının ticari faiz talebinde bulunabileceği, bilirkişi tarafından %9 yasal faiz üzerinden hesaplama yapılmış ise de mahkememizce yeniden ek rapor alınmadan davacının talep edebileceği işlemiş faizin mahkememizce hesaplandığı ve yapılan hesaplama neticesinde davacının faiz yönünden taleplerinin de yerinde ve uygun olduğu anlaşılmakla; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, asıl alacak likit olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/7994 sayılı dosyasından arabulucu … ‘y’e tarife bedeli üzerinden 1.320,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 89,46-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 506,00-TL harcın peşin alınan 89,46-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 416,54-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 7.407,30-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan 8 adet posta-tebligat gideri toplamı TL ile 114,25 adet bilirkişi ücreti 600,00-TL, 59,30.-TL başvuru harcı, 8,50.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 782,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı,20/09/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır