Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2022/91 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/290 Esas
KARAR NO : 2022/91
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin davalı bankanın … İstanbul şubesinde … IBAN numaralı hesabı bulunduğunu, davacı şirketin mağazalarında sattığı ürünlere ait ödemelerin müşteriler tarafından banka yada kredi kartı ile yapılması durumunda ödemelerin doğrudan davacının hesabına aktarıldığını, davalı bankanın hesabın açıldığı günden itibaren kendi belirlediği fiyatlandırma üzerinden “pos ücreti” adı altında kesinti yaptığını, bu ücretin davacının hesabından kesildiğini, dava tarihi itibariyle toplamda 5.935,00-TL haksız ve sebepsiz kesinti yapıldığını, kesintilerin yasal bir dayanağı olmadığını beyan ederek davacı şirketin davalı bankaya “pos bedeli” adı altında bir borcunun olmadığının tespiti ile dava tarihine kadar kesilmiş olan 5.935,00-TL kesintinin yasal faiz oranından az olmamak üzere işlemiş ve işleyecek avans faiziyle birlikte davalı bankadan istirdadı ile davacıya iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartılmış olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
DELİLLER:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanak suretinin sunulmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 03/11/2021 tarihli celsesinin 6 numaralı ara kararı gereğince dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi 28/12/2021 tarihli raporunda sonuç ve özet olarak:
Davacının, davalı bankadan “POS ÜCRETİ” olarak Web sitesinde deklere ettiği 129,00-TL’nin üzerinde tahsil edilen tutarların iade edilmesi sonucu, davalı bankadan talep edebileceği bir alacağının oluşmadığı,
Tarafların masraf, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, yönünde görüş ve kanaat bildirdiği, rapor ekinde taraflar arasında imzalanan Üye İş Yeri Sözleşmesi fotokopisinin, Ürün / Hizmet Bilgi Yazısının fotokopisinin, davacıya ait … IBAN numaralı hesabın 01/01/2018 – 02/08/2020 tarihleri arasındaki hesap ekstresinin fotokopisinin ve bankanın 27/12/2021 tarihli davacı şirkete ait 5 adet üşe iş yeri olduğunun, üye iş yerlerinin numaralarının ve adreslerinin bildirildiği yazı fotokopisinin sunulmuş olduğu görüldü.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekilinin 17/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinin dosyada olduğu görüdü.
GEREKÇE:
Dava; davacının davalı banka nezdindeki hesabından kaynaklanan “pos bedeli”nden ötürü davalıya borçlu davalıya olmadığının tespiti ile pos bedeli adı altında tahsil edilen 5.935,00-TL’nin faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve mahkememizce bankacı bilirkişiden aldırılan rapor uyarınca; taraflar arasında imzalanan Üye İş Yeri Sözleşmesi’nin 7.3 maddesi “Üye İşyeri; İşbu Sözleşme tahtında ödeyeceği hat ücretleri, sigorta primleri, komisyon tutarlarının yanısıra, Banka’ca tahsis edilen POS Terminalleri ile gerçekleştireceği, işlem hacminin Banka tarafından belirlenerek kendisine bildirilen tutarın altında kalması halinde Banka’ca belirlenen ücreti ödemeyi ve bu tutarları Banka nezdindeki hesaplardan res’en mahsuba Banka’nın yetkili olduğunu kabul ve taahhüt eder. Üye İşyeri’nin belirlenen işlem hacmini gerçekleştiremeyeceğinden bahisle Sözleşmeyi sona erdirmek istemesi halinde sözkonusu terminalleri iade etmesi gerekli olup, terminalleri kullanmaya devam etmesinin bu hususu kabul anlamına geleceğini Üye İşyeri kabul ve taahhüt eder” hükmü bulunduğu görülmüştür. Türk Ticaret Kanunu amir hükümlerine göre ticari işletme oldukları, gayeleri ticari faaliyetlerde bulunmak suretiyle gelir elde etmeyi amaçlamaları (Yeni TTK 20.Md.) maddesinde ticari iş sebebi ile bir iş veya hizmet görmüş olan kimse münasip bir ücret isteyebilirler. Bir iş veya hizmet karşılığı ücret isteyebileceklerine ilişkin, Rekabet Kurulunun 01.08.2002 tarih ve … sayılı gerekçeli kararında da ” .. Her bankanın bankacılık hizmet bedellerini serbest piyasa koşullarında kendilerinin serbestçe tayin edebilecekleri” hükmedilmiştir. T.C. Merkez Bankası tarafından 09.12.2006 tarihindeki 26371 sayılı nüshasında yayınlanan 2006/1 tebliğin kredi faiz oranları ve diğer menfaatler başlıklı 4. Maddesinde; Bankalar tarafından reeskont kaynaklı krediler dışında kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirlenebileceği, Bakanlar Kurulu ve Merkez Bankası tebliği doğrultusunda yapılan hizmetlerden alınacak masraf, ücret, komisyon tutarlarının ve asgari alınması gereken tutarları (dahil olduğu sektör içerisindeki rekabet koşulları da göz önünde bulundurarak) Banka içi tebliği ile tüm şube ve birimlerde müşterilerin görebileceği yerlere asılarak bankaların internet sitelerinde sözlü ve yazılı basında yayınlanması hüküm altına alınmıştır. Tebliğ kapsamında davalı bankanın masraf ve alınan ücretleri internet sitesinde Pos yazılım / donanım / bakım ücretini azami 129,00-TL aylık olarak yayımladığı, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davacının hesap dökümlerinin incelenmesinde 05/01/2018-02/08/2020 tarihleri arasında 5 adet terminalden toplam 6.773,00-TL “pos ücreti” olarak hesaptan mahsup edildiği, davacı şirketin davalı bankaya farklı tarihlerde yaptığı başvurular neticesinde 129,00-TL olarak belirlenen ücretin üstünde hesaplanan 2.130,00-TL’yi davacı şirket hesabına iade ettiği tespit edilmiş olup, davacının davalı bankadan talep edebileceği “pos ücreti” alacağının olmadığı tespit edildiğinden; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HUAK 18/A-(13) ”Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/ … sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00-TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek her iki tarafın arabuluculuk ilk oturumuna katıldıkları ve davanın reddine karar verildiği gözetilerek; davacı aleyhine arabulucuk ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL Karar ve İlam Harcının, peşin yatırılan 101,36-TL’den mahsup edilerek fazla yatırılan 20,66-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda miktar itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza