Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/289 Esas
KARAR NO : 2021/404
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı taraflar arasında …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/ … E. Sayılı dosyasında görülen “tapu tescili ve iptali” davası neticesinde 240.000,00-TL tazminata hükmedildiği, ilgili kararın istinaf edildiği ve bozularak yeniden yargılama yapıldığını, yapılan yeni yargılama neticesinde 16/03/2021 tarihinde davanın reddedildiğini ve henüz davanın kesinleşmediğini, davanın gayrimenkulün aynına ilişkin olmasına rağmen davalıların 25/09/2017 tarihinde … İcra Müdürlüğü 2017/… E. Sayılı dosyasından ilamlı icra takibine geçtiğini, müvekkili tarafından süresi içinde …İcra Hukuk Mahkemesi 2019/ … E. Sayılı dosyasından şikayet edildiğini, şikayetin önce reddedildiği, daha sonra istinaf mahkemesince kararın bozularak şikayetin kabul edildiğini, HMK’nın 367/2 gereğince Gayrimenkulün aynine ilişkin olan davalarda verilen karar kesinleşmeden icraya konulamayacağını, ancak karşı taraf.arca yapılan bu işlemin kötü niyetle zarar verme amacıyla yapıldığını, her ne kadar takibin iptali için dava açılmış olsa da karşı tarafça müvekkiline zarar verme amacı ile tüm haciz işlemlerinin yapıldığını, açılan icra takibi ile iptal kararı arasında oldukça uzun bir zaman geçmesi ve takibin durmaması nedeniyle davalı tarafın icra işlemlerine devam ettiğini ve müvekkilinin tüm hesaplarına ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu, müvekkilinin inşaat firması olması ve kazancını yapıp sattığı gayrimenkuller ile sağlaması sebebiyle yapılan haciz işlemlerinin müvekkili firmayı batırma, zarara uğratma amacıyla yapıldığını, ayrıca şirket hesaplarının haczedilmesinin diğer amacı ise iş yapmasının tamamen önlenmesi ve geri dönülemez bir yol almasının amaçlandığını, müvekkilinin bu sebepten işlerini yapamadığı ve piyasada itibar kaybına uğradığını beyanla; Davalı tarafların menkul ve gayrimenkullerinin üzerine teminatlı veya teminatsız olarak dava değeri tutarında ihtiyat-i tedbir konulmasına, Müvekkilinin haksız takip sebebi ile çekmiş olduğu kredi sebebi ile 176.044,06 TL maddi tazminat ile davacı müvekkilinin uğramış olduğu manevi çöküntü nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Kredi Bilgileri ve Ödeme Planı örneği, arabuluculuk son tutanağının dosyamız arasında olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava; haksız fiil nedeniyle yoksun kalınan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 TTK 4. Maddesinin 1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu haksız fiil nedeniyle yoksun kalınan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık konusu TBK‘da düzenlenen haksız fiilden kaynaklanmakta olup, haksız fiil hükümlerine dayanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Somut olayda da uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, tarafların her ikisinin de tacir olmadığı, davalıların gerçek kişi olduğu ve eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil Asliye Hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3- 6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Bu süre içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
5-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli Mahkemece hüküm altına alınmasına, açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde bu kararda değerlendirilmesine,
6-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/05/2021
Katip …
e-imza
Hakim …
¸e-imza