Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/291 E. 2022/100 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/291 Esas
KARAR NO : 2022/100 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılamalar neticesinde ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket … San ve Tic Ltd Şti (kiracı) ile … A.Ş (Kiralayan) arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Çerçevesinde; … Noterliği’ nin 11.11.2013 / … tarih ve yevmiye nolu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile … Noterliği’ nin 24.12.2013/ … tarih ve yevmiye nolu 98612 sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme gereği müvekkil şirket yapması gereken sorumluluğu yerine getirmiş ve sözleşmeye bağlı kaldığını, davalı şirket tarafından söz konusu sözleşme haksız ve hukuksuz bir şekilde 21.11.2014 Tarihinde 6361 yasa uyarınca feshedildiğini, söz konusu sözleşmelerin hukuka aykırı olarak feshedildiği ve müvekkilin fesih tarihi itibariyle hesaplanması gereken temerrüt faizinin yanlış ve hukuka aykırı olarak hesaplanması sonucu ciddi zarara uğradığını, bu durumlara ilişkin halen yargılaması devam eden İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde dava bulunduğunu, müvekkil şirket ile müvekkili … hakkında … İcra dairesinde başlatılmış bulunan 2014/ … esas numaralı dosyadan da açıkça anlaşılacağı üzere söz konusu takip … ile … no’lu sözleşmelerin kira borcundan kaynaklanan toplam 5 adet bono’dan kaynaklı olarak açıldığı anlaşıldığını, söz konusu bonolarda müvekkili … müteselsil kefil olarak bulunduğunu, söz konusu icra takibi belirttiğimiz üzere takibe konu borç ödenmesine rağmen icra takibi başlatılması davalı şirketin kötü niyetli olarak söz konusu takibi açtıklarını gösterdiğini, açıklanan nedenlerden dolayı, daha önce ödenen bir borca ilişkin olarak yeniden müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatılmış ve müvekkillerinin ticari hayatları ve itibarlarını bitirdiğini, bu durumların yanı sıra borçlu konumunda olan müvekkili şirket ve şirket yetkilisi olan … ve müvekkil şirketle iş yapan diğer 3. Kişi ve şirketlerinde araçlara ve taşınmaz gayrimenkullere konulan hacizlerden dolayı telafi imkansız seviyede maddi ve manevi zararlara yol açmış bulunduğunu, iş bu durumlardan kaynaklı olarak davalı şirketin kötü niyeti izahtan vares olduğunu, müvekkiller hakkında belirttiğimiz şekilde haksız olarak icrai işlemlerin başlamasından dolayı, müvekkillerinin malvarlığına haciz konmuş ve ticari hayatı devam edemez hale geldiğini, bu durum dahi davalı şirketin ne kadar kötü niyetli hareket ettiğinin kanıtı olduğunu, bu nedenle dava ve takip konusu senetlerden dolayı müvekkillerimizin borçlu olmadığının tespiti ile sonradan iş bu kötü niyetten kaynaklı olarak dava ve alacak hakkımız baki kalmak üzere kötüniyetli davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, açıklanan ve duruşmalar sırasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı, öncelikle kötüniyetle açılan takibin durdurulması, akabinde iptaline, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri adına başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas Sayılı dosyada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150.685,00 TL faizi ve ferrileri ile borçlu olmadığımızın tespitine, kötü niyetle hareket ederek müvekkillerin ticari hayatlarına onarılmaz zararlar veren davalı şirketin %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, müvekkili adına arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davacı Şirket ile Müvekkil Şirket arasında 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde … Noterliğinin 11.11.2013 tarih ve 6732 yevmiye ve … Noterliğinin 24.12.2013 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini, diğer davalı … ise işbu sözleşmeleri müteselsil kefil olarak imzaladığını, Finansal Kiralama Sözleşmesi genel hükümleri ile 6361 Sayılı Yasa uyarınca sözkonusu finansal kiralama sözleşmeleri Müvekkil Şirket tarafından haklı olarak feshedildiğini, bu süreçte, kira bedelleri ve diğer borçların ödeme aracı olarak alınan bonolar kapsamında yasal takipler yapıldığını, fesih üzerine kiralananların iadesi için öncelikle ihtiyati tedbir kararı alınmış ve akabinde açılan iade davası uyarınca … Asliye Ticaret Mahkemesi 07.12.2015 tarih ve 2014/… E ve 2015/… Karar sayılı ilamı ile sözleşmelerin münfesih olduğu tespit edilerek kiralananların Müvekkil Şirkete iadesine karar verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin iade kararı da ayrıca 26.01.2016 tarihinde kesinleşmiş bulunduğunu, öncelikle ödenmiş bir borç nedeniyle kötüniyetli olarak yasal takibe başlandığı iddiası tamamen asılsız olduğunu, finansal kiralama sözleşmelerinin usul ve yasaya aykırı olarak feshdildiği iddiası gerçek olmadığı gibi işbu dava ile ilgisi de bulunmadığını, dava konusu yasal takip dosyası zamanaşımına uğramış ve takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmış olup işbu menfi tespit davasının açılmasında davacıların hukuki menfaati bulunmadığını, arz ve izah edilen nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkili Şirket adına talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davadaki Uyuşmazlığın konusunun, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin usulüne uygun fesh edilip edilmediği, fesih tarihi itibariyle alacak ve temerrüt faiz hesaplarının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, takibe konu 5 adet bonodan kaynaklı bakiye borcun bulunup bulunmadığı kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı, dava açılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı, dava dosyasına konu takip dosyasının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, finansal kiralamaya konu malların yeniden satış ve kiralanması suretiyle elde edilen tutarların davaya konu takip dosyasındaki borçtan mahsubunun mümkün olup olmadığının noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dava dosyası Uyap sisteminden incelenmiştir.
HMK nun davaların birleştirilmesi başlıklı 166. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4)Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5)İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” hükmünü amirdir.
HMK nun davaların ayrılması başlıklı 167. maddesi “(1)Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” hükmünü amirdir.
HMK nun davaların birleştirilmesi ve ayrılmasında kanun yolları başlıklı 168. maddesi “(1)Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.” hükmünü amirdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizin işbu dosyası ile … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyalarının taraflarının aynı olduğu, dava konusunun aynı ihtilafa ilişkin olduğu, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla; mahkememiz dosyasının HMK’nun 166. ve devamı Maddeleri gereği … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına, yargılamaya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM
Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca;
Mahkememiz dosyasının, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Yargılamanın birleşen dosya üzerinden DEVAMINA,
Mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
Birleştirilen dosyaya ivedi olarak BİLGİ VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır