Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/154 E. 2022/69 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/154 Esas
KARAR NO : 2022/69
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … projesi olarak adlandırılan … Ada,1 parsel de mevcut dükkanlar için 24.01.2016 tarihinde düzenlenen müzayede ve ihale şartnamesi ile B 3 blok 169,49 m2 alanlı zemin kat 2 nolu dükkanı 418 KDV dahil olarak 1.490.000,00.-TL bedel ile satın aldığını, ihaleden sonra 26.02.2016 tarihinde davalı firma ile … cadde dükkanları işyeri Yapım ve Satış Vaadi sözleşmesinin imzaladığını, varılan mutabak neticesinde yürürlükte olan KDV oranı gereği %18 KDV dahil olarak 1.490.000,00 TL’ nin, 350.000,00 TL.si peşin, geriye kalanının da 3 ayda bir yapılan ödeme ile toplam 24 ayda ödendiğini, bu şekilde yapılacak ödemeler için vade farkı alınmayacağının beyan etmelerine rağmen tapu devriden önce 150.000,00 TL.faiz istendiğini, davalı tarafından düzenlenen protokole istinaden bu tutarında ödendiğini ve sonuç olarak dükkan için toplamda %18 KDV dahil 1.640.000,00.TL ödeme yapıldığını, davalı firmanın 06.11.2019 tarihinde davacıya düzenlemiş olduğu faturada KDV’nin %8 oranı ile 1.640.000,00 TL olarak gönderildiğini, davalı firmanın %18 KDV dahil olarak sattığı gayrimenkul bedelinin %10’luk bir indirimin müvekkiline iade etmediği gibi haksız olarak zenginleştiğini, Bakanlar Kurulu Kararı ve Cumhurbaşkanlığı Karanameleri ile %18 oranına tabii konutlar ve işyerleri için KDV indirimi öngörülmüş ve uygulanacak KDV oranı %8 düşürüldüğünü, 30.10.2018 tarihine kadar teslim edilen işyerlerinde, KDV oranı %18 değil % 8 olarak ödeneceğini, davadaki gayrimenkulün da müvekkiline 04.01.2018 tarihinde teslim edildiğini, %18 KDV dahil fiyatla satılan gayrimenkul bedelinden, davalıya KDV indirimin uygulaması talep edilmişse de herhangi bir indirimin uygulanmayacağının bildirildiğini, davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yanlar arasındaki sözleşmede uyuşmazlığın çözümü için tahkim yoluna başvurulacağının açıkça belirtildiğini, ihtilafın öncelikle hakem aracıyla çözümlenmesi gerektiğini, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin uyuşmazlığın çözümünde yetkili olması sebebiyle davanın usulden taraflar arasında akdedilen sözleşme, tarafların özgür iradesi ile yapılmış olup, sözleşmede KDV dahil olarak belirlendiğinden KDV yüzdesi sözleşme içerisinde belirtilmediğini, sözleşme kapsamında KDV değişikliğinin yansımasına ilişki bir hüküm bulunmadığını, sözleşmenin incelenmesinde satış bedelinin KDV dahil belirlenmiş olduğu, KDV oranında olası bir değişikliğin bedelinin ne şekilde yansıtılacağına dair bir hüküm bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede satış bedelinin KDV dahil olarak belirlenmesi nedeni ile KDV’ye ilişkin yükümlülüğünün müvekkili şirkete ait olması nedeni ile KDV üzerinde gerçekleşecek her türlü yükümlülük ve kazanımın müvekkil şirkete ait olduğunu, sözleşme kapsamında, satış bedeli ve vergi tutarını ayrı ayrı göstermeyen satıcının, o satıştan dolayı ödediği KDV’yi alıcı adına değil kendisi adına ödemiş olacağını belirterek, haksız ve dayanıksız açılan iş bu davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan İşyeri Yapım Ve Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında satışa konu olan işyeri için ödenen KDV bedelinin %18 oranından %8’e indirilmesi talebi ile aradaki farkın davalıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası ve tahkim itirazı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki dava dilekçesi ve ekleri, Arabuluculuk Son Tutanağı, … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası, 26.02.2016 tarihli … Cadde Dükkanları İşyeri Satış Vaadi Sözleşmesi, 01.11.2019 tarihli 150.000 TL TEFE/TÜFE farkı ödemesine ilişkin protokol, 06.11.2019 tarih ve … NOLU fatura sureti, … Naterliği’nin 23.12.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı- tebliğ şerhi, ödeme belgeleri, bilirkişi raporu ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
… İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalı … aleyhine 143.844,11.-TL tutarındaki toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67/1 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Ticaret Odası Başkanlığı cevabi yazısında, davacının 20.05.2004 tarihinde … sicil numarası ile … Esnaf Odası’na kayıt olduğu ve bu kaydını 05.06.2007 tarihinde kapattığı bildirilmiştir.
… Başkanlığı tarafından davacının gerçek ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
… Müdürlüğü’ne yazılan yazıya cevap verildiği, davacı …’in 2. Sınıf tüccar olduğunun bildirildiği ve son beyanı olan 2004 dönemi yıllık gelir vergisi beyannamesinin gönderildiği görülmüştür.
… Tapu Müdürlüğü’nce … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … Blok 169,49 m² alanlı zemin kat 2 nolu taşınmazın tapu kayıtları gönderilmiştir.
20/09/2021 tarihli celsede, davada tahkim ilk itirazının bulunduğu, usulüne uygun davet neticesinde sözleşmenin 11. maddesindeki tahkime ilişkin maddenin hakem heyetini tek yetkili olarak kararlaştırmadığı, mahkemede dava açma yetkisini de içerdiği anlaşılmakla davalının tahkim ilk itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, somut uyuşmazlıkta; davalı borçlular icra takibine itiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Aynı tarihli celsede davalının icra müdürlüğü ve mahkememiz yetki itirazının taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesi gereği reddine karar verilmiştir.
Yine 20/09/2021 tarihli celsede dosyanın Bağımsız Denetçi-Mali Müşavir bilirkişi ile Gayrimenkul Değerleme Uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınması cihetine gidilmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen 11/11/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç ve özetle; “Taraflar arasında düzenlenen İşyeri Yapım ve Satış Sözleşmesinde, Taşınmazın Peşin Satış Fiyatı (KDV Dahil ) ifadesiyle satıcının alıcıya karşı KDV yükünün kendisi tarafından üstlendiği böylece KDV’nin artış ve azalışlarda sadece davalıyı ilgilendirdiği ve bu şekilde bir taahhütte bulunarak risk altına girdiği, davacının ise KDV ile ilişiği kesilerek davalıya devredildiği, KDV’nin satış bedelinin içinde olduğu, davalının bu tutarın maliyeye ödemekle yükümlü olduğundan sebepsiz zenginleşme olayının bulunmadığı, KDV oranının düşmesi ile davacıya herhangi bir KDV’ye ait iade fark tutarının doğmadığı…” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, 01/12/2021 tarihli celsede bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içeren dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Uyuşmazlık, davalı satıcının KDV nedeniyle davacı alıcı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı … A.Ş. arasında düzenleme şeklinde … Cadde Dükkanları İşyeri Yapım ve Satış Vaadi sözleşmesi düzenlendiği, İstanbul ili, … ilçesi, … mahallesinde kain tapuda … ada, … parsel sayısında kayıtlı B3 Blokta, 2 numaralı Dükkan 133,35 metrekare brüt alana sahip dükkan niteliğindeki bağımsız bölümünün peşin satış bedelinin KDV dahil 1.490.000,00.-TL olduğu, dükkanın fiili teslim tarihinin 04/01/2018 olduğu ve bu satış vaadi sözleşmesinin Konut Teslim Tutanağı matbu bir tutanak olup, davacı … Çelik 04.01.2018 tarihinde imzalayarak teslim alındığı görülmüştür. Bu sözleşme neticesinde … A.Ş. tarafından davacı … adına düzenlenmiş, 06.11.2019 tarihli 1.640.000,00 TL’ lik fatura düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamalar neticesinde dava konusu somut uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye göre %18 KDV dahil olarak belirlenen 1.490.000,00.-TL bedel ile 1416 Ada 1 Parsel B3 Blok Zemin Kat 2 nolu dükkanı satın alındığı ve daha sonra taraflar arasında imzalanan 01.11.2019 tarihli TEFE/TÜFE farkı protokolün akdedilmesi ile toplamda %18 KDV dahil 1.640.000,00.- TL’nin ödenmesi neticesinde KDV’nin Bakanlar Kurulu Kararı ile %18 ‘den %8’e düşürülmesi nedeniyle % 10’luk indirimin iade edilmesi istemli başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkin olduğu saptanmıştır.
08.05.2018 tarihinde yayınlanan 2018/11750 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile geçici 3. Maddeye “işyerleri(bina ve /veya bağımsız bölüm şeklinde olanlar) ibaresi eklenerek KDV oranı %18 olan işyerlerinin 30.10.2018 tarihine kadar tesliminde %8 oranı uygulanması” hükme bağlanmış, 31.10.2018 tarih ve 287 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile de bu süre 31.12.2018 tarihine kadar uzatılmış ve en nihayetinde 30.12.2018 tarih ve 535 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile de 31.03.2019 tarihine kadar(bu tarih dahil) devam etmesi öngörülmüştür. Alınan bu karar ile alıcının KDV yükünü sözleşme ile satıcıya devretmesi ve KDV oranların düşmesi ile alıcının bir alacak hakkının doğması şüphesizdir.
Ancak taraflarca imzalanan sözleşmenin 3.1 maddesi ile; Taşınmazın peşin satış fiyatı “(KDV DAHİL)” ibaresinin yer aldığı görülmüştür. Bu hüküm içeriğine göre, sözleşme ile davacının KDV yükünü kaldırmış yük tamamen davalı tarafından üstlenmiştir. Böylece KDV ‘nin artış veya azalışlarda sadece davalıyı ilgilendirdiği ve böyle bir taahhütte bulunarak risk altına girdiği, davacının ise KDV ile ilişiği kesilerek davalıya devredildiği belirtilmiştir. Başka bir deyişle, “KDV dahil” ifadesiyle satıcı alıcıya karşı, KDV yükünün kendisi tarafından üstlenildiğini(veya KDV ‘nin satış bedelinin içinde olduğunu) bu fiyatın üzerine KDV ilavesi yapılmayacağını (veya alıcının bu rakamın dışında ilave bir ödeme yapmayacağını) taahhüt etmiş olmaktadır.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere; davacı tarafından talep edilen, KDV’nin Bakanlar Kurulu Kararı ile %18 ‘den %8’e düşürülmesi nedeniyle % 10’luk indirimin iade edilmesi istemli işbu uyuşmazlıkta, taraflar arasında düzenlenen İşyeri Yapım ve Satış Sözleşmesinde, Bakanlar Kurulunun 2018/11750 sayılı kararının 4.md.sinde 18/08/2018 tarihinden 31/10/2018 tarihine kadar işyerlerinde KDV’nin % 8’e düşürüldüğünü, taşınmazın tesliminin 04/01/2018 tarihinde yapıldığı, taşınmazın Peşin Satış Fiyatı (KDV Dahil) ifadesiyle satıcının alıcıya karşı KDV yükünün kendisi tarafından üstlendiği böylece KDV’nin artış ve azalışlarda sadece davalıyı ilgilendirdiği davacının ise KDV ile ilişiği kesilerek davalıya devredildiği, KDV’nin satış bedelinin içinde olduğu, davalının bu tutarın Maliyeye ödemekle yükümlü olduğundan sebepsiz zenginleşme olayının bulunmadığı, bu doğrultuda KDV oranının düşmesi ile davacıya herhangi bir KDV’ye ait iade fark tutarının doğmadığı kanaatine varılmış ve bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine, davalı yanın kötüniyet tazminat talebinin ise, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HUAK 18/A-(13) “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (…)” ve (14). Fıkrası: ” Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri gereğince arabuluculuk gideri olarak Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: 2021/… sayılı dosyasından arabulucu olarak atanan … ekte sunulan 1.320,00.-TL tarife bedeli üzerinden kesilen Serbest Meslek Makbuzu doğrultusunda ödeme yapıldığı tespit edilerek, davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla davacı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-DAVANIN REDDİNE,
Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Karar ve İlam Harcından, peşin harç olan 1.737,28.-TL’nin mahsup edilerek fazla yatırılan 1.656,58.-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- 17.615,19.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (… Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır