Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/125 E. 2023/669 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/125 Esas
KARAR NO : 2023/669
DAVA : Genel kredi sözleşmesinden doğan alacak
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın … Şubesi ile dava dışı … İnşaat Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi firması arasında imzalanan Kredi Çerçeve Sözleşmeleri’ne müsteniden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmeyi müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi şartlarına uyulmaması, borcun ödenmemesi üzerine; davalılara … Noterliği’nin 10.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağının ödenmesinin ihtar edildiğini fakat borcun ödenmediğini, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine 21.02.2019 tarihinde 2.553.375,73-TL üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itiraz dilekçelerinde, takip konusu borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz ederek itirazları doğrultusunda takibin durdurulmasını talep ettiklerini, davalıların itirazlarının haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olduğunu, icraya ve davaya konu sözleşmede taraflar arası uyuşmazlıkta İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili kılındığını, davacı banka tarafından talep edilen temerrüt faizi oranının usul ve yasalara uygun olduğunu, davalıların temerrüt faiz oranının fahiş olduğu iddialarının her türlü dayanaktan yoksun olduğunu, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalıların, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının tamamından ve temerrüdün hukuki sonuçlarından sorumlu olduklarını beyan ederek davalı borçluların, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu borca ve faiz tutarına ilişkin tüm itirazlarının iptaline, takibin … yönünden, …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür etmemek üzere takibe konu edilen taşınmazların kıymet takdiri raporunda tespit edilen toplam değerlerinin mahsubu neticesinde bakiye 603.375,73-TL ve iş bu takipte asıl alacağa işleyecek faiz üzerinden takibin devamına, diğer davalı … Ltd. Şti. yönünden itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla aynen devamına, davalıların, itiraz olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine ve davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuka uygun olarak ikame edilmediğini, yetki ve göreve itiraz ettiklerini, zamanaşımı itirazları olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından davalılara ait olduğu iddia edilen tüm genel kredi sözleşmelerinin eksiksiz olarak sunulanamadığını, iddia olunan sari kredi planı, ödeme tablosu vs tüm delillerin sunulamadığını, davalı şirketin borçlandığını gösteren tabloların dayanaksız olduğunu, sözleşmenin kefalet koşullarını taşımadığını, borç doğum tarihleri ile kefalet başlangıç tarihleri arasında uyumsuzluklar olduğunu, bunun kefalet sözleşmesini geçersiz kıldığını, davalılara genel kredi sözleşmesi uyarınca takip öncesi gönderilmesi gereken hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, davalı … açısından, kefilin sorumluluğunun, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlı olduğunu, bu sorumluluğun belirlenebilmesi için her şeyden önce borçlunun sorumlu olduğu borç miktarı ile kefilin temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin saptanması gerektiğini, hesabın kat edilip bu hususun usulüne uygun bir şekilde borçluya bildirilmesinden sonra muacceliyet iddiasının ileri sürülebileceğini ve temerrüt faizi işlemeye başlayacağını, davayı konu olayda ise davacı bankanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeksizin haksız ve hukuka aykırı olarak doğrudan işbu davayı ikame ettiğini, davaya konu Kredi Çerçeve Sözleşmesinin davalılar aleyhine olan hükümlerinin hiç yazılmamış sayılması gerektiğini, davalılara hükümlerin okutulmadığını, hiçbir bilgi verilmediğini, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlanmadığını, sözleşmedeki faiz oranlarının fahiş olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının alacak iddiasının likit alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek; davanın esastan reddine, haksız ve mesnetsiz bir şekilde icra takibi başlatan davacı yan aleyhine, İİK md 67 gereği takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının dosyamız arasında olduğu, icra dosyasının incelenmesinde; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… D. İş 2019/… Karar sayılı 15/02/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı ile alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular … ve … Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine 2.285.300,70-TL asıl alacak ve 268.075,03-TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 2.553.375,73-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular vekilince icra takibine itiraz edildiği ve takibin durdurulmuş olduğu görülmüştür.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının fotokopisinin dosyamız arasında olduğu, icra dosyasının incelenmesinde alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 2.315.764,58-TL asıl alacak ve 261.092,69-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.576.857,27-TL alacak üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, paraya çevrilmesi talep edilen ipoteklerin; …’nın maliki olduğu İstanbul, … Mah. … ada, 1 parsel sayılı betonarme 10 blok apartman, 2 blok işyeri, okul, sosyal tesis, otopark, konut nitelikli ana taşınmazdaki … arsa paylı A7 Blok, 21.kat 85 nolu bağımsız bölüm üzerinde tesis edilen 28.09.2016 tarihli 1.derece 1.700.000.-TL ve aynı yer … ada, 4 parsel sayılı sosyal tesisi olan ve çarşı binası olan 9 bloktan oluşan B.A.K. bina ve arsası nitelikli ana taşınmazdaki … arsa paylı … Blok, 4.normal kat 20 nolu bağımsız bölüm üzerinde tesis edilmiş 1.derece 2.000.000. TL ipotekler olduğu, yaptırılan kıymet takdiri sonucu (85) nolu bağımsız bölüme 1.300.000.-TL, (20) nolu bağımsız bölüme de 650.000 TL kıymet takdir edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde davacı banka tarafından davalılara gönderilen … Noterliği’nin 10/12/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin fotokopisini, davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında imzalanan Kredi Çerçeve Sözleşmesi’nin fotokopisini, davalıların kefalet sözleşmesinin fotokopisini ve arabuluculuk son tutanağının bir suretini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 01/07/2021 tarihli celsesinin 3 numaralı ara kararı uyarınca bankacı bilirkişi … … tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup alınan bilirkişinin 15/09/2021 tarihli raporunda sonuç olarak;
“1-Davacı / alacaklı banka ile dava dışı kredi lehtarı … Ltd. Şti. firmasına arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeyi davalı / kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı / kefiller aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı / Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 2.449.622,31 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin kendi temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olarak (çünkü, takip tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüşlerdir. de ondan) borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebiliceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m’nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği aşikardır)
Takip tarihinden sonra yapılan ödemeler nazara alınarak, hem takip ve hem de dava tarihi itibariyle seçecekli olarak yapılan hesaplama sonuçları aşağıda (a) ve (b) bentleri altında arz edilmiştir.
3.A-) Davacı Bankanın Takip Tarihi İtibariyle Alacakları:
a) Nakdi krediler yönünden
Alacak kalemleri
Talep edilen
Hesap edilen
Talep gereken
Asıl alacak
2.285.300,70
2.266.219,47
2.266.219,47
İşlemiş faiz
268.075,03
183.402.84
183.402,84
TOPLAM ALACAK
2.553.375,73
2.449.622,31
2.449.622,31
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 103.753,42 TL (2.553.375,73 — 2.449 622,31=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.266.219,47 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b) Davalı kefil … yönünden ….İcra Md. 2019/… E. Sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla 1.950.000,00 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği, bu borçlu bakımından bakiye 499.622,31 TL (2.449,622,31-1.950.0005) üzerinden takibe devam edilebilineceği,
c)Gayrinaki Çek Taahhüt Bedelinin Depo Edilmesi Yönünden
-Dava dışı kredi lehtarı (asıl borçlu) bakımından: Dava dışı kredi lehtarı firmasının gayrinakdi çek taahhüt bedeli 63.090,00 TL’nı faiz getirmeyen bir hesapta depo etmesi gerektiği malumdur.
-Davalı kefiller bakımından: Davalı kefillerin, sözleşme içeriğinde gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduklarını gösteren-düzenleyen açık bir madde hükmüne rastlanılamamıştır. Bu nedenle davalı/kefillerin gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisinin (63.090,00 TL) depo edilmesinden sorumlu olup olmadıkları savın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
3.B-) Davacı Bankanın Dava Tarihi İtibariyle Alacakları:
Alacak kalemleri
Hesap Edilen
Asıl alacak
2.274.649,47
İşlemiş faiz
2.116.919,36
TOPLAM ALACAK
4.391.568,83
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; dava tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.274.649,47 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davalılar vekilinin 16/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesini, davacı vekilinin 29/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini sunmuş oldukları anlaşıldı.
Mahkememizin 09/12/2021 tarihli celsesinin 1 numaralı ara kararı ile davacı vekilince harca esas değerinin açıkça gösterilmediği, 30.383,40 TL peşin harç yatırıldığı, mahkememizce ters oran üzerinden yapılan hesaplamada dava değerinin 1.805.791,24 TL olarak gösterildiği anlaşılmakla davacı vekiline takip talebi ile dava değeri arasındaki farkı açıklamak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin 16/12/2021 tarihli dilekçesi ile iş bu davanın takip çıkışı olan 2.553.375,73-TL üzerinden açıldığını, UYAP sistemi üzerinden dava açılırken …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasına yatırılan 12.766,88-TL peşin harç düşülerek kalan 30.838,40-TL peşin harcın mahkememiz dosyasına yatırıldığını beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 30/12/2021 tarihli ara kararı ile taraf vekillerinin itirazları uyarınca bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 09/02/2022 tarihli ek raporunda sonuç olarak;
“Tarafların beyan ve itirazları yukarıda tek tek irdelenmiştir. Kök raporda revizyon yapılmasını gerekli kılan yeni bir delilde sunulmuş değildir. Mevcut delil durumuna göre kök raporda herhangi bir revizyon yapılamamıştır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin 22/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini sunmuş olduğu görüldü.
Mahkememizin 31/03/2022 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı ile …. İcra Müdürlüğü’nün dosyası ile dosyada yapılan tahsilatları ile davacı vekilinin dava dilekçesi kapsamı, davalıların itirazları değerlendirilmek üzere bilirkişiden ek rapor aldırılmasına, ayrıca bilirkişi heyetine emekli İcra Müdürü … ‘ın atanmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 27/09/2022 tarihli raporunda sonuç olarak;
“1) Sayın Mahkemeye sunulan 14.09.2021 tarihli kök raporda …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasındaki takip tarihi 21.02.2019 olarak alınmış ise de tarafımdan icra dosyası üzerinde yapılan incelemede takip talebi üzerinde icra müdürünün görüldü kaşesindeki tarihin 27.02.2019 olduğu belirlenmiş, her ne kadar takip dosyasında yoksa da davacı banka vekilinin harç ikmali için sunduğu 16.12.2021 tarihli dilekçesi ekindeki … Seri, … Sıra, … Özel nolu Sayman Mutemedi Alındısından 44,40 TL başvurma harcı, 12.766,88 TL peşin harç ve 6,40 TL vekalet suret harcının 27.02.2019 tarihinde alındığı görülmüş, icra müdi ile yapılan görüşmede 21.02.2019 tarihinin ihtiyati haciz kararının icra müdürlüğüne ibraz tarihi olduğu, esas takibe geçiş tarihinin ise 27.02.2019 olduğu beyan edilmiş olmakla kök raporda alınan 21.02.2019 takip tarihinin hatalı olduğu tespit edilmiştir.
2) Davacı/alacaklı banka tarafından …. İcra Dairesinin 2019/… E. sayılı dosyasından 27.02.2019 tarihinde genel haciz yoluyla yapılan takipte borçluların ismi … ve … LTD. ŞTİ. olarak gösterilmiş, takip dosyasında … vekilinin borca itiraz dilekçesi yer almasına rağmen diğer borçlu ……Ltd. Şti’ne ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası ve adı geçenin icra tutanağına geçirilmiş itiraz beyanına ya da icra dosyasına sunulmuş itiraz dilekçesine rastlanmamıştır. Sayın Mahkemece yapılacak inceleme ve araştırma sonucu borçlu … Ltd. Şti.’nin örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süresinde takibe/borca itiraz ettiğinin belgelendirilmemesi halinde davacı/alacaklının adı geçen borçlu hakkında dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı Sayın Mahkemenin takdirindedir.
3) Dava dışı kredi borçlusu … Ltd. Şti.’ne verilen çek yapraklarından bankaya iade edilmediği tespit edilen 31 adet çek yaprağından kaynaklanan 63.090,00 TL gayri nakdi alacaktan kefillerin sorumlu olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere; heyetimiz üyesi … …’in banka kayıtları üzerinde yaptığı inceleme sonucu doğruluğu saptanan hesap kat tarihindeki 2.247.019,47 TL alacağa hesap kat tarihi ile takip tarihi arasındaki 07.12.2018 tarihinde 9 adet, 10.01.2019, 14.01.2019, 25.01.2019 tarihlerinde birer adet olmak üzere 12 adet çekin tazmin edildiği belirlenmekle (1.600×12) =19.200,00 TL çek tazmin bedeli ilave edildiğinde takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek asıl alacağın (2.247.019,47 + 19.200,00) = 2.266.219,47 TL olduğu belirlenmiştir.
4) Hesap kat tarihindeki 2.247.019,47 TL nakdi alacağa, hesap kat tarihinden sonra tazmin edilen çek tazmin bedelleri de tazmin tarihi itibarıyla borca ilave edilmek ve hesap kat tarihi ile takip tarihi arasındaki dönemde ödendiği belirlenen kısmi ödemeler TBK m. 100 gereği öncelikle işlemiş faizlerden düşülmek suretiyle hesap kat tarihinden 27.02.2019 takip tarihine kadar %38’den akdi faiz hesaplandığında takip tarihi itibarıyla toplam 198.321,38 TL akdi faiz işlediği belirlenmiştir. Buna göre takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek alacağın 2.266.219,47 TL asıl alacak ve 198.321,38 TL işlemiş faiz olmak üzere 2.464.540,85 TL olduğu belirlenmiş, bu miktardan hesap kat tarihi ile takip tarihi arasında ödenen toplam 3.051,09 TL kısmi ödemeler düşüldüğünde takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek bakiye alacağın 2.461.489,76 TL olduğu tespit edilmiştir. …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, davalılardan …’nın bu borca karşılık alacaklı banka lehine tesis ettiği 2 adet ipotekli taşınmazına takdir edilen 1.950.00,00 TL kıymet takdiri kesinleşmiş olmakla adı geçenin, takip tarihi itibarıyla 2.461.489,76 TL olarak belirlenen alacaktaki bakiye sorumluluğunun 511.489,76 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
5) Takipten sonra huzurdaki davanın açılmasından önce ödenen toplam 707.120,39 TL tutarındaki kısmi ödemeler 6098 sayılı TBK. m. 100. gereği öncelikle takip giderleri ve işlemiş faizlerden düşülerek yapılan hesaplama sonucu ise 21.02.2021 dava tarihindeki alacak miktarı 4.584.338,67 TL olarak belirlenmiş ise de davalıların kefaleti 3.000.000.-TL ile sınırlı olduğundan takdiri Mahkemenize ait olmak üzere bakiye alacağın kefalet limitini geçemeyeceği kanaatine varılmıştır.
6) Sayın Mahkemeye sunulan 14.09.2021 tarihli kök rapor ile bu rapor arasındaki miktar farklılıklarının yukarıda tafsilatlı olarak arz edildiği üzere, gerçekte 27.02.2019 olan takip tarihinin kök raporda zuhulen 21.02.2019 olarak kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmasından kaynaklandığı belirlenmiştir.
7) Tarafımıza teslim edilen mahkeme dosyası arasında fiziken yer alan …. İcra Müdürlüğünün2019/… E. sayılı takip dosyasında ise herhangi bir ödeme kaydına rastlanmamıştır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin 06/02/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini sunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak 2019/… Esas sayılı dosyasından borçlu …’ne çıkartılan ödeme emrinin bila tebliğ olması nedeniyle alacaklı vekilinin 19/11/2020 tarihli dilekçesi ile borçlu …’nin bildirilen adresine yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılmasını talep etmesi üzerine çıkarılan tebliğ mazbatasının fiziki dosyada bulunmadığından tebliğe ilişkin tüm belgelerin mahkememiz dosyasına gönderilmesinin istenildiği, …. İcra Müdürlüğü’nün 29/03/2023 tarihli yazı cevabında alacaklı vekilinin 19/11/2020 tarihli talebine ilişkin işlemin yapıldığına dair herhangi bir ödeme emri tebligat zarfının hazırlanmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 02/03/2023 tarihli celsesinin 2 numaralı ara kararı uyarınca davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 12/08/2023 tarihli raporunda sonuç olarak;
“Sayın Mahkemeye sunduğumuz 27.09.2022 tarihli rapora davacı vekilinin vaki itirazları incelenmiş olup; öne sürülen itirazların hukuki değerlendirme gerektirdiği kanaatine varılmıştır. Sayın Mahkemenizce sunduğumuz kök raporda belirtilenden farklı bir temerrüt tarihi belirlenerek tarafımıza görev verilmesi halinde yeniden hesaplama yapılacaktır.” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin 25/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesini sunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz edilmiş ise de; icraya ve davaya konu sözleşmede (kredi çerçeve sözleşmesinin 5.2. maddesi) taraflar arası uyuşmazlıkta İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmakla yapılan itirazların ayrı ayrı redlerine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; sözleşmenin kurulmasından itibaren TBK 598/3 maddesi uyarınca 10 yıllık sürenin dolmamış olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava, kredi ve kefalet sözleşmesi nedeniyle kefiller aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazların iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; Taraflar arasında Kredi ve kefalet sözleşmesinin usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, kefaletin geçerli olup olmadığı, davalıların takip tarihi itibari ile davacı tarafa borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, asıl alacak ve ferileri yönünden itirazın iptali ve takibin devamı şartlarını oluşup oluşmadığı ile icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf iddiaları, celp edilen dosyalar, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriği birlikte incelenip değerlendirildiğinde,
Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında 3.000.000,00-TL limitli Kredi Çerçeve Sözleşmesi akdedildiği, davalılar … ve …’nin sözleşmeyi 3.000.000,00-TL kefalet limiti tahtında müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları anlaşılmıştır.
Kefaletin şartlarını düzenleyen TBK 583. maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” hükmü, TBK 584. maddesinde ise; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. (Ek fıkra: 28/3/2013-6455/77 md.) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükmü amirdir.
Kefil ile alacaklı arasındaki ilişkinin sorumluluğun kapsamı ise TBK 589 maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili maddede “Kefil, her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azamî miktara kadar sorumludur. Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa kefil, belirtilen azamî miktarla sınırlı olmak üzere, aşağıdakilerden sorumludur: 1. Asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçları. 2. Alacaklının, kefile, onun borcu ödeyerek yapılmalarını önleyebileceği uygun bir zaman önce bildirmesi koşuluyla, borçluya karşı yönelttiği takip ve davaların masrafları ile gerektiğinde rehinlerin kefile tesliminin ve rehin haklarının devrinin sebep olduğu masraflar. 3. İşlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait akdî faizler ile gerektiğinde tahvil karşılığında ödünç verilen anaparanın işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait faizleri. Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumludur. Kefilin, asıl borç ilişkisinin hükümsüz hâle gelmesinin sebep olduğu zarardan ve ceza koşulundan sorumlu olacağına ilişkin anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür” hükmü amirdir.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat kapsamında kefaletlerin geçerliliği açısından yapılan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin yasal değişiklik tarihi 28.03.2013 ‘den sonra 02.04.2018 tarihinde akdedildiği, davalı kefil …’ nın şirket ortağı ve yöneticisi olduğu bu haliyle bankaca eş muvafakati beyanına ihtiyaç duyulmadığı, dava dosyası içeriğinde bulunan … Noterliği’ nin 03.03.2021 tarihli vekaletnamesine göre davalı kefil …’nın davalı kredi lehtarı şirketin yetkilisi olduğu, sözleşmelerde kefalet limitinin açıkça gösterildiği, bu durumda Genel Kredi sözleşmesinde TBK.’nun 582. ve 583. (mülga:BK 484 ve485.m) öngörülen Muayyen bir limit şartının gerçekleşmesinin yanında TBK’nun 583 maddesinde öngörülen diğer şekli yasal şartların da gerçekleşmesi nedeniyle, geçerli bir kefalet akdinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Davalılara keşide edilen kat ihtarının incelenmesinde; Davacı bankanın sözleşmenin 4/1. m. hükmü uyarınca; … .Noterliği aracılığı ile 10.12.2018 tarihinde … yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiği, keşide edilen ihtarname ile hesap kesim tarihi 06.12.2018 itibariyle 2.247.019,47 TL nakdi kredinin (1) gün içinde %57 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesinin, ayrıca 76.800,00 TL gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinin, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin dava dışı kredi lehtarı … San. ve Tic. Ltd.Şti’ ne muhatabın gösterilen adresinde taşındığı ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 12.12.2018 tarihinde iade edildiği, davalı kefil … Ltd.Şti açısından ihtarnamenin muhatabın gösterilen adresinde taşındığı ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 12.12.2018 tarihinde iade edildiği, davalı kefil … açısından ihtarnamenin muhatabın gösterilen adresinde taşındığı ve yeni adresi de bilinemediği için tebligatın çıkış merciine 12.12.2018 tarihinde iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı kefiller bakımından geçerli bir tebligattan söz edilemeyeceği, TTK’nun 7. Maddesi göz önüne alınarak usuülüne uygun olarak tebliğ edilememiş olan hesap kat ihtarından dolayı davalı kefillerin temerrüdünden söz edilemeyeceği, davalı kefillerin takip tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi kök ve ek raporları birlikte incelenip değerlendirildiğinde, mahkememizce bankacı bilirkişide aldırılan 15.09.2021 tarihli kök rapor sonuçlarına göre; davalı kefillerin kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 2.449.622,31 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefillerin kendi temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limiti ile sınırlı olarak borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları, – Nakdi krediler yönünden; fazlaya ilişkin 103.753,42 TL reddi durumunda takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.266.219,47 TL tamamen ödeninceye kadar tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi ile birlikte istenebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 31.03.2022 tarihli ara kararı ile “…. İcra Müdürlüğü’ nün dosyası ile dosyada yapılan tahsilatları ile davacı vekilinin dava dilekçesi kapsamı, davalıların itirazları değerlendirilmek üzere bilirkişi … …’den ek rapor aldırılmasına, ayrıca bilirkişi heyetine emekli icra müdürü … …’ın atanmasına…” şeklinde karar alınarak ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, alanında uzman bilirkişi heyetince hazırlanan 27.09.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporuna mahkememizce itibar olunduğu, buna göre bilirkişi … …’in sunduğu kök rapor ekinde bulunan ve ekte bir örneği sunulan davacı/alacaklı bankanın ıslak imzalı Müşteri Temerrüt Bilgileri başlıklı 06.12.2018 – 27.07.2021 tarihleri arasını kapsayan hesap özetinde dava dışı kredi borçlusu … Ltd. Şti. ‘ nin banka nezdindeki … müşteri nolu hesabına kat tarihinden takip tarihine kadar 3.051,09 TL, takip tarihinden huzurdaki davanın açıldığı 25.02.2021 tarihine kadar da 707.120,39 TL olmak üzere toplam 710.171,48 TL ödendiğinin belirlendiği, bankacı bilirkişi … … tarafından banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu doğruluğu saptanan hesap kat tarihindeki 2.247.019,47 TL tutarındaki nakdi alacağa 06.12.2018 hesap kat tarihinden sonra 07.12.2018 tarihinde 9 adet, 10.01.2019 tarihinde 1 adet, 14.01.2019 tarihinde 1 adet, 25.01.2019 tarihinde 1 adet olmak üzere 12 adet çekin tazmin edildiği belirlenmekle (1.600×12)= 19.200 TL çek tazmin bedelleri de tazmin tarihleri itibarıyla borca ilave edilmek ve hesap kat tarihi ile takip tarihi arasındaki dönemde ödendiği belirlenen kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faizlerden düşülmek suretiyle hesap kat tarihinden 27.02.2019 takip tarihine kadar %38’den akdi faiz hesaplandığında takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek alacak miktarının 2.461.489,76 TL olduğunun belirlendiği, kök rapor ile bu rapor arasındaki farkın ise kök raporda takip tarihinin 21.02.2019 olarak alınmasından kaynaklandığı anlaşılmış olup icra müdürlüğünden takip tarihinin 27.02.2019 olduğunun teyid edildiği, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyasından yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, davalılardan …’nın bu borca karşılık alacaklı banka lehine tesis ettiği 2 adet ipotekli taşınmazına takdir edilen 1.950.00,00 TL kıymet takdiri kesinleşmiş olmakla adı geçenin takip tarihi itibarıyla 2.461.489,76 TL olarak belirlenen alacaktaki bakiye sorumluluğunun 511.489,76 TL olduğu belirlenmiştir. Hesap kat tarihindeki 2.247.019,47 TL alacağa hesap kat tarihi ile takip tarihi arasındaki 07.12.2018 tarihinde 9 adet, 10.01.2019, 14.01.2019, 25.01.2019 tarihlerinde birer adet olmak üzere 12 adet çekin tazmin edildiği belirlenmekle (1.600×12) =19.200,00 TL çek tazmin bedeli ilave edildiğinde takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek asıl alacağın (2.247.019,47 – 19.200,00) = 2.266.219,47 TL olduğu da belirlenerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesi yönünden; sözleşme içeriğinde gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden davalı kefillerin sorumlu olduklarını gösteren açık bir madde bulunmaması nedeniyle 63.090,00TL’ nin depo edilmesinden sorumlu olmadıkları kanaatine varılmıştır.
… İcra Dairesi’ nin 2019/… E. sayılı takip dosyasında borçlu ……Ltd. Şti’ne ödeme emri tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası yer almasa da adı geçen borçlu tarafından icra dosyasına sunulmuş itiraz dilekçesi mahkememizce fiziki dosya aslı üzerinde yapılan incelemede de görülmekle davacının adı geçen borçlu hakkında dava açmakta hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçeye istinaden;
Davacının Davasının Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi İle;
… İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
1-… açısından;
a) 2.266.219,47-TL asıl alacak
195.207,29.-TL temerrüt faizi
+____________________
Toplam 2.461.426,76.-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Asıl alacak 2.266.219,47-TL’ye icra takip tarihinden itibaren yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider faizi yürütülmesine,
c)Asıl alacağın %20’si olan 453.243.89.-TL icra inkar tazminatının adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı Kefil … yönünden;
a) İcra takibinin 511.489,76.-TL asıl yönünden devamına, kabul edilen bu asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider faizi yürütülmesine,
b)Asıl alacağın %20’si olan 102.297.95.-TL icra inkar tazminatının adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Depo talebinin her iki davalı yönünden reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 168.140,06-TL karar harcının peşin yatırılan 30.838,40-TL’nin mahsubu ile eksik yatırılan 137.301,66‬-TL’nin davalılardan alınarak hazineye irad kaydına, (Davalı …’nin tamamından, davalı …’nın 34.939,87-TL’sinden sorumlu olması kaydı ile)
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 8.500,00-TL bilirkişi ücreti, 219,25-TL posta gideri, 59,30-TL başvurma harcı ve 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam olmak üzere toplam 8.787,05-TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 8.470,71-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, (Davalı …’nin 8.470,71-TL’sinden, davalı …’nın 7.448,78-TL’sinden sorumlu olması kaydı ile)
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul olunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 261.071,34-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalı …’nin tamamından, davalı …’nın 77.608,57-TL’sinden sorumlu olması kaydı ile)
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak sarf kararı düzenlenmediği görülmekle; Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 2021 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.272,48-TL lik kısmının davalılardan (Davalı …’nin tamamından, davalı …’nın 1.118,96-TL’sinden sorumlu olması kaydı ile) alınarak hazineye irad kaydına, kalan 47,52-TL lik kısmın ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır