Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2023/222 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/297 Esas
KARAR NO : 2023/222

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirkete faturadan kaynaklı toplam 73.689,28 TL bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine İstanbul… İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının itiraz etmesi ile takibin durduğunu beyanla; davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin asıl alacak, takip tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek TTK 1530/7 . Maddesi uyarınca ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, itirazın haksız olması nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, tüm yargı giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça “Davalının müvekkil firmadan almış olduğu ürünler için faturalar düzenlenmiş ve söz konusu irsali yeli faturalar ile de sabit olduğu üzere ürünler borçluya teslim edilmiştir.” şeklinde açıklamalarda bulunulduğu, ancak davacı vekilinin beyan ettiği gibi irsaliyeli fatura olmadığı, sadece fatura oldukları, bu faturaların hiçbirinde ne müvekkili şirketin yetkililerinin ne de başka bir kişinin imzası yer almadığını, fatura içeriklerinde bulunan ürünlerin, müvekkili şirketin yetkilisine teslim edildiğine dair herhangi bir irsaliye de sunulmadığını, müvekkili şirket, davacı taraf ile ticari ilişki yürüttüğü dönemde aldığı ve kendisine teslim edilen ürünlerin bedellerini eksiksiz bir şekilde ödediğini, ancak davacı tarafın, müvekkiline satışını ve teslimini gerçekleştirmediği bir kısım ürünler adına tek taraflı faturalar düzenlemesi müvekkili şirketi borçlu durum düşürmeyeceğini, Davacı taraf, alacağını oluşturduğunu iddia ettiği faturaları, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ ve fatura içeriklerinde yer alan ürünleri de yine usulüne uygun olarak teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edilen ve içeriğindeki ürünleri teslim aldığı, tüm fatura bedellerini davacı tarafa ödediğini, Müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla; davacı tarafından açılan usul ve yasaya aykırı davanın reddine, kötü niyetli davacının, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanak örneği, fatura örnekleri, ekstre örneğinin dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının gönderilmiş olduğu görülmüştür.
…Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevap verilmiş olduğu, davalının 2014 ve 2015 yılı BA-BS formlarının gönderilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 04/03/2022 tarihli ara kararı ile davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için…Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 25/04/2022 tarihli talimat raporunda sonuç ve özet olarak;
‘Dava dosyasında davacı olan … dava dosyasına 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye, envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiği, davacının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği bu yasal defterlerinden 2014 yılına ait yevmiye, envanter ve kebir defterleri, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait envanter defterlerini basılı defter olarak, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye ve kebir defterlerini e-defter olarak tuttuğu, basılı olarak tuttuğu anılan yasal defterlerinin noter açılış tasdikini zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı gibi basılı olarak tuttuğu 2014 yılı yevmiye defterinin noter kapanış tasdikini de zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı, ayrıca e-defter olarak tuttuğu anılan yasal defterlerinin noter açılış ve noter kapanış tasdiklerinin yerine geçecek olan e-defter beratlarını zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı,
Dava dosyasında davacı olan … tarafından dava dosyasına yerinde ibraz edilen 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerin tarafımca incelenmesi sonucu, dava dosyasında davacı olan …, dava dosyasında davalı olan … ile 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları içerisinde yapmış olduğu ve kendi 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerine intikal ettirdiği ticari münasebet kayıtları sonucu Davacının davalıdan alacak bakiye kaydının 73.689,28 TL olduğu’ yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Davalı vekilinin talimat bilirkişi raporuna itirazlarını içerir 24/05/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarını içerir 25/05/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 25/05/2022 tarihli ara kararı ile dosyanın SMMM bilirkişisine tevdi ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmek ve davalı tarafın ticari defterleri incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi 17/07/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunmaktadır.
-Davalı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olmadığı, 28.02.2015 tarihi ile cari hesap muavin kaydında davacıya115.747,51TL TL borçlu olduğu,
Davalı şirketin iş bu davaya konu davacı tarafından kendisine kesilen 2014 yılında 32 adet, 2015 yılında 1 adet faturayı ticari defterlerine kayıt ettiği, 23 adet faturayı 66.490,00 * %8 KDV 5.319 = 71.809,00 TL olarak vergi dairesine beyan ettiği, Davacının kestiği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması ile birlikte alış faturaları bakımında tüm faturaların davalıya tebliğ edilmiş oldukları ve davalı tarafından 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediği ve Dava konusu asıl alacağı doğuran faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, borçlu ve alacaklı tarafça bilinebilir olduğu görüldüğünden, Davacının davalıdan İstanbul … İcra Müdürlüğü… E Sayılı Dosyası ile başlattığı ilamsız takipte,
73.689,28 TL asıl alacak,
+ 43.390,87TL Takip öncesi işlemiş faiz,
117.080,15 TL talep ettiği,
İstinabe sureti ile Gaziantep … ATM … dosyası ile Bilirkişi… tarafından Yapılan incelemede davacının, davalıdan 73.689,28 TL alacağının olduğu rapor edildiğinden,
Somut davamızda davacının davalıdan 73.689,28 TL asıl alacağının olabileceği,
Davacının, davalıdan TTK 1530/4-a maddesi gereğince takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 orandan başlayacak değişen oranlarda avans faiz işletilmesi gerekeceği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir 05/09/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir 06/09/2022 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 06/10/2022 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin 05/09/2022 tarihli dilekçesindeki itirazları uyarınca bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 22/08/2022 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak;
Davacının icra takibine dayanak yapılan 73.689,28 TL rakamsal alacağının,¸¸
5 adet karşılıksız senet, 1 adet faturadan meydana gelmektedir. 5 adet senet ile 1 adet fatura tutarı 113.689,28 TL olduğu,
Bu alacak kayıtları davacının kayıtlarından tespit edilmiştir. Çeklerin/senetlerin görüntüsü dosyada mevcut olmadığından tarafımdan keşide tarihi bilinemezdir. 20.10.2015 tarihinde kayıt edilen 50.000 TL tutarlı çekin görüntüsü yoktur.
Davacının bunları dosyaya sunması ve davalının bu kambiyo senetlerini ödediğini ispat etmesi gerekir.
İspat ticari defterlerin dayanağı belgeler ile olur.
Eğer davalı taraf bu bonoların/çeklerin karşılığını ödediğini belge ile ispat ederse davacıya ibraz ettiği belge kadar borcunun olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Davalı taraf 2015 yılı cari muavin özeti sunmuştur. Sunulan belgelerde bu çekleri ödediğine dair kayıt bulunmamaktadır. Davalının, davacıya borcun ifası için verdiği bonoların ödendiğine dair ticari defter kayıtları değil, ödeme belgesi sunması gerekir.
Bu sebeple kök raporumun sonuç bölümünde yer alan görüş ve kanaatlerimi tekrar ederim.
Sonuç : Davalının kök rapora İitirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası icap ettiği, davacının somut davada TTK 1530 maddesine göre temerrüt faizi talep edemeyeceği, davalının davacıya kambiyo senetlerini ödediğine dair ispat yükü altında olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 19/10/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince bilirkişiden 2. Kez ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 09/01/2023 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda sonuç ve özet olarak;
Davalı şirketin 2015 yılı ticari defterlerin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz, davacıdan 189.425,44 TL alacağı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
Somut davada, davacı kendi kayıtlarında davalıdan alacaklı, davalı kendi kayıtlarında davacıdan alacaklı göründüğü,
Davaya ve icraya konu olan 4 adet senet ile 1 adet 50.000 TL tutarlı karşılıksız çekin davalıya ait yevmiye defterinde kayıtlı olmadığı, davalı şirketin bu bono ve çeki (ödenmiş iddiası ile ) inkâr ettiği,
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, davacının takip ve dava konusu yaptığı 73.689,28 TL’den dolayı alacağı olduğunu iddia ediyorsa bu alacağa konu kambiyo senetlerini davalının ödemediğine dair dosyaya sunması gerektiği,
Davacı bu kambiyo senetlerini dosyaya sunamaz ise davalıdan alacağı olduğundan bahsedilemeyeceği,
Çünkü 73.689,28 TL tutarlı alacağın bu kambiyo senetlerinin karşılıksız çıkması nedeniyle tahakkuk ettirildiği ve icra takibinin cari hesap üzerinden başlatıldığı, (Bkz. Talimat Bilirkişi Raporu 6. Sayfa Son 7 Satır) yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi 2. Ek raporunun taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 2. Ek raporuna karşı beyanlarını içerir 25/01/2023 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 2. Ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir01/02/2023 tarihli dilekçesinin dosyada olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki alım satımdan kaynaklanan faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatını tahsili ve vekalet ücreti ile yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesi talebine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinden; alacaklı … A.Ş. Tarafından borçlu … aleyhine 73.689,28 TL asıl alacak + 43.390,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.080,15 TL üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 30/09/20219 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine göre takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.
İtirazın iptali davalarında dava konusu farklı sebeplere dayanabileceği için görev ve yetki hususu, dava konusunun niteliğine göre HMK ve özel kanunlar çerçevesinde gözetilmesi gerekir.
İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalar olup, takibe dayanak belgelere bağlı olarak yargılama yapılır. Yargıtay HGK’nun 11/02/2020 tarih, 2017/19-2076 E. ve 2020/117 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere itirazın iptali davaları icra takibine bağlı davalardır. Alacağın varlığının genel hükümlere göre ispatlanması imkânı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Bu sebeple itirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Bu davaların konusu, icra takibine konu alacağın varlığıdır. Bu yönüyle itirazın iptali davalarının alacak davalarından farklı bir yönü bulunmamaktadır.
Davacı alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması gerekir. Alacağın likit olmasından kasıt, alacağın belirlenebilir olmasıdır. Bunun yanında davalı borçlu yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olması ve kötü niyetli olması gerekir.
Taraflar arasında cari hesap benzeri açık hesap ilişkisi bulunduğu anlaşılmış olup, açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türüdür. Bu ilişki kapsamında alacağın 4 adet karşılıksız senet ile 1 adet karşılıksız çekten meydana geldiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; 4 adet karşılıksız senet ile 1 adet karşılıksız çekten kaynaklı alacak ile bu alacağa işleyecek işlemiş faiz alacağının ödenmemesi nedeniyle, davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı nedeniyle takibin durduğu ve mahkememizdeki işbu dava açılmış olup, mahkememizce ve talimat mahkemesince tarafların davaya konu dönemi kapsar ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış olup mahkememizce aldırılan Gaziantep …ATM … talimat bilirkişi raporu uyarınca davacı … MADDELER SAN. VE TİC. A.Ş.’nin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu ve incelenen ticari defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan bakiye 73.689,28 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup yine mahkememizce aldırılan 17.7.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre ise Davalı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olmadığı, 2015 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre lehine delil niteliğine haiz olduğu ve davalının incelenen ticari defter ve belgeleri uyarınca 28.02.2015 tarihi itibariyle davalının davacıya 115.747,51 TL borçlu olduğu ile davacının kestiği tüm faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlık davalı tarafından davacıya verilmiş olan 4 adet senedin karşılıksız kalması ve bir adet faturadan kaynaklanmaktadır. Buna göre davalı yan davacıdan 2014 ve 2015 yılında kesilen tüm faturaları ticari defterine işlediği ve ticari defterine işlediği bu faturaların bedellerin ödediğine dair MK. madde 6 kapsamında ispat yükü altında olup davalı ödemeye dair herhangi bir yazılı belge sunamadığı anlaşılmıştır. Bu halde Gaziantep …ATM …talimat bilirkişi raporu uyarınca davacının davalıdan 73.689,28 TL asıl alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Ayrıca Davacı taraf takip talebinde kapsamında işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de; TTK 1530. maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal Tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır…” Ankara BAM 22. HD. 2017/289 Esas- 2017/1425 Karar- 20.10.2017 BAM kararında TTK 1530. Maddenin konuluş amacı, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük işletmelere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu ve 1530. maddenin tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmayacağına dair Yargıtay kararları da bu görüşe paralel bir hüküm vermiş ve BAM kararını desteklemiştir. Benzer Yargıtay kararlarında; “Dava, taraflar arasında mal alım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine dair olup olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. (T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2017/3266 K. 2018/4228 T. 18.9.2018 ) şeklindedir. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi için TBK’nın 117.maddesi gereği takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerektiği ancak davacı tarafça bu yönde dosyaya belge sunulmadığından somut olayda davacı taraf takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmış olup itirazın iptali davaları icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olmakla (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/3125 Esas 2018/6553 Karar ve İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2018/604 Esas 2020/217 Karar sayılı emsal kararları) taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının davasında kısmen haklı olduğu, davalının takibe ve borca itirazının kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 73.689,28 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanması şeklinde takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olup, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak … Dava Şartı Dosya No:..sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetilerek; taraflar aleyhine ret ve kabul oranına göre arabuluculuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 73.689,28 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptali ile,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanması şeklinde takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacak likit olup, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.033,71-TL Karar ve İlam Harcından, peşin yatırılan 1.414,04-TL’nin mahsup edilerek eksik kalan 3.619,67-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile aşağıda dökümü yapılan 4.061,34-TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 2.556,17-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 11.790,28-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ret ve kabul oranına göre 830,67-TL’sinin davalıdan, 489,33-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

YARGILAMA GİDERLERİ HARÇ BEYANI
59,30 TL BAŞVURMA HARCI 1.414,04 TL PEŞİN HARÇ
1.414,04 TL PEŞİN HARÇ +3.619,67‬ TL EKSİK HARÇ
288,00 TL TEBLİGAT ÜCRETİ 5.033,71 TL KARAR VE İLAM
+ 2.300,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ HARCI
4.061,34‬ TL TOPLAM