Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2021/789 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/234 Esas
KARAR NO : 2021/789
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müteveffa …’a kullanmış olduğu tüketici kredisine teminat amaçlı davalı tarafından hayat sigortası poliçesi tanzim edildiğini, müvekkili …’ın eşi ve diğer müvekkillerinin annesi olan müteveffa …’ın dava dışı … Bankası AŞ’nin Kapaklı/… şubesinden 17/09/2019 tarihinde … hesap numarası ile aylık %1,55 faiz oranı üzerinden 30.000,00-TL tüketici kredisi çektiğini, taksitler halinde olmak üzere toplam 50.403,90-TL olarak belirlendiğini, müteveffanın işbu krediye teminat olarak yine söz konusu bankada bulunan hesabına yatan maluliyet aylığını ve kefil olarak da eşi …’ı gösterdiğini, müteveffa …’ın 30/11/2019 tarihinde vefat etmiş olup davalı tarafından müteveffanın gerçek dışı sağlık beyanında bulunduğu ileri sürülerek hayat sigortası tazminatı hukuka aykırı olarak ödenmediğini ancak hayat sigortasının kapsadığı tazminatların davalı tarafından müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, davalı nezdindeki 14/… sertifika nolu “… Sigortası” sözleşmesinin rizikosunun gerçekleşmesi sebebiyle tazminat tutarı olan 20.000,00-TL’nin şimdlik 100,00-TL’sinin rizikonun gerçekleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak işbu sözleşmenin lehtarları olan yasal mirasçı sıfatlı müvekillerine ödenmesine, davalı nezdindeki 2131/… sertifika nolu “Azalan Teminatlı Kredi Hayat Sigortası” sözleşmesinin rizikosunun gerçekleşmesi sebebiyle tazminat tutarı olan 30.000,00-TL’nin şimdilik 100,00-TL’sinin rizikonun gerçekleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; lehtar olan dava dışı … Bankası A.Ş’ye bu bedeli ödeyerek lehtarın halefi konumunda olan müvekkili …’a ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı varislerin 2131/… nolu sigorta poliçesinin lehdarı olmadığından dava açma hakları bulunmadığını, sigortalının sigorta poliçesinin imzalanmasından evvel mevcut olan hastalığı konusunda bilgi vermeyerek, müvekkili şirkete gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından poliçenin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan bireysel kredilerle bağlantılı sigortalar uygulama esasları yönetmeliği ve bu yönetmeliğe bağlı mevzuata uygun olarak poliçe tanzim edildiğini, davalı şirket tarafından sigortalının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun tespiti üzerine, poliçe sebebiyle 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, davacıların 2131/… nolu poliçe yönünden işbu davadaki taleplerinin tam olarak anlaşılamadığını, davacılar tarafından “lehtar olan dava dışı … Bankası A.Ş’ye bu bedeli ödeyerek lehtarın halefi konumunda olan müvekkil …’a ödenmesine” denilmekle hem lehtar Bankaya hem de davacılardan …’a ödeme yapılması talebinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu ve Hayat Sigortası Genel Şartları C.2.2 maddesi uyarınca gerçeğe aykırı beyanda bulunan sigortalının vefatı nedeniyle tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamadığından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalı ile dava dışı … arasında akdedilen hayat sigortası poliçesi kapsamında vefat teminatının mirasçılara ödenmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından müteveffa …’a ait … Bankası A.Ş.’deki hesap bilgilerinin, hayat sigorta poliçeleri ve ilgili dokümanlar, sağlık raporları, reçete geçmişinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davacılar, davalı şirket ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.
Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.)
Davacılar murisinin tüketici olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketi ile muris arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunduğundan, davaya konu uyuşmazlık bakımından Tüketici Mahkemesi görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
-6100 Sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE,
-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
-6100 Sayılı HMK.’nun 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
-6100 Sayılı H.M.K.’ nun 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır