Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/374 E. 2023/455 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/374 Esas
KARAR NO : 2023/455

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/06/2021
KARAR TARİHİ : 19/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde;18.08.2018 tarihinde saat 21:00 sıralarında şüpheli …’ın idaresinde bulunan … plakalı aracı ile … ilçesi … Caddesi üzerinde seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yaya kaldırımında yürüyen müvekkili …’a çarptığını, tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün tam, asli ve ağır kusurlu olduğu tutulan ibraz ettikleri, kaza yeri tespit tutanağı, … 12. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından alınan yerel bilirkişi raporu ile ve yine mahkemenin … E. ve 27/02/2020 tarihli kararı ile kesinleştiğini, müvekkili yaya … kaza neticesinde; hastanede uzun süren bir tedavi gördüğünü, uzunca bir süre yürüyemediğini, bir süre de değneklerle yürüyebildiğini, halen dahi yürümekte zorluk çektiğini, trafik kazasına karışan kusurlu … plakalı araç davalı sigorta firmasına ait … numaralı poliçe ile sigortalandığını, davalı sigortaya 28/07/2020 tarihinde sigortaya başvuru yapıldığını, … nolu hasar dosyası oluşturulduğunu, ancak her hangi bir ödeme yapılmadığını, daha sonra gerçek zararlarımızın karşılanması için dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, tarafların anlaşamadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle aylarca tedavi gördüğünü hareket kabiliyeti sınırlandığını, bir daha düzelemeyeceği, ayağa kalkamayacağı, kendi ihtiyaçlarını kendisince görülemeyeceği endişesine kapıldığını, geçirdiği kaza nedeniyle yaşadığı fiziki acıları yanında bu kaygıları da manevi acısını artırdığını beyan ve gerekçelerle davalarının kabulü ile; alınacak bilirkişi raporunda gerçek zararımız daha fazla tespit edileceği için talebimizi HMK 107 kapsamında bedel arttırmak ve ıslah etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik; hastane giderleri, müvekkilde doğan maluliyet oranına göre meslekte kazanma gücü kaybı tazminatından oluşan 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta firması yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere kaza tarihi olan 18/08/2018’den itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine; 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta firması dışındaki davalılardan alınarak kaza tarihi olan 18/08/2018 ‘den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak müvekkile verilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde;Poliçe ve kaza tarihinden önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanunu’nun 97. maddesi değiştirildiğini, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru bir dava şartı haline getirildiğini, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğini, … plaka sayılı araç müvekkil … Sigorta A.Ş. nezdinde … numaralı Zorunlu Trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin iş bu sigorta poliçesine istinaden sorumluluğu sakatlanma ve ölüm kişi başına 330.000,00- TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumluluğu da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde, hazırlanacak raporda trafik sigortası genel şartları gereği özürlülük oranının dikkate alınması ve yönetmeliğe uygun olarak tanzim edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu hususta sorumluluk tamamen sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, mevzuatlar kapsamında sigorta şirketlerinin prim aktarımı yapmama inisiyatifi bulunmadığını, aksi düzenlenmediğini, başvurucunun herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığı araştırılması gerektiğini, başvurucunun, bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemeler şirketlerinden talep edilemeyeceğinden dolayı mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespiti gerektiğini, davacının gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, hastane gideri dolaylı zararlardır ve zorunlu trafik poliçesi teminat kapsamı dışında kaldığını, müvekkili şirkete karşı geçerli bir başvuru bulunmadığından temerrüt gerçekleşmediğini beyan ve gerekçelerle davanın reddini, yargılama harç ve gideri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ticaret A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde; Şirketlerinin kazanın oluşumda hiçbir kusurunun olmadığını, kusursuz sorumluluğu ortadan kaldıran sebepler mevcut olduğunu, 1 şirket gereken tüm önlemleri almakla araç kullanma izni olan ehliyetli kişilerin adına kayıtlı araçların kullanılmasına dikkat ettiğini, şirkete ait araç muayene ve tüm seyir evraklarının tamam olduğunu, şirketin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıran sebeplerin olduğunu, şirketlerine ait aracın sürücüsünün trafik kullarının ihlali söz konusu olmadığını, kusurunun da bulunmadığını, söz konusu kazada bir kişinin yaralandığını, davacı yaya kaldırımı olmayan yolda bulunduğu için yaralanmasında kusuru bulunduğunu, davacı bildirdiği yaralanmaların kaza nedeniyle olduğunu ispatlama mecburiyetinde olduğunu, yine davacının maluliyet durumu var ise maluliyet oranı ve kaza ile arasındaki illiyet bağı hakkında rapor alındığını, davacı tarafça talep edilen miktarın fahiş bir rakam olduğunu, manevi tazminat, ölüm veya yaralanma nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyuları ve ileride duyulacak elem ve ızdırapın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığını, davacı tedavi sürecinde gerekli tedavi şekillerine uygun davranmaz ve kaza nedeniyle uğranılan zararın artmasına sebep vermiş ise tazminatta indirim yapılması gerektiğini, davacının tedavilerini zamanında yaptırıp yaptırmadığı dava esnasında alınacak raporlarla ortaya çıkacağını, kazanın öngörülmeyen bir mücbir sebepten ortaya çıktığının sabit olduğunu, hatalı sollamak, aşırı hız, arkadan çarpma, karşı şeride geçme veya uyuma söz konusu olmayıp şoförün kusurunun yokluğu veya azlığı yani ağır kusurlu olmaması nedeniyle herhangi bir tazminata hükmedilmemesi veya tazminatlarda büyük indirimler yapılması gerektiğini, şirketlerinin karayolları trafik kanunu gereğince istikdam ettiği kişinin kusurundan sorumlu olduğu için tazminattan da sorumlu olup kazada esas sorumlu kazayı yapan şoföre rücu edeceği için tazminatın belirlenmesinde rücu edilecek olan şoförün iktisadi, ekonomik durumu dikkate alınmasu gerektiğini, şirketlerinin ve kazayı yapan sürücünün iktisadi durumu iyi olmadığı aksine borçlarının bulunduğunu beyan ve gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’nin…sayılı raporu ile davacı …’un tüm vücut engellilik oranın %3 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği mütala olmuştur.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarih … sayılı raporunda davalı …’ın %100 oranın kusurlu olduğu, davacı yaya …’un kusursuz olduğu mütala olmuştur.
Aktüerya Hesap Bilirkişisi … aracılığı ile 29/03/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı vekili 13/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki dava miktarı olan 31.000,00 TL’lik dava değerini 194.600,07 TL’ye yükselttiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün … tarihli yazısı ile … sayılı dosyasında … hakkında alınan raporun gönderilmiş olduğu görüldü.
SGK’nın … tarihli yazı cevabı ile davacı …’a geçici iş göremezlik ve rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
… Üniversite Hastanesi’nin …tarihli cevabı ile …’a ait tedavi evraklarının gönderilmiş olduğu görüldü.
… Polis Merkezi Amirliği tarafından …’un sosyal durum araştırma tutanağının gönderilmiş olduğu görüldü.
… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi… tarihli yazısı ile …’a ait tedavi evraklarının gönderilmiş olduğu görüldü.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliği tarafından …’a ait sosyal durum araştırma tutanağının gönderilmiş olduğu görüldü.
… 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya suretinin dosya mahkememiz dosya arasına alınarak incelenmiştir.
… Sigorta şirketi’nin 04/08/2021 tarihli yazı cevabı ile sigorta poliçesi ve hasar dosyasının gönderilmiş olduğu görüldü.
…Şehir Hastanesi tarafından …’a ait tedavi evraklarının gönderilmiş olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Yargılamaya konu uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri asıl olarak haksız fiil sorumluluğuna dayanır. TBK md. 49’a göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören karşı tarafın kusurunu ve zarara uğradığını ispat yükü altındadır.
KTK md. 85 ve 88 uyarınca trafik kazası sonucu meydana gelen kazadan aracın işleteni veya aracın bağlı bulunduğu işletmenin sahibi de müştereken ve müteselsilen sorumludur. İşleten veya aracın bağlı bulunduğu işletmenin sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusursuz olması ve kazanın araçtaki bir bozukluktan meydana gelmemesi şartıyla, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurundan kaynaklandığını ispat ederek sorumluluktan kurtulur. Hem TBK md. 52 hem de KTK md.86/2 uyarınca kazada zarar görenin de kusurunun bulunması halinde tazminat miktarından indirim yapılması gerekir.
TBK md. 54 uyarınca bedensel zarar halinde tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar zarar olarak tazmin edilir.
Zarar gören TBK md. 56 uyarınca manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminatın niteliği konusunda doktrinde tatmin görüşü hâkimdir. Bu görüşe göre manevi tazminat, zararın telafi edilmesini veya zarar verenin cezalandırılmasını değil, zarar görende, uğramış olduğu manevi zararı, acı ve üzüntülerini dindirecek veya hiç olmazsa hafifletip azaltacak bir tatmin fonksiyonu görmektedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre manevi tazminat miktarının belirlenmesinde paranın değeri gözetilmeli; zarar gören açısından zenginleşmeye sebep olmayacak, aynı zamanda da sadaka vasfında bir tazminat miktarı belirlenmemelidir. Bunun yanında diğer tarafın da ekonomik olarak mahvına sebep olunmaması gerekir.
Trafik kazasından doğan tazminat davalarında 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri uygulanır. Ancak fiilin cezayı gerektirmesi durumunda, ceza kanununda daha uzun bir zamanaşımı süresinin öngörülmesi şartıyla, bu süre uygulanır.
Dava konusu trafik kazası 18/08/2018 tarihinde meydana gelmiştir. Kazada zarar gören davacı yaya konumundadır. Davalılardan … A.Ş. aracın maliki, … aracın sürücüsü ve … Sigorta ise aracın zorunlu trafik sigortacısıdır. Trafik kazasına ilişkin ceza yargılaması … 12. ASCM’nin … Esas sayılı dosyasında görülmüştür. Yapılan yargılamada davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacı zarar görenin ise kusurunun bulunmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce meydana gelen kazada tarafların kusur durumlarının araştırılması için ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış ve davacının kusursuz, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan rapor ile ceza yargılamasındaki kusur durumunun kabulü aynı doğrultudadır. Davacının kaza sebebiyle maluliyet oranının tespiti için alınan ve kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanan rapora göre, davacının %3 oranında maluliyetinin bulunduğu ve 6 aya kadar iyileşme süresinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat talebini hastane giderleri ve meslekte kazanma gücü kaybına karşılık 1.000,00 TL olarak belirtmiştir. Mahkememizce davacıya talebin her bir alacak kalemi için ayrı arı belirtilmesi için süre verilmiş ve davacı 07/11/2022 tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL maddi tazminat talebinin tamamını meslekte kazanma gücü kaybı olarak talep ettiğini belirtmiştir. Davacının 07/11/2022 tarihli dilekçesi talep sonuç kısmının değiştirilmesi sebebiyle ıslah olarak kabul edilmiştir. Zira iki farklı alacak kalemi için toplam 1.000,00 TL talep edilmişken, sonradan talebin tek bir alacak kalemine hasredilmesi, o alacak kalemi için miktarı arttıran ve değiştiren bir husustur. 13/02/2023 tarihli celsede ise davacı vekili meslekte kazanma gücü kaybından doğan maddi tazminat talebinin sürekli maluliyete ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Davacının kaza tarihinde öğrenci olduğu, yargılama devam ederken işe girip çalışmaya başladığı ve buna ilişkin bordrolarının mahkemeye sunulduğu anlaşılmıştır. 2023 yılı güncel ekonomik verilerine göre, doğru hesaplama yöntemi ile hazırlanan ve denetime elverişli 29/03/2023 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre davacının 195.600,07 TL sürekli maluliyeti sebebiyle maddi tazminat talep edebileceği belirlenmiştir. İstanbul BAM 9. HD 2022/2621 Esas ve 2023/553 Karar sayılı ilamı ile “Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05/02/2019 tarih, 2016/2455 E. ve 2019/1005 K. sayılı kararı).” şeklinde karar vererek, pasif devre tazminat hesaplarında aginin ücrete dahil edilmemesi gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla agi hariç tutularak hesap yapılması usul ve yasaya uygundur.
Yukarıda açıklandığı üzere davalılar, dava konusu trafik kazası sebebiyle meydana gelen zarardan davacıya karşı müşterek ve müteselsil olarak sorumludur. Dava açmadan önce davacının davalı sigorta şirketine 28/07/2020 tarihinde başvuru yaptığı ve özel dava şartının yerine getirildiği anlaşılmıştır. Bu sebeple davacının maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmolunan bedele davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt, diğer davalılar yönünden kaza tarihi esas alınarak faiz işletilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılamada ise; davacının kaza tarihindeki yaşı, iyileşme süresi, maluliyet oranı, kazada kusurunun bulunmaması ve paranın alım gücü gözetilerek 30.000,00 TL’nin makul ve hakkaniyetli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ve hükmolunan bedele kaza tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1)Davanın KABULÜNE,
-195.600,07 TL sürekli iş göremezlik niteliğindeki maddi tazminatın Davalı … Sigorta yönünden 10/08/2020, diğer davalılar yönünden kaza (18/08/2018) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-30.000,00 TL manevi tazminatın kaza (18/08/2018) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 15.410,74-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 529,41-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 14.881,33-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden;
-Maddi tazminat yönünden A.A.Ü.T.’e göre hesaplanan 30.340,01-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat yönünden A.A.Ü.T.’e göre hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …’tan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 2.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 1.360,00-TL ATK gideri, 847,35‬-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 4.707,35-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır