Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/285 E. 2022/33 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/285 Esas
KARAR NO : 2022/33
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ün tekstil alanında faaliyet gösteren … İth İhr Ltd Şti şirketinin sahibi olduğunu, aynı zamanda müvekkili olan firmanın, tekstil ürünlerinin ve mamullerin her türlü üretimi, dağıtımı ve bunların toptan ve perakende o pazarlanması konularında çalıştığını, davacının Türkiye piyasasında bir çok şirketle iş yaptığını, 2015 yılında daha önce de defalarca iş yaptığı ve aralarında güven ilişkisi oluşmuş olan davalı ile sözlü bir anlaşma yaptığını, bu anlaşma ile davalı firmanın yurt dışından iplik getirerek müvekkilinin de dokuyacak şekilde anlaştıklarını, bunun karşılığında davacının davalı firmaya birkaç senet ile 200.000 Dolar para verdiğini, söz konusu alışverişe davalının aynı dönem muhasebeciliğini yapan … isimli şahıs ile müvekkili ile birlikte çalışan … isimli şahsın şahit olduklarını, süreç bu şekikle devam ederken aynı yıl yaşanan Rus Ticaret Krizi ve Türkiye Rusya arasındaki iplerin iyice gerilmesi nedeniyle şüpheli şirket tarafından söz konusu ürünlerin Türkiye’ye getirilemediğini ve işin anlaşıldığı şekilde yapılamadığını, söz konusu durumu beklemeyen müvekkili ile davalı şirketin güven ilişkisine dayalı şekilde iş yapmaya devam etmesine rağmen, aradan yıllar geçtiği ve söz konusu iş anlaşıldığı şekilde yapılamadığından davacının davalı şirket sahibi … isimli şahıstan senetlerini geri istediğini ancak senetlerin verilmediğini, davalı şirket sahibinin bununla da kalmadığını, davacı aleyhine icra takibi başlattığını, taraflarınca haksız başlatılan söz konusu takibe itiraz iptaline ilişkin hukuki yollara başvurmadığını, öncelikle davacının üzerinden yıllar geçmesine rağmen parasını alamadığı ve 200.000 Dolar zarara uğradığı, tanık anlatımları ile sabit olacak davacının uğradığı zarar nedeni ile şimdilik 1.000 USD olan bilirkişi raporu doğrultusunda kur hesaplaması üzerine sonradan artırılacak olan (200.000 Dolar) maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi gereği usule uygun bir dava dilekçesinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığını, esas alınması gerekenin dava dilekçesi olduğu açık olduğundan şahsın tek başına mı yoksa şirketle birlikte mi davacı olduğu hususunun açıklatılması gerektiğini, dava şartı arabuluculuk başvurususunun usule uygun yapılmadığını, davacının neye istinaden nasıl bir alacaktan bahsettiği anlaşılamamakla birlikte herhangi bir hak kaybına uğranılmaması adına yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, bu kapsamda yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri değil, Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirket yetkililerini birçok defa tehdit ettiğini bu sebeple kendilerinden şikayetçi olunduğunu, davacı tarafı kendi aleyhlerine düzenlenen icra takibinden bahsederek dava açılmamış olması nedeniyle müvekkili şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğünü, davacı tarafın tanık dinletme taleplerine muvafakatlerinin bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı yana borcunun bulunmadığını bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile HMK madde 119, vd., yetkiye, husumete, dava şartı arabuluculuk başvurusuna ve zamanaşımına ilişkin itirazları başta olmak üzere esasa ilişkin itirazları da dikkate alınmak suretiyle haksız davanın reddi ile vekâlet ücreti ve dava masraflarının davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacak talebine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/ … Soruşturma dosyasının celp edildiği, yapılan incelenmesinde; …suçtan zarar gören sıfatıyla Müşteki … tarafından … aleyhine 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Muhalefet suçudan kamu davası açıldığı, bu dava dosyasında soruşturmanın tamamlanarak şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine mahkememizce … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/… Esas 2021/… Karar dosyasının celp edildiği, yapılan incelemesinde sanık … ve … aleyhine basit tehdit suçundan kamu davası açıldığı, Sanık …’ün beraat ettiği, sanık …’ın ise adli para cezası ile cezanlandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili; 17/01/2022 tarihli celsede müvekkili şirketin defterlerinde dava konusu alacağın kaydının bulunmadığını beyan etmiştir.
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı, taraflar arasında davalı firmanın iplik ithalatı ile dokuma imalatı konusunda sözlü olarak anlaşmaya varıldığını ve elden para verildiğini ileri sürmüş, davalı ise akti ilişkiyi ve teslim olgusunu red etmiştir.
Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, davadaki talep miktarı da dikkate alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından aynı Kanun’un 200/2. Maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakatı da bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz. ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin, 2016/371 E., 2017/493 K. sayılı 07/02/2017 tarihli ilamı). Davacı taraf kesin delil niteliğinde olan yemin deliline de dayanmamıştır.
Somut olayda, davalı tarafından dosya kapsamındaki istikrarlı beyanlar ile taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığı iddia edilmiş olup, ayrıca tanık dinlenilmesine de muvafakat etmediğinden davacı tarafından sözleşme ilişkisi kurulduğunu kesin deliller ile ispatlanması zorunludur. Davacı tarafından delil listesinde yemin deliline başvurulmamıştır. Dosya kapsamında davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen whatsapp konuşmaları sunulmamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının taraflar arasındaki akdi ilişkiyi geçerli delil ve belgelerle kanıtlayamadığı, davacı ticari defterine de alacak kaydının işlenmediği beyanıyla eser sözleşmesinin varlığının davacı tarafından yazılı belge ile kanıtlanamadığı, HMK 202. maddeye uygun davalının imzasının bulunduğu delil başlangıcı mahiyetinde bir delil de sunulamadığı, davalının tanık dinlenmesine muvafakatinin de bulunmadığı gözetilerek, kanıtlanamayan akdî ilişki nedeniyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No:2021/ … sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek ve davanın reddine karar verildiği de gözönüne alınarak davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç olan 141,75-TL’nin mahsup edilerek fazla yatırılan 61,05.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından işbu dava sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır