Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/146 E. 2023/567 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/146 Esas
KARAR NO : 2023/567
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021

Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… E. 2021/… K. Sayılı Dosyası
DAVA :Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisinin 2008-2014 yılları arasında tek satıcılık, sonrasında müvekkili şirketin tek satıcılık sıfatı olmayacak şekilde devam ettiğini, tek taraflı ve haksız fesih sonrasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 30/04/2020 tarihinde sonlandığını, 2020 yılının ilk aylarındaki süreç ve distribütörlük sözleşmelerinin yazılı şekil şartına tabi bulunmadığı gözetildiğinde müvekkili şirket ile davalı arasındaki distribütörlük sözleşmesinin daha önceki dönemlerdeki olduğu şekilde 2 yıllık şekilde uzatıldığının kabul edilmesi gerekirken yapılan feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafça yapılan tek taraflı fesih işleminin, sözleşmenin devam edeceği 2021 yılı Haziran ayına kadar kazanılacak lisans yenileme gelirlerinden mahrum kalınması sonucunda müvekkili şirket açısından maddi olarak zarara yol açıldığını, bu nedenle davanın kabulü ile müvekkili şirketin davalının ürünlerini Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde satış ve pazarlaması, satış sonrası hizmetlerinin ifasında edindiği müşteri çevresi için hak kazandığı şimdilik 100 EURO portföy tazminatının, 01/01/2014 tarihinden itibaren kamu bankalarınca 1 yıllık EURO mevduat hesabına uygulanacak en yüksek faiz orası uygulanarak aynen EURO olarak ve ödeme günündeki TCMB efektif EURO satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası üzerinden davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin uğradığı maddi zararların giderilmesi için şimdilik 100 EURO maddi tazminatın, aynen EURO olarak ve ödeme günündeki TCMB efektik EURO satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası üzerinden davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin yaşadığı itibar kaybı sebebiyle uğradığı manevi zararın giderilmesi için 20.000 EURO manevi tazminatın, aynen EURO olarak ve ödeme günündeki TCMB efektif EURO satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası üzerinden davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının 6 yıl boyunca tek satıcılık iddiasının davaya mesnet yaratma amacıyla ileri sürülen gerçek dışı bir iddia olduğunu, en son 01/07/2019 tarihinde çekinceler nedeniyle distribütörlük yetkisinin yenilenmediğini ve 17/12/2019 tarihinde de 4,5 ay önel verilerek fesih bildiriminin yapıldığını, davacıya verilen bir taahhüt veya yapılan bir sözleşmenin yokluğunda sona ermeye istinaden tazminat talep hakkının bulunmadığını, davacının distribütörlük yetkisinin güven sarsıcı olan ve suç sayılabilecek eylemleri dahil birçok haklı gerekçeyle sonlandırıldığından her koşulda tazminat hakkının olmadığını, davacının sürekli olarak ödemelerini geciktirdiğini ve uyarılara aldırış etmediğini, davacının sadece Türkiye’de sınırlı satış yetkisine rağmen ileri teknoloji müvekkili ürünlerini gizlice Irak, Lübnan gibi yasaklı ülkelere satışını yaptığını, davacının müvekkilinin 3sahepe markalı ürünlerini kendi marka/logolarıyla satarak marka ihlali yaptığını ve müvekkilinin ticari itibarını zedelediğinin tespit edildiğini, özel diş kliniklerine lisans dışı yasak satış yapıldığını, müşterilere yüksek paket satılıp, düşük daha ucuz paket yüklendiğini, … ‘in taahhüt ettiği satıl hedflerinin gerçekleştirilemediğini, … ‘in sattığı ürünlerin seri numaralarında oynamalar yapıldığını, davacının bir yıllığına aldığı yazımları 3-4 yıl olarak müşterilerine sattığını, davacının müşterilerini kaçak/crack yazılım kullanmaya teşvik ettiğini, davanın öncelikle zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğuyla reddini, aksi kanaatte davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, her koşulda haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın demo ürünler nedeniyle maddi tazminatın kısmen kabulü halinde ihtarnamelerde bu konuda davacıya devir için davet yapılığı dikkate alınarak abonelik bedelini ödemeyip bu davete icap etmeyen davacı lehine davanın açılmasına sebebiyet vermesi gerekçesiyle vekalet ücreti veya yargılama giderine hükmedilmemesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Davacı … (VN:…)’nin BA/BS formlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 06/10/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 23/09/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 10/09/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 24/08/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 18/08/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin bir suretinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… ‘na müzekkere yazılarak Davacı …’nin ticaret sicil kayıtlarının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak 2021/… soruşturma sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
13/09/2023 tarihinde Mali müşavir, ticaret hukuku, Ticaret Mev. Kay. Hesaplama uzmanı bilirkişiler vasıtası ile bilirkişi raporu alınmıştır.
GEREKÇE:
Asıl dava, … A/S’ye karşı açılan portföy tazminatı, mahrum kalınan kâr, yatırım zararı ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Birleşen … ATM’nin 2021/… Esas sayılı dosyası ise, …’ye karşı açılan aynı taleplere ilişkin davadır.
Uygulamada portföy tazminatı olarak bilinen denkleştirme istemi TTK md. 122’de, acentelik sözleşmesinin sona ermesinin sonuçları arasında düzenlenmiştir. Acentenin sözleşmenin sona ermesi sebebiyle denkleştirme tazminatı talep etmesinin bazı şartları bulunmaktadır. Bu şartlar Kanun’da “
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,” şeklinde sayılmıştır. Yine maddenin 3. fıkrasında müvekkilin haklı bir eylemi olmadan acentenin sözleşmeyi feshetmesi veya sözleşmenin müvekkil tarafından haklı sebeple feshedilmesi halinde denkleştirme tazminatı talep edilemeyeceği düzenlenmiştir. Tespit edilecek denkleştirme tazminatı acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Acente, denkleştirme tazminatından önceden vazgeçemez. Acentenin denkleştirme tazminatı talebini sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürmesi gerekir. Bir yıllık süre dava açılması bakımından hak düşürücü bir süredir.
Denkleştirme tazminatının şartları … BAM …. HD’nin 2020/… Esas ve 2022/… Karar sayılı ilamında “TTK’nın 122/1 ve 3. maddesine göre, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmesi veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi halleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi de aynı mahiyettedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez.” şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay …. HD’nin 2019/… Esas ve 2020/… Karar sayılı ilamında ise bu şartlar “Sigortacının acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaat elde etmesi, acentenin aracılık ettiği veya akdettiği sözleşmeler dolayısıyla acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da prim elde etmeye devam etmesini ifade eder. Sigortacı tarafından önemli menfaat elde edilip edilmediğinin tespitinde, sigorta acentesinin ahdettiği yeni ya da yeni sayılabilecek sigorta sözleşmelerinin sayısı yanında bu sözleşmeler dolayısıyla elde edilen prim miktarı da esas alınmalıdır; zira sigortacının önemli menfaat elde edip etmediği hususunda acentenin portföyünün ekonomik değeri de belirleyicidir. Acentenin portföyünün ekonomik değeri acentenin aracılık ettiği veya ahdettiği sigorta sözleşmeleri dolayısıyla tahsil edilen veya edilecek olan prim miktarına göre belirlenir.
Sigorta acentesi, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir. Bu koşul, somut durumun tüm özellikleri dikkate alınarak denkleştirme ödemesinin adil bir sonuç olup olmayacağının belirlenmesini ifade eder. Denkleştirme isteminin sınırları; sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar göz önüne alınıp çizilir. (Koç, Mehmet, Acentenin Denkleştirme İstemi, s. 90).” şeklinde açıklanmıştır.
Davacı taraf, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, ticari ilişkide iki şirketin tek şirket gibi hareket ettiğini iddia etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla beraber, ticari ve hukuki ilişkinin varlığı tarafların kabulündedir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafa tekel hakkı veren bir anlaşmanın bulunmadığı, bu sebeple TTK md. 122 kapsamında denkleştirme tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2’şer yıllık süreler ile uzatıldığı, son uzamanın 2017 yılında yapıldığı, 2019 yılında tekrar sözleşmenin uzatılması hususunda bir anlaşmanın bulunmadığı, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve böylece sözleşmenin belirsiz süreli sözleşmeye döndüğü anlaşılmıştır. Belirsiz süreli sözleşmelerin olağan fesih yoluyla taraflardan biri tarafından feshedilmesi mümkündür. Taraflar arasındaki sözleşme de davalı tarafından 17/12/2019 tarihli ihtar ile 01/04/2020 tarihinde feshedilmiştir. Davalı tarafından verilen ihbar önelinin makul olduğu, sözleşmenin olağan fesih yoluyla sona erdirildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Bu kapsamda sözleşmenin feshinde davalı tarafın kusuru bulunmadığından davacının mahrum kalınan kâr talebi yerinde değildir. Davacı kural olarak yatırım zararlarının karşılanmasını talep edebilir ise de; dosya kapsamında iddia edilen fuar, kongre, sempozyum ve eğitimlere ilişkin yapılan masraflara dair herhangi bir delil sunulmadığından bu yöndeki talebini ispat edememiştir. Demo cihaz bedellerine ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise, sözleşmenin feshedilmesine rağmen cihazların iade edilmemesi, cihazların halen davacı uhdesinde bulunması sebebiyle cihaz bedellerinin talep edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davacı taraf sözleşmenin feshi sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminatın niteliği konusunda doktrinde tatmin görüşü hâkimdir. Bu görüşe göre manevi tazminat, zararın telafi edilmesini veya zarar verenin cezalandırılmasını değil, zarar görende, uğramış olduğu manevi zararı, acı ve üzüntülerini dindirecek veya hiç olmazsa hafifletip azaltacak bir tatmin fonksiyonu görmektedir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre manevi tazminat miktarının belirlenmesinde paranın değeri gözetilmeli; zarar gören açısından zenginleşmeye sebep olmayacak, aynı zamanda da sadaka vasfında bir tazminat miktarı belirlenmemelidir. Bunun yanında diğer tarafın da ekonomik olarak mahvına sebep olunmaması gerekir. Tüzel kişilerin de uğradıkları zararlar sebebiyle manevi tazminat talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmektedir. Somut olayda davalının sözleşmeyi olağan fesih yoluyla feshetmesi ve davalının herhangi bir haksız fiilinin bulunmaması sebebiyle fesih sebebiyle davacının manevi zararının doğmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda açıklanan sebeplerle hem asıl dava hem da birleşen dava yönünden davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
1-Davanın asıl davanın ve birleşen davanın REDDİNE,
Mahkememizin 2021/146 esas sayılı dosyası yönünden ;
1-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 2.832,74-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden;
a) Maddi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle M.B. Efektif satış kuru esas alınarak A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.759,64 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b) Manevi tazminat yönünden; A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen; toplam 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Fazla yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının dosya kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… esas sayılı dosyası yönünden;
1-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.173,77-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden;
a) Maddi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle M.B. Efektif satış kuru esas alınarak A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.759,64 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
b) Manevi tazminat yönünden; A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen; 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 47,60-TL yargılama ücreti olmak üzere toplam 1.547,60-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu ( … Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır