Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/356 E. 2022/330 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/356 Esas
KARAR NO : 2022/330
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının davacıdan kumaş satın almak için irtibata geçtiğini ve taraflar arasında kumaş satımından kaynaklı cari ilişkinin olduğunu, mezkur kumaşların satışının, davalı şirket çalışan ve yetkilileri farklı türlerde kumaşların renk-tür-metraj ve teslim tarihleri ile davacı şirket tarafından kendilerine önceden ABD doları olarak verilen kumaş metraj fiyatlarını da yazdıkları sipariş formlarını davacı şirket çalışanlarına e-mail ile ilettikten sonra, davacı şirket çalışanları gönderilen bilgileri sözleşmelere işleyerek tekrardan davalı şirket çalışan ve yetkililerine attığını ve nihayetinde bu sözleşmelerin kaşe ve imza yapılarak davacı şirket çalışanlarına ulaştıktan sonra siparişin kesinleştiğini ve artık istenilen kumaşların sözleşmelerde belirlenen şartlara göre teslimi yapıldığı şekilde gerçekleştiğini, izahı yapılan usulde kaşe ve imza yapılan sözleşmeler davacıya ulaştıktan sonra ilgili kumaşların davalıya teslim edilmek için sevk edildiğini ve sevk edildiği tarihte kumaşların faturaları kesilerek (e-fatura) karşı tarafa iletildiğini, mezkur faturalar kesilirken taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince sevk tarihindeki T.C. Merkez Bankasınca belirlenen dolar kuru esas alınarak faturalandırma yapıldığını, davacı tarafından kesilen tüm faturaların açıklama kısmında faturanın hangi kurdan kesildiği açıkça belirtildiğini, davalı tarafın davacı tarafından kesilen tüm faturaları kabul edip, ticari defterlerine de işlediğini, davacı tarafından kendisine satılan kumaşların 977.599,77-TL denk tutarını taraflar arası yapılan sözleşme gereğince 90-120 gün vadeli şekilde ileri tarihli çekler vererek ödeme yapıldığını, bu çeklerden iki tanesi davalının davacıdan rica etmesi üzerine iade edilerek daha ileri bir tarihte banka havale yolu ile ödenmesi kabul edildiğini ve bu şekilde ödeme yapıldığını, kumaşların fatura tarihleri ile ödeme tarihleri arasında bir kur farkı olması durumunda bu farkın faturalandırılacağının açıkça belirtildiğini ancak davalı tarafın ödeme yapmaktan çekinmekte olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik 100-TL ‘lik kısmi alacağın faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile karşı yan ücret-i vekaletin davalı taraf üzere tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Yetkili Mahkemenin ”İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri” olduğunu, taraflar arasında bu konuda düzenlenen geçerli ve bağlayıcı bir sözleşme olmadığından, yetki hususunda HMK’da düzenlenen genel yetki kuralları uygulanacağını, müvekili şirketin resmi tebligat adresinin İstanbul İli, Ümraniye İlçesinde olduğunu, davacı tarafından sunulan sözleşmelerdeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkili şirketin taraf olduğu her sözleşme için imza atma yetkisinin sadece şirketin yetkililerine ait olduğunu, müvekkili şirketin yetkilileri, temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri … ve Z… olduğunu, anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyeleri sayısı birden fazla ise, temsil yetkisinde ”çift imza kuralı” geçerli olduğunu, bu sebeple, sözleşmelerde yegane temsil ve imza yetkisi, kanuna göre ”çift imza ile kullanılmak üzere” yönetim kurulu üyeleri olan … ve … na ait olduğunu, her iki yönetim kurulunun üyesi ve şirket yetkisilinin imzasını taşımayan, bilgileri dahi olmadan imzalanmış davaya konu sözleşme, yetkisiz imzadan ve imza eksikliğinden dolayı geçersiz olup, kanunen bir hükmü ve bağlayıcılığı bulunmadığını, taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine dair bağlayıcı bir sözleşme, düzenleme veyahut teamül bulunmadığından, davacının kur farkına ilişkin talepleri haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Satış sözleşmesi örneği, Arabuluculuk son tutanak örneği, fatura suretleri, … Bankası A.Ş.’ye ait çek örnekleri, mail yazışmaları, davalı şirketin yetkilileri gösterir … sureti, davalı şirket imza sirkülerinin dosyamız arasında olduğu görüldü.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünce davacı şirketin 2019-2021/02 tarihleri kapsar vergilendirme dönemine ait BA-BS formalarının, … Vergi Dairesi Müdürlüğünce davalı şirketin 2019/12-2021/02 tarihleri kapsar vergilendirme dönemine ait BA-BS formlarının gönderilmiş olduğu anlaşıldı.
… Bankası A.Ş. tarafından davacı şirketin banka nezdinde … nolu hesabına ilişkin hesap ekstresi ve çek raporunun, … Bankası A.Ş. tarafından davalı şirkete air hesap bilgi tablosunun, hesap hareketlerinin, çek bilgi tablosunun CD ortamında gönderilmiş olduğu görüldü.
… Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından davacı şirketin 2020/01-2021/06 tarihlerini kapsar çalışan listesi, … Sosyal Güvenlik Merkezi davalı şirketin çalışan listesinin gönderilmiş olduğu görüldü.
… nce davalı şirkete ait en son sicil kayıtları dosya sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan bilirkişi heyet incelemesi sonrası düzenlenen 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; “Davacı şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı şirketin 2019-2020 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliği bulunan ticari defterlerine göre; Davalı şirketten 180.318,23-TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin sahibi lehine delil niteliği bulunan ticari defterlerine göre; Davacı şirkete borçlu alacaklı olmadığı, Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin sipariş bağlantılı satış sözleşmeleri ile yapıldığı ve bu sözleşmenin 7. Maddesinde kur farkının fatura edileceğinin bildirildiği, yapılan ticari ilişkide davacı şirketinin davalı şirkete KDV Dahil 761.788,13 TL karşılığı 127.465,13 USD fatura düzenlediği, Mahkemece davacının dövizli olarak düzenlediği faturalar ile ilgili olarak kur farkını isteyebileceği yönünde bir takdire varılması halinde; Davalı şirketin almış olduğu ürünlere karşılık, eft, çek ve iade işlemleri ile ödeme yaptığı, bu ödemelerin 761.787,37 TL olduğu, ödeme günü TCMB USD Satış kuru karşılığının 102.318,02 USD olduğu, alınan ürünler ve yapılan ödemelerin karşılaştırılmasında davacı şirketin davalı şirketinden kur farkı kaynaklı 25.147,11 USD alacak talebinde bulunabileceği, taraflar arasındaki cari hesap uyuşmazlığının davacı şirketin davalı şirketine yapmış olduğu dövizli satışlardan kaynaklı düzenlediği 03.02.2021 tarih 180.318,23 TL … nolu kur farkı faturasından kaynaklandığı ve davacının kur farkına karşılık düzenlediği faturadan kaynaklı alacak talebinin yerinde olduğu..” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 06/04/2022 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili 24/03/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini 180.218,23-TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiş olup, dava değeri üzerinden hesaplanan 3.100,00-TL tamamlama harcını 24/03/2022 tarihinde mahkememiz veznesine depo etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kur farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Kur farkı alacağı talep edilebileceği hallerde kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir (Y19HD., 11.09.2018 tarih, 2017/3549 Esas, 2018/4033 Karar).
Bunun yanında TBK’nın 99. maddesi uyarınca konusu para olan borç Ülke parası ile ödenecek olmakla birlikte başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılması halinde ise sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç değer üzerinden Ülke parasıyla da yapılabilecektir. Görüldüğü gibi başka para birimi ile ödenmesi kararlaştırılan borca ilişkin olarak aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadığı durumlarda borçlu bir seçimlik hakka sahiptir. Dilerse Ülke parası ile dilerse kararlaştırılan para birimi ile ödeme yapabilir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Türk Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle, ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması; birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Taraflar arasındaki cari hesap uyuşmazlığının 03.02.2021 tarih 180.318,23-TL … numaralı kur farkı faturasından kaynaklandığı, bu faturanın davacı e-fatura sisteminde temel fatura senaryosu ile düzenlendiği görülmüştür. Davalı şirketin ise … Noterliği 09.02.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile bu faturayı davacı şirkete süresinde iade ettiği görülmüştür.
Davacı şirketin yapılan bu ticari ilişkiden kaynaklı davalıdan (127.465,13 USD Fatura- 102.318,02 USD Ödeme-) 25.147,11 USD kur farkından kaynaklı alacaklı olduğu, bu tutarın alınan son ödeme tarihindeki TL karşılığının 184.449,02 TL olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı şirketin davalıdan almış olduğu herbir sipariş için satış sözleşmesi düzenlediği, düzenlenen bu satış sözleşmelerinde her iki şirkete ait kaşe/imzanın mevcut olduğu, düzenlenen sözleşmelerde davalı şirket adına Sn … Beye hitaben sözleşmelerin düzenlendiği görülmüştür.
Akdedilen satış sözleşmelerinde teslim günleri farklılık gösterdiği, ödeme günlerinde ise (90-120 Gün Kur Farklı ödeme) olarak düzenlendiği görülmüştür. Ancak akdedilen sözleşmelerin 7. Maddesi; “Alıcı KDV Dahil birim değeri ile toplam metre cinsinden miktarı ve toplam tutarı fatura ön yüzünde yazılı satın alma bedelleri, irsaliye tarihindeki TCMB Döviz saytış kuru üzerinden kesilen fatura meblağının nakten veya defaten Satıcı’ya ödenecektir. Vadeli teslimlerde malın toplam bedeli ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuruna düzenleneceğinden vade farkı ve taahkuk edebilecek kur farkı, fatura ibrazında satıcıya derhal ödenecektir.” Madde 8; “ödeme aksama olursa sözleşme iptal olacak, asıl alacak tahakkuk ettirilecek ve tüm alacaklara aylık 963 gecikme faizi uygulanacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden çeklerin davalı şirket tarafından davacıya verildiği ancak toplam tutarları 250.000,00 olan 2 adet çekin ödeme alınmadan davalı şirkete iade edildiği anlaşılmakla, iş bu çeklere ilişkin cari hesap hareketleri ve banka kayıtlarında bu yönde bir ödeme görülmemiştir. Toplam tutarları 250.000,00 TL olan 2 adet çeke ilişkin iade işlemleri ticari defter kayıtlarında mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından düzenlenen faturaların TL cinsinden olmakla birlikte altında döviz cinsinden kur karşılığı yazılı olduğundan ve sipariş formlarına cari hesabın döviz cinsinden takip edileceği yazılı olmakla kural olarak kur farkı istenebilmesi mümkün olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunmadığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında ticari satım ilişkisi kapsamında davacının kayıtlarında yer alan tüm satım faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu , kur farkı uygulamalarının davalı lehine ve aleyhine uygulandığı, bu hususun taraflar arasında kabul gördüğü, davalı tarafça sözleşme metninin çift imza ile imzalanması gerektiği şirketin müştereken temsil edildiği iddia edilmiş ise de, ticari ilişkideki tüm rakamların defter ve belgeleriyle uyumlu anlaşılmakla itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında yazılı genel bir sözleşme olmasa da, dövizli olarak düzenlenen faturaların taraflar arasındaki sözleşmenin koşullarını ispatlar mahiyette Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak düzenlendiği tespit edilmekle kural olarak kur farkı isteyebilecektir. Davacının delil olarak sunduğu sözleşmede ödemenin vadeli olarak ama kur farklı olarak ödeneceği, çeklerin Türk Lirası üzerinden düzenlendiği ve davacının Türk Lirası üzerinden düzenlenen çekleri kabul ettiği, ancak çeklerin üzerindeki düzenleme tarihinden önce ibraz yasağı bulunması nedeniyle, uygulama dönemi için çeklerin ödeme değil finansman aracı vasfında olduğu değerlendirilmekte alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, anlaşılır ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas almaya yeter olduğundan bu nedenle davacının 180.318,23.-TL lik kur farkını davalıdan talep edebileceği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile faturanın düzenlediği 03/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ve (14). Fıkrası hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verildiği de dikkate alınarak taraflar aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın KABULÜ ile ,
180.318,23.-TL’nin 03/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.317,53.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin ve ıslah harcı olarak alınan 3.159,30.-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 9.158,23.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- 21.072,28.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 134,35.-TL , üç bilirkişi ücreti 3.000,00-TL, 59,30.-TL başvuru harcı, 8,50.-TL vekalet harcı, 3.159,30.-TL peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 6.361,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır