Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/332 E. 2022/222 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/332 Esas
KARAR NO : 2022/222 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San.Tic. A.Ş.’den verdiği hizmet karşılığında ödemesi gereken bakiye 5.061,47 TL tutarındaki fatura borcunu ödemediğini belirttiğini, davalının bu tutarı ödememesi üzerine cari hesap bakiyesi olan 5.061,47 TL alacağına karşılık … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının takibe konu borca haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, 16/04/2021 tarihinde arabuluculuk toplantısı sonucu ‘anlaşmama” olarak tutanak düzenlendiğini, bu tutanağını ibraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına, toplam 5.061,47 TL takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere davalıya icra inkar tazminatı yüklenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili kısa cevap dilekçesinde; Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıya müvekkil şirketinin hiçbir borcu bulunmadığını, haksız davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davadaki uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasındaki kaynaklı ticari ilişkisinden dolayı fatura alacağının bulunup bulunmadığı, takibin yetkili icrada ve mahkemelerde açılıp açılmadığı, itirazın iptali ve icra inkar şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası sureti, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
…. İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı icra dosyasının suretinin incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 5.061,47-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu fatura borcu TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu olması nedeniyle alacaklı adresi de “Arnavutköy ” yetkili olduğundan ve yargı sınırlarımız içerisinde takip ve dava açıldığından yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç ve özetle; ”Davacı şirketin incelenen; Ticari Defterlerinden Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin 2019 ve 2020 Mali yıllarına ait defterlerin Açılış — Kapanış Noter Tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, defterlerin davacı lehine delil teşkil etmesi kararı Sayın Mahkemenin kararıdır. Davacı, Davalı şirket ile Cari Hesap çalışması içinde olduğu, verdiği hizmetler dolayı düzenlediği faturalar karşılığında zaman zaman tahsilatlar yaptığı ve bunları kayıtlarına aldığı ancak eksik yaptığı ödemeler sonucu 13.10.2020 tarihi itibari ile 3.306,88 TL. bakiye kaldığı bu durumda Davacı şirketin Davalı’dan Cari Hesap olarak 3.306,88 TL. Alacaklı olduğu görülmektedir. Davalı şirketin incelenen; Ticari Defterlerinden Açılış- Kapanış Tasdiki zorunlu olan Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin 2019 mali yılına ait defterlerin Açılış — Kapanış Noter Tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği, 2020 mali yılına ticari defterlerin e-defter olarak tutulduğu Envanter Defterlerinin de Noter Tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, defterlerin davacı lehine delil teşkil etmesi kararı Sayın Mahkemenin kararıdır. Davalı’nın muavin defter-cari hesap kayıtları göre 01.09.2021 Tarihinde Davacı’ya hitaben düzenlediği faturalar (Davalı yetkili açıklamasına göre) 31/08/2019 ve 30/09/2019 tarihlerinde Davacı tarafından düzenlenen faturaların sehven kapalı işlendiğinden dolayı onların düzeltme kayıtları olarak yapıldığı beyan edilmiş ancak bu faturalar Davacı şirket kayıtlarında görünmemektedir. Bununla birlikte davacı’nın icra takibine başvurduğu tarih olan 14.08.2020 tarihi itibari davalı’nın davacı’dan 3.547,49 TL alacaklı olduğu görülmektedir. Davalı ile davacı arasında 2019 devir olarak görünen tutar için herhangi bir cari hesap mutabakatı olmadığını gibi devamında 2020 yılı sonunda Davacı’nın borç bakiyesi için ve 2021 yılı için de Davacı’nın borç bakiyesi içinde mutabakat olmadığı beyan edilmiştir. Yukarıdan beri yapılan açıklamalar kapsamında Davacı’nın takip tarihi itibari ile davalı’dan 3.306,88 TL. alacaklı olduğu” sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacı vekili 12/01/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ibraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, ticari defterlerin kanıt olması, bu defterlerin Ticaret Kanunu’nun öngördüğü şartlar içinde tacirin lehinde veya aleyhinde olarak kullanılması ve ticari bir uyuşmazlığında hükme esas teşkil etmesidir. Böylelikle ticari bir uyuşmazlıkta ticari defter kaydı, uyuşmazlığın çözümünde yazılı bir kanıt aracıdır. Tacirin tuttuğu bütün defterlerdeki kayıtların birbirine uygun olması, birbirini tutması ve doğrulaması şarttır. Ayrıca ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması yanında tasdike tabi olan ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin de Ticaret Kanununda belirtilen sürelerde ve şekillerde yapılmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde defterler, sahipleri lehine kanıt olma niteliklerini kaybederler. Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın olduğunu iddia eden taraf yazılı belgeler ile ispat etmesi gereklidir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddeleri ayrıca HMK Madde 222 de Ticari defterlerinin ibrazı ve delil olması açısından ilgili düzenlemeler mevcuttur.Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, davalının ticari defterlerini geçerli mazeret olmaksızın ibraz etmekten kaçındığı ve usulüne uygun tutulan davacı şirket ticari defter kayıtlarının davalı aleyhine delil oluşturduğu, davacının verdiği hizmetlerden dolayı düzenlediği faturalara karşılığında zaman zaman davalıdan tahsilatlar yapıldığı, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalara itiraz edildiğine dair bir bilgi ya da belgenin dava dosyasında mevcut olmadığı, icra takibine itiraz edilirken irsaliyeli faturalardaki teslim alan kısımlarındaki imzalara da herhangi bir itirazın olmadığı da anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu göz önüne alındığında davacının davalı şirketten eksik yaptığı ödemeler sonucu 14/08/2020 tarihi itibari ile 5.061,47 TL bakiye kalmış ve bu takip üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin 13/10/2020 tarihinde 1.754,59 TL’lik ödeme ile takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu bu nedenle yapılan icra takibine konu alacak miktarı Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği yerinde görülmekle davanın açılmasına sebebiyet verildiği için ve davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından takip çıktısı miktarı üzerinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmiş ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir. Tarafların tacir olması ve ticari işletmeleri ile ilgili alım satım olması dolayısıyla 3095 sayılı kanunun 2/II maddesi uyarınca takip tarihinden sonra asıl alacağa avans faiz işletilmesine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olay bakımından da alacağın likit ve borçlu tarafından belirlenebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarakArabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/… üzerinden 1320 TL tarife bedeli üzerinden kesilen ücretin davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğünün 2020/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA, (Davalı tarafından yapılan 13/10/2020 tarihli 1.754,59 TL miktarlı takip tarihinden sonraki yapılan ödemenin icra infaz aşamasında dikkate alınmasına)
2-Asıl alacağın %20’si oranındaki 1.012,29 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanıp takdir edilen 5.061,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 345,74 -TL harcın peşin alınan 78,13 -TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 267,61 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 78,13 -TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı vekili tarafından yapılan posta-tebligat gideri toplamı 42,75 -TL ile 1 adet bilirkişi ücreti 600,00-TL, 59,30.-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 710, 55-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, kesin olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır