Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2023/602 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2023/602
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … … … ile 2 numaralı davalı … … tarafın 10.01.2017 tarihinde … Ticaret Limited Şirketi isimli şirketin ortağı olmak üzere anlaştığını ve bu tarihte bahsi geçen şirketin ticaret sicil gazetesinde de yayınlanmak suretiyle faaliyete geçirdiklerini, 10.01.2017 tarihli ve 9238 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan şirket esas sözleşmesi uyarınca da her iki ortağın münferiden şirketi temsile yetkili müdür olarak atandığını, devam eden süreçte, “… … …” isimli etkinlikler yapıldığını ve hatta “… … …” markasının müvekkilinin çalışmaları sonucunda şirket adına tescil edildiğini, ancak zamanın ilerlemesiyle beraber 2 numaralı davalı ortağın vatandaşı olduğu Endonezya ülkesine döndüğünü, ortağı ve müdürü olduğu şirket ile ilgilenmeyi bıraktığını, şirketin yönetimsel ve finansal işlerinde kendisini pasife aldığını, müvekkili tarafından yaratılan iş imkanlarına sessiz kalınarak sürüncemede bırakıldığını, müvekkili … … … tarafından defalarca kez davalıya, şirketin ticari hayatına devam etmesi ve ciro yapması amacıyla iş olanakları sunulduğunu ancak davalı taraftan herhangi bir dönüş alınamadığını ve şirketin bu iş ihtimallerini de kaçırdığını, davalı tarafın bu ilgisiz ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları sonucunda şirketin zarar etmeye başladığını ve bu sebeple müvekkilinin sürekli kendi hesabından şirkete para çıkartarak harcamalar yapmak zorunda kaldığını, davalı tarafın şirketle ilgisini kesmesini takiben müvekkili tarafından 2 numaralı davalı ortağın Endonezya’da ortağı olduğu … Ticaret Limited Şirketi ile aynı alanda iştigal eden … isimli şirketi kurduğunu, “… … …” markasının Endonezya’da bu şirket adına tescili için başvurduğunu haricen öğrendiğini, ortağı ve müdürü olduğu şirkete karşı rekabet yasağına aykırı davranan 2 numaralı davalı ortağın bu eylemleri sonucunda 1 numaralı davalı şirket zarar etmeye devam ettiğini, Endonezya ve dış ticaret pazarını da kaybettiğini, müvekkilinin feshi talep olunan davalı şirketi ayakta tutma çabalarına rağmen 2 numaralı davalı ortakça müvekkilin işbirliği yaptığı kişilere, çalışanlarına ve müşterilerine karşı müvekkili karalayıcı ve gerçeğe aykırı ithamlarda bulunulduğunu, davalının şirkete maddi anlamda destek olmaması, şirketi zarara uğratması, müvekkilinin gıyabında müvekkilini karalayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullanması sonucunda taraflar arasındaki ortaklık ilişkisi çekilmez hale geldiğini ve bu durumun da haklı sebep teşkil ettiğini ifade ederek öncelikli olarak 2 numaralı davalının ortaklık ve müdürlük sıfatlarından doğan tüm hak ve yetkilerinin dava sonuçlanıncaya dek tedbiren durdurulmasına, Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3-son cümle hükmü uyarınca 2 numaralı davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde şirketin feshine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili Vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, 10.01.2017 tarihli ve 9238 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan ilanla beraber davacı … … … ve diğer davalı … …’nın ortaklığıyla kurulduğunu ve faaliyetine başladığını, taraflarca tanzim olunan şirket esas sözleşmesinde … … …’ın ve davalı … …’nın müvekkili şirkete münferiden temsile yetkili müdür olarak atanmalarına karar verildiğini, şirketin faaliyetlerine başlamasıyla beraber tekstil sektöründe global projelerin düzenlendiğini, danışmanlıklar verildiğini, “… … …” isimli etkinliklerin düzenlendiğini ve “… … … by … …” markasının tescili için müvekkili şirket adına tescil başvurusunda bulunulduğunu, devam eden süreçte davalı ortak ve münferiden şirketi temsile yetkili … …’nın, ülkesi Endonezya’ya yerleştiğini ve burada müvekkili şirket ile aynı alanda iştigal eden … isimli şirketi kurduğunu, tüm emeğini ve sermayesini de … isimli şirkete harcamaya başladığını, bu süreçte müvekkili şirketin müşterilerini kaybetmeye başladığını maddi anlamda da zorluğa düştüğünü, bu zararın başlıca sebeplerinin de davalı … ’nın bütün maddi ve manevi imkanlarını, emek ve sermayesini Endonezya’ya yerleştikten sonra … isimli şirkete harcaması akabinde ortağı ve yetkilisi olduğu aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkili şirket … Ticaret Ltd. Şti’yi tamamen geri plana atıp şirket işleyişi hakkındaki sorumluluklarını yerine getirmemesi, mevcut projelerin yönetimine dahil olmaması, mevcut alınmış olan işlerde üstlendiği görevleri yerine getirmemesi ve bunun sonucunda anlaşmaya varılan müşterilerin anlaşmaları feshetmesi, müvekkili şirketin iç bilgilerine erişerek bu bilgileri kendi kurmuş olduğu … isimli şirketin menfaatine kullanması, yeni gelir modellerinin oluşturulmasında herhangi bir aksiyon almaması ve şirketteki gerek ekip yönetimine gerekse finansal yönetime herhangi bir şekilde katkı sunmaması olduğunu, bu hususlarda müvekkili şirket adına taraflarından da diğer davalı ortak … … aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/… Esas numaralı dosya ile müvekkili şirkete verdiği zarardan dolayı şirket yöneticillerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası da açıldığını, diğer davalı … … Endonezya ülkesinde, rekabet yasağına aykırı olarak kurmuş olduğu … isimli şirket üzerinden projeler yaptığını ve tüm emek ve sermayesini bu şirkete yönlendirdiğini, dolayısıyla burada en çok zarar gören tarafın müvekkili kurum olduğunu, bu süreçte müvekkili şirketin davalı ortak … … tarafından zarara uğratıldığının en somut örneğininb ise müvekkili şirketin müşterisi olan ve … merkezli … isimli şirketle yapılan anlaşmada davalı ortak … …’nın danışmanlık hizmetini gerektiği gibi ifa etmemesi, … isimli şirketin maillerine … … tarafından dönüş yapılmaması üzerine … şirketinin sözleşmeyi feshederek yapılan ödemenin iadesi için de müvekkiil şirkete iade faturası kesmesi olduğunu, açıklanan bu durumlar göz önüne alındığında müvekkili şirketin diğer ortağının ortaklık ve müdürlük yetkilerini kötüye kullanarak müvekkili şirketi her geçen gün zarara uğrattığı ortada olduğunu, öncelikli olarak müvekkili şirket aleyhine hareket ederek müvekkili şirketin mali anlamda zarar görmesine sebebiyet veren, rekabet yasağına aykırı davranan, müvekkili şirketin müşterilerini kendi şirketine çekmeye çalışan davalı ortak … …’nın ortaklık ve müdürlükten doğan yetkilerinin tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, bununla beraber, davacının dava dilekçesinde bahsettiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Limited Şirketi … düzenleyen 636. Maddesinin 3. Fıkrası esas alındığında duruma uygun düşen ve en kabul çözüm diğer davalı … …’nın gerek müvekkili şirket adına beyan ettikle gerekçelerle gerek davacının beyan ettiği hususlar dikkate alınarak kendisinin ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı … … Vekili Vermiş Olduğu Cevap Dilekçesinde Özetle;davacının davasının usul, yasa, hak, nesafet, ticari örf adet, ahlak ve adap kaideleri ve nihayet gerektici mevzuat hükümleri çerçevesinde dinlenemeyecek iddialardan müteşekkil bulunup reddilmesi gerektiğini, davanın müvekkiline değil içeriği gereği doğrudan ve tek başına … Tic. Ltd. Şti firmasının feshine müteallik bulunduğundan … Tic. Ltd. Şti firmasına yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin her ne kadar Türkiyede de teşebbüsleri bulunan bir iş kadını ise de, faaliyette bulunduğu iş sahası dahilinde muhtelif ülkelerde çalışan bir insan olduğunu, bu vaziyet iç hukuka nazaran dahi her şeyden evvel rekabet mefhumu serbest piyasa mantığının temeli ve bir başka ifade ile varlık sebebi olduğunu, bu temelin ticari hak ve müesses gereği müvekkili … Tic. Ltd. Şti firmasının kuruluşunda esas müteşebbis tarafı çoğu zaman ana sponsor olarak iştirak ettiği ticari girişimde davacı tarafça dışlandığını ve hatta davacıca … gibi bir takım markalar müvekkilinden habersiz tescil edilmek istendiğini, davacının müvekkilini yoğun kasıtlı ve sistematik dışlamaya başlamış olduğunu, şirketin muhasebe ve vergilendirme takviminin dahi uygulanamaz hale geldiğini, davacının müvekkilini ekarte etmek adına müvekkilinin tesis ettiği yurtdışı bağlantıları ve uluslararası antlaşma ve protokolleri dahi çiğneyerek yabancı partnerlerden dahi izinsiz sözümona bir faaliyet takvimi dahi yaptığını, hakikaten taraflardan sadır ileti içerikleri ve mezkur firmanın mali tabloları ve davacının şirket kaynaklarında yaptığı özel harcama kalemleri incelendiğinde … Tic. Ltd. Şti firmasının kuruluşunda esas müteşebbis tarafın müvekkili olduğunu, davacının şirket kaynaklarında yaptığı özel harcama kalemleri incelendiğinde … Tic. Ltd. Şti firmasının kuruluşunda esas müteşebbis tarafın müvekkil olduğu halde şirket kredi kartı ve sair ödeme araç limitlerinin davacının alkol, çanta gibi manasız harcamaları ile doldurulduğunu, şirket ürün lansmanlarının yapıldığı Modestcatwalk.com sitesinin davacı adına kaydettirildiğini, dava kabul edilecekse dahi, şirket feshi yerine hissesi oranında davacının ortaklıktan çıkarılması lüzumunun ortada olduğunu, davacıları şu ana kadar dosyaya ibraz yahut beyan etmedikleri, usul ve esasa dair delil, beyan ve taleplerine karşı her nevi iddia, karşı iddia beyan, karşı beyan ve müdafaa hakları saklı kalmak kayıt ve şartı ile davanın reddi ile davacıları şu ana kadar dosyaya ibraz yahut beyan etmedikleri, usul ve esasa dair delil, beyan ve taleplerine karşı her nevi iddia, karşı iddia beyan, karşı beyan ve müdafaa hakları saklı kalmak kaydı ile davanın reddini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/… Esas dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından … … aleyhine limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması, müdürün azli ve sorumluluğuna ilişkin dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde “Davanın dava şartı eksikliği nedeni ile usulden reddine” ilişkin karar verilmiştir.
… ‘ne yazılan müzekkereye cevap verildiği, … Ticaret Limited Şirketi’nin tüm ticaret sicil bilgilerinin mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… E. Sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelemesinde; davacı … … tarafından davalı … … aleyhine, Manevi Tazminat istemli dava açıldığı görülmüştür.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile davalı … … ortaklık ve müdürlük sıfatlarından doğan tüm hak ve yetkilerinin dava sonuçlanıncaya dek tedbiren durdurulmasını talep edildiği, mahkememizin 25/06/2021 tarihli ara kararı ile: “şirketin telafisi imkansız zararlara gireceğine yönelik somut deliller sunulmadığı, bu haliyle talebin yargılamayı gerektirdiği göz önüne alınarak…” ihtiyati tedbir kararının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından 05/07/2021 tarihli dilekçesiyle davalı ortak … …’nın ortaklık ve müdürlükten doğan yetkilerinin tedbiren durdurulmasını talep ettiği, mahkememizin 12/07/2021 tarihli ara kararı ile: ” Dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli görülmediği gibi talep yargılamayı gerektirdiğinden…” ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmiştir.
Davalı … Soıera vekili de 08/11/2021 tarihli dilekeçsiyle müvekkiline isabet eden/edecek hisse oranında şirket hesap ve davacı yanın tasarruf yetkisine yönelik bir tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkememizin 16/11/2021 tarihli ara kararı ile: “Dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli görülmediği gibi talep yargılamayı gerektirdiğinden…” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
21/04/2022 tarihli celseye katılan davacı asil beyanında: “2015 yılında tek ortaklı şirketim vardı sonrasında 2017 yılında davalı … ile beraber işlerimizi büyütmek için birleştik. Ben tüm özverim ile ofise hergün gidip geldim. Ancak … Endonezya’ya taşındığından ötürü sadece 2 ya da 3 kez ofise gelebiliyordu. Ben kendisini kritik meseleler için çağırıyordum ancak bunlara katılım sağlıyordu … Endonezya’ya gittikten sonra şirketim ile aynı faaliyette aynı iş koluna sahip aynı hedef kitleye hitap eden … isimli bir şirket kurmuştur. Bu suretle benim şirketimi de zarara uğratmıştır. Şirkete ait bilgileri 3. Kişiler ile paylaşmıştır. Yine şirketteki işlere eşi olan İsmail Semin dahil olmuştur. Bu suretle ortaklık sağlıklı bir şekilde ilerlemiyordu ben kendisine önerilerde bulundum ancak sıcak bakmadı. Yönetim biçimleri gibi teklifler sundum kabul etmedi kendisi sonrasında daha da ileri gidip şirkete ait organizasyonları şirketimizi karalayarak devam ettirdi bunun en iyi örneklerinden biri … … … organizasyonuydu bu şirket bu organizasyonda da sürekli olarak şirketimizi karaladı ve işbirlikçelerimize engel olmaya çalıştı …nın şirketimize fiili olarak katkısı yoktur. Benim temel amacım şirketin ayakta kalmasının sağlanmasıydı ancak … işleri sahiplenmediğinden ötürü şirketimize zarar vererek şirketin borçları ve diğer konularda hiçbir şekilde maddi anlamda destek olmamıştır ben şirket borçları da dahil kendi tüm birikimimi kendi cebimden karşılayarak şirketi ayakta tutmaya çalıştım ancak … organizasyonları karalayarak zarar vermeye devam etti. Halen de varolan organizasyonlarımızı baltaladığını harici yollardan öğrenmiş bulundum hali hazırda şirketim kar sağlamaya başladı . Daha fazla personel çalıştırıyorum şirketimin daha fazla zarar görmemesi için ortaklıktan çıkartılmasını istiyorum…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
06/10/2022 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı … beyanında; ” Ben … … …’ın eşitim, eşim hamilelik sürecinde olduğu için işlerini evden takip etmektedir, kendisi evde olduğundan ötürü bende yaşanan süreci gördüm, … anonim hesaplardan işlemler yaparak eylemleriyle baltalama çabaları yapmaktadır, var olan organizasyonları engellemeye çalışmaktadır, kendisi yurt dışında olduğu süreden beri hiç bir şekilde şirket işleriyle ilgilenmemektedir, mali ve diğer konularda şirkete bir katkısı yoktur,
Şirketin yurt dışında gerçekleştiriceği organizasyonlar için 500.000 dolar gibi bir rakam hedefleniyordu ancak bu rakam … sebebi ile yaklaşık olarak 150.000 dolar gibi bir rakamda kaldı,
…’nın işleri takip etmemesinden ötürü olumsuz yönde mali anlamda problemler yaşansa da kendisinin ilgilenmemesi sebebiyle şirkette personel arttırım yoluna gidildiği, yine kendisi şirketten çıkarıldığı takdirde şirkete potansiyeli daha yüksek kişiler alınacağından mali anlamda artış gösterileceği düşünülüyor,
Benim şirkette herhangi bir pozisyonum yoktur, yalnızca geçenlerde muhasebeci ile bir toplantı yapıldı, bende bu toplantıya şahitlik ettim, bu sebepten bu şekilde beyanda bulundum, az önce söylemiş olduğum …nın anonim hesaplardan baltalamaya çalıştığına yönelik beyanlarını içerir hesap isimlerini tek tek vermem mümkün değildir, buna ilişkin dosyada bilgilerin mevcut olması gerekiyor, çoğu hesap isimleri arap ismi şeklinde, eşimden ötürü tüm bilgilere sahibim, ben …nın şirket hesaplarının ve mail adreslerinin engellenip engellenmediği hususunda bilgiye sahip değilim…” yönünde,
02/03/2023 tarihli celsede dinlenen Davalı Tanığı … beyanında; “Abimin eşi … Türkiye’ ye geldiğinde birlikte kaldık, bu sebeple olaylara tanık oldum. 2016-17 tarihlerinde davacı … ile yengem … şirketi kurdular, davacı ile yengem e ticaret sitesi kurdular, kurulum masrafları … … tarafından karşılandı bir iki sene bu şekilde faaliyet gösterdi. Hiç bir sebep göstermeksizin daha sonra davacı resmen İnternet sitesine el koydu. Davacı yengemin Şirketin bütün sosyal medya hesaplarına ulaşımını engelledi. En son mail adresine ulaşımı da engellemiş, yengem …da şuan hiç bir kontrol mekanizması yoktur, davalı …’ nın haberi olmadan … Ve Riyat gibi ülkelerde de etkinlikler düzenlenmiş, davalı … ya burada yapılan harcamalar ile ilgili bilgi verilmediğini, şirketin alacaklarına ilişkin de bilgi verilmediğini biliyorum…
Davalı … Endonezya’ nın tanınmış ailelerinden biridir, bilindik sosyal çevresi geniş bir aile mensubudur. Taraflar tamamen davalı …’ nın geniş networkü sayesinde bu işi ilerlettiler, çoğu tasarımcı …’ nın arkadaşıydı, … deki moda haftasından sonra bazı tasarımcıların … yı aradığını ve paralarını geri istediğini duydum, halbuki bu etkinliklerde … nın bağı yoktur, … dan duyduğum kadarı ile davacı tarafından … nın tasarımcılara vs. Kötülendiğini duydum, davalı … Türkiye ye geldiğinde şirkete girmesine hiçbir şekilde müdahale edilmedi ve bu konuda çok sorunlar yaşadı.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf iddia ve savunmaları, dinlenilen tanık beyanları birlikte incelendiğinde;
Davacının talebi, davalı ortağın ortaklıktan çıkarılması, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde şirketin feshi taleplerine ilişkindir.
Davacı vekili her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3-son cümle hükmü uyarınca 2 numaralı davalının şirket ortaklığından çıkarılmasını talep etmiş ise de; davacının talebinin TTK md 640 hükmü çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceği anlaşılmakla bu noktada davanın iki ortaklı limited şirkette davalı ortağın haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkin olduğu kabul edilmelidir.
TTK 640. maddesi “(1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” düzenlemesini içermektedir.
TTK’nın 616 maddesinde, “bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması” genel kurulun devredilemez yetkilerinden biri olarak tanımlanmıştır. TTK’nın 621/1-h maddesinde ise, “bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması” için alınacak genel kurul kararının, temsil edilen oyların en az 2/3’ü ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği belirtilmiştir. Bu durumda TTK’nın 640/3 maddesi uyarınca haklı sebeple ortaklıktan çıkarılma davasının açılabilmesinin ön şartı, TTK 621/1-h maddesi uyarınca usulüne uygun olarak alınmış bir genel kurul kararıdır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3224 E., 2020/2963 K. sayılı ve 17/06/2020 tarihli ilamı ve işbu ilama ilişkin Hukuk Genel Kurulu’nun 2022/11-63 E., 2023/722 K. sayılı ve 05/07/2023 tarihli ve ayrıca ilamında da belirtildiği üzere; haklı sebeple ortağın ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartıdır. Davacı tarafından bu yönde alınan genel kurul kararı dosya kapsamına sunulmamıştır. TTK’nın 621. maddesi uyarınca şirket ortağının şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması konusundaki genel kurul kararlarının temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabileceği öngörülmüş olup 2 ortaklı limited şirketlerde ortaklardan sadece birinin iştiraki ile toplanan genel kurulda da kanunda aranan nitelikte çoğunluğun sağlanamayacak olması açıktır. TTK’nın 640/3. maddesi uyarınca limited şirket ortağının haklı sebebe dayanılarak ortaklıktan çıkarılmasını talep hakkı münhasıran şirkete tanınmış bir hak olup, ortakların istisnai hallerde dava açabileceğine dair bir düzenleme de yoktur. Bu nedenle ve TTK’daki anılan durumun yasal bir boşluk değil bir tercih olması karşısında, işbu davada dava şartı olan nitelikli çoğunluk tarafından alınan ortaklıktan çıkarmaya ilişkin genel kurul kararı bulunmadığı gözetilerek, davacının terditli talebi açısından dava şartı mevcut değildir.
Davacı vekilinin terditli olarak ileri sürdüğü şirketin feshi talebi açısından yapılan değerlendirmede, TTK’nın 636/3 maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davacı ortak ile davalı ortak arasında geçimsizlik bulunduğu, ortaklar arasında ciddi uyuşmazlıklar ve husumet bulunduğu taraf vekilleri beyanlarından ve dinlenilen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Mahkememizce, davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği, şirketin ticari faaliyetine devam edip edemeyeceği, TTK 636/3 maddesinin uygulanması amacıyla davalı şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Mahkememizin 08.06.2023 tarihli duruşmasında ise davacı vekili, ” bilirkişi ücreti yüksektir itiraz ediyoruz, adil yargılanma hakkına aykırıdır, davamız diğer delilerimiz ile ispatlanmıştır, davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur. 28/09/2023 tarihli duruşmada ise ” Müvekkilimizin Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada kısmen kabul kararı aldık ve lehimize manevi tazminata hükmedildi, dosya kapsamında …’nın müvekkili şirket aleyhine zararlandırıcı eylemleri ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri ispatlanmıştır, davamızın kabulü ile …’nın ortaklıktan çıkarılma talebimizi yineliyoruz, mahkeme aksi kanaatte ise şirketin feshine karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu haliyle davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmayacağı kuşkusuzdur. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması davanın halli için elzemdir. Bu noktada davanın çözümü teknik bilgiyi gerektirmekle bu talep açısından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 59,30.-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 210,55.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı … Ticaret Limited Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır