Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/341 E. 2023/10 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/341 Esas
KARAR NO : 2023/10

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;İstanbul …İcra Dairesi nezdinde, … esas sayılı icra takip dosyası kapsamında davalı banka aleyhine, teminat mektubunun icraya konulması suretiyle müvekkili kurum adına başlatmış olduğu icra takibine karşı, davalı banka tarafından itiraz edildiği ve takip durdurulduğunu, bunun akabinde tarafınca …Arabulucuk Bürosu …büro dosya numarası ile arabulucuya başvurulduğu, fakat yapılan görüşme neticesinde anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle huzurdaki davanın açılmasının mecburiyetinin doğduğunu, davalı banka tarafından verilen 14/06/2012 tarihli U2012061400029 sayılı 100.000,00 TL değerindeki teminat mektubunun süresi, talebi üzerine en son 29/08/2017 tarihine kadar ertelendiğini, teminat mektubu süre uzatma talebinin davalı banka tarafından reddedildiğini, ancak davalı banka tarafından tarafına verilmiş olan teminat mektubunun ilk talepte ödeme kaydı içeren bir teminat mektubu olduğunu, müvekkili kurumun söz konusu teminat mektubu ile garanti altına alınmak istenen sözleşme hükümlerine karşı aykırılık karşısında ise son derece iyi niyetle hareket ederek öncelikle bu sorunlar giderilene kadar teminat mektubunun süresinin uzatılmasını talep ettiğini, aksi takdirde ise zararı temin amacı ile teminat mektubu ile garanti altına alınan tutarın kendisine ödenmesini talep ettiğini, her ne kadar davalı banka Kesin Kabul Belgesine binaen Teminat Mektubunda yer alan bedeli ödemeyeceğini belirtmiş olsa da; söz konusu Kesin Kabul 2015 yılında yapılmış ancak davalı banka 2017 senesinin sonuna değin Teminat Mektubunda adı yer alan yüklenicinin işe ait yükümlülüklerini henüz tamamlamamış olması sebebi ile Teminat Mektubunun süresini uzatmakta bir sakınca görmediğini kesin Kabulden 2 sene sonraya kadar süre uzatım talebini kabul etmiş ancak sonra her nasılsa Kesin Kabul tutanağını bahane göstererek iyi niyetli olarak sunmuş olduğu süre uzatım talebimizi kabul etmediğini bildirip, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile İstanbul 35. İcra Dairesi’nin 2019/8628 esas sayılı icra dosyasında takibin devamına, müvekkilinin alacağına talep tarihinden itibaren Teminat Mektubunda belirtilmiş olan kanuni ticari avans faizinin uygulanmasına, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, fazlaya ilişkin haklarımız ve tüm dava ve yasal talep hakkımızın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihale konusu işin yüklenicisi lehine davacıya üç ayrı teminat mektubu verildiğini, üçü için de şu aşamada aynı yargılamalar yapıldığını, bunlardan biri de İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava olup, davacının talebinin reddedildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, ihale konusu yapım işinin eksiksiz tamamlanmış olduğunu, …’nin yapılan işteki eksiklik şikayetlerinin olağan kullanıma bağlı hususlardan kaynaklandığının mahkeme kararı ile belirlendiğini, davacı kurumun kesin kabul komisyonu ile kesin kabul tutanağı düzenlemiş yine SGK yükleniciye ilişiksiz yazısı verdiğini, gerçekten de … tarafından mektup konusu işin lehtar …Ltd. Şti. Tarafından tamamlandığı kesin kabul tutanağı ile tespit edildiğini, davacı kurum ise kesin kabul tutanağı ile 16/06/2015 tarihinde kesin kabul komisyonu onaylı olarak, mektuba konu işin eksiksiz olarak tamamlandığını, herhangi bir eksiğin kalmadığını beyan ettiğini, bankaların işin bitirildiğine dair kesin delil olması halinde mektubu nakde çeviremeyeceğini, kesin kabule rağmen bankaların ödeme yapması halinde lehtara rücu etmesinin mümkün olmadığını, davacı idarenin …’nun 30. Maddesi ile yüklenicinin sorumluluğunun devam ettiği iddiasının müvekkili banka ile ve teminat mektubu ile oluşan garanti sözleşmesine etkisinin tarafınca anlaşılamadığını bildirip, kötü niyetli davacının davasının reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davalı banka tarafından verilen 14/06/2012 tarih … sayılı 100.000 TL teminat mektubunun süresinin 29/08/2017 tarihine kadar uzatıldığının, bu süreden önce davalı bankaya teminat mektubunun süresinin uzatılmasının kabul edilmediği takdirde nakde çevrilerek bedelin ödenmesinin talep edildiğinin, davalı bankaca sürenin uzatılmadığının ve bedelin ödenmediğinin bu nedenle bedelin ödenmesi talepli icra takibinin başlatıldığının beyan edilerek bu davanın açıldığı, 6102 sayılı TTK’nun 4/2 maddesi uyarınca uyuşmazlığın miktarı itibariyle davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, dosya incelendiğinde davacı vekilinin 23/11/2021 tarihli duruşmada hazır bulunduğu bu nedenle bir sonraki celse olan 08/03/2022 tarihli duruşmanın gün ve saatinden haberdar olduğu ancak davacı vekilinin 08/03/2021 tarihli duruşmada hazır olmadığından ve herhangi bir mazeret dilekçesi de sunmadığından dosyanın birinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nun 320/4 maddesinde basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinde sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılacağının düzenlendiği, birinci kez işlemden kaldırıldıktan sonra davacı vekilince süresi içerisinde yenileme dilekçesi sunulması ile yargılamaya devam edildiği, yenileme işleminden sonra davacı vekilinin 13/12/2022 tarihli duruşmada hazır bulunduğu, bir sonraki celse olan 10/01/2023 tarihli duruşmanın gün ve saatinden haberdar olduğu, ancak davacı vekilinin 10/01/2023 tarihli duruşmada hazır olmadığı ve herhangi bir mazeret dilekçesi de sunmadığı, 10/01/2023 tarihli duruşmada davalı vekilince de davayı takip etmek istemediklerinin beyan edildiği yukarıda açıklandığı üzere kanun maddeleri doğrultusunda davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu, basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinde sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılacağı, somut davada da birinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyanın yenilendiği, yenilendikten sonra da 10/01/2023 tarihli celsede davacı tarafça dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nun 320/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak sistem üzerinden yapılan inceleme neticesinde sarf kararı düzenlenmediğinden ödeme yapılmadığı, davanın kabulüne karar verildiği ve davalının arabuluculuk ilk oturumuna katılmadığı gözetilerek ileride sarf kararı düzenlenmesi halinde arabulucuya ödenecek olan bedelin davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden davacı aleyhine arabuluculuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda;
1-Dosyanın daha önceden HMK 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı anlaşılmakla HMK 320/4 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın dava açılırken davacı tarafından yatırılan 1.376,11 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 1.196,21-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-7) göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; ileride sarf kararı düzenlendiğinde devletçe karşılananacak arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2023
Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır