Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/335 E. 2023/659 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/335 Esas
KARAR NO : 2023/659
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 05/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

…. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/04/2021 tarih, 2020/… Esas 2021/623 Karar Sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilmiş olmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 65 yılı aşkın zaman önce Yapı Kooperatifi olarak kurulan ve daha sonra İşletme Kooperatifine dönüşen … Kooperatifi’ nde hali hazırda yaklaşık 90 kişinin ortaklık vasıflarını yitirdikleri halde kayıtlarının silinmediğini, konuda en önemli zanlının Başkan …’ın ve ona eşlik eden diğer kişiler olduğunu, bu kişilerin Tüzük 11. Maddeye göre ortaklık şartı otan … sitesinde daire sahibi olma şartını dairelerini satmaları veya devretmeleri sebebiyle kaybetmiş olmalarıra rağmen ya saklayarak ya da hukuki olmayan kurnaz yan yollar ile ortaklıkta kalma çabaları içinde olduklarını, amaçlarının kooperatif malları üzerinden fayda temin etmek ve gerçek üyelere zarar vermek olduğunu, iddia edenler dahil bütün gerçek üye olmayanların tespit edilerek çıkartılması gerektiğini, kooperatife ortaklık kavramının dışında üyelik şeklinde bir tanımlamanın olmadığını ve de ortaklaklıktan çıkanların yerine sadece üye olarak kalmış olarak gözükmek ve hak iddia etmek şeklinde bir tanımlamanın Tüzük maddelerinde olmadığını, tüzük maddelerine göre gerçek ortakları tanımlayan en önemli kriterin ilk tapu sahiplerinin olması ya da varislerine veraseten intikal etmiş olması olduğunu, sahiplerinin veya varislerinin bu daireleri satmaları halınde ortaklık şartlarının kaybolduğunu, devralan kişilerin ortaklık sıfatını kazanamayacağını, askeri ünvanı olmayan kişilerin ortaklığa alınamayacağını, kooperatife yeni ortak kaydı yapılamayacağını, bu tesbitlerin yapılabilmesi için … Tapu Dairesi’nden ilk sahiplerinden yola çıkarak 21 Bloktaki gayrimenkuüllerin tapu sicil özetlerinin incelenmesi gerektiğini, burada satış yapılan dairelerin ve daha sonrasında çeşitli kişilerce alınan dairelerin sahiplerinin ortak olarak kabul edilemeyeceğini, bu tanımlamaya uymayanların tesbit edilmeleri ve ortaklıktarı çıkartılması gerektiğini, ancak burada dikkat edilmesi gereken konunun tapu son durum belgesinin dikkate alınmamaması gerektiği olduğunu, Kooperatif Başkanı olan Kişinin…durumda isminin gözüktüğü iddiasıyla kendisini ortak olarak andığını , oysa ki tapu sicil özeti incelendiğinde Aralık 2008 de dairesinin üzerinde olan 450 hisseyi satarak ortaklıktan ayrılmış olduğunun anlaşılacağını, ancak bu kişinin daha sonra kurnazlık göstermek istediğini ve halen ortak olduğunu beyan etmek için Aralık 2018 de yaklaşık 10 yıl sonra %0.5 yani 1/200 hisse satın alarak tapu son durum belgesinde isminin gözükmesini sağladığını, bu konu şikayetle Ticaret Bakanlığı Müfettişince soruşturulduğunu ve Kooperatifler Kanuna göre ortaklık için kabut edilemez olduğunun vurgulandığını hatta bu kişi hakkında ” görevi kötüye kullanma ” suçu medeniyle Savcılığa Suç duyurusunda bulunulduğunu beyanlarla … Sitesi … İşletme Kooperatifindeki gerçek ortakların tespitinin yapılması ve de gerçek olmayan ortakların saptanarak çıkartılmasının sağlanmasını, konu ile ilgili masrafların Koopeatif Yönetimine bırakılması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinş talep ettiklerini, davanın KK 99/1 ve TTK 5/1 md gereğince Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın usulden reddine karar verilmesini, davacının babası merhum … ’dan
intikal eden 691 nolu bir adet ortaklık payı sebebiyle müvekkilinin kooperatife ortak olduğunu, diğer mirasçıların merhum … mirasçıları ve dava dışı … ile
birlikte ortak olduğunu, miras hukuku uyarınca davacı ile kooperatif ortağı dava dışı ortak mirasçılar arasında elbirliği mülkiyetinin gereçerli olduğunu, bu yasal durum sebebiyle davacı ile diğer mirasçılar arasında, HMK 59.maddesi uyarınca mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davacının tek başına aktif husumet ehliyetini haiz olmadığını, davacı tarafından miras bırakanın mirasçılık belgesinin dosyaya sunularak, diğer mirasçıların da davaya dâhilinin sağlanmasını ve aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, payın şirkete karşı bölünemeyeceğini ve birden fazla sahibi bulunduğu
takdirde şirkete karşı haklarını bir temsilci ile kullanabileceklerini, … Yargıtay Hukuk Dairesi’nin 2007/… E.,
2008/… K sayılı 07/04/2008 tarihli kararında bir ortağın başka bir ortağın ortaklık şartlarını taşımadığını iddia ederek ortaklığın iptalini isteyemeyeceği kararını verdiğini, somut davada davacının, davalı kooperatifin bütün ortaklarının ortaklık durumunun tespitine yönelik işbu davayı açtığını, bu durumda yukarıya özetlenen içtihat gereği davanın tüm ortaklara yöneltilmesinin zorunlu olduğunu, davacı tarafından bu yasal zorunluluk yerine getirilmemiş olduğundan, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin B-2 Blok 5 nolu dairede malik olduğunu, KK 16/5 ve anasözleşmenin 14/son ve 18.md uyarınca müvekkilinin devrettiği konut hissesinden yeniden hisse satın almış olması sebebiyle müvekkili …’ın
ortaklığının ihyasının zorunlu olduğunu, binnetice davanın maddi ve hukuki dayanaktan yoksun
olduğunu ve reddi gerektiğini, …’ın … sitesinde konut maliki olmadığı
düşünülse dahi …’ın diğer hissedarlarla birlikte kooperatif hissesinde hak
sahibi olduğu payların bölünemezliği ilkesi gereğince payın bölünmesine ve hissedarlara
farklı muamele yapılmasına olanak bulunmadığını, diğer hissedarlarla birlikte iştirak halinde mülkiyet esaslarına tabii olduğunu, bu nedenle diğer hissedarların ortak olarak tutulmasına rağmen …’ın ortaklıktan ihracına ve bu şekilde kendisine isabet eden sermaye payının ödenmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, …’ın konut maliki olma koşulunu taşımasaydı bile ortaklıktan ihracına yasal olanak bulunmadığını, diğer yandan bu durumda diğer mirasçılar (hak sahipleri) ortaklık şartlarını sağladığından …’ın durumu gerekçe gösterilerek tüm hak sahiplerinin ortaklıktan ihracına da yasal olanak olmadığını, işbu davanın davacının kişisel husumetinin tezahürü olduğunu beyanlarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 08/04/2021 tarih, 2020/… Esas 2021/… Karar Sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzii edilmiş, dosyanın işbu esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
14/10/2021 tarihli duruşma ara kararı ile davacı tarafa 14/10/2020 tarihli dilekçesi ve dava dilekçesi göz önüne alınarak; davalıları ve netice-i talebini açıklamak üzere HMK ‘nun 119/1-b,ğ ve 2 madde ve fıkraları uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince ibraz edilen 24/02/2021 tarihli dilekçe ile; davalı kooperatifin gerçek olmayan ortaklarının olduğunu, ortak olmadıkları halde ortaklık hak ve yetkilerinden yararlanan bu kişilerin bir kısmının ise uzun yıllardır kooperatifi yönettiğini ve bu doğrultuda kooperatif hakkında ve dolayısıyla gerçek olan ortakların hakları ile ilgili kararlar aldığını, alınan bu kararlar ile müvekkili gibi gerçek ortakların hak ve menfaatleri zarara uğradığını ve uğramaya da devam ettiğini, hatta en son kooperatifin mülkiyetinde olan onlarca dairenin ortak olmayan ancak yönetimde yer alan kişilerce satılığa çıkarıldığını ve ihalenin son anda ertelendiğini, müvekkili gibi gerçek ortakların davalı kooperatiften kaynaklı hak ve menfaatlerinin daha fazla zarara uğramaması ve gerçek olmayan ortakların haksız ve hukuksuz olarak elde ettikleri menfaatlere ilişkin yasal yollara müracaat etmek için davalı kooperatifin gerçek olmayan ortaklarının tespiti için huzurdaki davayı açtıklarını, bu kapsamda, davalı kooperatife ortak olma şartlarını içeren kooperatif ana sözleşmesinin 10. Maddesi dikkate alınarak, kooperatifin kurulduğu ilk günden bu yana ayrıntılı tapu takyidatlarının incelenmesinin gerektiğini, diğer bir ifade ile, tapuda en son malik gözüken kişilerin bu hakkı nasıl ve ne zaman elde ettiklerinin, malik olma durumunun ana sözleşmenin 10. Maddesine uygun olup olmadığının, kooperatifin ve gerçek ortaklarının menfaatleri açısından, bu hususların yani gerçek olamayan ortakların, uzmanlardan oluşan bilirkişi heyeti tarafından takyidatları içeren tapu kayıtları dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiğini, Kooperatif ana sözleşmesinin 10 ve 11. Maddeleri ile, “… Sitesinde” yer alan konutlara ilişkin tapu kayıtlarının ayrıntılı takyidatları da incelenmek suretiyle; davalı kooperatifin kayıtlarında ortak olarak gözüken kişilerin, halen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarının ve bu kapsamda gerçek ortakların tespitine, ortaklık şartlarını kaybedenlerin ortaklıklar şartlarını ne zaman kaybettiklerinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin, üye kayıt defterinin, 2021 yılı Genel Kurul Toplantı tutanakları ile 09/04/2022 tarihli hazirun cetvellerinin ve davacı asil tarafından tapu kayıtlarının sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacıya miras bırakanı … ‘a ilişkin veraset belgesini sunmak üzere 2 haftalık süre verildiği, davacı vekilince 19/10/2021 tarihli dilekçe ile müvekkili davalı kooperatifteki üyeliğini ana sözleşmeye uygun olarak miras ile kazandığını, diğer mirasçıların da hisselerini müvekkiline devretmiş olup, bunun tapu kayıtları ile sabit olduğunu, diğer mirasçıların davalı kooperatifte üyeliğinin sona erdiğini, bu nedenle davalı kooperatifin diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi yönündeki beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin veraset ilamına göre davalı kooperatifin gerçek üyesi olduğunu beyanlarla dilekçesi ekinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 1998/… E., 1998/… K. Sayılı veraset kararının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… Soruşturma sayılı, 2020/… Karar sayılı dosyasının celp edilerek yapılan incelenmesinde; müştekinin … olduğu şüphelilerin … 1163 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan kamu dava açıldığı, bu davada yapılan soruşturma sonunda; “şikayetçinin dilekçeleri, ifadeleri, şüphelilerin ifadeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şikayetçinin mücerret iddiası dışında şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair haklarında dava açılmasını gerektirir nitelikte delil elde edilemediğinden, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına…” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Dava, cevap dosyada mübrez tapu kayıtları ve tüm dosya kapsamı deliller birlikte incelenip rapor tanzimi hususunda dosyanın Kooperatifler Hukuku Alanında Uzman Prof. Dr. … ‘a tevdi edilmesine karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 22/11/2022 tarihli ön raporda; “Dosyada, çok sayıda kooperatif üyesinin vaki tapu devirleri sebebiyle kooperatif
üyelik koşullarını kaybettiğine yönelik iddiaların aydınlatılması bakımından,
öncelikle tomar halinde dosya arasına alınan tapu kayıtlarının ve tapu
tedavüllerinin incelenmesi gerekmektedir.
Mahkemenin 25.04.2022 tarihli ara kararı gereğince, tapu kayıt ve devirleri
konusunda uzman bilirkişi seçilerek heyet oluşturulması halinde daha sağlıklı
bir rapor hazırlanabileceği…”yönünde görüş bildirilmiş, mahkememizce de dosyaya ek bilirkişi olarak … Şube Müdürü … ‘un atanmasına karar verilmiş;
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda neticeten;
1.Davacı … … ’un dava tarihi itibariyle kooperatif ortaklığı koşullarını sağladığı, kooperatif ortaklığının kooperatif tarafından da benimsenmiş olduğu, kanun ve ana sözleşmeye göre üyelik şartlarını taşımayanların kooperatif ortaklığından çıkarılmasında ve davalı kooperatifin gerçek üye sayısının tespiti ile kooperatif imkan ve mali haklarından yalnızca üyelik şartlarını taşıyanların yararlanmasında davacının hukuki yararının bulunduğu,
2.Yukarıda 6, 7 ve 8 nolu başlıklar altında ayrıntılı şekilde izah edilen ve ekli Karşılaştırma Cetveli ve dosya içinde yer alan tapu kayıtlarından yapılan tespitlere göre, dava tarihi itibariyle üye kayıt defterinde ve hazirun listesinde kaydı bulunduğu halde, davalı kooperatifin Anasözleşmesinin 10. Maddesinde aranan ortaklık koşullarından “… Sitesinde konut maliki olmak” koşulunu sağlamadığı tespit edilen 67 kişinin tespit edildiği ve isimlerinin rapor içinde liste halinde verildiği, dayanaklarının ekli Karşılaştırma Cetvelinde yer aldığı, böylece durumu anasözleşmenin 16.maddesine uygun olmayan ve hazirun listesinde yer alan 67 ortağın ortaklıktan çıkarılmaları gerektiği, bunların arasında yer alan yukarıdaki listede belirtilen 29 ortağın Ticaret Bakanlığınca kooperatife gönderilen ortaklıktan çıkarılması gerekenler listesinde de yer aldığı, buna göre davalı kooperatifte gerçek ortak sayısının 242 olması gerektiği, Mahkemece davalı …’ın da ortak olmadığı değerlendirilirse ortak sayısının 241 olacağı,
3.Davalı …’ın 19/10/1965 tarihinde tapu tescili yapılan kök ortak …’ın varisi olarak, … Ada … parsel B blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölümde 27/11/2008 tarihinde intikalen ½ payla … sitesinde konut maliki olduğu, ancak 03 Aralık 2008 tarihinde sahip olduğu payını satarak … sitesinde konut maliki olmak şartını kaybetmiş olduğu, Payını satmış olduğu 03 Aralık 2008 tarihinden tekrar … Ada … parsel B blok 2. Kat 5 nolu bağımsız bölümden 1/200 (yüzde yarım) pay satın aldığı 06 Aralık 2018 tarihine kadar geçen yaklaşık on yıllık süre içinde Anasözleşmede aranan ortaklık koşulunu sağlamadığı, aynı durumda olan başka ortaklar ortaklıktan çıkarıldığı halde, aynı dönemde yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı da yapmış olan davalı hakkında yönetim kurulunca çıkarma kararı alınmadığı, davalı …’ın 10 yıl süreyle ortaklık koşulunu sağlamadığı halde ortaklıktan çıkarılmaması ve aynı dönemde yönetim kurulu üyeliği ve başkanlık görevini yerine getirmesinin, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun hak ve vecibelerde eşitlik ilkesini düzenleyen hükmüne (m.23), kanun ve ana sözleşmenin üyelik şartlarına dair hükümlerine (m.8, Anasözleşme m.10 vd), kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ortaklar arasından seçileceğine dair kanun ve ana sözleşme hükümlerine (m.55/2), ortaklık koşullarının YK tarafından araştırılacağına dair hükümlerine (m.8), YK üyeliği koşullarının denetçiler tarafından araştırılacağına dair hükümlerine (m.56/2), YK üyelerinin kooperatif işlerinde göstereceği titizlik derecesine dair hükümlere (m.62) açıkça aykırı olduğu,
4.2008-2018 döneminde … Sitesinde konut maliki olmadığı için kooperatif ortaklık koşullarını sağlamadığı tespit edilen, 2018 yılından itibaren ise … sitesinde bir dairede 1/200 (yüzde yarım) tapu hissesi bulunan davalı …’ın kooperatif ortağı sayılıp sayılmayacağının Mahkeme’nin takdirinde olduğu…” yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı asil ve davacı vekilince ayrı ayrı sunulan 11/05/2023 tarihli dilekçeler ile bilirkişi heyeti raporuna karşı beyanda bulunulmuştur. Davalı vekili ise 29/05/2023 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporuna itirazlarını ve beyanlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddiası, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre;
Davacı, davalı kooperatifin gerçek ortaklarının tespiti ve gerçek olmayan ortakların kooperatiften çıkartılması talebiyle işbu davayı açmıştır. Davacı, davasını açarken kooperatife ve kooperatif yönetim kurulu başkanı …’a husumet yöneltmiştir. Davacı, kooperatif üyesi olmaması gereken kişilerin malik olma şartlarını taşımadığını veya göstermelik hisselere sahip olduklarını iddia etmiştir. Dava dilekçesinde her ne kadar yaklaşık 90 kişinin ortaklık şartlarını taşımadığı iddia edilse de, dava sadece ortaklardan …’a yöneltilmiştir. Davalı dışında, ortaklık şartlarını yitirdiği iddia edilen kişilere karşı usulüne uygun olarak açılan bir dava bulunmamaktadır.
Ortaklıktan çıkarma (ihraç) ortaklığı sona erdiren yasal olgulardan biridir. Ortaklar, anasözleşmede açıkça gösterilmeyen nedenlerle ortaklıktan çıkarılamazlar. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin 16. maddesi “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.
Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” şeklindedir. Kanun hükmünden anlaşıldığı üzere, anasözleşmede gösterilen sebeplerle kooperatif ortaklığından çıkarılma işlemi yapılabilir. Bu çıkarma işleminde karar almaya yetkili organ ise genel kuruldur.
Kaldı ki dosyanın esası yönünden yapılan değerlendirmede de ; Kooperatif anasözleşmesinin incelenmesinde, 10/3. madde uyarınca konut maliki olmanın kooperatif üyesi olma şartlarından biri olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı kooperatifin taraf olduğu … ATM’ nin 2020/… Esas, … ATM’ nin 2020/… Esas, … ATM’ nin 2020/… Esas, … ATM’ nin 2020/… Esas ve … ATM’ nin 2020/… Esas sayılı dosyalarda malik olma şartına ilişkin yapılan ana sözleşme değişikliği kararının gereken karar çoğunluk sayısına aykırı olarak alındığı ve kararın yok hükmünde olduğuna karar verildiği görülmüştür. Bu haliyle malik olma şartı, kooperatif ortağı olma şartlarından biri olmadığından, davacının ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin iddiaları da yerinde değildir. Bununla beraber kooperatif kayıtlarının incelenmesinde ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin gerekli işlemlerin yapılmadığı anlaşılmıştır. Zira Yargıtay 23. HD’nin 2013/8449 Esas ve 2014/2087 Karar sayılı ilamında “Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, anasözleşmelerinde kooperatife ortak olabilmek için gereken nitelik ve şartların kaybedilmesi durumunun, çıkarma sebebi olarak düzenlendiği kooperatiflerde bu nitelik ve şartların kaybı hemen üyenin ortaklık sıfatını yitirmesi sonucunu doğuracak bir neden olarak kabul edilemez. Anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda anılan ortaklık koşulunu kaybedenler için ihraç öncesinde ihtar gönderilmesi öngörülmemiş ise de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesinde parasal yükümlülükleri için ihraç öncesinde aranan uygun süre verilmesi koşulunun da, kıyasen uygulanması gerekir. Bu uygulamanın YHGK’nın 27.04.2010 tarih ve 16-149 E., 212 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, hayatın olağan akışına, iyiniyet kurallarına ve kooperatifin amacına uygun olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, ortağa kaybedilen ortak olma nitelik ve şartları anlaşılabilir bir şekilde açıklanarak, eksikliğin giderilmesi için öncelikle uygun süreyi içerir bir ihtar yapılması, bu süreye rağmen eksikliklerin tamamlanmaması halinde ihraç karar verilmesi gerekirken, ihtar yapılmaksızın ihraç kararı verilmesi TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder.” şeklinde ortaklıktan çıkarılma prosedürüne ilişkin hüküm verilmiştir. Davalı kooperatifin taraf olduğu ve ortaklıktan çıkarılma işleminin iptaline ilişkin yapılan yargılama sonucunda … BAM …HD 2023/… Esas ve 2023/… Karar sayılı ilamında “”… sitesinde konut maliki olmak” koşulunu yitiren davacılara üyelik koşullarını sağlanmaları için makul süre verilerek aksi takdirde haklarında ihraç kararı verileceğine dair ihtarname gönderilmediği tespit edilmekle, emsal kararlarda açıklandığı gibi bu usul uygulanmaksızın doğrudan ihraç kararı verilmesi iyiniyet kurallarına aykırı olduğundan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir. (Aynı yönde İstanbul BAM 45. HD 2022/216 Esas ve 2022/384 Karar, İstanbul BAM 45. HD 2022/203 Esas ve 2022/417 Karar.) Yüksek mahkeme içtihatlarından anlaşıldığı üzere üyelik şartlarını yitiren bir ortağın kooperatiften çıkarılabilmesi için öncelikle üyelik koşulunu sağlaması için makul bir süre verilmeli ve aksi durumda ihraç kararı verileceği ihtar edilmelidir.
Alanında uzman bilirkişiler tarafından kooperatif kayıtları ve defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan 04/05/2023 tarihli bilirkişi raporu uyarınca; mevcut 67 ortağın ortaklık şartlarını taşımadığı, Davalı …’ın ise, 2008-2018 tarihleri arasında ortaklık şartlarını taşımadığı, 2018 yılında bir dairede 1/200 oranında hisse aldığı, ancak bu sembolik hisse ile ortaklık şartlarının sağlanmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu mütalaa edilmiştir. Davacının da dava tarihi itibariyle ortaklık koşullarını sağladığı raporda tespit edilmekle bu husus tapu kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Buna rağmen; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden yukarıda açıklanan içtihatlar doğrultusunda ortaklık şartlarını yitiren ortaklar hakkında genel kurulca alınan bir karar bulunmadığı ve ortaklara üyelik şartlarını tekrar kazanmaları hususunda usulüne uygun bir şekilde makul süre verilmediği anlaşılmıştır. Ana sözleşmenin 10/3. maddesinin yok hükmünde olduğu yönündeki kararlar kapsamında da bilirkişinin malik şartına bağlı olarak yaptığı tespitlere itibar edilmemiştir.
Ezcümle, Yargıtay 23. HD’nin 2017/2011 Esas ve 2020/317 Karar sayılı ilamında “1163 sayılı Yasa’ya göre, kooperatife ortak olmada ‘açık kapı ilkesi’ geçerli olduğu, ortaklığa kabulde belli bir şekil şartı da bulunmadığı, ortaklık ilişkisi, yönetim kurulu kararı ile kurulabileceği gibi eylemli şekilde veya zımnen de tesis edilebileceği, bir ortağın, ortaklık şartlarını taşımadığı veya başka bir nedenle ortak olma sıfatının bulunmadığını iddia ederek, diğer ortağın veya ortakların ortaklıklarının iptalini talep etme hakkı bulunmadığı” şeklinde verilen kararı onadığı anlaşılmıştır. Bu doğrultuda davacının, diğer ortakların ortaklık şartlarını yitirdiği gerekçesiyle tespit ve ihraç davası açma hakkı bulunmadığı kanaatine varılmakla yukarıda açıklanan sebeplerle davacının ortaklık şartlarını taşımadığı veya başka bir nedenle ortak olma sıfatının bulunmadığını iddia ederek, diğer ortağın veya ortakların ortaklıklarının iptalini talep etme hakkı bulunmadığı, bu haliyle davada aktif husumeti bulunmadığı anlaşıldığından davanın evveliyetle bu sebeple reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.-TL karar harcının peşin yatırılan 54,40.-TL’den mahsubu ile eksik yatırılan 215,45‬-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 17.900,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır