Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/358 E. 2022/503 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/358 Esas
KARAR NO : 2022/503
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin tekstil sektöründe toptan ve perakende işlenmiş veya işlenmemiş ürünlerin yurt içi ve yurt dışında satışını yaptığını, davacı şirketin ürünlerin davalıya satışı ile ilgili anlaştığını, taraflar arasında ticari bir ilişki başladığını ve davacı şirket tarafından ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, davacı şirketin cari hesabında bulunan alacak miktarının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yaptığı haksız itiraz ile icra takibinin durduğunu beyan ederek …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında dava konusu uyuşmazlık dışında sözleşmeler düzenlendiğini, davalı şirketin her zaman edimlerini yerine getirdiğini, dava konusu uyuşmazlık dışında hiçbir zaman iade talebi oluşturmadığını, taraflar arasında kumaş satışı sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın kumaşları ayıplı olarak davalıya teslim ettiğini, kumaşlarda elektriklenmeler, baskılarında kabarmalar oluştuğunu, bu hususun tarafların 2016 yılından beri yaptığı yazışmalar ve keşide edilen ihtarnameler ile sabit olduğunu, taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde kumaşların ayıplı olduğu konusunda tarafların mutabık olduğunun görülebileceğini, davacı şirket çalışanı … ‘nun 10/03/2017 tarihli konuşmasında ürünlerin iadelerinin haftaya yapılacağını ifade ettiğini, buna rağmen davalı şirkete … Noterliği aracılığıyla cari hesaptan kaynaklanan borç miktarı için ihtarname keşide edildiğini, davalı şirketin … Noterliği aracılığıyla verilen cevapta davacı tarafından yapılan testlerle de sabit olduğu üzere ürünlerin ayıplı olduğu, bu nedenle borcunun bulunmadığının yinelendiğini, davalı şirket tarafından davacı şirkete faks çekilerek de ürünlerin ayıplı olduğu belirtildiğini, davalı şirketin malların teslim alınmamasında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kötü niyetle icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın süresi içerisinde itirazda bulunduğunu, 1 yıl içerisinde açılması gereken itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın satış işleminden doğan yükümlülüklerinin hepsini yerine getirdiği şeklindeki beyanlarının gerçek olmadığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın süresinde açılmamış olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davanın usulden reddedilmesi taleplerinin kabul edilmemesi halinde zamanaşımından esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
…. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasının dosyamız arasında olduğu görüldü.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde hesap ekstresi fotokopisini, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen faturaların fotokopilerini, taraflar arasındaki yazışmaların fotokopisini, … Noterliği’nin 21/09/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 22/06/2021 tarihli tensip tutanağının 16 numaralı ara kararı ile davacı vekiline arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir suretini sunmak üzere 1 haftalık süre verildiği, davacı vekilinin 30/06/2021 tarihli dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağının bir suretini sunmuş olduğu görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde taraflar arasında yapılan whatsapp yazışmalarının çıktılarını, davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 05/10/2017 tarihli yazının fotokopisini, davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen 29/08/2017 tarih 9.162,77-TL bedelli ve 29/08/2017 tarih 12.292,23-TL bedelli iade faturalarının fotokopilerini, … Noterliği’nin 21/09/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin fotokopisini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 24/11/2021 tarihli celsesinin 6 numaralı ara kararı ile davalı vekiline davaya konu kumaşları ellerinde bulunup bulunmadığı, mahkememiz incelemesinde hazır bulunup bulundurulamayacağı hakkında beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verildiği, davalı vekili tarafından beyanda bulunulmadığı görüldü.
Mahkememizin 10/12/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekiline davaya konu kumaşları ellerinde bulunup bulunmadığı, mahkememiz incelemesinde hazır bulunup bulundurulamayacağı hakkında beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, aksi takdirde mevcut dosya durumuna göre devam edileceğinin ihtar edildiği, davalı vekili tarafından beyanda bulunulmadığı görüldü.
Mahkememizin 18/01/2022 tarihli ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişinin 03/03/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
a. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin olmadığı. Taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunmaktadır. Açık hesap ilişkisi önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türüdür.
b. Tarafların ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olup, takip tarihi 04.10.2017 ile davacının ticari defterlerinde davalıdan 22.766,20 TL alacaklı,
Davalının ticari defterlerinde davacıya 1.311,20 TL borcunun kayıtlı olduğu, aradaki 21.455,00 TL farkın, davalının ayıp iddiası ile davacıya kestiği ve davacı tarafından reddedilen iki adet 21.455,00 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı,
Taraflar arasındaki yazışmalarda ayıp iddiasına yönelik yazışmaların dosya kapsamında bulunduğu ancak ayıplı mal iddiasında bulunan davalının iade faturaları düzenlerken, fatura içeriğinde ayıplı olduğunu iddia ettiği malları davacıya teslim etmediği, sayın mahkeme tarafından da davalıya 10.12.2021 tarihli ara kararında da ayıplı kumaşlar hakkında beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş olmasına rağmen, herhangi bir bildirimde bulunmadığı,
c. Bu durumda da Davacının …. İcra Müdürlüğü 2017/… E. Sayılı Dosyası ile davalı aleyhine 04.10.2017 tarihinde başlattığı ilamsız takipte, 22.766,20 TL asıl alacak, 398,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.164,76 TL alacağının, asalı alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiz oranı ile tahsilini talep ettiği,
Yapılan incelemede davacının davalıdan 22.766,20 TL talep edebileceği ve davacının davalıyı temerrüte düşürdüğünü iddia ettiği ihtarnamesinin dosyada bulunmadığı,
İhtarnamenin tebliğ tarihi bilinmediğinden davacının talep edebileceği takip öncesi işlemiş faiz hesabının yapılamadığını,
Nihai olarak davacının 22.766,20 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %9 oranından başlayacak yasal faiz uygulanması gerekeceği, yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 23/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davalı vekilinin 24/03/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Mahkememizin 25/03/2022 tarihli ara kararı ile tarafların bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor tanzim edilmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verildiği, bilirkişinin 29/03/2022 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak;
Davalının kök rapora itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği, davacının, davalıya verdiği dava konusu faturaların ayıplı olduğuna dair taraflar arasında yazışmaların bulunduğu, ancak davalının bu malları davacıya iade etmediği gibi borçtan kurtulmak içinde hukuk yoluna başvurmadığından, aleyhine ikame edilmiş icra takibindeki borçtan sorumlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Bilirkişi ek raporunun taraflara taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin 14/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Davacı vekilinin 18/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüldü.
Dosyada gider avansı bulunmadığı için taraf vekillerinin bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçelerinin tebliğ edilemediği görüldü.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Celp olunan …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … TİC. SAN. LTD. ŞTİ. tarafından borçlu … TİC. SAN. A.Ş. aleyhine 22.766,20-TL asıl alacak, 398,56-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.164,76-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 17/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 20/10/2017 tarihli itiraz dilekçesinin dosyada olduğu, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulduğu görüldü.
İcra takibine konu alacak, taraflar arasında bulunan ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalardan kaynaklanmakta olup, taraflar tacir olduğundan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafın davalıya 21/02/2014 tarihinde 9.443,26-TL bedelli fatura kesmesi ile başladığı, 21/02/2017 tarihinde 7.077,55-TL bedelli fatura kesmesi ile son bulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan olduğu 22.766,20-TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davacının kayıtlarında olan tüm fatura ve ödemelerin aynen davalı kayıtlarında da yer aldığı, bakiye her iki tarafın defterinde de 22.766,20-TL iken davalı tarafından 29/08/2017 tarihli 12.292,23-TL ve 9.162,77-TL bedelli 2 adet iade faturası kesildiği, ve bu halde davacıya 1.311,20-TL borçlu olarak kaydın yer aldığı, bu iade faturalarının davacı kayıtlarında yer almadığı anlaşılmış olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın iade faturalarından kaynaklı cari hesap farklılığına sebebiyet veren ve teslim edilen malların ayıplı mal olduğu iddiasında toplandığı anlaşılmıştır.
Buna göre TTK ‘nın 23. Maddesinin 3. Fıkrasında açıklandığı gibi alıcı ayıp iddiasında ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir. Ancak açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ile ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa satıcıya ihbar ile yükümlü olduğu diğer durumlarda ise T.B.K.’nun 223./2 maddesinin uygulanacağı açıklanmıştır.
Davalı tarafından 29.08.2017 tarihli kesilen iade faturalarının alım satımdan kaynaklı davacı tarafından kendilerine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayanmaktadır. Somut olayda mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda en son davacı tarafından davalı yana kesilen faturanın 21.02.2017 tarihli fatura olduğu tespit edilmesi karşısında taraflar arasındaki cari hesap farklılığına sebebiyet veren davalı tarafından düzenlenen iade faturasının süresinde olmadığı ve cari hesaba ve davaya konu konu davacı tarafça düzenlenen faturaların ise davalı defterine işlendiği ve süresinden sonra davalı tarafından bu fatura bedellerine karşılık iade faturası düzenlendiği bu haliyle davalı tarafça 8 günlük itiraz süresi dolduktan sonra 29.08.2017 tarihli iade faturası kesmesinin tek başına hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmış olup mahkememizce ayıbın niteliğinin ve ayıbın olup olmadığının tespiti açısından da bilirkişi incelemesine esas olmak üzere 24/11/2021 tarihli celsesinin 6 numaralı ara kararı ile ve 10/12/2021 tarihli ara kararı ile davalı vekiline davaya konu kumaşları ellerinde bulunup bulunmadığı, mahkememiz incelemesinde hazır bulunup bulundurulamayacağı hakkında beyanda bulunmak üzere süre verildiği, davalı tarafın kumaşlar hakkında beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nun 190. maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” ifadesi ile düzenlemiştir. Bu maddeye göre ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran taraftadır. Somut olayda davalı satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasında bulunmuş olup davalının ayıp iddiasını tevsik eder tarzda başkaca bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, davaya konu kumaşların ayıplı olup olmadığının varsa ayıbın niteliği hakkında tespitinin mümkün olmadığı ve haliyle ayıp ihbarına uygunluk denetimi de mahkememizce yapılamamıştır.
Buna göre davalının takibe ve borca itirazının haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmış olup tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları gözetilmiş ayrıca …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasının tetkikinde asıl alacağın 22.766,20-TL, işlemiş faizin ise 398,56-TL olarak talep edilmiş ise de, davacı taraf dosyaya davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair hiçbir ihtarname ve ibraname sunmadığından davacının takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği kanaatine varılmakla; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu gözetilerek; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 22.766,20-TL üzerinden kısmen iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri hesaplaması için sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde sarf kararı düzenlenmediğinden ödeme yapılmadığı, ancak ileride sarf kararı düzenlenmesi halinde arabulucuya ödenecek olan tarife bedelinin tarafların arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kısmen reddine karar verildiği gözetilerek; davalılar aleyhine arabulucuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 22.766,20-TL üzerinden kısmen iptali ile takibin devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.555,15-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 279,78-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 1.275,37-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 1.548,33-TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 1.521,54-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 398,56-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
9-Zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; sarf kararı düzenlendiğinde devletçe karşılananacak arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
59,30 TL BAŞVURMA HARCI 279,78 TL PEŞİN HARÇ
279,78 TL PEŞİN HARÇ + 1.275,37 TL EKSİK HARÇ
8,50 TL VEKALET HARCI 1.555,15 TL KARAR VE İLAM HARCI
950,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
+ 250,75 TL TEBLİGAT ÜCRETİ
1.548,33 TL TOPLAM