Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/292 E. 2023/459 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/292 Esas
KARAR NO:2023/459

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/05/2021
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması yargılaması neticesinde;
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip gerçekleştirildiğini, takibe davalı tarafından itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, davalı tarafından yapılan… ilçesi 2024 sokak N. 4 adresinde bulunan 500 kişilik öğrenci yurdu projesine 9 adet asansör temini, montajı ve teslimi hususunda 01.07.2019 tarihli satış sözleşmesinin ve proje için gerekli iskele temini, … işlerine yönelik şartları içerir 23.08.20198 tarihli ek protokolün imzalandığı, ek protokol ile ayrıca ödeme planının da yeniden düzenlendiği, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiği, asansörlerin kullanıma hazır olarak teslim edildiğini, ilk yıl bakımının da sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini, davalının bakiye borcu olan 124.211,65 TL’yi ödemediği, taraflar arasındaki görüşmede taraf defterlerinde uyumsuzluk olduğunu ve bunun kismen damga vergisi kaydından kısmen kur farkı faturalarının davalı defterlerine işlenmemesinden kaynaklandığını, kur farkı faturasının 70.465,64 TL olarak düzenlendiğini, buna karşı davalının iade faturası kestiği, iade faturasına … 14. Noterliğinin 16.11.2020 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiği, kur farkı faturasının dayanağını taraflar arasındaki sözleşmeden aldığını, davalıya … 14. Noterliğinin 16.11.2020 tarih ve … nolu ihtarnamesi gönderildiğini ve davalının 21.11.2020 tarihinde temerrüde düştüğünü, Davalının … 37 Noterliğinin 17.11.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile her iki ihtarnameye cevap olarak borcunun bulunmadığının bildirdiğini beyan ve gerekçelerle davalının …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin, takip talebindeki şartlarla birlikte devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, avukatlık ücreti, arabuluculuk ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davacı taraf arasında akdedilen sözleşmeye göre; 148.000- Euro + KDV üzerinden taraflar arasında sözleşme imzalandığını, iş bu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından çekler davacı tarafa verildiğini ve davacı tarafından da tahsil edildiğini, davacı tarafından ….İcra Müdürlüğü 2020-… E. Sayılı dosya ile 124.865,04-TL üzerinden icra takibi yapıldığını, anılan takibe vaki itirazımız sonucunda icra takibi durduğunu, yapılan icra takibi 124.865,04-TL üzerinden yapıldığını, arada yaklaşık 10.000-TL fark bulunduğunu, davacı vekili alacak miktarları konusunda tam net rakam vermediğini, dava dilekçesinde bildirilen rakamlar ile icra takibi yapılan tutar arasında da fark olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı vekilinin iddia ettiği bu rakamların toplamı 130.230,31-TL olduğunu, yine yapmış olduğu icra takibinin üzerinde bir rakam ortaya çıktığını, tutarlar birbirini tutmadığını, davada harca esas değer olarak belirtilen rakam 124.865,04-TL olduğunu, ….İcra Müdürlüğü 2020-… E. sayılı dosyada takip çıkışı rakamı 124.865,04-TL olduğunu, davacı vekili dilekçesinde de, müvekkilinin 134.840,98-TL borcu bulunduğu iddia ettiğini, rakamların ihtilaflı olduğunu, davacı vekili de tam tutar belirtemediğini, davacı tarafın iddiaları haksız ve hukuki mesnetten yoksun iddialar olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu husular ortaya çıkacağını, davacı taraf her ne kadar alacağın likit olduğu iddiasında bulunmuş ise de, taraflar arasında talep edilen alacak ile ile ilgili ihtilaf bulunmadığını, alacak likit olmadığını beyan ve gerekçelerle davanın reddine, taraflarına % 20 oranında kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizce oluşturulan ara kararı gereği dosyanın kök rapor için bilirkişiler Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından sunulan 04/02/2022 tarihli raporda; “Davacı şirketin incelenen; ticari defterlerini özel mali yıl olarak tuttuğu ve mali yıl Döneminin 1 Ekim-30 Eylül tarihleri arasında olduğu ve devamında ticari defterlerinden açılış- kapanış tasdiki zorunlu olan yevmiye ve defter-i kebir defterlerinin 2018, 2019 ve 2020 mali yıllarına ait defterlerin e-defter olarak tutulduğu, 2018, 2019 ve 2020 mali yılların ilişkin envanter defterlerinin de noter tasdiklerinin de süresinde yapıldığı görülmüş olup tüm defterlerin kendi içlerinde birbirini teyid ettiği, genel kabul görmüş muhasebe esas ve tekniğine uygun tutulduğu, davacı, davalı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, davalı ile ilgili olarak ticari kayıtlarını 120 hesap olarak … San. Tic. Ltd. Şti. adı altında tuttuğu, Sözleşemeye uygun sattığı ve verdiği hizmetler dolayı düzenlediği faturalar karşılığında zaman zaman tahsilatlar yaptığı ve bunları kayıtlarına aldığı, kayıtlarını TL. para birimden olduğu gibi EURO para birimi olarak ta tuttuğu, EURO para birimi ile Alacak bakiyesi kalmadığı ancak EURO para birimi ile TL arasında oluşan fark için Kur Farkı Faturası düzenlediği için TL bazında olan hesap sonucu 11.09.2020 tarihi itibari ile 124.211,65 TL. bakiye kaldığı bu durumda davacı şirketin davalı’dan cari hesap bakiyesi olarak 124.211,65 TL. alacaklı olduğu görüldüğü, davalı şirketin incelenen; ticari defterlerinden açılış- kapanış tasdiki zorunlu olan yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin 2019 ve 2020 mali ait defterlerin noter tasdiklerinin de süresinde yapıldığı yevmiye defterlerinin de kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı ve eksiksiz olduğu görülmüş olmakla birlikte 2019 yılı kayıtlarının 2020 yılına aktarılmadığı, 2020 yılında yapılan demelere ilişkin kayıtların ise dayanağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı, davacı şirket ile cari hesap çalışması içinde olduğu, davacı ile ilgili olarak ticari kayıtlarını 320.01.T002 Hesap olarak … … TİC.A.Ş. Adı altında tuttuğu ve Davalı ile ilgili kayıtlarını TL olarak tuttuğu ve Euro para birimi ile tutmadığı görülmektedir. Buna göre TL para birimi bazında davalı’nın borcu olmadı görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre ve davacı defterlerinde yer alan ödeme kayıtlarına göre değerlendirildiğinde, davacının kur farkı alacağının geçici kabul tarihi itibariyle 13.668,39 TL olduğu, tahsilatlar neticesinde kur farkının da tahsil edildiği, tüm ödemelerde ortaya çıkan gecikmelerden kaynaklanan vade farkının ise 91.683,33 TL olup, bunun 35.043,61 TL’sinin tahsil edildiği, bakiye vade farkı alacağının 56.639,72 TL olacağı, ayrıca davacının sözleşme gereği tahakkuk eden verginin yarısı olmak üzere 5.084,67 TL damga vergisi talep edebileceği, toplam alacağın, 61.724,39 TL olacağı, davalının 21.11.2020 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edildiğinde, 61.724,39 TL alacak için takip tarihi olan 04.12.2020 tarihine kadar ticari temerrüt faizi olan 13,75 üzerinden hesaplandığında, 302,28 TL olarak ortaya çıkmaktadır. Takibin 61.724,39 TL asıl alacak ve 302,28 TL birikmiş faiz olmak üzere 62.026,91 toplam alacak üzerinden devamının mümkün olduğu, takibin ise 124.865,04 TL üzerinden yapıldığı” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda dosyanın mevcut bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olmakla, Bilirkişi Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından sunulan 25/07/2022 tarihli ek raporda; “Taraflar arasındaki sözleşme ile her ne kadar bedeli EURO olarak belirlenen bir mal ve hizmet satışı yapılmışsa da, tüm ödeme kayıtlarının TL olarak belirlenmiş olması karşısında EURO cinsi borç bulunmadığı, borcun TL olduğu, ancak ödeme tarihleri itibariyle elde edilen EURO karşılığının TL olarak tazmininin kararlaştırı kök raporda belirtilmiştir. Bu sebeple davacı vekilinin EURO alacağının TBK md. 99 hükmüne bağlı olarak dilenirse TL, dilenirse EURO olarak tahsilinin talep edilebileceğine yönelik iddiası sözleşmede yer alan irade ile uyumlu değildir. Taraflar EURO borcun TL olarak ödenmesi konusunda anlaşmış durumdadır. İlk sözleşme ile kararlaştırılan miktar 148.000 EURO + KDV olup, 174.640,00 EURO’dur. Taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan toplam ödenecek bedel ise şu şekilde ortaya konulmaktadır.

Havale 12.07.2019 50.000,00
Çek 09.082019 150.000,00
Çek 11.10.2019 200.000.00
Çek 15.11.2019 250.000,00
Çek 13.12.2019 250.000,00
Çek 10.01.2020 200.000,00|
Teslimde +52.000,00|
TOPLAM 1.152.000,00

Tartışılan bir diğer husus 52.000 USD miktarlı ödemenin tabloda yer almaması, bilahare metinde yer almasıdır. Belirtilen 52.000 TL ödeme bakımından değerlendirildiğinde, 52.000 TL dahil olduğu takdirde toplam ödeme ve EURO borç ilişkisinin EURO kurunu 6,6000 olarak alınması anlamına gelmektedir. Diğer bir ifadeyle 174.640,00 EURO sözleşmenin imza tarihinde kuru 1 EURO = 6,6000 TL olarak hesapladıklarından toplam 1.152.000 TL ödeme kararlaştırmışlar ve bir adım sonra kur farkının da son ödemeye ekleneceğini belirlemiş bulunmaktadırlar. Buna karşın sözleşme gereği yapılan ödemelerin, taraflarca başlangıçta gerçekleşen kur değişiminden farklı ortaya çıktığı görülmektedir. Gerçekten ödeme tarihleri itibariyle kur tarafların başlangıçta belirlediklerinden daha düşük gerçekleşmiştir. Özellikle 2019 yılı Ağustos, Kasım ve Aralık ödemelerinde bariz kur düşüklüğü bulunmaktadır.
TARİH ÖDEME KUR
Havale 12.07.2019 50.000,00 6,4300
Çek 09.08.2019 150.000,00 6,1570|
Çek 11.10.2019 200.000,00 6,4617
Çek 15.11.2019 250.000,00 6,3561
Çek 13.12.2019 250.000,00 6,3762
Çek 10.01.2020 200.000,00 6,5386

Burada sorun, tarafların başlangıçta belirledikleri parite ve buna bağlı olarak kurdaki artışın fiyata yansımasına dair uygulamanın, kurdan düşme olursa sözleşmeye yansıtılıp yansıtılmayacağı şeklinde kendisini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle sorun “kur farkının iki taraflı işlevip işlemeveceği” noktasında ortaya çıkmaktadır. Belirtilen husus kök raporda davalının TL ödemeleri EURO’ya çevrilerek ve bunun EURO bazında alacaktan düşülmesi yöntemi uygulanmış ve kur farkının iki taraflı olarak işlemesi esası benimsenmiştir. Buna bağlı olarak ödenmesi gereken miktarın kalan Euro borç bazında TL’ye çevrilerek hesaplanması yöntemi benimsenmiştir. 52.000 TL ödemenin kur farkından kaynaklanan sebeplerde tüm olarak istenmesi belirtilen gerekçe ile mümkün değildir. Tarafların sözleşmede çekler ile yaptığı ödemelerin EURO olarak eğerlendirileceğine ilişkin açık düzenlemesi karşısında (HER ÇEK VADE TARİHİNDE EUROYA ÇEVRİLECEK OLUP ifadesi sebebiyle) yapılan hesaplamanın doğru olduğu düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Kur farkı ile bağlantılı borcun belirlendiği şekilde ortaya çıktığı, keza vade farkı sebebiyle yapılan hesaplama ve damga vergisinden doğan talep imkanı da değerlendirilerek, davacının talep edebileceği miktarın kök raporda belirtildiği şekilde ortaya konulması gerekmektedir.” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, mahkememiz ara kararı gereğince; dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, tarafların itiraz ve beyanları ve ek rapor ile kök rapordaki hususlar değerlendirilerek yeni bir rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişiler Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından sunulan 14/12/2022 tarihli raporda;04.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda: davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, takip tarihi olan 04.12.2020 itibariyle davalı şirketten cari hesap bakiyesi olarak 124.211,65 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, takip tarihi olan 04.12.2020 bariyle davacı şirkete borcunun bulunmadığı, taraflar arasında 01.07.201 tarihli 148.000,00 EURO + KDV tutarlı sözleşme ve 115.000,00 TL tutarlı Ek Protokol imzalandığı, sözleşmeye göre ödemelerin TL olarak yapılacağı ve ödeme gününde EURO kuruna göre kur farkı hesaplanacağı, geçici teslim ile birlikte nakit/havale yolu ile yüklenici’ye ödenecek 52.000,00 TL’lik son ödemeye ekleneceği, yapılan hesaplamalara göre 2.999,62 EURO X 6,8831 TL = 20.646,68 TL ile birlikte 52.000,00 TL ilave olmak üzere toplam 72.646,68 TL kur farkı bedeli hesaplandığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete 70.465,64 TL kur farkı bedeli fatura düzenlendiği, 06.03.2020 tarihli kur farkı faturası olan 70.465,64 TL karşılığında, 10.09.2019 tarihinde 48.712,00 TL ödeme yapıldığı ve 21.753,64 TL bakiye kaldığı, takip tarihi itibariyle 29.287,82 TL ve 3.833,18 Euro (3.833,18 EURO X 9,5420 TL (03.12.2020 tarihli kur = 36.576,20 TL) olmak üzere toplam 65.864,02 TL vade farkı hesaplandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18. maddesine göre davalı şirketin 5.084,67 TL damga vergisinden sorumlu olacağı, buna göre, takip tarihi olan 04.12.2022 itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 65.864,02 TL vade farkı, 21.753,64 TL bakiye alacağı ve 5.084,67 TL damga vergisi olmak üzere toplam 92.702,33 TL asıl alacağı ve 487,64 TL işlemiş faiz miktarı hesaplandığı, davacının takipte 31.509,32 TL fazlası ile 124.211,65 TL asıl alacak ve 165,75 TL fazlası ile 653,39 TL İşlemiş faiz miktarı talep etmiş olduğu, davacının …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/26314 sayılı dosyası ile takip tarihi itibariyle; davalı taraftan; 92.702,33 TL Asıl Alacak ve 487,64 TL işlemiş faiz miktarı talep edebileceği, daha açık bir ifadeyle; takip tarihi itibari ile davacının hesaplanan tutarlarda alacaklı olduğu görüş ve kanaatiyle; “Neticeten işbu itirazın iptali davasına konu itirazın iptali talepli …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/26314 sayılı İcra Takip Dosyası kapsamındaki talepleri bakımından Davalı’nın sorumlu bulunduğu” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından sunulan 11/05/2023 tarihli ek raporda;04.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda: davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, takip tarihi olan 04.12.2020 itibariyle davalı şirketten cari hesap bakiyesi olarak 124.211,65 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında 148.000,00 EURO + KDV tutarlı sözleşme ve 115.000,00 TL tutarlı Ek Protokol imzalandığı, sözleşmeye göre ödemelerin TL olarak yapılacağı ve ödeme gününde EURO kuruna göre kur farkı hesaplanacağı, geçici teslim ile birlikte nakit/havale yolu ile Yüklenici’ye ödenecek 52.000,00 TL lik son ödemeye ekleneceği, yapılan hesaplamalara göre 7.179,01 EURO X 6,8831 TL = 118.244,84 TL kur farkı bedeli hesaplandığı, davalı şirket tarafından hesaplanandan daha düşük miktarda kur farkı bedeli faturası düzenlendiği, sözleşmeye göre 52.000,00 TL’nin kur farkı miktarına ekleneceğinin kararlaştırıldığı, Buna göre; 70.465,64 TL+52.000,00 TL=122.465,64 TL bakiye hesaplandığı, davalı tarafından 10.09.2019 tarihinde 48.712,00 TL ödeme yapıldığı, farkı, 5.084,67 TL damga vergisi olmak üzere 134.460,27 TL asıl alacağının hesaplandığı, davacı takipte 124.211,65 TL asıl alacak miktarı talep etmiş olduğu, talebe bağlılık ilkesi gereğince 124.211,65 TL asıl alacak talep edebileceği, takip tarihi itibariyle 653,39 TL işlemiş faiz miktarı hesaplandığı, davacının takipte talep etmiş olduğu işlemiş faiz miktarı ile aynı olduğu, itibariyle 124.211,65 TL Asıl Alacak ve 653,39 TL işlemiş faiz miktarı talep edebileceği” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde davacı ile davalı arasında 9 adet asansörün temini, montajı ve teslimi hususunda sözleşme düzenlendiğinin, davacının yükümlülüklerini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiğinin ancak davalının borcun tamamını ödemediğinin, davacının bakiye alacağının bulunduğu beyan edilerek bu davanın açıldığı, davacı vekilince dava dilekçesinin ekinde taraflar arasında düzenlenen 01/07/2019 tarihli 9 adet asansörün temini, montajı ve teslimine ilişkin sözleşmenin, yine taraflar arasında bu sözleşmenin ifası için gerekli olan iskele temini ve kuyu çelik işlerinin yapımı başlıklı taraflar arasında düzenlenen 23/08/2019 tarihli sözleşmenin, asansör teslim tutanaklarının, asansörlere ilişkin periyodik takip kontrol formlarının sunulduğu, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borçlu aleyhine 124.211, 65 TL asıl alacak, 653,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 124.865,04 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacı tarafından süresi içerisinde bu davanın açıldığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davacı tarafından asansörlerin teminin, montajının ve tesliminin yapıldığı, davacının yükümlülüklerini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirdiği, asansörlerin teslim tarihinin tutanaklardan 06/03/2020 olduğunun anlaşıldığı, bu hususlarda davalının da herhangi bir itirazının bulunmadığı, davacının sözleşme kapsamında bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda tarafların ticari defterlerinin incelenip, hesaplama yapılması hususnda bilirkişilerden kök ve ek raporların alındığı, 01/07/2019 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 2.maddesinde toplam sözleşme bedelinin 148.000 Euro+kdv olduğunun belirtildiği, ödeme şartları başlıklı 4.maddesinde ödemelerin TL olarak yapılacağının, her çekin vadesinde vade tarihinde Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden Euroya çevrileceğinin, tüm çekler tahsil edildikten sonra oluşacak kur farkı bedelinin, geçici teslim ile birlikte nakit havale yolu ile 52.000 TL’lik son ödemeye ekleneceğinin, ödemelerde yaşanacak gecikmeler için aylık faiz oranının TL olarak kararlaştırılan sözleşmelerde %2, Euro olarak kararlaştırılan sözleşmelerde %0,75 olacağının, yine aynı maddede bulunan tabloda 12/07/2019 tarihinde 50.000 TL’nin nakit, 09/08/2019 tarihli 150.000 TL bedelli çek, 11/10/2019 tarihli 200.000 TL bedelli çek, 15/11/2019 tarihli 250.000 TL bedelli çek, 13/12/2019 tarihli 250.000 TL bedelli çek, 10/01/2020 tarihli 200.000 TL bedelli çek ile ödeme yapılacağı belirtilerek ödeme şekli ve ödeme tarihlerinin belirtildiği, yine aynı maddede bu tablodaki bedeller dışında teslim tarihinde ayrıca 52.000 TL ödeneceğinin de belirtildiği, sözleşmenin son maddesinde sözleşmeden doğan damga vergisinin taraflarca eşit olarak ödeneceğinin düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen iskele temini ve kuyu çelik işlerinin yapımına ilişkin 23/08/2019 tarihli sözleşmede, sözleşme bedelinin 100.000 TL + kdv olduğunun ödemenin 60 günlük vadeli çek ile yapılacağının belirtildiği, son olarak alınan 11/05/2023 tarihli raporda davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin tarihleri ve miktarlarının tespit edildiği, vade tarihlerinden sonra yapılan ödemelerin bulunduğunun anlaşıldığı, bilirkişilerce ödeme tarihlerindeki Euro kuru üzerinden ödemelerin Euro olarak karşılığının hesaplanıp, toplam sözleşme bedelinden mahsup ederek kur farkı bedelinin hesaplanıldığı, sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen teslim tarihindeki 52.000 TL’nin de hesaplamaya dahil edildiği, yine bilirkişilerce vade tarihlerinden sonra ödemeler bulunduğundan sözleşme kapsamında vade farkı hesaplamasının da yapıldığı, yapılan hesaplamalara sözleşmede belirtildiği üzere damga vergilerinin yarısının da dahil edildiği, yapılan bu hesaplamalar neticesinde davacının 134.460,27 TL bakiye alacağının bulunduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, sözleşme kapsamında bilirkişilerce yapılan hesaplamaların mahkememizce denetime elverişli ve uygun bulunduğu, davacının icra takibinde 124.211,65 TL asıl alacak talep ettiği, davacı tarafından davalıya bakiye alacağın tebliğden itibaren üç gün içerisinde ödenmesi için … 14. Noterliği’nin 16/11/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalıya 17/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının bu tarihten ihtarnamede belirtilen üç günlük süre sonundan itibaren faiz talep edebileceği, takip talebinde talep edilen faiz miktarının yerinde olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(14). Fıkrası: “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucu …’e ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 18/05/2021 tarihli … sıra nolu Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek arabulucuk giderlerinin davalıdan alınarak davalıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE,
-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’si oranı olan 24.842,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
-İcra takibine vaki itirazın bu şekilde iptali ile icranın DEVAMINA,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 8.529,54-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.508,06-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 7.021,48-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.508,06-TL peşin harç ve 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.567,36 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 19.730,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili tarafından yapılan 11 adet posta-tebligat gideri toplamı 207,25-TL ile 4 adet bilirkişi ücreti 5.000,00-TL, 59,30.-TL başvuru harcı, 17,00.-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.283,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır