Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/337 E. 2023/384 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/337 Esas
KARAR NO : 2023/384
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … e-dönüşüm Kep, e-imza başta olmak üzere elektronik hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin Türkiye genelindeki geniş bayi ağı nedeniyle birçok bayisine e-imza token gönderimi sağladığını, davacı tarafından 19.08.2019 tarihinde … bayisi …’e yapılan gönderi davalı …’nin … Şubesinde kaybolduğunu, gönderi içerisinde e-imza tokenleri yer aldığını, davalı tarafın kusuru nedeniyle davacı şirket fatura tarihi itibariyle 1.663,80 TL zarara uğratıldığını, davalının kargoyu gerektiği gibi teslim etmediği gibi kaybolan ürünlere ilişkin de davacı şirkete bilgi vermediğini, söz konusu e-imza tokeni bedeli olarak davacı şirket tarafından düzenlenen 04.09.2019 tarihli … numaralı faturaya davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edilmediğini, borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü 2020/… E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, icra takibine yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu beyanla; itirazın iptaline ve takibin devamına, alacak likit olduğundan davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, mezkur taşımada davalı şirkete izafe edilebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, davalı şirketin üstlendiği taşıma işini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, gönderen tarafından davalı şirkete teslim anında kargonun içeriği beyan edilmediğini ve kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmediğini, kargonun taşıma sırasında uğrayabileceği zararlara karşı içerik ve değerine uygun şekilde sigortalanmasını talep etmediğini, gönderinin içeriği ispata muhtaç olduğunu, davalı şirket tarafından kargo içeriğinin bilinmesi mümkün olmadığını beyanla; davanın reddine, dava miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk son tutanak örneği, 04/09/2019 tarihli … numaralı fatura örneği, taraflar arasındaki yazışmalar, … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası, kargo önizleme ekran görüntüsünün dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 24/11/2021 tarihli celsesinin 6 nolu ara kararı gereğince dosya üzerinde 2 kişilik bilirkişi heyeti ile inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 19/05/2022 tarihli üst yazı ekinde sunmuş oldukları ek raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı tarafın taşınmak üzere davalıya verilen kargo paketinin tamamının zayi olduğu,
Tamamı zayi olan kargodan dolayı taşıyıcının sorumlu olacağı gerçek zarar tutarının TTK 880/3’e göre 1.663,80TL olarak kabul edileceği,
TTK 886’ncı madde gereği davalı taşıyıcının sorumluluk sınırını kaybedebileceği bir durumun varlığına dair ispata yarar bir belgenin dosya kapsamında mevcut olmaması nedeniyle, davalı taşıyıcının meydana gelen hasardan TTK 882’nci maddesi gereği sorumlu tutulabileceği üst sınırın 63,37TL olarak hesap edilebileceği, davalının meydana gelen zayiden dolayı 63.37TL tazminle yükümlü tutulabileceği,
Davacının yukarıda hesaplanan 63,37TL için temerrüt tarihi olan 09.09.2019 tarihinden takip tarihine kadar 9,70 TL işlemiş faiz talep edebileceği,
Davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E dosyası ile başlatmış olduğu takibin asıl alacak 63,37, işlemiş faiz 9,70TL olmak üzere toplam alacak 73,07 TL kısmına vaki itirazın iptalini ve takibin devamını talep edebileceği yönünden görüş bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 07/06/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerir 08/06/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 13/06/2022 tarihli ara kararı ile taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 18/10/2022 tarihli ek raporunda sonuç ve özet olarak; kargo içeriğinin denetlenebileceği verilen sunulmaması nedeniyle gerçek zarar tutarının tespit edilemediği, bu nedenle kök rapordaki görüşlerinin devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna beyan ve itirazlarını içerir 04/11/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 07/11/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu, dilekçesi ile tanık … …’in dinlenilmesini talep ettiği, davacı tanığına usulüne uygun tebligat çıkartıldığı görülmüştür.
Davacı tanığı 18/01/2023 tarihli celsede; ‘elektronik imza dediğimiz bir ürün var, bunun flash disklere yüklenmesi gerekiyor, gönderilen kargoyu ben hazırladım, o yüzden kargonun içeriğini biliyorum, kargonun içeriğinde e imza token vardı, e imza token flash diske benzer, ancak gönderilen kargo 15 adet e imza tokendi, ben davalı şirkette kayıtlı elektronik posta ve elektronik imza servisleri müdürü olarak davacı şirkette çalışıyordum, kargo gönderisi yaptığımız … şirketi ile ticari ilişkimiz vardır, kendisi bizim Mersin ili bayisidir.’ şeklinde tanıklık beyanında bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin 13/02/2023 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin 30/01/2023 tarihli dilekçesi ekinde sunulan 19/08/2019 tarihli … şirketine düzenlenen faturanın tarafların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı ve TTK 880 maddesi uyarınca bilirkişilerden 2. Kez ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti 27/04/2023 tarihli 2. Ek raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacı tarafından taşınmak üzere davalıya verilen kargo paketinin tamamının zayi olduğu,
TTK 886’ncı madde gereği davalı taşıyıcının sorumluluk sınırından yararlanamayacağı ve TTK 880’nci madde 3.fırka kapsamında tespit edilen 1.410,00TL gerçek zarar tutarından sorumlu olacağı,
Davacının yukarıda hesaplanan 1.410,00TL için temerrüt tarihi olan 09.09.2019 tarihinden takip tarihine kadar 215,65TL işlemiş faiz talep edebileceği,
Davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E dosyası ile başlatmış olduğu takibin asıl alacak 1.410,00TL, işlemiş faiz 215,65TL olmak üzere toplam alacak 1.625,65TL kısmına vaki itirazın iptalini ve takibin devamını talep edebileceği yönünde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi 2. Ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi 2. ek raporuna karşı itirazlarını içerir 22/05/2023 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi 2. ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 23/05/2023 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taşıma sırasında kargo şirketince kaybedilen emtianın fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … ANONİM ŞİRKETİ tarafından borçlu … ANONİM ŞİRKETİ aleyhine 1.663,80 TL asıl alacak (fatura) + 333,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.996,96 TL üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin takibe itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
Dava konusunun, taraflar arasında bulunan taşıma sözleşmesi kapsamında davacı yan tarafından yapılan gönderinin davalı şirketin şubesinde kaybolduğu iddiasıyla düzenlenen 04.09.2019 tarihli … no.lu 1.663,80 TL bedelli faturanın davalı yandan tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. …’e göre de “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir.” Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003). Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir. Satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
Davacının müşterisine davalı aracılığı ile göndermiş olduğu kargonun, zamanında teslim edilemediği, kargonun taşıma sırasında zayi olduğu, zayi olan kargo için davacının gönderdiği tazmin faturasının davalı tarafından iade edilmesi üzerine, zayi olan kargonun tazminine ait faturanın ödenmemesi nedeniyle davacının başlatmış olduğu ve davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için huzurdaki davanın ikame edildiği, dolayısıyla davacının takipte dayandığı faturanın, davalı tarafından taşınırken zayi olan kargoya ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafından zayi konusu hakkında e-imza sertifikaları yüklü token (USB) cihazı olduğu beyan edilmiştir. Ancak bunlarla ilgili, seri numaraları, sertifika için ödenen bedel hakkında bir bilgi sunulmamıştır.
Dava konusu olayın tabi olduğu 6102 sayılı TTK’nın Eşya Taşıma Kitabında 875’inci madde 1.fıkra gereği “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.’ Taşıyıcı ancak 876’ncı maddede düzenlenen ‘Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur’ şeklindeki özen borcunu yerine getirdiğini ispat etmek suretiyle sorumluktan kurtulabilecektir. Ayrıca 879’uncu maddeye göre de taşıyıcı kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fil ve ihmallerinden, kendi fil ve ihmali gibi sorumludur. Bu bağlamda davalı taşıyıcının hasarın meydana gelmesinde en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı bir durumu ortaya koyan ispat edici bir belge dosya kapsamında mevcut olmadığı için, davalı taşıyıcının meydana gelen hasarı tazmin etmesi gerekeceği açıktır.
Tazminatta esas alınacak değeri belirleyen 880’inci madde 1. Fıkraya göre; Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Dosya kapsamındaki belgelerde taşınacak olan eşyaya ait kıymet ve muhteva hakkında davalı taşıyıcıya bildirimde bulunulmamıştır. Bu durumda davalının taşıdığı eşyanın içeriği ve bedeli hakkında bilgi sahibi olmadığı açıktır. Yargıtay 11.HD”’nin 26.06.2014 tarihli, 2014/… E ve 2014/… Karar sayılı ilamında da
belirtildiği üzere, kargonun taşınmak üzere teslimi sırasında taşınan ürün ilgili bedelin taşıma öncesi belirtilmesi durumunda taşıyıcının sorumluluğun sınırlı olamayacağı, taşıma öncesi beyan edilen bedel kadar sorumlu olacağı, aksi durumda ise, ancak 886’ncı maddede de belirtildiği gibi (Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz ) zararın meydana gelmesinde kasıt veya zararla sonuçlanacağı ihtimal dahilinde olan bir fiilin veya ihmalin ispatı durumunda taşıyıcının sorumluluk sınırı ortadan kalkacaktır. Somut olayda kargonun zayi olduğu davalının kendi sunduğu kayıtlarda kayıp kargo ifadesi ile teyit edildiği anlaşılmakla gönderilenin kaybedilmesi suretiyle davacının uğradığı zararın pervasızca davranışından kaynaklanması suretiyle davalının TTK 878’inci maddesi kapsamında sorumluluktan kurtulacağı haller söz konusu olmayıp TTK 886’ıncı madde gereği davalı taşıyıcının sorumluluk sınırından yararlanamayacağı ve gerçek zarar tutarından sorumlu olacağı ( Yargıtay 11. H.D. 2015/2815 Esas 2015/7806 Karar) anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin zaman aşımı itirazında bulunmuşsa da; az yukarıda açıklanan nedenle zaman aşımını düzenleyen 855/5 maddeye göre somut olayda zaman aşımı süresinin üç yıl olacağı anlaşılmaktadır. Maddenin 2.fıkrasına göre, eşyanın taşınmak üzere taşıyıcıya teslimi 19.08.2019, teslim edilmesi gereken tarih belirlenmemiş olsa da zayinin kesinleştiği tarih 24.08.2019 olup, zaman aşımının başlangıcıdır. Ancak aynı maddenin 4.fıkrası; ‘Gönderen veya gönderilen, taşıyıcıya karşı olan haklarını, bir yıl içinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrasına uygun şekilde istemiş olmaları şartıyla, def’i olarak her zaman ileri sürebilirler” Şeklinde atıfta bulunduğu 18.madde ise; “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” şeklinde olup, davacının aynen maddede geçtiği şekliyle, 09.09.2019 ve 09.04.2020 tarihinde elektronik imzalı kayıtlı elektronik posta (KEP) sistemi ile tazmin talebinde bulunarak zaman aşımını iki kez kestiği, 09.10.2020 tarihinde takip başlatarak tekrar zaman aşımını kestiği ve 09.06.2021 tarihinde de derdest davayı ikame ettiği sabit olmakla, davalının zaman aşımı def’inin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde; Davacı tarafından taşınmak üzere davalıya verilen kargo paketinin tamamının zayi olduğu, tanık beyanları ile emtianın sadece sertifika değil, fiziki token olduğu anlaşılmış, davacı tarafından sunulan 19/08/2019 tarihli faturanın ise öncekinden farklı olarak, davacının bayisi … İhr. ve San. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlendiği, davacının düzenlediği emtia faturasının davacı kayıtlarında yer almama nedeninin , alıcının zayiden dolayı teslim almadığı emtia faturasını reddetmesi olduğu, faturanın zayi olan emtia muhtevasına ait olduğu tanık beyanı ile de sübuta erdiği, bu faturada yer alan tutarın TTK 880’inci madde 3.fıkrada belirtilen emtia değeri olduğu, davalı taşıyıcının son dönemde yerleşik hale gelen Yargıtayın emsal kararlarında da yer bulduğu TTK 886’ncı maddesi gereği sorumluluk sınırından istifade edemeyeceğinden, gerçek zararı tazmin etmesi gerekeceği anlaşılmakla; davacının taşınmak üzere davalıya teslim ettiği ve davalının TTK 875’nci madde kapsamında, sorumlu olacağı gerçek zarar tutarının, 880’nci madde 3.fıkrası gereğince KDV hariç 1.410,00TL olduğu, Davacının 09.09.2019 tairihinde KEP üzerinden gönderdiği mail ile de davalı taşıyıcıyı temerrüde düşürdüğü anlaşılmakla, 1.410,00TL tazminat tutarına takip tarihine kadar, 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2/2 maddesi gereği reeskont avans faizi oranında faiz işletebileceği 27/04/2023 tarihli 2. Ek rapor ile sabit olup, bilimsel denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının …. İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.410,00 TL asıl alacak ve 215,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.625,65 TL üzerinden kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi uygulanması şeklinde takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/… sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetilerek; taraflar aleyhine ret ve kabul oranına göre arabuluculuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Davalının …. İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.410,00 TL asıl alacak ve 215,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.625,65 TL üzerinden kısmen iptali ile,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi uygulanması şeklinde takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak likit olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 59,30-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 123,77‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 4.129,85-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 3.361,69-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 1.625,65-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 371,31-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ret ve kabul oranına göre 1.074,48‬-TL’sinin davalıdan, 245,52-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle istinaf sınırı altından kaldığından KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/05/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
59,30 TL BAŞVURMA HARCI 59,30 TL PEŞİN HARÇ
59,30 TL PEŞİN HARÇ + 123,77‬‬ TL EKSİK HARÇ
211,25‬ TL TEBLİGAT ÜCRETİ 179,90 TL KARAR VE İLAM HARCI
+ 3.800,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ 4.129,85 TL TOPLAM